İçeriğe geç

Defter Gibi Kitap Kitap Alıntıları – Merve Aydın Küçük

Merve Aydın Küçük kitaplarından Defter Gibi Kitap kitap alıntıları sizlerle…

Defter Gibi Kitap Kitap Alıntıları

Karanlık dediğin nedir ki bir muma yenilir varlığı…
Çocuk… Aslında artık çocuk değilim. Tüm mutluluklarım kumdanmış. Dokundum ve yıkıldı.
Avuçlarımda hayallerim ve ben.
Nisanda kar gibi.
Eridi gitti.
“İçimde bir güvercin öldü
Bir kaldırım kenarı düştü bahtına
Bir ibret vesikası
Bir sevda kanatlanması
Aşk bir gün göğe veda eder.”
Bir de camlar kırıldı içimde bir yerde. Üzerine basmak üzereyim.
Rüyada olabilir miyim? Çünkü yıllarca kurduğum hayaller böyle başlamıyordu. Ya da böyle yıkılmıyordu.
Kuşburnu bahsi .
Sevda mektubu

Bismillah

Çocuktum. Bir misafirimiz vardı. Adı Zehra imiş, Sema söyledi. Birlikte oynadık, birlikte büyüdük, aynı okula gittik. Büyüdükçe yollarımız ayrıldı.

Büyüdükçe ayrıldık.

Bir gün sen ağlayarak geldin bize. Kardeşlerimi özledim diye. Elimden hiçbir şey gelmedi. Adım Yusuf’tu benim. Bir çaresi olmalıydı. Mutfakta sana bir bardak kuşburnu yap tim. İki tane de şeker attım içine.

İçtin ve güldün.

O günden sonra hayat bana kuşburnu renginde göründü hep. Kalbim her Zehra dediğinde bir bardak içtim.

Ben kimseyle kuşburnu içmedim hayatımda. Hep yalnız içtim.

İçimde hep senle içtim.

Zehra

Ben seni Yusuf gibi sevdim. Tertemiz sevdim. Dilime bile adını sürmeden sevdim.

Bakmadan sevdim.

Ben seni sevdim.

Yüzündeki tebessüm ben olmak istiyorum. Mutluluğunda da yalnızlığında da yanında ben olmak istiyorum.

Her sabah kuşburnu renkli göğe birlikte bakmak istiyorum. Yerdede göktede adımız birlikte anılsın istiyorum.

Helalinden hayatımda olmanı istiyorum.

Allah’ın emri ve kalbimin özlemiyle seni senden istiyorum.

Zehra!

Her sabah benimle kuşburnu içeceğin bir ömrü kabul eder misin?

Yusuf

Ben yine onu bildim. Bakamadım ama kalbim varlığından haberdardı. Sanırım ben onu sevmeyi sevdim. Her defasında adını duyduğumda heyecanlanmayı sevdim. Ben bir hayali sevdim. Ama o bir başkasını sevmiş. Alışmıştım hayallerimin olmamayışına.
Sen aşkı ne zannettin çocuk?
Aşk, varlık ve yokluk derdinde olmayandır.
Âşık oldum. Elimde kaldı.
Varlığından haberdarım ama gelmene dair umudum yok.
Ben balonları göğe bırakan değil,
Rengarenk balonlarla göğe kanat çırpanım.
Gözyaşlarıyla uyur. Gözyaşlarıyla uyanır.
Karanlıktaydım. Farkında dahi değildim ışığımın olmadığının ve bir kıvılcıma muhtaçlığımın. En çaresiz zamanımdaydım çünkü acizliğimin farkında değildim. Kendimi yeterli görmenin karanlığındaydım. Hayatı, bu kadar zannetmenin darlığında
Ben avuçlarında taşıdığın sonsuzluğa sevdalandım.
Özlemek bir yara mıdır yoksa şifa mıdır?
Alın teriniz, paranız ve gözyaşınız dökülmedikçe zafere ulaşamazsınız.
Allah’ım. Sen aşkı ateşten mi yarattın?
Demir parmaklıklar ardında bir hırçın rüzgar
Sen benim bütün şiirlerimin ilk mısrasısın
Hayat, bilmediğin birine mektup yazmak gibi. Kelimelerin doğru yere varacak mı bilmiyorsun bile.
Ee tabi içim yanarken dışımda güller açabilmeyi hayat bana gayet net öğretti.
İçimde bir güvercin öldü
Bir kaldırım kenarı düştü bahtına
Bir ibret vesikası
Bir sevda kanatlanması
Aşk bir gün göğe veda eder.
Genç, inancı ve ideali uğruna fedakarlık yapabilendir.
Bu sayfaları yeryüzünde bir iz bırakmak, damlanın derya ile buluşmasını şahit tutmak için yazdım.
Yeryüzünün imar ve islahı için emr-i bil ma’ruf nehyi anilmünker görevini yerine getirmeye çalışmak kulluğun tadıymış. Manasıymış. İslam’ın üçüncü boyutuymuş. Deriniymiş. Ben yüzeyinde kalmışım bu deryanın.
Biliyorum özlemek, kalbi çalıştırır.
Burada dolamazdı gözlerim.
Boğazım tıkandı sanki. İçime bir hasret oturdu.
Ben tüm sevdikleri, alemlerin ötesinde olan bir yalnızım.
Hak demek; her zaman doğru olanı seç demektir. Bizim ecdadımızın zihniyeti her zaman doğrudur. Batıl demek; her zaman yanlış olanı seç demektir. Kumanda edeni de Siyonizm’dir. İşte Cenab-ı Hak bu kâinatı hak ve batılın mücadelesi için yarattığına göre hak ile batıl mücadele etmektedir.
Peki sen neredesin?
İlim hakikati bulmak için bir araçtır. Diploma için değil, hakikat için talebe olun.
İnsan susuzken nasıl bir pınara ardını dönebilir?
Benim kalbim böyleydi işte . Sevinirken hüznü çağırırdı içine.
Demir parmaklıklar ardınında bir hırçın rüzgar,
Sen benim bütün şiirlerimin ilk mısrasısın.
Çünkü o benim hassas noktam, kalbimin kapağı, yüzümün hüznüdür. O susunca benim içimde kuşlar uçmaz olur.
Hayat bilmediğin birine mektup yazmak gibi. Kelimelerin doğru yere varacak mı bilmiyorsun bile. Ama yazmalısın. İçindekiler kağıda dökülmeli, kaderindekiler hayata.
Aynı uçurtmayı göğe bırakmamızı hatırladım. Aynı bardaktan çay yudumlayıp aynı gökyüzünde hayallere dalmamızı hatırladım
Annem ilk öğretmenimdi. Dedi ki Abdestsiz namaz, namazsız müslüman olmaz. İşte bu cümle fiş dosyasına koymadan, harflerini görmeden ilke edindiğim ilk cümlemdi.
Karanlık dediğin nedir ki bir muma yenilir varlığı
Çünkü kendisi zaten yokluktandır.
İçimde bir güvercin öldü
Bir kaldırım kenarı düştü bahtına
Bir ibret vesikası
Bir sevda kanatlanması
Aşk bir gün göğe veda eder.
Hayat, Allah için olduğunda gökyüzü kadar ferah, kendin için olduğunda toprak kadar kara.
Kuşburnu bahsi
Sevda mektubu

Bismillah
Çocuktum .Bir misafirimiz vardı.Adı Zehra imiş,Sema söyledi.Birlikte oynadık,birlikte büyüdük,aynı okula gittik Büyüdükçe yollarımız ayrıldı.
Büyüdükçe ayrıldık.
Bir gün sen ağlayarak geldin bize.Kardeşlerimi özledim diye .Elimden hiçbir şey gelmedi .Adım Yusuf’tu benim.Bir çaresi olmalıydı.Mutfakta sana bir bardak kuşburnu yaptım.İki tane de şeker attım.
İçtin ve güldün.
O günden sonra hayat bana kuşburnu renginde göründü hep.Kalbim her Zehra dediğinde bir bardak içtim.
Ben kimseyle kuşburnu içmedim hayatımda.Hep yalnız içtim.
İçimde hep senle içtim.
Zehra !
Ben seni Yusuf gibi sevdim.Tertemiz sevdim.Dilime bile adını sürmeden sevdim
Bakmadan sevdim.
Ben seni sevdim.
Yüzündeki tebessüm ben olmak istiyorum.Mutluluğunda da yalnızlığında da yanında hep ben olmak istiyorum.
Her sabah kuşburnu renkli göğe birlikte bakmak istiyorum.
Yerde de gökte de adımız birlikte anılsın istiyorum
Allah’ın emri ve kalbimin özlemiyle seni senden istiyorum.
Zehra !
Her sabah benimle kuşburnu içeceğin bir ömrü kabul eder misin ?

Yusuf

“Gittin ya mevsimler kışa, günler geceye döndü. Hiçbir gece sabaha varmadı. Hiçbir sabaha güneş doğmadı.”
İçimde bir güvercin öldü
Bir kaldırım kenarı düştü bahtına
Bir ibret vesikası
Bir Sevda kanatlanması
Aşk bir gün göğe veda eder.
Bir genç gördüm.
Ayakta duracak kadar yiyen.
Ayakta duracak kadar uyuyan.
Ümmetin evlatlarını kurtaracak kadar çok çalışan.
Hayat, bilmediğin birine mektup yazmak gibi. Kelimelerin doğru yere varacak mı bilmiyorsun bile. Ama yazmalısın. İçindekiler kağıda dökülmeli, kaderindekiler hayata.
Elin ayağın kirlenince temizlenir. Ama kalbin kirlenirse onu temizlemek çok zor olur. Ahlâkın güzel olursa ALLAH senin kalbini temiz tutar.
Bir sabah dediler ki artık öğrencisin. Oysa ben talebe olmak isterdim. Öğrenci olmak herkese nasip olur fakat ilmi talep edip kapısında yıllanmak, talebe olmak herkese nasip olmaz.
Allah’ın takdiri, kulun istediğinden çok daha güzeldir
İnsanlık için dertlenin, dünyalık için değil
Bir kitap yalnızca bir kitap değildir.
Yaşanmışlık, pişmanlık, dostluk ve belki de yazanın hayalleridir.
Yaralar hep kanar mı?
İzi kalmasada geçer mi?
Özlemek bir yara mıdır yoksa şifa mıdır?
Sen aşkı ne zannettin çocuk?
Aşk, varlık ve yokluk derdinde olmayandır.
Sen benim bütün şiirlerimin ilk mısrasısın.
Yol arkadaşı demek, yolun sonunda cenneti görmek demektir.
Kardeş, yeryüzünde cennetin provasıdır.
Elin ayağın kirlenince temizlenir. Ama kalbin kirlenirse onu temizlemek çok zor olur. Ahlakın güzel olursa Allah senin kalbini temiz tutar.
Yağmurda güzel kokan toprak.
İşte hakikat çizgisi budur.
Toprak
Karanlık dediğin nedir ki bir muma yenilir varlığı
Çünkü kendisi zaten yokluktandır.
Bana yalnızca bir kitap bıraktı. Defter gibi kitap.
Hayallerim yıkılırken ben şiir mi okuyordum?
Karanlık dediğin nedir ki bir muma yenilir varlığı
Çünkü kendisi zaten yokluktandır.
Her şey birbirimizin ellerini bırakınca başladı.
Oysa kardeş olmak yeterdi zulmü boğmaya.
Her sabah benimle kuşburnu içeceğin bir ömrü kabul eder misin?
Bir kitap yalnızca bir kitap değildir.
Yaşanmışlık, pişmanlık, dostluk ve belki de yazanın hayalleridir.
Oysa kardeş olmak yeterdi zulmü boğmaya.
Demir parmaklıklar ardında bir hırçın rüzgar
Sen benim bütün şiirlerimin ilk mısrasısın
Ölümü inkar etmek ne kadar zorsa, yokluğuna alışmaya çalışırken her an hatırlamak da o kadar zormuş.
Biz dağları yerinden oynatamayız, dünyayı güneşe yaklaştırıp daha fazla aydınlatamayız ama dağların da güneşin de sahibi Allah’a iman ediyoruz. Biz inanıyoruz ki o bize yardım edecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir