İçeriğe geç

Bütün Şiirlerinden Seçmeler Kitap Alıntıları – Cesare Pavese

Cesare Pavese kitaplarından Bütün Şiirlerinden Seçmeler kitap alıntıları sizlerle…

Bütün Şiirlerinden Seçmeler Kitap Alıntıları

Gözlerinde gülüyor
senin olmayan bir gökyüzünün tuhaflığı..
Gözlerinin ışığı olmadan geçen
gündüz
karanlıktır..
Yüreğinde sessizlik var,
bastırılmış sözcükler.
Karanlıksın..
Gece de sana benziyor,
sessiz, ağlayan, uzak.
gece, değişiyor yüreğinin derinlerinde,
ve yorgun geçiyor yıldızlar.
Gece acı çekiyor..
Bize bunca sessizliği öğretebilmek için
çok yalnız kalmış olmalı atalarımızdan biri..
İlkbaharın yüzü;
senden umutsuz kişinin,
yüreğini parçalayan
hafif yağmur,
sümbül rengi şafak,
tek başına gülümsediğin
hüzünlü gülümseyiştir.
Başka günler olacak,
başka sesler ve yeniden uyanışlar.
Şafakta acı çekeceğiz,
ilkbaharın yüzü.
Artık birbirinden nefret etmeyen
uzlaşmış düşmanlar gibi
sesimiz aynı,
aynı cezamız
ve çıplak gökyüzü altında
yan yana yaşıyoruz.
Tek erdemimiz bu: başlamak
her gün yaşama – toprağın önünde,
susan bir göğün altında – bir uyanışı bekleyerek.
Arkadaşlar tepelerde yaşamıyor,
otların yerine rayların olduğu şehirde doğmuşlar. Bazen o da unutuyor bunu.
Ama şehre ulaşan toprak kokusu köylülerin kokusunu taşımıyor artık.
Değer mi bunca yalnızlık, gittikçe daha yalnız olmak için?
Her birimiz yalnız olduğunu anımsıyor, uykusu olduğunu, tek tük geçenleri gördükçe – herkes kendi kendine hayallere dalıyor, nasılsa şafakta gözlerini açacağını biliyor.
Sabah geldiğinde bizi şaşırmış buluyor gözlerimiz şimdi başlayan işe dikilmiş.
Sokaklarda dolaşacağım yorgunluktan tükenene dek
yalnız yaşamayı bileceğim ve geçen her yüzün
gözlerine gözlerimi dikmeyi ve aynı kalmayı.
Ama başka bir yerde yaşıyorsun.
Yumuşak kanın başka bir yerde yapılmış.
Söylediğin sözcükler bu göğün yalın hüznüyle örtüşmüyor.
Çok sevimli ak bir buluttan başka bir şey değilsin, eski dallar arasına takılı kalmış.
Başını sallıyorsun,
sanki havada bir mucize oluyormuş gibi
ve mucize sensin.
Kadınlar pek önemsenmez ailede.
Demek istediğim, bizde kadınlar evde oturup
bizi dünyaya getirir ve hiçbir şey söylemezler,
hiçbir önemleri yoktur, anımsamayız onları.
Her kadın kanımıza yeni bir şeyler aktarır, ama hepsi bunu yaparken kendini tüketir ve biz,
böyle yenilenmiş olarak, varlığını sürdüren yalnızca bizleriz.
doğar doğmaz bile güneş
eskiydi artık bizim için gün”
Gece de sana benziyor,
suskun ağlayan uzak
gece, yüreğinin derinlerinde,
ve yorgun geçiyor yıldızlar.
Yüreğinde
sessizlik var,
bastırılmış sözcükler..
Karanlıksın.
Tek erdemimiz bu: başlamak
her gün yaşama
toprağın önünde,
susan bir göğün altında
bir uyanışı bekleyerek.
Değer mi bunca yalnızlık, gittikçe daha yalnız olmak için?
Kimi zaman onu görüyorum, önümde yaşıyor
kesin, değişmez, bir anı gibi.
Onu hiçbir zaman kavrayamadım: Gerçekliği
hep kaçıyor benden, hep uzaklara götürüyor beni.
Güzel mi, bilmiyorum.
Bedenimi oluşturan, onu anılarla sarsan
bu sarp tepeler, o kadının mucizesini
aralıyor, onu yaşadığımı ve anlayamadığımı bilmeyen
kadının.
Ama erkekler, acımasızlar, unutup gittiler onu.
Kimi zaman onu görüyorum, önümde yaşıyor
kesin, değişmez, bir anı gibi.
Onu hiçbir zaman kavrayamadım: Gerçekliği
hep kaçıyor benden, hep uzaklara götürüyor beni.
Güzel mi, bilmiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir