Beyazıt Akman kitaplarından Cennetin Kapıları 1492 kitap alıntıları sizlerle…
Cennetin Kapıları 1492 Kitap Alıntıları
Besmele, nimet bahçelerine giden yoldur.
– Biz onu her gün, her saat yeniden bulur, yeniden şükrederiz. Yerdeki otların yeşilinde, gökyüzünün mavisinde, toprağın siyahlığında onu tekrar tekrar görürüz. Kuşların cıvıltısında, tavşanların sıçrayışında, kartalların kanatlarında buluruz biz Tanrı’yı.
– Bakmasını bilmiyorsun
(Bakara 54)
“Eğer başarılı olursak hiçbir krala nasip olmayacak topraklar sizin olacak. Yeryüzünün en büyük sultanı siz olacaksınız!”
Bayezid soğukkanlılıkla cevap verdi:
“Bir kralın büyüklüğü yönettiği toprakların genişliği ve büyüklüğüyle ölçülmez; hüküm sürdüğü topraklarda adaleti ve liyakatiyle ölçülür! Bir el parçası kadar toprağa adil hükmeden imparator, dünyaya zulmeden kraldan daha büyüktür!”
İnsanın içinde bulunduğu şartlar ve koşullar ne olursa olsun sürekli aynı gerçeğin peşinde olabilmesi ne büyük bir nimet. Hiçbir zaman doğrudan şaşmamak! Mevki ya da statüye aldırmadan, gelip geçici heveslere kapılmadan, maddenin aldatıcı duasına kanmadan, kayaların ortasında ya da Kuştüyü yastıklarda bir kulübe ya da altın ve yakutlarla kaplı bir sarayda, sürekli ama sürekli aynı inançla, aynı istikamete yürümek. Bir pusula olabilmek!
Pusula, kendi istikametini bulduğunda diğer yönleri de rahatlıkla tanımlayabiliyor. Güneyi kuzeyden, doğuyu batıdan ayırabiliyor. İnsanoğlu da hakikatten ayrılmadığı zaman doğruyu yanlıştan ayırt edebiliyor. Halbuki sisli havalarda, dumanlı ufuklarda, yolculuk etmek, insanın gideceği yönü belirleyebilmesi ne kadar da zor. Peki pusula bunu nasıl yapıyor? Çünkü iğne kendini özünü biliyor ve onu arıyor. Mıknatıs kuzeye ait olduğunu ve oradan geldiğini hiçbir zaman unutmuyor. Hava ne kadar sisli, görüş ne kadar kapalı olursa olsun pusula kuzeyi hissediyor, biliyor, onunla bir oluyor.
İnsan da geldiği yeri, özünü, varlığını bilirse gideceği yeri de rahatlıkla görebiliyor. Gözün görmediğini, kulağın duymadığını ruh biliyor, kalp hissediyor. Eğer ruh ve kalp geldikleri yeri unuturlarsa o zaman beden de kayboluyor, şaşırıyor, bocalıyor işte bu yüzden yolunu bulması gereken insan önce kendini bilmeli. İstikameti bilmek; kendini bilmekle; kendini bilmek, yeryüzünü ve evreni anlamakla başlıyor.
Piri Reis
Besmele, nimet bahçelerine giden yoldur.