İçeriğe geç

Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? Kitap Alıntıları – Gökhan Şen

Gökhan Şen kitaplarından Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? kitap alıntıları sizlerle…

Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? Kitap Alıntıları

Gerçeklerle yüzleşemeyip kendi uydurduğu yalanlara inanan insanlar ve toplumlar er veya geç ağır bir bedel ödemekle kalmazlar; yakınlarına ve gelecek kuşaklara daha da ağır bir bedelin mirasını bırakırlar.
Türkiye’de doğruyu söylemen değil, ikna edici olman önemlidir.
Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır.
Kendi tarihini yalnızca bir isimler ve antlaşmalar silsilesi olarak hatırlayan bir öğrencinin iyi bir tarih bakış açısı vardır diyebilir miyiz?
Zengin toprakların fakir insanları olmayı hak etmiyoruz.
Kalkınma için kadınların güçlendirilmesinden daha etkili bir araç yoktur.
Kimse daha iyi bir eğitim sistemine karşı değil. Tabii iktidarınız insanların dünyayı anlamamasına bağlı değilse.
Söyleyen ya da yazan kişi kim olursa olsun, yapmamız gereken şey yargı öneren bir iddia duyduğumuzda veya okuduğumuzda bunu sorgulamaktır.
İnsanlar fikirleri olduğu için değil, olmadığı için endişe duymalılar.
Gerçeklerle yüzleşmeyip kendi uydurduğu yalanlara inanan insanlar ve toplumlar er veya geç ağır bir bedel ödemek ve kalmazlar; yarınlarına ve gelecek kuşaklara daha da ağır bir bedenin mirasını bırakırlar.
Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir.
Büyük beyinler fikirleri,orta beyinler olayları,küçük beyinler kişileri konuşur.
Hyman Rickover
Tarih,metin ve filoloji demektir.
Gençliğimiz coğrafya ve harita bilmiyor ve bu konuda maalesef Orta Asya, bazı Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkeleri ve özellikle ABD gençliği ile aynı sorunu paylaşıyor.
Çin, ilk kez abd’den daha fazla şirketle bu yılki fortune global 500 listesine girdi. Fortuna’nın internet sitesinde yer alan habere göre, çin bu yıl global 500 listesinde 13 yeni firma ekleyerek toplamda 129 şirket ile listede 121 şirketi bulunan abd’yi geride bıraktı.
( 23 Temmuz 2019 Bloomberg Haberi)

Sanem Oktar
E.KAGİDER başkanı

Çin,ABD ve Kanada’da kadınların iş hayatına katılma oranı %61 iken İngiltere’de %57 Almanya’da %55, Rusya’da %55 Fransa’da %50 Japonya %51’dir.
2030 yılında yani bundan sadece 12 yıl sonra her 100 çalışan, 20 yaşlıya doğrudan ya da dolaylı yoldan asgari ölçüde gelir aktarmak durumunda kalacaktır. 22 yıl sonra bu sayı 25’e çıkacaktır. Oysa bugün için bakılması gereken yaşlı sayısı 13’tür. Türkiye sosyal devleti bu maliyeti karşılamaya yetecek birikime sahip değildir.Ya çalışanların üzerindeki vergi yükünü tahammül sınırlarını zorlayacak kadar ağırlaştı racak ya da ekonomide öyle verimlilik artışları gerçekleşecek hızla artan çalışan giderleri ilave vergi yükünü kaldırabilecek. ikisi de yanlış fikirler Ya da boş beklentiler olarak sınıflandırılabilir. Ama durum görüldüğü kadar ümitsiz olmayabilir. İki doğru fikir kalıcı bir çözüm getirmese bile en azından hızla yaşlanan nüfus sorunu bir kuşak kadar öteleme sağlanabilir: çalışan kadın sayısını arttırmak ve planlı bir göç politikası izlemek.

Prof Dr Seyfettin Gürsel

Nüfus yaşlanmasının Türkiye için bir sorun haline gelmekte olduğu bir süredir görülüyordu. TÜİK nüfus istatistiklerine göre toplam doğurganlık hızı 2000 yılında yüzde 2, 53 üçgen 2018’de 2,10 a düşmüştür .Nüfus artışı devam etmekle birlikte giderek kız kaybettiğinden yaşlı nüfusun (65+) çalışabilir nüfusu oranı diğer ifade ile ‘yaşlı bağımlılık oranı’ 21 yüzyılda giderek ivme kazanan bir hızla artmaya başlamıştır.
BM 2030 Gündemi kapsamında 193 BM üyesi; eşit,adil, ayrımcılığın son bulduğu ,çevrenin korunduğu,sağlıklı bir dünya hedefini benimsiyor. Bu doğrultuda belirtilen 17 hedeften bir tanesi de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ilkesidir.
Küresel Cinsiyet Açığı 2020 raporuna göre Türkiye 153 ülke arasından 130. sırada yer almaktadır.
Türkiye sanayi toplumu olabilmenin temel kurum ve kurallarını oluşturmaya, kalkınma ve toplumsal dönüşümün sorunları sorunlarını aşmaya çalışırken yeni dünya düzenindeki bilgi toplumuna dönüşümün demokratiktikleşme ve küreselleşme sorunları ile karşı karşıya.

Bekir AĞIRDIR
ARAŞTIRMACI

James clerk maxwell 1864 yılında, bugün modern hayata geçmemizin en büyük sebeplerinden biri olan elektromanyetizmayı tanımladığı o müthiş Maxwell denklemlerini bulmuştu.
Merak özellikle küçük yaşta her şeydir, çocukların sorular sormasını teşvik etmemiz gerekiyor. Lütfen, başımıza icat çıkartın.
Umut Yıldız
NASA
Galile Jüpiter’in aylarını keşfederek kainatta her şeyin dünya etrafında dönmediğini gösterince, kardinal beller mino galilei’nin teleskobundan bakarak bu gözlerini teyit etmeyi reddetmişti.
Prof Dr Celal Şengör
Akademisyen yazar jeolog
Ülke nüfusunun en yaratıcı, en dâhi, en yetenekli nüfusu %2 civarında .Ülkenin ana yaratıcı zenginliğini bu nüfus oluşturur bu nüfusu ülkede tutmanın, kaçmasını önlemenin ve ülkenin bilim teknoloji ve düşünce hayatına büyük katkılarda bulunmasının yolu, özgürlük, iktidarların ve devletin dostluğu, yol açıcılığı, olanak yaratıcılığıdır.

Orhan BURSALI

2018 Şubat 2019 Ocak çıktılarına göre, Türkiye’den üniversite ve kurumların, Türkiye adresli olarak, 82 dergide yayınlanan makalelerin sayısı sadece 294 tür. Demek bu önemli dergilerde ortalama 3,5 makale yayınlamışız buna göre makale yayını açısından 37 ülkeyiz. Bizden çok daha iyi ülkelerden bazıları: Yunanistan 332, Şili355, Meksika 333, Finlandiya 638, Danimarka 1087,İspanya 2511, İsviçre 3002, Almanya 8310, Çin 15189, ABD 27.516.
Yerküremiz 4,54 milyar yıl yaşında; 7, 442 milyar insan aynı anda, aynı atmosferden besleniyor.
Teknoloji treni endustri 4.0 dan 5.0 a giderken.

Biz uretemeyiz saplantısını yıkmak
Dr Özgür Akın
AKINSOFT Kurucusu

Daha iyi bir eğitim sistemi için eğitim eşittir ihtiyaçları gidermek için bilgileri öğrenmektir fikrini yıkıp onun yerine eğitim eşittir insanın merak duygusunu gidermek için sürekli keşfetme sürecinde olmak ve hayatı anlamlandırmaktır fikrini yerleştirmeliyiz.
Dr.Özgür Bolat
Eğitim Bilimci-Yazar
Zengin toprakların ,fakir insanları olmayı hak etmiyoruz!
Son birkaç yılda ortaya konulan bütün dökümanlar aşağı yukarı aynı konuları içeriyor.
Üretim planlaması
Modern üretim ve hasat metotlarının yerleşmesi ve yaygınlaştırılması
Takip ve denetim sistemlerinin kurulması ve etkin kullanımı
Tarımda dışa bağımlılığın azaltılması
Tohumculuk, yerel tohumların geliştirilmesi, coğrafi işaretli ürünlerin desteklenmesi
Markalaşma ve katma değerli üretim
Kooperatifleşmenin önemi
Atık ve kayıpların azaltılması
Düşünmeden ve planlamadan hareket etme geleneğimizi yıkmalıyız önce. Ardından kooperatif modellerini geliştirerek bu dünyada hayatta kalma mücadelemize devam etmeliyiz.
Recep KONUK
PANKOBİRLİK Genel Başkanı
Çiftçilik dediğimiz şey, bitkiler aracılığıyla güneş ışığı hasadından ibarettir.
CarlSagan’ın Kozmos kitabından
5 yıl önce 3000 dönüm üstünde Türkiye’nin en verimli alanlarından Çarşamba ovası’nda 100 milyon tl ile ilk tarım ve hayvancılık faaliyeti ne başlandı. Durumumuz iyi olmasına ve yılda 2 ürün etmemize rağmen maliyetler hızla yükseldi. Kar etmek bir yana, zarar edilmesi, dizileri duralım mı, devam edelim mi? noktasına getirdi. Üstelik en model makine parkını kullanıp maliyet avantajı elde ettiğimizi düşünürken
Dünün Döven
Reysaş Yatırım Holding AŞ.Yönetim Kurulu Başkanı
Çinlilerin dediği gibi :En büyük maliyet, hedefsizliktir.
Türkiye’nin bugünü yönetmeye çalışma fikrini yıkması gerekiyor. Yönetmemiz gereken yarınlarımız.
Eğer riskleri yönetebilirsiniz fırsat, yönetemezsiniz kriz olarak karşınıza çıkar.
Kırsaldaki yaşam şartlarını eğitimden altyapıya, ulaşımdan sağlığa kadar her açıdan ‘kırsal kalkınma stratejileri’ kapsamında yeniden planlamakla başlamak lazım işe.
Türkiye, devamlı olarak iç talebi önceleyen ve hâkim kılan planlı ya da plansız büyüme modelini yıkıp baştan tasarlanmalıdır.

Kalkınma ve Makroekonomik İstikrar Büyümenin Kaynağı İç Talep değil dış talep olmalı
Prof.Dr. Murat Tülek
Ostim Teknik Ü.Rektorü

Türkiye, yenilikçiliğin kendi kendine geleceği fikrini yıkmalıdır!
Steve Young
Bosch Türkiye ve Orta Doğu Başkanı
Türkiye 2017 yılında Amazon’un Ar-Ge bütçesinin yarısını bile harcamadı.Amazon 2017 yılında Ar-Ge ‘ye 22,6 milyar dolar harcarken Türkiye kamu ve özel sektörü ile 5,2 milyar dolar harcamıştır.
Küresel inovasyon endeksinde Türkiye 129 ülke arasında 49.sirada yer almıştır.
Nüfusu 100.000 üzerinde olan tüm ilçe ve illerde tarım liselerinin açılmasının zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir.Tüm Büyükşehirlerde Ziraat fakültelerinin kurulması, üniversitelerin tarım kooperatifleri ile ortak çalışmalar yapılması sağlanmalıdır.
Tarımda destekleme modelinin ürün ve kalite bazlı olması gerekmektedir dekar başı verilen mazot, gübre ve buna benzer destekler kaldırılmalıdır.
Enflasyon, ekonomik bir parametredir; finansal araçlarla açıklanamayacak kadar gerçektir. Ürettiğimizden fazlasını tüketmenin ya da tükettiğimiz oranda üretememenin maliyetidir.
Sahiplik kavramını yıkıp ortaklık kavramına geçmek
Türkiye’de kurumsallık alanındaki gelişmeyi sonuçlandıramamamızdan dolayı maalesef sanayileşme mantığında da özel sektör olarak hala prematüre bir dönem yaşıyoruz.
Zamanın ruhu bizi aklın yolundan saptirmamalı.
Kalkınma için kadınların güçlendirilmesinden daha etkili bir araç yoktur.
Kendi gelir grubunda enflasyon sorununu çözmeyen ender ülkelerden biriyiz.
Sürdürülebilir büyüme için fiyat istikrarının onemi kavranmamiştır.
Lozan Antlaşmasında gizli maddeler olduğu gerçeği yansıtmamaktadır.
ABD ve İngiltere dışişleri bakanlıkları yaptıkları anlaşmaların üzerinden 75 yıl geçtikten sonra anlaşmaları ,hiç bir kısıtlama olmaksızın yayınlamaktadır.
Türkiye için her alanda fazlasıyla var olan ön yargıları yıkmak gerekiyor.
Katma değeri devamlı yükseltebilmek için eğitim , araştırma ve inovasyon gerekiyor.
Gelir dağılımında eşitsizliği ölçen ‘Gini Katsayısı’
Sular çekildiğinde kimin şortsuz yüzdüğü görülür.
Ülkeler arasında ticareti geliştirmek, sermayenin önündeki engelleri kaldırmak; küresel, kural bazlı ve serbest ticareti geliştirmek hedeflendi. Böylelikle, dünya her geçen gün birbirinden daha fazla bağlanacak ve herkesin birbiri üstünde çıkarları olacaktı. Ticaret zenginlik getirecekti. Zenginlik tabana yayılacak,refahı arttıracaktı. Refah seviyesi yükselen ve aralarında ticaret yapan ülkeler savaşmazlar. Hedef, en çok sayıda ülkeyi ve şirketi bu global ağa dahil etmekti.
Gezi parkı gösterileri , 17/25 Aralık süreci, üstüne sayısı onlara yaklaşan seçimler, geri tekrar seçimler,15 temmuz silahlı darbe girişi girişimi, sistem değişikliği gerginliği, sistem değişikliği, terör, bombalı bombalama olayları ve yanıbaşımızda patlayan Suriye iç savaşının ardından milyonlarca kişinin ülkemize sığınması
Evren değişimi halinde ise kozmoloji anlamak için değişimi hesap etmek durumundayız. Aynen Newton fiziği ile beraber determinizmin öldüğünü kabullenmek zorunda oluşumuz gibi.
Modern bilimin kurucusu olarak görünen Galileo Galilei dünyanın döndüğünü inkar etmek zorunda kaldı.
Enginizasyonun canavar hakimlerinin karşısındayken içinden şöyle mırıldandı:
Eppur Şu muove (Yine de dönüyor)
Evren geniş diyorsan felsefe neden yerine saysın? Dünya dönecek. Bizler değişecek.
Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir.
Türkiye’de yıkmamız gereken fikir nedir bilmiyorum dedi tırsak efendi ama kesin olan bir olgu vardı yıkılması gereken onun için:Cehalet!
Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini arttırır.
Hiç şüphesiz, tarih çizgisi üzerinde gezinmeye alışmamız lazım.
Siyasetin bilime dayattığı liyakatsizlik ölçüsü yıkılmalı.
Başkasının teknolojisi ile hayatı geçirebileceğimize dair konforumuzu yıkmalıyız.”Biz üretemeyiz” saplantısından kurtulmalıyız.
Sınav odağından uzaklaşarak, bireylere insani nitelikleri ve ülkenin işgücünün gerektirdiği nitelikleri bütüncül bir anlayışla kazandırmak ülkemiz için daha iyi bir gelecek inşa etmenin yegane yoludur.
Daha iyi bir eğitim sistemi için “eğitim eşittir ihtiyaçları gidermek için bilgileri öğrenmektir” fikrini yıkıp onun yerine “eğitim eşittir insanın merak duygusunu gidermek için sürekli keşfetme sürecinde olmak ve hayatı anlamlandırmaktır” fikrini yerleştirmeliyiz.
Öyle bir noktaya gelindi ki, çiftçi üretmemenin maliyetini hesaplıyor.
Tarımda plansızlığı yıkmalıyız!
Düşünmeden ve planlamadan hareket etme geleneğimizi yıkmalıyız önce.Ardından kooperatif modellerini geliştirecek bu dünyada ayakta kalma mücadelemize devam etmeliyiz.
Türkiye’nin kendi kendine yeten bir tarım ülkesi olduğu fikrini yıkmalı ve bizi bekleyen karanlık geleceğe karşı planlamacı bir yaklaşımla hazır olmalıyız.
Türkiye’nin bugünü yönetmeye çalışmak fikrini yıkması gerekiyor.Yönetmemiz gereken yarınlarımız.
Türkiye yenilikçiliğin kendi kendine geleceği fikrini yıkmalıdır.
Türkiye’nin üretemeden tüketme anlayışını yıkmalıyız.
Plansız ve düzensiz üretim anlayışını yıkmalıyız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir