İçeriğe geç

Cemal Süreya Kitap Alıntıları – Nazan Arısoy

Nazan Arısoy kitaplarından Cemal Süreya kitap alıntıları sizlerle…

Cemal Süreya Kitap Alıntıları

Ve ben ,
Bir gülüşün için her şeyden vazgeçebileceğimi farkettiğimden beri iyi değilim..jiyan
“Pencereniz kirliydi,
gördüğünüz her insana çamur attınız..”
Seni ‘olduğun gibi seven’ insan için, iyi gün kötü gün yoktur. Ne zaman yanında olması gerekiyorsa, o zaman yanında olur (19eylül)
Cam görüntüsü kadar şeffaflık lazım insana evlat. Üstümüz başımız asfalt dökülmüşçesine karanlık ve derinliğimiz görünmüyor. Sığlık seviyesinde yaşanıyor hayat ve üstelik bir de yaşıyoruz zannediyoruz ya, işte bu beni çok güldürüyor.
Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Üzgün görünüyorsun azizim, diyorlar. Üzülmek mi? O da ne, diyorum. Hissizim artık diyemiyorum.
Kimsesizliklerimizde gizli kimseleri, kimliksizleştireli çok olmalı zira hălă bu kadar güvenerek yaşıyor olamazdık.
Açık çay içerdi hep..
Demli içince bardağın diğer tarafından beni göremezmiş.
Öyle derdi
Gerçi aklıma bile gelmiyorsun artık,
O kadar kalbimdesin ki
Gözlerinin, gözlerinin kahvesinden koy ömrüme
Kırk yılın hatrına sen kalayım.
Dedim ya, Eylül’dü. Savruluşu bundandı kimsesizliğimin Bir gün aklına gelecek olursam, bana şiir ısmarla. Eylül’ü konuşalım Cemal Süreya
?Cemal’i sevmek, hüzünlü dostluktan, aşk acısından geçenlerin işidir. Cemal’i sevmek, gözlerinden olur olmaz zamanlarda acısı sızanların işidir. Cemal, gözlerin pınar hükümdarı, yüreklerin aşk hocasıdır daima.

#cemalsüreyya

Çocuk olsam yeniden.Bir tek düştüğüm için acısa içim ve kalbim; çok koştuğum için çarpsa sadece ”
Önce sevdiğiniz terk eder sizi, ardından uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir, ne de uykunuz Cemal Süreya
Hangisi daha iyi: Acı gerçek mi? Yoksa tatlı yalanlar mı?
Bir liste yapmalı aslında,hangi yaşanan olaylarda hayat varmış dedik. Yaşıyoruz,yaşatıyoruz dedik.
Okyanusta boğulmaz da insan, gider bir kaşık sevdada boğulur.
Bekleyişler,hayaller,benzetmeler,ben olsamlar,o beni anlasınlar var ya,heh işte onlar tüketir aşkı.
Adı aşk dediğin için sen kendinsiz kalacaksın. Alış adam,alış. Aşk içinde onursuzlaşacaksın.
Bir kadının çığlıklarından , kavgalarından korkmamak gerekir çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.
Lime lime eksilirsin eskiler yüzünden ve geçmişin korkunç savaşlarının gelecekte yaşanacağını bildiğin için yeni yeni zırhların olur.
Sökük dikilir,onarılır bilirsiniz ama en ufacık bir zorlamada yeniden dikiş atar,kırık bir vazo yapıştırılıp eski formuna sokulabilir ama o derz izleri vazonun daha önce kırıldığını daima hatırlatacaktır.
Birkaç dakikalık rüyaları,bir asır gibi yaşamayı diledin mi?
Hayatında bir kere bile olsa insan,bir türlü dizginlenmez mitolojik bir kır atın peşinden koşmak nasıl bir hal,hissetmeli.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Kadınsal gidişler ne demek bilirsiniz.Kadın sindirmeden öğütmez duygularını.Aşkı da,terk edişi de önce kendi yüreğinde kabullenir,sonra tadına bakar.
Uzun zaman oldu.Şimdi zihin değirmenlerinde öğütülmüş kararlarımın efendisi benim.Hayat benim.Hayatımla ilgili karar alma yetkisi benim.Yetkimi kullanmak istiyorum şimdi.İkili bir hayat yetkisi sürdürülebilir değil.
Sana göre,hayatına göre yaşamak istemiyorum.Benim yolum,benim hatalarım ve doğrularım hatta kendim için dileklerim var ve sen onlara karşılık gelmiyorsun.Bu yüzden sen eski tanımıyla anılan bir sevgilisin artık.Ben yokum.Aşk durağından bindiğim biz treninden,ben durağında iniyorum.Hoşça kal.
Kristal gibi kırıldı ruhum.Tuzla buz olmak deyimine uygun kıymık kıymık saçıldım oraya buraya.
Anlatılan ile yaşanan kimlik aynı değildir.
Canı yanan kadın can yakmayı çabuk öğrenir diyelim.
Bu kendini sesli vurgulu sorgulama,yargılama halleri insana kendindeki doğruyu buldurur.
Çocukken ne yaşarsan büyüdüğünde de osun.Öğretilenlerin ötesine geçmek zor.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bolca şefkat ve üzeri tamamlanabilir azıcık sevgiyi esirgemeyin.
Uzaktan sevmediyseniz birini, hiç sevdim demeyin.
Özlemek erken saatlere alınsın, sonra uykusuz kalıyoruz…
Bazı insan ruhlarının denize kıyısı var sahiden. Onlarla konuşunca sanki bacakları denize nazır uzatip huzur buluyorsun.
Git’diyorsun da olmuyor işte git demekle, her şeye rağmen gidemiyor insan. Ben de sana ‘sev’diyorum mesela.Sevebiliyormusun
ve hep olmayacak şeyler kurarım aklımda , gülünç,acemi ,çocuksu.
Üzüldüğünü anlamayan seni mutlu edemez
Hayat , birine seni seviyorum demenin kararsızlığını yaşamak için çok kısadır..
Ne güzel adamlar var;
Seven, özleyen, bekleyen,
ihanet nedir
bilmeyen,aşık olabilen.
Ve bir de kadınlar var,
Böyle adamlara hiç
denk gelmeyen
“Çocuk olsam yeniden..
Bir tek düştüğüm için acısa içim, ve kalbim; çok koştuğum zaman çarpsa sadece.”
“Üzüldüğünü anlamayan, seni mutlu edemez.”
Unutsun beni demişsin.Bu bana imkansız geliyor. çünkü unutmam için önce seni hatırlamam gerekiyor.
Ben senin için okunacak kitaplar, anlatılacak hikayeler, altı çizili satırlar,
güzel şarkılar ve rüyalar biriktiriyorum.
Ben seni düşünüyorum seni
Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
Kalbim diyorum kalbim
Daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi
Aşkı anılar besliyor düşler kadar
Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
Sevgi eskidikçe sevgi.
Dünyanın en güçlü insanları kimlerdir diye sorsalar; Kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadınlardır derim.
Gitmekle gidilmiyor ki Gitmekle gitmiş olmazsın; Gönlün kalır, Aklın kalır, Anıların kalır.
“Uzaktan seviyorum seni kokunu alamadan boynuna sarılamadan yüzüne dokunamadan sadece seviyorum.”

Cemal Süreya

“Üzülme değmez” sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey; değmeyenlere yüreğimin değmiş olması.
Yoklama alıyorum, sessiz olun!
Kaygı? Burda!
Hüzün? Burda!
Yalnızlık ? Burda!
Mutluluk? Mutluluk?
Sanki tüm duygularımı sende harcamışım gibi. Hiç kimseye karşı bir şey hissedemiyorum.
Senin çelme takdığın yerden başlıyorum hayata.
Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Uğraşamam dünümle dünümdekilerle.
Ben yarına bakarım yanımdakilerle
Üzüldüğünü anlamayan, seni mutlu edemez.
Git diyorsun da
Olmuyor işte git demekle,
Her şeye rağmen gidemiyor insan.
Ben de sana Sev diyorum mesela.
Sevebiliyor musun?
Eğildi ve kalemin kulağına fısıldadı Eğer bir daha onun ismini yazarsan senide kırarım .
Umut belki de gelecek sayfadadır, kapatma kitabı.

Cemal Süreya

Üzüldüğünü anlamayan seni mutlu edemez..
Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık, sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz. Beklerken de yavaş yavaş ölmeyi seçmişiz…
Yavaşça kalemin kulağına eğilip dedim ki:Bir daha onun adını yazarsan, seni de
kırarım.
Gitmekle gitmiş olmazsın; gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır.
Ertesi gün için bir şey diyemem ama rakı içtiğin gün ölmezsin..
Okyanusta ölmez de insan,
gider bir kaşık sevda da boğulur
Sesinde ne var biliyor musun?
Ev dağınıklığı var.
Ikide bir elini başına götürüp
Rüzgarda dağılan yalnızlığını,
Düzeltiyorsun.
Sesinde ne var biliyor musun?
Söyleyemediğin sozcukler var.
Küçücük şeyler belki
ama günün bu saatinde
anıt gibi dururlar.
Tutmayın yol verin gidene gidene..!
Her gece annem,her gece bir tren seni alır götürür o uzun yollardan dönülmezliğine.
Gitmekle gidilmiyor ki..
Gitmekle gitmiş olamazsın;
Gönlün kalır,
Aklın kalır,
Anıların kalır.
Yeni insanlar tanımamıza gerek yok ,
Daha yanımızdakileri tanıyamadık …!!
Ahhh şimdi benim gözlerim,
Bir ağlamaktır tutturmuş gidiyor
Sen bakma bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlamaz.
Bir gün ayrıldık ve sevilmekten eskimiş bir renk gibi hissetim kendimi.
Saat on ikiden sonra bütün içkiler şaraptır,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir