Yaşar Kemal kitaplarından Çocuklar İnsandır kitap alıntıları sizlerle…
Çocuklar İnsandır Kitap Alıntıları
Küçücük, yakalanmış, yakalanınca gözleri büyümüş kuşlara geçti.
Yüreğim parçalanıyor bu küçücük kuşlara. Deli oluyorum
Yüreğim parçalanıyor bu küçücük kuşlara. Deli oluyorum
Bir evi olması bir insanın çok iyidir. Bir evi olması sırtını dayayacak bir çınarı olması demektir bir insanın.
İnsan dediğin durmamalı. Duran insan paslanır, kirlenir, yüreği kirli olur duran insanın, çabuk ölür. Ölmese ne olur, ha yaşamış, ha yaşamamış
Anlatayım da gör Metin’i. Bir kere onun adı Metin değil. Onun adını hiç kimse bilmez, kendine her ay bir ad takar. İki aydır da adı Metin. Bu Metin adını çok beğenmiş ki herhalde iki aydır taşıyor.
Dünyada her şey gelip geçicidir, baki olan bir arkadaşlıktır. İnsanoğlu arkadaşlığın kıymetini bilmiş olsaydı, insanoğlu böyle eşşek olur da birbirini yer miydi?
İnsanlar bir düşük yanının farkına varmayagörsünler.
Çocuklara, kendilerine sordum, hepsi de, polise sordum, hepsi de: ‘Bunlar bozulmuşlar adam olmazlar.’ diyorlardı da başka şey demiyorlardı. ‘Bizden hayır yok.’ diyorlardı da başka şey demiyorlardı. Olmaz, inanmıyorum. Bu insanlığa karşıdır. Bu insan soyuna aykırı bir düşüncedir. Bu düşünceyi çocuklara da biz öğretmişiz. Onlar da büyüklerin ağzına öykünüyorlar. ‘Biz adam olmayız.’ diyorlar.
Ben, ben değilim ki, ben toplumun bir kurbanıyım.
Biz hep gün doğmadan uyanırız. Gün doğmadan uyanmayanın başına çok belalar gelir.
Biz birbirimizi nedense hemen tanıyıveririz. Ya bir koku vardır öteki insanlardan ayrı, ya bir ses, ya bir duruş. Biz Allah’ın askerleriyiz.
Babam grevci miymiş, neymiş Fabrika sahibi babama bir kızmış, bir kızmış yallah demiş babama Anam diyor ki, babam ortak olmak istemiş elin fabrikasına. Fabrika sahibi de yallah etmiş, biz de evde aç kaldık.
Çocukların karnı doyunca hırsızlık yapmazlar. O hırsızlık yapanlar var ya, onlar zengin oğullarıdır, aç kalmadan hırsızlık yapanlar. Onların ahlakı bozulmuş.
Korkuyordum, vagonların altına saklanıyordum, vagonların içinde yatarsam oğlanlar bana sataşırlardı yaaaa, gene öyle olurdu. Kız olmak zor, zor bu hayatta. Kız olmak her yerde zor. Ooooooh, erkekler ne iyi, vagonda sıcacık yatıyorlar.
Ufak bir oda yaptıracağım Bir de küçük bir hela yapsın. Bir yüz lira. Bir de divan. Bir de yastık, yorgan, gece lambası, üç tane de sandalye. Öyle istiyorum ben. Öyle yalnız tek oturmak istiyorum, canım.
İnsan her şeye, her gize hayınlık edebilir de, kendine özü gibi, yüreği gibi güvenmiş adama hayınlık edemez. Bu kolay değildir.
Dünya kadar para götürmek istiyorum diyordu. Çünkü
onu dünya kadar seveceklerine inanıyordu.
onu dünya kadar seveceklerine inanıyordu.
Kuşlar hop geldiler, dikenlere kondular.
Onlar konar konmaz da üstlerine ağlar kapandı.
Kuşlar ağların içinde çırpındılar, kaldılar
Onlar konar konmaz da üstlerine ağlar kapandı.
Kuşlar ağların içinde çırpındılar, kaldılar
İstanbul’da hangi çocukla konuşmuşsam, hepsi bir ağızdan hayatın kuralı budur abi, diyorlar, ölmemek için öldüreceksin… Kimden öğrenmişler bunları, bu sözleri? Gerçekten yaşamın , yaşamlarının kuralı bu mu?
Adların da huyumu var? Biz mi yoksa adlara huy yaratıyoruz? Bir insandan, bir dost adından, bir ünlüden, adlar güzelleşiyor, çirkinleşiyor, yumşuyor sertleşiyorlar belki. Kimbilir. Şurası bir gerçek ki, adlar insanoğluna insan huyu üstüne çok şeyler söylerler, kendi sözsel huyları olmasa da İnsanla bütünleşir bir olurlar adlar zamanla. Bazı insanlara da bazı adlar hiç mi hiç yakışmaz. Bir ömür boyunca adların takıldıkları çok insanla alay ettikleri de olur. kimilerinin adları üstlerinde bol giyitlermiş gibi akar durur.
Emir altında çalışmayı hiç sevmem. Bana öl deseler ölürüm ama emir altında çalışamam.
Sabır edenin gülü zemheride bile açar. Sabır edenin gül bahçesi denizin ortasında bile büyür.
İnsan insana güvenmeli.
‘Nedir senin zevkin?’
‘Bak abi benim zevkim, hiç sorma ‘
Pişman oldu, vazgeçti, gözümün içine bakarak beni iyice yokladı.
‘Benim ne zevkim olur ki, bir çocuğun ne zevki olur ki ‘
‘Doğru’ dedim, ‘bir çocuğun ne zevki olur ki? Bunu da kimden öğrendin Kadir?’
‘Herkes söylüyor,’ dedi, içini çekerek. ‘Bir çocuk Çocukların hiç zevki olmaz mı abi?’
‘Olur Kadir, olmalı.’
‘Olmalı mı?’
‘Olmalı.’
‘Bak abi benim zevkim, hiç sorma ‘
Pişman oldu, vazgeçti, gözümün içine bakarak beni iyice yokladı.
‘Benim ne zevkim olur ki, bir çocuğun ne zevki olur ki ‘
‘Doğru’ dedim, ‘bir çocuğun ne zevki olur ki? Bunu da kimden öğrendin Kadir?’
‘Herkes söylüyor,’ dedi, içini çekerek. ‘Bir çocuk Çocukların hiç zevki olmaz mı abi?’
‘Olur Kadir, olmalı.’
‘Olmalı mı?’
‘Olmalı.’
Bir insan arkadaşı için canını bile vermeli. Dünyada her şey gelip geçicidir, baki olan bir arkadaşlıktır. İnsanoğlu arkadaşlığın kıymetini bilmiş olsaydı, insanoğlu böyle eşşek olur da birbirini yer miydi, her şeyin üstündedir arkadaşlık. Ben sana neden amca, abi, kardeş demiyorum da sana arkadaş diyorum. Çünküleyim ki arkadaşlık her şeyin üstünde de o yüzdendir ki ben sana arkadaş diyorum. Arkadaşlık kan kardeşliğinin bile üstündedir.
İnsan insanın dostudur, arkadaş.
Bir insan bir işin üstüne düşmeyegörsün, bir insan bir işi uykuda düşte bile düşünmeyegörsün, onun elinden kurtuluş yok. Ölüm bile kurtulamaz onun elinden.
Yuva bozanın yuvası da bozulur, değil mi abi.
İnsandır, sebepsiz öfkelenir.
İnsanın yüreği yanmaz mı yaşı büyüyünce..
Zilo diyor ki ‘onlar Çingene ama, ne yapsınlar, Allah onları Çingene yaratmış ama, onlar Türk olmuşlar, Türkçe konuşuyorlar. Onlar insan olmuşlar. İnsan bu kadar sevinç taşınca varsın Allah onları Çingene yaratsın, hiç , hiç bir kıymeti olmaz Çingeneliğin ‘
İnsan, evrende gövdesi kadar değil gönlü kadar yer kaplar.
İnsanoğlu bilinmez ki, kim iyi kim kötüdür değil mi?
Onlar çocukluklarında balon uçuramamışlar ya da balona doyamamışlar. Sen çocukluğunda hiç uçurtma uçurttun mu ?
Şurası bir gerçek ki, adlar insanoğluna insan huyy üstüne çok şeyler söylerler, kendi sözsel huyları olmasa da… İnsanla bütünleşir bir olurlar,
Lanet bir sömürü dünyası bu. Bütün dünyada çocuklar gerçekten sömürülüyor. Duygu sömürüsü var , ekonomik sömürü var. Var oğlu var.
Bir gün dünyamız gerçek bir barışa , insanca bir yaşama kavuşacaksa çocuklara davranışımızın değişmesi gerekiyor.
Yaşar Kemal’e göre , Türkiye demokrasi adı altında örtülü bir faşizmle yönetilmektedir. Bu , kitap toplatır Türkiye’de. Hiçbir düşünceye cevap vermez. Kitap yasaklamaya olanak bulamazsa kitapçıya haber salar , sattırmaz. Yayıncıya haber salar , bin tane bas , onun da yarısını dağıtma diye. Gerçeğin gösterilmesini istemez.
Çok varıp gelme de sevdiğin yere Ya muhabbet kalkar, ya bir hal olur.
Kuşların günahları o apartman yapanları iflah etmeyecek, etmeyecek. Bir depreme uğrayacaklar, evleri, apartmanları yerle bir olacak.
Belki daha belalar da gelecek başlarına.
Belki daha belalar da gelecek başlarına.
Olamaz, dedi. İnsanın eli kolu çont olur. Bu sıralar ceylan avlanamaz. Yavruları vardır. O da olmasa, bizim ta yanımıza kadar, bizim insanlığımıza güvenip gelmişler. Ceylan böyle avlanamaz.
Başını kaldırdı, yılgın, bıkmış, küs müyüz bir sesle:
Ablaya ayıp ettik değil mi? dedi. Yazık değil mi? Onun başı zaten kim bilir nasıl da belada. Orospuların başı her zaman beladadır. Böyle durduklarına bakmayın onların. Ben onları çok gördüm. Onlar hep ağlarlar.
Ablaya ayıp ettik değil mi? dedi. Yazık değil mi? Onun başı zaten kim bilir nasıl da belada. Orospuların başı her zaman beladadır. Böyle durduklarına bakmayın onların. Ben onları çok gördüm. Onlar hep ağlarlar.
Madem hoşuna gitmiş sen de yapaydın bir tane.
Yaptım, dedi hüzünle, başarısız insanların kırılmışlıklarıyla. Yaptım ama olmadı. Küçücük, üstelik de çarpık. Seninki göğün öteki ucuna gitmişti bulutların ardına.
Yaptım, dedi hüzünle, başarısız insanların kırılmışlıklarıyla. Yaptım ama olmadı. Küçücük, üstelik de çarpık. Seninki göğün öteki ucuna gitmişti bulutların ardına.
İnsan her şeye, her gize hayınlık edebilir de, kendine özü gibi, yüreği gibi güvenmiş adama hayınlık edemez.
Zilo düşlerini anlatırken bir hoş içine kapanık, utangaç, küçücük bir kadın, namahrem bir şeyleri söylemenin sıkılganlığında kıkır kıkır gülerek.
İnsanın en güzeli dua ederken ki insandır.
İnsanoğlu, insanoğlu, kendi kendine zulmeden insanoğlu.
Bu kadar çok olayı bir insan bu yaşta nasıl yaşayabilir?
Bir insan korkudan ne yapacağını bilmezse, ne yapar
İnsanlar birbirlerini durmadan öldürselerdi, yeselerdi bu kadar çok insan olur muydu?
İnsan insandan korkar mı, insan insanı yer mi hiç?
Şu insan yüzü andan ana, koşuldan koşula ne çabuk değişiyor.
İnsan yüreği nasıl dayanır, ben dayanamıyorum.
Bunlar adam olmaz.
Bu insanlığa karşıdır. İnsan soyuna aykırı bir düşüncedir.
Bu insanlığa karşıdır. İnsan soyuna aykırı bir düşüncedir.
Özleyecekler, özleyecekler, özlemden ölecekler
Zevkten dört köşe, mırmır eden bir kedi gibiydi. Bir dinleyen, bir anlayan bulmuştu ya, hem de candan bir dinleyen ve anlayan
Dünya kadar para götürmek istiyorum eve diyordu. Çünkü onu dünya kadar seveceklerine inanıyordu.
Beni kimse sevmezdi. Ben para kazanıp da eve getirince herkes sevmeye başladı bu dünya çıkar dünyası.
Bir çocuğun ne zevki olur ki?