İçeriğe geç

Bir Gün Kitap Alıntıları – David Nicholls

David Nicholls kitaplarından Bir Gün kitap alıntıları sizlerle…

Bir Gün Kitap Alıntıları

Ona bakmadan edemiyorum. Aramızda müthiş bir çekim var sanki.Gülümsemesinin kaybolmasını,sonra birden tekrar ortaya çıkmasını seviyorum. Ona hep bakmak zorunda hissediyorum kendimi.
Konuşmaya ihtiyacım var; Biriyle değil, seninle.
Kiminle evleneceğinize dair illa bir kriter arıyorsanız bu kriter nezaket olmalı. Çünkü nezaket insanlığa ve insaniyete dairdir; içinde vicdan, merhamet, saygı ve empati barındırır.
Kiminle evleneceğinize dair illa bir kriter arıyorsanız bu kriter nezaket olmalı. Çünkü nezaket insanlığa ve insaniyete dairdir; içinde vicdan, merhamet, saygı ve empati barındırır.
Seni seviyorum Dexter seni seviyorum
Sadece artık hoşlanmıyorum.
Seni canlandırmaya çalışıyorum. Şu kurtlanmış ruhunu, önünde uzanan büyük macera için havalandırmaya çalışıyorum.
Ona bakmadan edemiyorum. Aramızda müthiş bir çekim var sanki. Gülümsemesinin kaybolmasını, sonra birden ortaya çıkmasını seviyorum. Ona hep bakmak zorunda hissediyorum kendimi.
Sır olarak saklamak istediğin bir şey baştan hiç yapmaman gereken bir şeydir.
En önemli şeyin bir tür değişiklik yapmak olduğunu sanıyorum dedi genç kız. Bilirsin bir şeyleri gerçekten değiştirmek.
Nasıl yani, dünyayı değiştirmek gibi mi?
Bütün dünyayı değil. Sadece kendi etrafını.
Konuşmaya ihtiyacım var; Biriyle değil, seninle
Her günü, son gününmüş gibi yaşa. Çok bildik bir nasihatti bu, ama doğrusu, kimin bu kadar enerjisi vardı?
Gelecek, önünde her biri bir öncekinden bilinmez ve korkutucu boş günlerin başarısı olarak yükseliyordu. Bugünleri nasıl doldurabilirdi?
Seni canlandırmaya çalışıyorum. Şu kurtlanmış ruhunu, önünde uzanan büyük macera için havalandırmaya çalışıyorum
Harcayabildiğimiz kadar çok para harcıyor ve insanlardan alabildiğimiz kadar az şey alıyorduk. Her zaman az ya da çok mutsuzduk ve akranlarımızın çoğu da aynı durumdaydı. Aramızda, her zaman çok eğlendiğimize dair bir kurmaca vardı ve bir de hiçbir zaman eğlenmediğimiz gerçeğinin iskeleti. Bildiğim kadarıyla bu, yaşıtlarım arasında yaygın bir durumdu.
Seninle konuşmak istediğim o kadar çok şey vardı ki, ama sen yoktun.
Biz kendimiz değiliz, kendimiz miyiz? Ben, kesinlikle kendim değilim, artık değilim. Sen de değilsin. Kendin gibi görünmüyorsun. Seni hatırladığım gibi değilsin.
Bir gün uyanırsın ve her şey mükemmeldir.
Ona bakmadan edemiyorum. Aramızda müthiş bir çekim var sanki. Gülümsemesinin kaybolmasını, sonra birden tekrar ortaya çıkmasını seviyorum. Ona hep bakmak zorunda hissediyorum kendimi. Hiçbir şeyini kaçırmak istemiyorum.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Benden herkes hoşlanır.Benim lanetim bu.
Yarın ne olacaksa olsun,bu günü yaşadık
Emma: Sana uzaktan vurgundum. Çok saçma biliyorum.
Dexter: Anlatmaya devam et sonra ne oldu?
Emma: Seni tanıdım. Beni senden kurtardın.
çoktan kaybedilmiş muharebeler için savaşma.
İşin sırrı, cesur ve atılgan olup bir fark yaratmakta.Bütün dünyayı değil, sadece etrafını birazcık değiştireceksin.Çifte diploman, tutkun ve Smith Corona marka yeni elektrikli daktilonla dışarı çık ve herhangi bir şey için çok sıkı çalış Mesela sanatla hayatları değiştir.Çok güzel şeyler yaz.Arkadaşlarına değer ver, ilkelerine sadık kal, tutkuyla ve dolu dolu yaşa.Yeni şeyler dene.Sev ve sevil, eğer mümkünse.Dengeli beslen.Bunun gibi şeyler.
Düşündüğü ve hissettiği her şey sonsuza kadar yok oldu.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Harcayabildiğimiz kadar çok para harcıyor ve insanlardan alabildiğimiz kadar az şey alıyorduk. Her zaman az ya da çok mutsuzduk ve akranlarımızın çoğu da aynı durumdaydı. Aramızda, her zaman çok eğlendiğimize dair bir kurmaca vardı ve bir de hiçbir zaman eğlenmediğimiz gerçeğinin iskeleti. Bildiğim kadarıyla bu, yaşıtlarımız arasında yaygın bir durumdu.
“Aptalım. Çünkü canın ne zaman isterse o zaman geldin ve ben hiçbirinde hayır diyemedim.”
Bir gün uyanırsın ve her şey mükemmeldir.
“Aptalım. Çünkü canın ne zaman isterse o zaman geldin ve ben hiç birinde hayır diyemedim.”
“Benden herkes hoşlanır.Benim lanetim bu.”
Konuşmaya ihtiyacım var; Biriyle değil, seninle
peki ya bi günlük kelebek yarına aşık olursa?
Seni canlandırmaya çalışıyorum. Şu kurtlanmış ruhunu, önünde uzanan büyük macera için havalandırmaya çalışıyorum.
En önemli şeyin bir tür değişiklik yapmak olduğunu sanıyorum. Bilirsin, bir şeyleri gerçekten değiştirmek.

‘Nasıl yani, dünyayı değistirmek gibi mi?’
Bütün dünyayı değil. Sadece kendi etrafını.

Seninle konuşmak istediğim o kadar çok şey vardı ki, ama sen yoktun.
Bir zamanlar sevmiştin değil mi? Başlangıçta.
“Ama mutlusun, değil mi?
Evet? Sanırım öyleyim. Sen?
Daha mutlu. Mutlumsu.
Mutlumsu. Evet, mutlumsu, fena değil.
Dağılma, diyor kendi kendine, burada değil, şimdi değil. Kendini topla.
Sen milyonda birsin
”Bugünlerde geceler ve gündüzler birbirinin içine karışma eğilimindeler.
“ İki parçalı yapboz gibisin sen.”
Beni çöpe atıyor gibisin.
“Dexter, seni çok seviyorum. Çok, çok fazla ve muhtemelen hep seveceğim.” Dudakları yanağına değdi. “Sadece artık senden hoşlanmıyorum. Üzgünüm.”
Belki ikimizde büyüdük ve birbirimizden vazgeçtik.
Artık çok geç. Çok geç kaldık. Ben çok yorgunum.
Senden nefret etmiyorum ama sen yanarken benim elimde bir bardak su olsa, o suyu içerim.
Gözlerinde bu kadar kırgınlık varken neden böyle susuyorsun?
“Sana uzaktan vurgundum. Çok saçma biliyorum.”
“Anlatmaya devam et sonra noldu?”
“Seni tanıdım. Beni senden kurtardın.”
-Nasıl yani, dünyayı değiştirmek gibi mi?
– Bütün dünyayı değil. Sadece kendi etrafını.
Emma ellerini kulaklarına bastırdı ve kendine bazı hayati sorular yöneltti.
Neden buradayım?
Gerçekten bir fark yaratıyor muyum?
Bu koku ne?
Şu anda nerede olmak istiyorum?
Darmadağınık olmuşsun. Kim dağıttı seni böyle?
Peki ya Emma?
Emma arkadaşım sadece.
Hala mı? Ben o kadar emin değilim. Aslında o kızın senden hoşlandığını düşünüyorum.
Benden herkes hoşlanır. Benim lanetim bu.
Bir gün uyanırsın ve her şey mükemmeldir
“Aptalım. Çünkü canın ne zaman isterse o zaman geldin ve ben hiç birinde hayır diyemedim.”
Gerçekten, ne oldu.
Seni tanıdım. Beni senden kurtardın.
İyi biri ol, tamam mı?
Ben iyiyim, her zaman iyiyim.
Ama aşırıya kaçma. Yani, iyiliği din haline getirme.
Benden herkes hoşlanır. Benim lanetim bu.
Şaka, şaka demek, insanın aslında tam da kastettiği şeyi söylemiş olduğu anlamına gelirdi.
Sır olarak saklamak istediğin bir şey baştan hiç yapmaman gereken bir şeydir!
– Peki, size ne oldu?
+ Hayat. Başıma gelen şey hayat.
Konuşmaya ihtiyacım var;
Biriyle değil, seninle..
Gençken her şey mümkünmüş gibi görünüyordu. Şimdi imkânsız.
Umarım yazmamın senin için bir sakıncası yoktur.Bunu yapmak delilik,öyle değil mi ? İnternet çağında mektup yazmak.
Ah, sadece sen değil, genel olarak erkekler; hepinizin sürekli yaptığı numara bu. Tanrım, ne olurdu sadece konuşan ve dinleyen birine rastlasaydım!
Peki sonra ne oldu?

Seni tanıdım. Beni senden kurtardın.

“Şaka,şaka “demek,insanın aslında tam da kastettiği şeyi söylemiş olduğu anlamına gelirdi.
Mesela sanatla hayatları değiştir.Çok güzel şeyler yaz.Arkadaşlarına değer ver,ilkelerine sadık kal,tutkuyla ve dolu dolu yaşa.Yeni şeyler dene.Sev ve sevil,eğer mümkünse.Dengeli beslen.Bunun gibi şeyler.
İşin sırrı,dedi kendi kendine,cesur ve atılgan olup bir fark yaratmakta.Bütün dünyayı değil,sadece etrafını birazcık değiştiriceksin.
Çünkü seyahat etmek insanın ufkunu genişletir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir