İçeriğe geç

Defterler 1 Kitap Alıntıları – Albert Camus

Albert Camus kitaplarından Defterler 1 kitap alıntıları sizlerle…

Defterler 1 Kitap Alıntıları

Şu anda bir ahlak kitabı yazacak olsaydım,
doksan dokuz sayfası bembeyaz, yüz sayfalık bir kitap olurdu.
Son sayfaya:
Bildiğim tek bir görev var, o da sevme görevidir," yazardım.
Yüreğimdeki yarayı iyileştiremiyorum.
iki boş şey: Kişi yaşamını seçemez, ama onu zenginleştirir.
Yaşam kısadır ve zaman yitirmek günahtır. Bütün gün boyunca zaman yitiriyorum ve ötekiler çok çalışkan olduğumu söylüyorlar. Bugün mola verdim ve kalbim başını alıp kendisiyle tanışmaya gidiyor.
Tuhaf:

Yalnız kalmayı becerememek.
Yalnız kalmamayı da becerememek.

İnsan ikisini de kabulleniyor.

Geriye en güzel intiharı seçmek kalır:
Evlilik+40 iş saati ya da tabanca…"
Gençken, insanlardan verebileceklerinden fazlasını isterdim: Sürekli bir dostluk, kesintisiz bir coşku.
Şimdi, verebileceklerinden daha azını istemesini biliyorum: Yorumsuz bir arkadaşlık. Ve coşkuları, dostlukları, soylu davranışları, benim gözümde tüm mucizevi değerini koruyor: iyiliğin sarsılmaz etkisi.
.
Anlam bul.

Melankoliyi üzüntüden ayırt edin.

Yürüyüşe çıkmak…

Parkta romantik bir yürüyüş, en muhteşem anında bahar, çiçekler ve kokular ve sizi başka bir dünyaya sorunsuzca aktaran olağanüstü şiirsel görüntüler olmak zorunda değil.

Bu, birden fazla yaşam aydınlığına sahip olacağınız ve başka hiçbir beynin karşılaşmayı başaramadığı anlamları keşfedeceğiniz bir yürüyüş olmak zorunda değil.

İnsanlar en masum şeylere varıncaya kadar her şeyi suça dönüştürürler." (Molière, Tartuffe’ün önsözü.)
Uğruna yaşadığımız tüm dünya nimetleri, bize yaşam, zenginlik, ün, onur, iktidar sağlayan tüm zevkler, ölüm tarafından elimizden alınıyorsa, bu nimetlerin hiçbir anlamı yok. Yaşam sonsuz değilse, yalnızca saçmadır, yaşama zahmetine değmez ve en kısa sürede intihar aracılığıyla yaşamdan kurtulmak gerekir." (İtiraflar.)
Oh! no, there is not the end; the end is death and madness."

"Oh! hayır, bir son yok; son ölüm ve deliliktir."

Özgürlüğünü kötü kullandığı bahanesiyle bir halkın özgürlüğünü elinden almak her zaman büyük bir suçtur." (Tocqueville.)
Bir kalp, neyle yönetilir? Sevmekle mi? Bu hiç de kesin değil. Aşk acısının ne olduğu bilinebilir, aşkın ne olduğu bilinemez. Aşk bu durumda, yoksunluk, özlem, boş kalmış ellerdir. Coşku duyamıyorum; bana iç sıkıntısı kalıyor. Cennet olduğu sanılan bir cehennem. Oysa, bu bir cehennem. Beni boşluğa terk eden yaşam ve aşk diyorum. Hareket, zorlama, ayrılık, içimde param parça olmuş bu ışıksız kalp, gözyaşlarının ve aşkın tuzlu tadı.
Her şey bana yabancı, her şey, bana ait bir insan yok, bu yarayı kapatacak bir yer yok. Burada ne yapıyorum, bu hareketler, bu gülüşler ne anlama geliyor? Buralı değilim —başka bir yerden de değilim. Yüreğimin hiçbir destek bulamadığı bu yerde dünya bilinmeyen bir görüntüden başka bir şey değil. Yabancı, kim bu sözcüğün anlamını bilebilir.
Ben, kendimi yaşamımın dönüm noktasında hissediyorsam, bunun nedeni kazandıklarım değil, yitirdiklerimdir.
Vedalar. İnsan düşündüğü gibi olur.
İnsanlar benim hemcinslerim değildir. Onlar beni gözleyen ve beni yargılayan kişilerdir; hemcinslerim, beni seven ve beni gözlemeyenlerdir, onlar her şeye rağmen beni severler, onlar güçsüzlüğe, alçaklığa, ihanete rağmen beni severler, beni severler, ne yaptığımı ya da yapacağımı değil, beni öylesine severler ki ben de kendimi sevebilirim — buna intihar da dahil."
Uğruna yaşadığımız tüm dünya nimetleri, bize yaşam, zenginlik, ün, onur, iktidar sağlayan tüm zevkler, ölüm tarafından elimizden alınıyorsa, bu nimetlerin hiçbir anlamı yok. Yaşam sonsuz değilse, yalnızca saçmadır, yaşama zahmetine değmez ve en kısa sürede intihar aracılığıyla yaşamdan kurtulmak gerekir." (İtiraflar.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir