İçeriğe geç

Bostan Seçme Öyküler Kitap Alıntıları – Şeyh Sadi Şirazi

Şeyh Sadi Şirazi kitaplarından Bostan Seçme Öyküler kitap alıntıları sizlerle…

Bostan Seçme Öyküler Kitap Alıntıları

Mademki insanların iyisi de kötüsü de geçip gidiyor, sonunda adın hayırla anılsın daha iyi.
*Söz, insanın nefsinde bir olgunluktur; sözünle kendine noksan getirme.
*Tevazu yüceliği arttırır, fakat gurur seni toprağa serer.
Sorun cahil olman değil;
Kendini âlim sanman.
Kemiğin himmeti yüce olabilir.Ama gönül deridir.Ona onun kadar bir şey olmaz.Yükünü çeken kemikti ama sen hakikat yükünün kalpte olduğunu bilir mısın?
Toprağın altında iken gönlü diri olan bir ölü, gönlü ölü olarak yaşayan bir bilginden daha iyidir. Yaşayan gönül asla mahvolmaz. Gönül yaşadıktan sonra beden ölmüş, ne çıkar?
Eğer kötülük edersen iyilikte gözün olmasın.
Doğruların ardında eğri yürüme.
İdrak kulağından gaflet pamuğunu çıkarmalısın ki ölülerin nasihatini duyabilesin.
Diken ektinse gül biçemezsin.
Adamın biri ucuna bindiği bir dalı kesiyordu. Bahçe sahibi bunu gördü. Gülerek dedi ki:

Eğer bu adam kötülük ediyorsa bana değil, kendine ediyor.

Şükretmeyen kimsenin nimeti yok olur.
Diken ektinse gül biçemezsin.
Zehir, ancak tiryakinin bulunmadığı yerde adam öldürür.
Yolda lâf etmek değil, adım atmak lâzım. Yürümedikten sonra lafın mânası kalmaz.
Elli yıl iyilik yaparsın da,
bir çirkin hareketin her şeyi mahveder.
Arkadaş! Şimdi elinden gelirken iyilik yap. Yoksa yarın kefeni yırtıp elini çıkaramazsın.
Bir evde kadın feryadı yükseliyorsa, saadetin orada yalnız adı kalmıştır.
Ya Rabbi!
SEN beni hayra,
iyiliğe muvaffak kılmazsan
benim kime ne hayrım dokunur.
Ya Rabbi! Beni bırakma! Kimse elimi tutmuyor. Beni kapından geri çevirme, senden başka bana yardım edecek kimsem yok. İster lutf edip beni kapına davet et, ister huzurundan kov. Benim başım senin eşiğinden başka bir eşiğe asla boyun eğmez. Bizim miskin ve çaresiz olduğumuzu en iyi sen bilirsin.
Ah, o sevgili günler elimden gitti, nasıl ki şu günler de ansızın sonra erecek.
Aklı, ruhu birleşen iki insan, dudakları susarken bile, neler neler anlatmazlar Sevdiğinin yüzüne bakmaya bir kere cesaret ettinse gayrı ona doyamazsın.
Ey akıllı insan, gönül sır zindanıdır. Ama bir kere söyledin mi, sır artık zincire girmez.
Değerinin yüce kalmasını istiyorsan güzel yüzlülere gönül bağlama.
İyileri besleyen kötülük görmez. Ama kötüyü besledin mi, kendi canına düşmanlık edersin.
Yumuşaklık gösterdiğin takdirde düşman yiğitlenir.
Her gönlünün dilediği şeyin ardına düşme. Vücudun kuvvetlendikçe ruhunun nuru eksilir.
Nefs-i emmare insanı zelil eder.
Doğru bir yol mu istiyorsun? İşte ahiretlerin yolu. Bu yol, ümitle korkudan ibarettir. İnsan, iyilik ümidi ve kötülük korkusu dolayısıyla aklın gereğini benimser.
Gönül aynasına derin derin bak ve onu yavaş yavaş parlat. Belki bu sayede aşkın bir kokusuyla mest olup Elestü zamanını aramaya başlarsın.
.. Zamanın dönüşünden müteessir olma. Ey düşüncesiz, tedbirsiz, akılsız olan nefs. Sen tek yoksulluğun yükünü çek ama kendini gamla öldürme.
Eğer akıbetin mutluysa matem zamanın düğün dernek olur.
“Yüreğinde aşk varsa hayvanların ayaklarından çıkan ses bile musikidir.”
Sen temiz bir gönül sahibi olmaya bak. Mide ancak toprakla doyacaktır.
kırılan parçaları toplayıp eski haline getirmek mümkün değildir.
Birisi kara yağız bir adama şöyle demişti:
“Sen çirkinsin!”
Öbürü öyle bir karşılık verdi ki, o sözü söyleyen kimse şaşırıp kaldı:
“Ben, dedi, kendi şeklimi kendim yapmış değilim ki fena yapmışım diye ayıplayasın. Yüzüm çirkinse bundan sana ne? Güzeli, çirkini nakşeden ben miyim?”
Karın, elin bağı, ayağın zinciridir. Midesine kul olan kişi Allah’a nadiren ibadet eder.
Bağırsağı geniş olanın yüreği dar olur.
Nefs-i emmare insanı zelil eder. Aklın varsa nefsini hoş tutma. Her istediğini yiyecek olursan, çok darlık çekersin.
Her gönlünün dilediği şeyin ardına düşme. Vücudun kuvvetlendikçe ruhunun nuru eksilir.
Sen önce insan ahlakı kazan, ondan sonra melek huylu olmayı düşün.
Dışı özentisiz ve huyu güzel bir adam, içi harap olup da adı iyiye çıkmış olan kişiden üstündür.
Kalbi sevgilisiyle bir olan kişi, dünyada gönül dileğine kavuşmuş demektir.
Kalbin içi bir kaledir. Dikkat et, sırlar kalenin kapısını açık bulmasın.
Murada ermedim diye düşüne düşüne kalbini yakma. Çünkü her gecenin gündüzü vardır.
Ömrünü ahla vahla geçirme. Fırsat kıymetlidir ve zaman kılıç gibidir.
Söz, insanın nefsinde bir olgunluktur; sözünle kendine noksan getirme.
Uzun söze ne hacet? Söz dinleyene bir harf de yeter.
Hırs, insanın onurunu kırar; bir arpa için bir etek dolusu inciyi harcatır.
Kanaat baş yüceltir; lakin, tamahla dolu olan bir baş, omuzdan kalkamaz.
Azametli adam kurum satar; çünkü büyüklüğün yumuşaklıkta olduğunu bilmez.
Seni sevgilinden ne alıkorsa asıl sevdiğin odur.
Gönlünün havasına uyup hayatını mahvetmeyesin.
Dostun yadiyle olduktan sonra sabır insana acı gelmez.
Hakikat süslü bir saraya, heva ve heves de uçan tozlara benzer.
İnsanın gözü sağlam da olsa toz kalkan bir yerde görmez olur. Bunu bilmiyor musun?
İnsan sadece etten, kemikten ibaret olmaz. Fakat her şeklin içinde de mana denilen ruh yoktur.
İyi tabiat yaratılıştan gelir, kazanılmaz.
Zengin, malı sayesinde kimseden üstün olamaz. Eşek, atlastan çul örtünse dahi, gene eşektir.
Her şeyden evvel adamın kafasında akıl, beyin bulunmalı. Bana seninki gibi gösterişli bir sarık lazım değil. Kafası büyük olmakla insan bir şeye ulaşmaz. Kabak da kocaman kafalıdır, ama içi boştur.
Tevazu yüceliği artırır, fakat gurur seni toprağa serer.
Allah’ın buyruğuna köle gibi razı ol. Çünkü onun gibi Efendi bulamazsın.
Gayesiz yaşayanlar nasipsiz kalırlar.
Aşk Akla Galip Gelir.
Kötülüğü kötülükle cezalandırmak kolay. Mertsen kötülük yapana iyilik et.
Toprağın altında iken gönlü diri olan bir ölü, gönlü ölü olarak yaşayan bir bilginden daha iyidir. Yaşayan gönül asla mahvolmaz. Gönül yaşadıktan sonra beden ölmüş, ne çıkar?
Eğer akıllı isen manaya meylet. Zira yerinde kalacak olan şey manadır, suret değil.
Şu halde bilgisi, cömertliği ve takvası bulunmayan kişinin suretinde de hiçbir mana yoktur.
Sonum hayra çıktıktan sonra aç kalmışım, acı çekmişim, bana vız gelir.
Eğer akıbetin mutluysa matem zamanın düğün dernek olur.
İki kişi vardır ki bunlar, insanlar için kuyu kazarlar: Biri güzel huyludur, susamışların içini serinletmek ister; öbürü kötü şöhretlidir; halkın, boğazına kadar batmasını kurar.
Kadının, erkeğin, herkesin huzurunu kendi rahatına tercih eden kimseye ne mutlu.
Aklı, ruhu birleşen iki insan, dudakları susarken bile, neler neler anlatmazlar
Ey akıllı insan, gönül sır zindanıdır. Ama bir kere söyledin mi, sır artık zincire girmez.
Güzel huyu akıllılardan da öğrenebilirsin; ama o kusur arıyan cahillerden öğrendiğin kadar değil. Kendi ahlakını düşmanından dinle; dostun gözünde her yaptığın iyidir.
“Kırık bir şeyin sende olması sağlamının düşman elinde bulunmasından iyidir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir