İçeriğe geç

Çocuk Kalbi  Kitap Alıntıları – Edmondo De Amicis

Edmondo De Amicis kitaplarından Çocuk Kalbi  kitap alıntıları sizlerle…

Çocuk Kalbi  Kitap Alıntıları

Şunu hiç unutma: ileride tecrübeli ve güçlü bir er­ kek olduğun zaman bile annenin şefkatli kollarına ih­ tiyaç duyacak, güzel sesini duymak isteyeceksin.
Sev­gi ve bağlılık biraz da aileden kaynaklanır.
…onu bir defa görmek, sevmek için yeterlidir.
…sanki uzun zamandır görmemiş gibi özlemiş­tim. Artık onu yakından tanıyorum ve tanıdıkça da­ha çok seviyorum.
Sen dünyadaki büyük bilgi ordusunun küçük bir askerisin. Kitaplar senin silahın, sınıflar bölüğündür. Düşmanın cehalet, savaş yeri bütün dünyadır. Kaza­nacağın zafer ise, insanlığın uygarlığı olacaktır. Şimdi ayağa kalk. Kendine güvenin tam olsun. Hiçbir engel seni yıldırmasın. Hiçbir zaman korkak bir asker olma Enrico’cuğum
Ders her zaman okulda olmuyordu. Hayatta her zaman yeni bir dersle karşılaşabiliyorduk. Dikka­tli olmalı ve bu fırsatları kaçırmamalıyım.
Dünyada sizden başka düşüneceğim, sizden başka seveceğim kimsem yok.
“Bu kadar sarayı olan, sokaklarında süslü arabaların, kadifeler içinde çocukların dolu olduğu bu kentte, yiyecek bir lokmaları olmayan kadın ve çocukların bulunmasının ne acı, ne korkunç bir şey olduğunu düşün!”
“Küçükken bayrağa saygı göstermesini bilen kişi, büyüdüğünde onu savunmayı da bilecektir.”
“Bu akım dünyanın ilerlemesidir, umududur görkemliliğidir. Cesaret öyleyse, büyük ordunun küçük askeri! Senin silahların, kitapların; birliğin sınıfın, savaş alanın ise dünyadır. Zaferin uygarlıktır.”
Çalışmak insanı hiçbir zaman kirletmez!
İşinden dönen bir işçiye sakın pis deme. Giysilerinde çalışmanın izleri var demelisin. Bunu sakın unutma küçük duvarcıyı da sev, çünkü o hem senin arkadaşın, hem de bir işçinin oğludur.
“Sokağa saygı göster. Bir halkın uygarlığı her şeyden çok, sokaktaki davranışı ile ölçülür. Sokakta kabalık varsa evde de kabalık var demektir.”
“Tek başına dolaşan ve ağlayan bir çocuk görürsen yanına gidip neden ağladığını sor. Yaşlı bir adamın düşürdü bastonunu yerden al. Kavga eden iki çocuk görürsen onları ayır. Kavga eden yetişkin insanlarsa kalbi katılaştıran vahşi bir sahneye tanık olmamak için uzaklaş oradan.”
“Yoksulluğa , yaşlılığa, ana sevgisine, sakatlığa, yorgunluğa Ve ölüme her zaman saygılı olmalıyız.”
“İnsanın sokakta da sorumlulukları vardır. Bir evin içinde dikkatli yürüyüp hareket ediyorsan aynı şeyi sokakta yapmaman için bir neden yoktur. Sokakta herkesin evi sayılır.”
Şimdi Enrico, bize ağır gelen görevlerimizi, acılarımızı, hatta ölümümüzü bu insanların çektiği yorgunluklar, zahmetler ve mücadelelerle bir karşılaştır da onların yüreğinde dünya nasıl bir önem taşıyordu anla. Mermerden yapılmış ve üzerinde ‘Zafer’ yazan o anıtın önünden geçerken yüreğinde bunları hisset ve düşün.
Baban
Gülümseyen bir gökyüzü, şarkı söyleyen bir anne, çalışan namuslu bir adam, okuyan çocuklar İşte bunların hepsi güzel şeyler.
Bir çocuk kalbi kadar temiz ve masum
Elveda Enrico! Beni unutma!
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
“Evet oğlum, kitapların senin silahın, sınıf senin taburun, dünya savaş alanı; kazanılacak zaferde insanın uygarlığıdır. Korkak asker olma, Enrico’cuğum!”
“Güleçyüzlü Öğretmenimi özlüyorum.”
Bu kadar sarayın olduğu, caddelerin arabalarla dolup taştığı, kadife kıyafetler giyen çocukların olduğu bir dünyada yiyecek ekmek bile bulamayan kadın ve çocukların olması ne kadar korkunç bir şey !
Bunu iyi hatırla. dedi. Çünkü yaşamın boyu sıkacağın ellerin içinde belki ancak on tanesi aynı değerde olacaktır.
Çocukları ve gençleri eğitin!
Çocukluk arkadaşlarını kaybetmemeye çalış. İleride kendi sosyal sınıfından olmayan insanlarla ilişki kurmazsan hep aynı çevre içerisinde yaşamını sürdürürsün. Bu da hayatın boyunca aynı kitabı okumana benzer.
Çünkü her acı bir suçun kefaretidir ve her damla gözyaşı bir lekeyi temizler.
Satın aldığı kitaplara tek-tek bakmak, onları yerlerine koyup tekrar almak, enine boyina inceleyip hazine gibi saklamak onun için büyük bir mutluluk.
‘Dinleyin. Birlikte geçireceğimiz tam bir yıl var önümüzde. Bu yılı iyi geçirmeye çalışalım. Derslerinizi çalışın ve uslu olun. Benim ailem yok. Sizler benim ailemsiniz. Daha geçen yıla kadar annem vardı ama geçen yıl öldü. Yalnız kaldım. Şimdi dünyada sizden başka kimsem yok; bütün sevgimin ve düşüncemin kaynağı sizler olacaksınız. Sizler benim evlatlarım olmalısınız. Ben sizi seviyorum, sizin de beni sevmenize ihtiyacım var.’
‘Cesaret Enrico. Seninle birlikte çalışacağız,’ dedi.
Yargılamadan önce bekle.
Bütün ülkelerde, aşağı yukarı aynı saatte okula giden çoçuğu düşün. Hepsi de ayrı ayrı yollardan, aynı şeyi öğrenmeye gidiyorlar. Yüz millete ait çocuğun meydana getirdiği bu karınca yuvalarını, senin de bir parçası olduğun o büyük hareketi gözünün önüne getir ve düşün! Eğer bu hareket durursa, insanlar barbarlık günlerine dönerler. Bu hareket insanlığın ilerlemesi, umudu ve zaferidir.
Asalet, kazanılan parada değil yapılan işte, rütbede değil ruh yüceliğindedir.
Votini, dedi, haset yılanının içinize girmesine izin vermeyin: O zihni kemiren ve kalbi kötü yola sevk eden bir yılandır.
Sokağa saygı göster. Bir halkın uygarlığı her şeyden çok sokaktaki davranışıyla ölçülür. Sokakta kabalık varsa evde de kabalık vardır.
Çoğu zaman eksik olan yetenek değil, insanın kendi yetersizliği konusundaki önyargısıdır.
Küçük kitaplığı işaret etti: ‘İşte. Anılarım, bütün geçmişim, hepsi orada. Dünyada başka bir şeyim kalmadı.’
Bir halkın terbiyesi öncelikle sokaktaki tutumundan anlaşılır.
Çalışmak insanı kirletmez.İşinden gelen bir işçiye asla,kirlisin, deme, sadece Elbiselerinin üstünde emeğin izleri, işaretleri var de.
Seni bütün kalbimle bağışlıyorum Beni hatırla Elveda
Öğretmen: Okulda ders yapan çocukların sesini duymak, artık orada olamamak ve yerimde bir başkasının olduğunu düşünmek. Bu müziği altmış yıl boyunca dinledim ve onu bütün kalbimle sevdim Şimdi tek başıma, kimsesiz kaldım. Artık çocuklarım da yok.
Dünyada iyi bir annenin yerini alabilecek hiçbir şey yoktur.
Biz bir başka hayatta tekrar görüşeceğiz, bu dünyada çok acı çekmiş insanlar sevdiklerine, günahında, gözyaşınında, ölümünde olmadığı bir dünyada tekrar kavuşacak. Ama biz, hepimiz o hayata layık olmalıyız.
İyi olan her şey, zamanla güçlenir ve yeryüzündeki hayattan sonra da yaşar.
Şunu iyi bil ki Enriko, bu, insan sevgilerinin en kutsalıdır; onu çiğneyene yazık olsun. Annesine saygı duyuyorsa, bir katilin bile yüreğinde insanca bir şeyler kalmış demektir. Annesini üzüp inciten insan, insanların en yücesi bile olsa aşağılık bir yaratıktır.
Ya başaracağım, ya da yenileceğim.”
Kitapların senin silahlarındır, sınıfın senin taburundur, savaş alanın bütün yeryüzüdür ve zafer de uygar insanlığındır. Korkak bir asker olma, Enrico’cuğum
Ölüm yoktur, ölüm bir hiçtir. Asıl olan yaşamaktır.
Görüyor musun, yüksek sınıfın insanları toplumun subayları, işçileri, askerleridir. Çünkü soyluluk çalışmaktadır, kazançta değil, değerdedir, rütbede değil.
Bir toplumun uygarlığı, her şeyden önce sokaktaki davranışlarla ölçülür.
Çoğu zaman eksik olan yetenek değil, insanın kendi yetersizliği konusundaki önyargısıdır.
‘ Benliğinize kıskançlık yılanının girmesine izin vermeyin. Beyni kemiren kalbi parçalayan bir yılandır o.
Bir çalışmanın sonucu pislik değildir; kireçtir, tozdur ya da başka bir şeydir ama pislik değildir. Çalışmak insanı hiçbir zaman kirletmez!
Siz bayrammış gibi kutluyorsunuz kışı çocuklar. Ama kışın yoksulluk ve ölümden başka bir şey demek olmadığını bilen binlerce insan olduğunu da unutmayın.
Küçük kitaplığı işaret etti:
‘İşte. Anılarım, bütün geçmişim, hepsi orada. Dünyada başka bir şeyim kalmadı.’
Artık sayıklamaya başladığı zaman nefeslerinin arasında, ‘Çocukları eğitin’ diye yakarıyordu. ‘Çocukları ve gençleri eğitin Ülkeyi özgürlük içinde yönetin.’
Okumadan ya da müzik derslerinden yoksun kalmak onlar için o kadar büyük bir cezadır ve bundan o kadar çok acı çekerler ki, kimse onları bu şekilde cezalandırmaya kalkışamaz.
Çünkü her acı bir suçun kefaretidir ve her damla gözyaşı bir lekeyi temizler.
Şunu iyi bil ki Enriko, bu, insan sevgilerinin en kutsalıdır; onu çiğneyene yazık olsun. Annesine saygı duyuyorsa, bir katilin bile yüreğinde insanca bir şeyler kalmış demektir. Annesini üzüp inciten insan, insanların en yücesi bile olsa aşağılık bir yaratıktır.
Anneni üzersen yaşamın boyunca huzur bekleme.
Yaşadığın sürece birçok kötü olaylarla karşılaşabilirsin ama onların en kötüsü anneni yitirdiğin gün olacaktır.
İyilik dolu ama üzgün gözleri var..
Bir başka yaşamda yeniden karşılaşmak,yeniden görmek senin davranışlarına bağlı.
Vatanımızın birliğini kurmak için dökülen kutsal kanın tümü atölyelerde ve tarlalarda çalışan emekçilerin damarlarından akmış olduğunu hiç bir zaman unutma.
Çocukken edindiğin bu arkadaşlarını kaybetmemeye çalış,çünkü gelecekte,kendi sosyal sınıfına ait olmayanlarla arkadaşlık kurman çok zor olacaktır.O zaman da tek bir sınıfın içinde yaşamak zorunda kalacaksın,hep aynı sınıfın içinde yaşayan insan da tüm hayatı boyunca tek bir kitaptan başka bir şey okumayan araştırmacı gibidir.
Biz bir başka hayatta tekrar görüşeceğiz, bu dünyada çok acı çekmiş insanlar sevdiklerine, günahında, gözyaşınında, ölümünde olmadığı bir dünyada tekrar kavuşacak. Ama biz, hepimiz o hayata layık olmalıyız.
Sana hayat vermiş o insana karşı ağzından bir daha öyle bir söz çıkmasın. Eğer ağzından kaçarsa da onun ayaklarına atılmana, alnındaki nankörlük damgasını silmek için bir af öpücüğü dilemene babandan duyduğun korku değil, ruhundan gelen dürtü neden olsun. Seni seviyorum evladım. Sen benim yaşamımın en tatlı umudusun. Ama annene karşı nankör davrandığını görmektense seni ölü olarak görmeyi yeğlerim. Şimdi git ve bir süre bana sevgini gösterme. Çünkü buna kalpten karşılık veremem.
Sevgili yavrum, ölüler gününde henüz arkasından gözyaşı dökeceğin bir yakının olmadığı için şanslısın!
Kitaplar senin silahların, sınıflar senin bölüğündür, savaş meydanı dünyanın her tarafı ve zafer insanlığın çağdaşlığıdır.
Siz zararsız bir arkadaşınızı incittiniz, onunla alay ettiniz ve kendini savunamayan güçsüz birine saldırdınız. İnsanı lekeleyebilecek en alçak, en utanç verici davranışlardan birinde bulundunuz.
Beni küçülten ve başkalarını üzen bu tembelce yaşantıma kesin olarak son vereceğim. Haydi çalışmaya! Tüm yüreğim ve gücümle Dinlenme saatlerimi mutlu, oyunlarımı zevkli ve yemek zamanımı neşeli yapacak olan çalışmaya!
Çalışmak insanı pis yapamaz. Çalışmaktan dönen bir işçiye sakın ola ki, ‘Pis’ deme. ‘Üzerinde işinin izleri var,’ de.
Sanki vücutlarında kalp diye bir şey yok.
“Çalışmanın işaretleri kir değildir.Bunlar kireç, vernik, toz ve daha bilmem ne olabilir. Ancak pislik olamaz. Çalışmak hiçbir şeyi kirletmez..”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir