Aleksandr Puşkin kitaplarından Byelkin’in Öyküleri kitap alıntıları sizlerle…
Byelkin’in Öyküleri Kitap Alıntıları
Gerçekten de rütbe sırası na uymak gibi herkese uygun olan kural yerine bir başka kural, örneğin akıl sırası na uymak kabul edilmiş olsaydı başımıza neler gelirdi?
Ne duruyorsun azizim, sen de ölülerin şerefine iç!
Fakat kaderden kaçılmıyor. Alnımıza yazılan başımıza geliyor.
Se amor non é, che dunche?
Bu aşk değilse, nedir?
Bu aşk değilse, nedir?
Başarıya giden her yol doğrudur.
İkisi de gerçekten mutluydu ve geleceği çok az düşünüyorlardı.
Masumluğun zevkini duyabilecek temiz bir yüreği vardı.
Şafakla beraber uyanmak kadar sağlıklı bir şey yoktur
Felaketi uzaklaştıramazsın; insanın alnına yazılan değişmez.
Anınız, sevimli, eşsiz hayaliniz bundan sonra hayatımın hem ıstırabı, hem sevinci olacaktır.
Kendimizi haklı göstermek için, çok az şey uydurabildiğimiz zaman, ahlaki nitelikteki atasözlerinin şaşılacak yararları vardır.
Hayata bu kadar az değer veren bir insanı hayattan yoksun etmenin ne yararı olabilir.
Düşüncemiz gücünü korumaktadır
Fakat hayır felaketi uzaklaştıramassın; insanın alnına yazılan değişmez.
Kocayan evrenin bu ak saçlarını, tabutları, her gün görmüyor muyuz?
Bu aşk değilse, nedir?
Düello kuralları gereğince onu öldürmeye ahdetmiştim. ( Atış sırası bendeydi)
Efendime söyleyim, o daha küçüklüğünden beri hikayeleri severdi
Sizi her gün görmek ve sözlerinizi dinlemek gibi güzel bir alışkanlığa kendimi kaptırmakla ihtiyatsızca hareket ettim.
Ama Mariya Gavrilova hiç durmadan sayıkladığı sıralarda, kendi sırrını kendisi açığa vuruyordu. Ama sözleri öylesine saçma sapan şeylerdi ki, baş ucundan hiç ayrılmayan annesi bile, bütün bu sözlerden ancak, kızının Vladimir Nikolayeviç’i çıldırasıya sevdiğini ve hastalığının da bundan ileri geldiğini anlayabilmişti. Kocasına ve bazı komşularına da danıştıktan sonra, nihayet Mariya Gavrilova’nın alın yazısının böyle olduğuna, yoksulluğun bir kusur olmadığına, zenginlikle değil ama insanla yaşandığına vb. söz birliği ile karar verildi. Kendimizi haklı göstermek için, çok az şey uydurabildiğimiz zaman, ahlaki nitelikteki atasözlerinin şaşılacak yararları vardır.
“Yalnızlık bunların arkadaşlığından daha iyiydi.”
“Onun bu kayıtsızlığı beni deli etti.Hayata bu kadar az değer veren bir insanı hayattan yoksun etmenin ne yararı olabilir, diye düşündüm.”
Yalnızlık bunların arkadaşlığından daha iyiydi.
Başkalarının düşüncesine çok az önem verdiğimin farkındasınız. Ama sizi sever ve anlarım; üzerinizde yanlış bir izlenim bırakmak benim için acı bir şey olacaktı.
Nota nostra manet.
(Düşüncemiz gücünü korumaktadır.)
(Düşüncemiz gücünü korumaktadır.)
Fakat hayır, felaketi uzaklaştıramazsın; insanın alnına yazılan değişmez.
Kendimizi haklı göstermek için, çok az şey uydurabildiğimiz zaman, ahlâkî nitelikteki atasözlerinin şaşılacak yararları vardır.
Zaman her şeyi yoluna koyar.
Kendimizi haklı göstermek için, çok az şey uydurabildiğimiz zaman, ahlaki nitelikteki atasözlerinin şaşılacak yararları vardır.
“Ne duruyorsun azizim,sende ölülerin şerefine iç.”
( ) yoksulluğun bir kusur olmadığına, zenginlikle değil ama insanla yaşandığına vb. söz birliği ile karar verildi.
Başkentler de ki kadınlar, belki de daha iyi bir öğrenim görürler. Ama sosyete gelenekleri bunların karakterini pek çabuk bozar; ruhlarını, takı başkalarının tuvaletleri gibi, tek düzen bir hale getirir.
Her çeşit sır, kadın kalbi için daima ızdırap vericidir.
Kendimizi haklı göstermek için, çok az şeyler uydurabildiğimiz zaman, ahlaki mahiyetteki atasözlerinin şaşılacak faydaları vardır.
Hayatı bu kadar az değer veren bir insanı hayattan yoksun etmenin ne faydası olabilir.
Sır hangi türden olursa olsun kadın kalbine her zaman acı verir.
Kendimizi kandırmaya gücümüzün yetmediği sıralarda atasözleri şaşıracak kadar yararlar işimize.
Zaman, her şeyi yoluna koyar.
Erken uyanmak kadar sağlığa yararlı bir şey yoktur.
kaderden kaçılmıyor. Alnımıza yazılan başımıza geliyor.
Sıradan, küçücük bir katiptir,
Menzil bekçisi oldu mu diktatör kesilir. (Prens Vyazemski)
Menzil bekçisi oldu mu diktatör kesilir. (Prens Vyazemski)
Borcun iyisi, ödenmiş olanıdır.
Bir ölü ne yapıp edip, kendine bir tabut bulmak zorundadır!
Canlılar ayakkabısız da edebiliyorlar ama ölüler tabutsuz yaşayamaz!
Kocayan evrenin bu ak saçlarını
Tabutları her gün görmüyor muyuz?
(Derjavin)
Tabutları her gün görmüyor muyuz?
(Derjavin)
Zaman, her şeyi yoluna koyar.