İçeriğe geç

Bir Borsa Spekülatörünün Anıları Kitap Alıntıları – Edvin Lefevre

Edvin Lefevre kitaplarından Bir Borsa Spekülatörünün Anıları kitap alıntıları sizlerle…

Bir Borsa Spekülatörünün Anıları Kitap Alıntıları

İnsan, içinde bulunduğu ortama o kadar çabuk uyum sağlar ki bazen durumu nesnel değerlendiremez. Artık aradaki farkı algılayamaz ve diyelim ki milyoner olmadan önce hayatının nasıl olduğunu anımsamaz. Yalnızca şimdi yaptığı bazı şeyleri eskiden yapamadığını anımsar. Genç ve normal bir insan, yoksul olduğu günleri çabuk unutur. Ama zengin olduğu günleri unutması biraz daha uzun sürebilir. Bunun nedeni paranın yeni gereksinimler ortaya çıkarması ve eski gereksinimleri de artırmasıdır.
Halk, her zaman borsanın temel kurallarını aklında tutmalıdır. Bir hisseninfiyatı yükseliyorsa, niçin yükseldiğini fazla derinlemesine bilmesine gerek yoktur. Hisse fiyatının yükselmesinin sebebi, sürekli satın alınmakta oluşudur.Hisse fiyatı, arada ufak tefek inişlere rağmen düzenli bir yükseliş sergiliyorsa, o hisseyi elde tutmak güvenli bir karar olur. Ancak eğer uzun veistikrarlı bir yükselişten sonra hisse fiyatı yön değiştirip bir iki ufak yükselişdışında inmeye başlarsa, artık hisseye talep azaldı demektir. Durum buolduğuna göre, daha fazla bilgiye neden ihtiyacınız olsun? Mutlaka hisse fiyatının düşmesinin çok iyi nedenleri vardır, ama bu nedenleri bilen ancakbirkaç kişi olacaktır ve bunlar da ya bildiklerini kimseye söyleyemeyeceklerya da halkı tam tersine, hissenin bu fiyattan çok ucuz olduğuna inandırmaya çalışacaklardır. Oyunun kuralına göre, bir gerçeği bilenler, mutlakakendilerine saklarlar
İş dünyasının tehlikeleri insanın evinden sokağa çıktığı ya da trene bindiği zaman göze aldığı risklerden daha büyük değildir. Kimsenin önceden tahmin etmediği bir nedenden ötürü zarar ettiğimde, bunu dert edinmem ve kendimi beklenmedik bir fırtınaya yakalanmış sayarım.
Öte yandan insan unsurunu hesaba katmak, insanların nasıl gerçeklere
değil de inanmak istedikleri şeye inandıklarını, kendilerini nasıl zaaflarına
kaptırdıklarını ve bazı şeylerin çekiciliğine karşı koyamayıp yüksek bedeller
ödemek zorunda kaldıklarını incelemek yararlı olacaktır. Korku ve umut hiç değişmeyen duygulardır
Wall Street’te çalışan profesyonel borsacılar, insider’lardan gelen tüyolara göre hareket etmenin bir insan için açlıktan, salgın hastalıktan, kıtlıktan, rejim değişikliğinden ya da kazalardan çok daha yıkıcı olduğunu bilir. Ne Wall Street’te ne başka bir yerde, başarıya giden asfalt bir yol yoktur. Bir de trafiği tıkamaya ne gerek var?
Borsada geçirdiğim yılların bana kazandırdığı deneyim, insanın bazı zamanlar bazı hisse senetlerinde kâr edebileceğini, ama sürekli olarak borsayı yenmesinin mümkün olmadığını gösterdi. Bir işlemci ne kadar deneyimli olursa olsun, hata yapma olasılığı her zaman vardır, çünkü spekülasyon, yüzde 100 güvenli olamaz.
Halk, her zaman borsanın temel kurallarını aklında tutmalıdır. Bir hissenin fiyatı yükseliyorsa, niçin yükseldiğini fazla derinlemesine bilmesine gerek yoktur. Hisse fiyatının yükselmesinin sebebi, sürekli satın alınmakta oluşudur. Hisse fiyatı, arada ufak tefek inişlere rağmen düzenli bir yükseliş sergiliyorsa, o hisseyi elde tutmak güvenli bir karar olur. Ancak eğer uzun ve istikrarlı bir yükselişten sonra hisse fiyatı yön değiştirip bir iki ufak yükseliş dışında inmeye başlarsa, artık hisseye talep azaldı demektir. Durum bu olduğuna göre, daha fazla bilgiye neden ihtiyacınız olsun? Mutlaka hisse fiyatının düşmesinin çok iyi nedenleri vardır, ama bu nedenleri bilen ancak birkaç kişi olacaktır ve bunlar da ya bildiklerini kimseye söyleyemeyecekler ya da halkı tam tersine, hissenin bu fiyattan çok ucuz olduğuna inandırmaya çalışacaklardır. Oyunun kuralına göre, bir gerçeği bilenler, mutlaka kendilerine saklarlar.
Halk, gerçek değerinin üzerinde fiyatlarla hisse senedi almaya karşı nasıl korunur? Fiyat yükseltmeye dair uydurma haberleri çıkaranları kim cezalandırır? Hiç kimse, ama yine de halk, değerinin altında fiyatlardan hisse satmaktan çok, değerinin üzerinde fiyatlardan hisse satın almaya teşvik edildiği durumlarda zarar eder. Fiyat yükseltme maksatlı söylentiler çıkaranlar için de bir yasa hazırlansa, kanımca halk milyonlarca dolar kaybetmekten kurtulur.
Yasalar, kişi ya da kuruluşların güvenilirlik ya da ticari faaliyetlerini olumsuz etkileyecek, yani halkı satmaya teşvik ederek hisse senetlerinin değerini düşürecek söylentileri çıkaran ve yayan kişileri cezalandırır. Bu yasanın asıl amacı panik anında bankalardan para çekmek için yaşanan izdihamı önlemektir. Ama aynı zamanda halkı da ellerindeki hisseleri gerçek değerinin altında fiyatlardan satmaya karşı korur. Diğer bir deyişle, bir hissenin fiyatını düşürmek için söylenti çıkarmak yasalara aykırıdır.
Borsada genel yükseliş görüldüğü zamanlarda, özellikle canlanma dönemlerinde, halk önce kâr eder, ondan sonra da elindeki hisseleri zamanında satmasını bilmediği için zarara uğrar. Hisseleri satmalarını önleyen şey, yetkililerin yaptıkları açıklamalardır. Oysa isimsiz yetkililerin getirdiği açıklamalar, insana zarar getirmekten başka bir işe yaramaz.
Bir spekülatörün ölümcül düşmanları, cehalet, tamah, korku ve umuttur. Dünyanın hiçbir borsa yönetmeliği bunları insandan koparıp ayıramaz. Soğukkanlı iktisatçılardan ya da insancıl işadamlarından oluşan kurullar, yapılan planları darmadağın eden kazaları önleyemez. Borsacılara zarar ettiren bir diğer şey de borsada kol gezen asılsız tüyolardır. Üstelik bu tüyolar ciddi haber kılığında gezdiği için en sinsi ve en tehlikeli düşmandır.
Borsa spekülasyonu asla bitmez. Zaten bitmemesi gerekir. Ne kadar tehlikeli olduğu söylenerek yapılan uyarılar, spekülasyonu engelleyemez. İnsanlar ne kadar ze ki ya da deneyimli olurlarsa olsunlar, hata yapmaktan kaçamazlar. En ince ayrıntıya kadar planlanan bazı şeyler, beklenmedik ve beklenemeyecek şeyler yüzünden suya düşebilir. Kopan felaket bir doğal afet olabilir, hava muhalefeti olabilir, insanın kendi açgözlülüğü ya da kibri olabilir. Kendini gereksiz korkulara ve boş umutlara kaptıranlar çıkabilir. Ancak borsada insanın doğal düşmanlarından başka, bir de ahlaki ve ticari açıdan affedilemez suçlar işleyen, iki ayaklı düşmanları vardır.
Hiç kuşku yok ki reklam bir sanattır ve manipülasyon da borsada fiyatlar yoluyla reklam yapma sanatıdır.
Parasız vizyon insanı yer bitirir, parası varsa vizyonu ona başarı getirir. Bu da güç demektir, güç daha fazla para getirir. Bu da daha fazla başarı demektir ve bu böyle uzar gider.
Wall Street’te tarih tekerrürden ibarettir.
Deneyim borsada insana en fazla temettü getiren şeydir ve gözlem en iyi tüyodur.
Bana tüyolara göre hareket etmek çok saçma geliyor. Ben tüyo avcısı olarak yaratılmamışım. Bazen tüyo avcılarının sarhoşlar gibi olduğunu düşünüyorum. Bazıları içkiye dayanamaz ve içkiyi mutlu olmaları için şart sanırlar. Tüyo alması da çok kolaydır, kulaklarınızı açık tutmanız yeter. İnsanın mutlu olabilmek için ne yapması gerektiğini öğrenmesi de mutlu olmak kadar güzel bir şeydir, ama aslında insanı mutluluktan uzaklaştırır. Tüyo avcıları gözlerini para bürümüş, açgözlü insanlar değildir, düşünce tembeli olan ve bir umuttan diğerine koşan zavallılardır.
Ani düşüşlerin ya da değer kayıplarının bazı borsacıların işi olduğu teorisi, yalnızca borsayı kumar zanneden ve kendi akılları ile hareket edecek yerde söylenen her şeye inanan spekülatörlere gerekçe olarak uydurulmuştur. Talihsiz müşteriler, uğradıkları zararları açıklamak isteyen brokerlerinden bu gerekçeyi sık sık duyarlar, ama aslında bu zararlı bir tüyodur. Zararlı ve yararlı tüyolar arasındaki fark şurada yatar: Borsanın düşeceği tüyosu kısa pozisyona girip hisse senedi satılmasını öneren olumlu bir tavsiyedir. Zararlı tüyo ise yalnızca bir bahanedir ve gerektiği yerde kısa pozisyona girilmesini engeller. Bir hisse senedi ani bir düşüş gösterdiğinde, genel eğilim onu satmak yönündedir. Bu düşüşün mutlaka bir nedeni olmalı, belki bu neden şu anda bilinmiyor ama mutlaka geçerli bir nedendir, o yüzden hisseler satılmalı, diye düşünülür. Öte yandan, eğer düşüş bir borsacının işi ise hisseleri satmamak gerekir. Çünkü bu borsacı hissenin peşini bıraktığı an fiyat yeniden fırlayacaktır. Ah şu yanlış tüyolar!
Borsada pişmanlıklara yer yoktur. Pişman olarak hiçbir yere varamazsınız.
Roman yazarları, rahipler ve kadınlar borsa salonunu kanlı bir savaş alanına, Wall Street’in günlük işleyişini ise savaşa benzetmeyi pek severler. Bu benzetme çarpıcı, ama aynı zamanda da yanlıştır. Ben borsayı savaş ya da mücadele olarak görmüyorum. Ben ne insanlar ne de gruplarla savaşırım. Yalnızca fikirlerim değişik olabilir, yani borsanın genel koşullarını herkesten farklı değerlendirebilirim. Oyun yazarlarının ticari savaş dedikleri şey, insanlar arasında yaşanan bir savaş değildir, farklı görüşler arasında yaşanan bir savaştır.
Asla hisseyi fiyatı en yüksek düzeydeyken satmaya çalışmayın. Bu akıllıca bir hareket değildir. Hissenin birkaç puan gerilemesini bekledikten sonra satın.
Ben asla borsanın tek bir yönüne takılıp kalmam. Borsa yükselirken para kazandıysam ya da düşerken çok kâr ettiysem farketmez, alarm zilleri çalmaya başlar başlamaz arkama bakmaz, kaçarım. İnsan ille de hep fiyatlar artacak ya da düşecek beklentisiyle hareket etmemeli. İster yükseliş olsun ister düşüş, önemli olan isabetli tahminlerde bulunabilmektir.
Ne borsa oyunu ne de insan doğası fazla değişmez.
Bir borsacı borsanın genel koşullarını incelemenin, hisselerin geçmişteki performanslarını akılda tutmanın, halkın psikolojisini ve brokerlerinin sınırlamalarını gözetmenin yanı sıra kendini çok iyi tanımalı ve kendi zaaflarına karşı koymasını bilmeli. İnsan olduğunuz için kendinize kızmanız gerekmez. Sadece hisse fiyatlarını nasıl inceliyorsanız, kendinizi de öyle incelemeniz gerekir. Ben belli dürtülere verdiğim tepkileri, borsa aktifken kaçınılmaz olarak kendimi kaptırdığım alım isteklerini, aynen hasat durumunu inceler ya da kazanç raporlarını okur gibi değerlendirmeyi öğrendim.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ben ne zaman borsada para kaybetsem karşılığında bir ders aldığımı düşünürüm. Zarar ettiysem karşılığında deneyim kazanmışımdır, yani kaybettiğim parayı aslında okul ücreti gibi kullanmışımdır. İnsan sürekli deneyim kazanır ve bunun karşılığını ödemek zorundadır.
Aklı başında bir insan, kendisine iyilik yapanlara müteşekkirdir, ama bu duygunun kendisine ayak bağı olmasına izin vermez.
Kendini başarının büyüsüne kaptırmak herkes için her yerde, özellikle de Wall Street’te çok pahalı bir hastalıktır.
İnsanı inandıklarından vazgeçirmek kolay değildir ama bir belirsizlik ve kararsızlık duygusuna sürüklemek kolaydır. Bu daha kötü bir şeydir .
İnsan ani bir ihtiyaç için borsadan para kazanmaya çalışırsa ne yapar? Kendini umuda kaptırır. Kumar oynar. Bu yüzden zekâsını kullanarak spekülasyon yaparken atılmayacağı risklere atar kendini ve soğukkanlılıkla borsanın genel koşullarını incelemesi gerektiğini unutur. Bir kere hemen kâr etmek ister. Bekleyecek zamanı yoktur. Borsa hemen yüzüne gülmelidir. Ancak ihtiyacı olduğu kadar para kazanmak istediğini söyleyerek övünür. Kâr ya da zararını düşük tutacağını, iki puan dediyse iki puanda ayrılacağını söyler. Kendisini şansının yarı yarıya olduğu aldatmacasına kaptırır. Birçokları bu tür işlerde binlerce dolar kaybetmiştir, özellikle de borsa yükselirken aniden ufak bir düşüşle karşılaştılarsa. Borsada böyle kâr edilmez.
Wall Street’te bir araba, bir bilezik, motorlu bir tekne ya da bir tablo almak için borsada oynayıp da kaybetmeyen tek bir insan bile bulamazsınız. Borsanın yatırımcılardan esirgediği doğum günü hediyeleri paralarını toplasak dev bir hastane kurulabilir. Wall Street’te en uğursuz gelen şey borsayı istediğiniz şeyleri size getirecek bir masal perisi gibi görmektir derler.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İnsanı inandıklarından vazgeçirmek kolay değildir ama bir belirsizlik ve kararsızlık duygusuna sürüklemek kolaydır. Bu da daha kötü bir şeydir, çünkü o zaman insan borsada kendine güvenerek, huzur içinde oynayamaz.
İnsan bir işte yıllarını geçirince kendisine göre bazı âdetler ediniyor, oysa acemiler için durum tümüyle farklı. Profesyonellerle amatörler arasındaki fark da bu işte. Borsada kâr mı zarar mı edeceğinizi belirleyen şey, olaylara bakış açınızdır. Halk, kendi çabalarını yüzeysel bir bakış açısıyla değerlendirir. İnsanın egosu ilk fırsatta araya girer, derinlemesine ve kapsamlı düşünmeyi engeller. Profesyoneller ise parayı düşünmeden doğru şeyi yapmakla ilgilidirler, çünkü doğru hareket ettikleri anda paranın kendiliğinden geleceğini bilirler. Bir borsacı, oyunu profesyonel bir bilardocu gibi oynar, yani dikkatini ilk vuruşa yönlendirecek yerde, uzun vadeli düşünür. Bu oyun tarzı bir alışkanlık halini alır.
Borsada üç kuruşla başlayıp sonra milyoner olarak geçirdiğim yaklaşık otuz yılın sonunda şunu söyleyebilirim: İnsan belli bir zamanda bir hisseyi ya da bir hisseler grubunu altedebilir, ama bütün borsayı asla! İnsan pamuk ya da zahire alarak kâr edebilir, ama kimse pamuk ya da zahire borsasını altedemez. At yarışları gibi. İnsan bir at yarışını kazanabilir, ama bütün at yarışlarını asla!
Bir spekülatörün en büyük düşmanı kendi içindedir. Umut ve korku insan doğasının ayrılmaz birer parçasıdır. Borsa size karşı işlemeye başladığında, hep her günün son gün olduğunu umar ve bu umudunuz yüzünden biraz daha zarar edersiniz. Oysa nice ulus umut sayesinde ayakta kalabilmiş, devlet adamlarına elde ettikleri başarıları hep umut getirmiştir. Borsa sizin lehinize işlemeye başlayınca da korkmaya başlar, ya yarın zarar edersem diye düşünürsünüz ve zamanından önce satarsınız elinizdeki hisseleri. Korku, elde edebileceğiniz kazancı sınırlar. Başarılı bir borsacı bu iki güçlü duyguyla savaşmalı, doğal dürtü dediğimiz bu iki şeyi tersine çevirebilmelidir. Umut etmek yerine korkmalı, korkmak yerine umut etmelidir. Zararının daha da büyümesinden korkmalı, kârlarının daha da artmasını ummalıdır. Ortalama insan ise bunun tam tersini yapar ve bu yaklaşımla borsada oynamak tehlikeli bir kumara benzer.
Ben bazen spekülasyon işinin doğaya aykırı bir iş olduğunu düşünürüm, çünkü borsada spekülasyon yaparken insan kendi doğasına karşı mücadele vermelidir. İnsanların zaafları borsada onları yer bitirir. Bu zaaflar onları insan yapan, başkaları tarafından sevilmelerini sağlayan ve menkul değerlere ya da hammadde piyasaları dışında hiç de tehlikeli olmayan zaaflardır.
Ben uzun süre pamukta yaptığım alım satımlarda çok başarılı oldum. Kendime bir teori bulmuştum ve bunu verimli bir şekilde uyguluyordum. Diyelim ki kırk, elli bin balya pamuk üzerine oynamaya karar verdim. Size söylediğim gibi önce fiyatları inceliyor, uygun bir alış ya da satış fırsatı kolluyordum. Diyelim ki son direnç sınırı fiyatların yükseleceğini gösterdi. Hemen onbin balya alıyordum. Bunu aldıktan sonra eğer borsa benim ilk alış fiyatımın on puan üzerine çıkarsa, onbin balya daha satın alıyordum. Yine aynı şeyi bekliyordum. Sonra eğer yirmi puan kâr edebiliyorsam ya da balya başına bir dolar kazanabiliyorsam, yirmibin balya daha alıyordum. Böylece alacaklarımı tamamlamış oluyordum. Ancak eğer ilk on ya da yirmibin balyadan sonra zarar ettiğimi anlarsam hemen çekiliyor, yanıldığıma karar veriyordum. Yanlış olan hareketim değil de zamanlamam da olabiliyordu, yine de zarar zarardır deyip çekilmeyi tercih ediyordum.
İlginçtir, birçok deneyimli borsacı kendilerine hisse senedi alırken yüksek fiyattan almaya, satarken düşük fiyattan satmaya çekinmediğimi, gerekirse hiç satmadığımı söyleyince şaşırır. Herkes fiyatların seyrine göre alım ya da satış yapsa, son direnç sınırı kırılana kadar beklese, borsada kaybeden olmazdı. İyi bir borsacı elindeki bütün kozları aynı anda oynamaz. Yavaş yavaş alır, yavaş yavaş satar. Önce alacağının beşte birini alır. Eğer kâr etmemişse almaya devam etmemelidir, bu onun yanlış adım attığını gösterir, en azından o an için yanılıyordur. Belki de satış yapmakta haklıdır ama henüz satışın zamanı gelmemiştir.
Borsanın durgun olduğu, fiyatların ancak dar sınırlar içinde oynadığı dönemlerde bir sonraki büyük hareketin ne yönde olacağını tahmin etmenin bir anlamı yoktur. Yapılması gereken şey borsayı izlemek, fiyatların alt ve üst sınırlarını belirlemek ve ondan sonra da fiyatlar bu sınırları aşana kadar alım ya da satış yapmamaya karar vermektir. Spekülatörün işi borsadan para kazanmaktır, fiyatlarla inatlaşarak mutlaka kendi düşündüğü yönde seyretmelerini sağlamak değil. Asla fiyatlarla kavga etmeyin ya da fiyatların niye şu ya da bu düzeyde olduğunu sorgulamaya çalışmayın. Borsada pişmanlıkların temettüsü yoktur.
İnsan borsada para kazandıktan sonra tutumluluk alışkanlığını çabucak kaybeder. Ama paralarını kaybettikten sonra bu alışkanlığı tekrar kazanması uzun bir süre alabilir.
Bir borsacı hata yaptığını bile bile hata yapabilir. Bu hataları yaptıktan sonra, kendi kendine niye yaptığını soracaktır. Sakin kafayla bir süre düşündükten sonra, bu hataları nasıl, ne zaman, işlemin hangi anında işlediğini anlayabilir, ama neden işlediğini asla anlamayacaktır. Kendi kendine kızacak ve ondan sonra da bir daha bu konu üzerinde düşünmeyecektir.
İşi ne sezgilerime, ne fiyatlara ne de şansa bırakıyordum artık. Olayların kaçınılmaz mantığı bana kâr sağlıyordu.
Beni haklı kılan şey, sezgilerim ya da tek tek fiyatları değerlendirmem değil, borsayı etkileyen genel koşullar üzerine yaptığım analizdi. Hiçbir şeyi kafadan atmıyordum. Kaçınılmaz olan şeyi bekliyordum.
Eğer insan hiç hata yapmazsa bir ay içinde dünyayı ele geçirebilir. Ama yaptığı hatalardan ders almazsa dünyada dikili bir ağacı bile olmaz.
Ben her zaman hayatımı borsadan kazandım ya da kazandığımı düşündüm. Bu yüzden de daha kârlı olabilecek, ancak daha yavaş ve bu nedenle kısa vadede daha pahalı olan dalgalanmalar üzerinden alım satım yapma yöntemine bir türlü geçemedim.
Büyük dalgalanmalara yol açan ilk neden ne olursa olsun, beraberinde getirdiği sonuçları etkileyen şey, borsacıların manevraları değil, borsanın temel koşullarıdır. Bu dalgalanmanın karşısında kim olursa olsun, ne kadar süreceğini ve sonuçlarının ne olacağını ancak borsada hâkim olan genel koşullar belirleyecektir.
Hisse senedi satın alıyorsam borsanın genel koşullarını inceleyerek buna karar vermişim demektir. Oysa akıllı zannettiğiniz birçok yatırımcı sırf elinde hisse senedi var diye borsanın yükseleceğini iddia eder. Ben elimdeki hisse senetlerinin ya da birtakım dileklerimin önemli kararlarımı etkilemesine izin vermem. O yüzden ben hiçbir zaman borsayla kavgaya tutuşmam. Borsa en beklemediğiniz anda, üstelik de sizin mantığınıza ters bir biçimde hareket etti diye ona kızmak, zatürre oldunuz diye akciğerlerinize kızmaya benzer.
Unutmayın ki fiyatların tam istediğiniz düzeye çıkmasını ya da inmesini beklemek boşunadır. Ancak ilk işlemden sonra kâr etmemişseniz, asla ikinci bir işleme girmeyin. Beklemeyi tercih edin. İşte bu noktada fiyatları çok iyi izleyin, bir sonraki işlemi ne zaman başlatacağınızı böyle anlayacaksınız. Her şey doğru zamanlamaya bağlıdır. Bunun önemini anlamam uzun yıllar sürdü. Ayrıca bana yüzbinlerce dolara maloldu.
Ben düşündüğüm şeyler sayesinde zengin olmadım. Ben oturarak zengin oldum. Anlatabildim mi? Yerimde sıkı sıkı oturarak! Borsadaki tahminlerin doğru çıkması iş değil. Yükselecek ya da düşecek fiyatları önceden tahmin edip buna göre davranan pek çok yatırımcı vardır. Doğru anda doğru tahminlerde bulunan ve en fazla kâr sağlaması gereken anlarda alım satım yapan birçok kişi tanıdım ben. Ve bu kişiler de bir türlü zengin olamadı – tıpkı benim gibi. Hem doğru tahminlerde bulunan hem de sabırla yerinde oturmasını bilen insanlar ender bulunur. Bunu öğrenmesi kolay değildir. Ama borsada para kazanmanın tek yolu bu beceriyi edinmektir. Acemiyken yüz dolar bile kazanmak zordur, ama oyunun kurallarını öğrendikten sonra milyonlarca dolar kazanmak işten bile değildir.
Borsa dünyasında tüyo verenler aniden tüyo alanlara dönüşebilir.
Eğer bir hisse senedi tutarsız davranıyorsa en iyisi ondan uzak durmaktır, çünkü nerede neyin yanlış olduğunu bilmediğiniz için hissenin ileride hangi değere ulaşacağını da bilemezsiniz. Hissenin hastalığını teşhis edemezseniz, tedavi de mümkün olmaz. Tedavi yoksa kâr da olmaz!
Bir musibet bin nasihatten iyidir, demişler. İnsan para kaybetmemek için ne yapmaması gerektiğini anlayınca, para kazanmak için ne yapması gerektiğini de anlamaya başlıyor. Anladınız mı? Demek siz de öğrenmeye başlıyorsunuz!
Ondört yaşından beri borsanın içindeydim. İlk bin dolarımı kazandığımda henüz onbeş yaşımı sürüyordum. İlk on bin dolarımı biriktirdiğimde yirmibir yaşındaydım. O zamandan beri kaç kez onbinlerce dolar toplayıp sonra da kaybetmiştim. Kazancım ve sonra da zararlarım New York’ta ellibin dolara çıkmıştı. Bildiğim başka bir iş, başka bir becerim yoktu. Birkaç yıl içinde başladığım noktaya geri dönmüştüm. Hayır, daha da beteri; bu süre içinde alışkanlıklar edinmiş, ancak çok parayla sürebileceğim bir yaşamı benimsemiştim. Yine de beni en çok rahatsız eden şey bu yaşamdan vazgeçmek değil, borsayla ilgili tahminlerimde sürekli haksız çıkmaktı.
Fiyatın birkaç saat içinde hangi düzeye geleceğini tahmin etmek yerine, uzun vadede izleyeceği yönü kestirmenin daha kârlı olduğunu anlamam yıllarımı aldı.
Hata yaptığıma ancak para kaybettiğimde inanırım ben. Haklı olduğuma da ancak para kazandığımda emin olurum. İşte spekülasyon budur.
Borsanın değer kazanması ya da kaybetmesi değildir önemli olan, önemli olan borsayı doğru değerlendirebilmektir.
Küçük yaşta öğrendiğim bir ders de Wall Street’te her şeyin her zaman aynı oluşudur. Aynıdır, çünkü spekülasyon dünya kadar eski bir şeydir. Borsada bugün olan bir şey daha önce de olmuştur ve mutlaka gelecekte de olacaktır.
Halk, her zaman borsanın temel kurallarını aklında tutmalıdır. Bir hissenin fiyatı yükseliyorsa, niçin yükseldiğini fazla derinlemesine bilmesine gerek yoktur. Hisse fiyatının yükselmesinin sebebi, sürekli satın alınmakta oluşudur. Hisse fiyatı, arada ufak tefek inişlere rağmen düzenli bir yükseliş sergiliyorsa, o hisseyi elde tutmak güvenli bir karar olur. Ancak eğer uzun ve istikrarlı bir yükselişten sonra hisse fiyatı yön değiştirip bir iki ufak yükseliş dışında inmeye başlarsa, artık hisseye talep azaldı demektir. Durum bu olduğuna göre, daha fazla bilgiye neden ihtiyacımız olsun? Mutlaka hisse fiyatını düşmesinin çok iyi nedenleri vardır, ama bu nedenleri bilen ancak birkaç kişi olacaktır ve bunlar da ya bildiklerini kimseye söylemeyecekler ya da halkı tam tersine, hissenin bu fiyattan çok ucuz olduğuna inandırmaya çalışacaklardır. Oyunun kuralına göre, bir gerçeği bilenler, mutlaka kendilerine saklarlar.
Borsada genel yükseliş görüldüğü zamanlarda, özellikle canlanma dönemlerinde, halk önce kar eder, ondan sonra da elindeki hisseleri zamanında satmasını bilmediği için zarara uğrar. Hisseleri satmalarını önleyen şey, yetkililerin yaptıkları açıklamalardır. Oysa isimsiz yetkililerin getirdiği açıklamalar, insana zarar getirmekten başka bir şey işe yaramaz.
Unutmayın ki bir hissenin fiyatı düşerken hisseleri satmak isteyen fakat fiyat üç dört puan düştü diye bunu yapmayanlar olacaktır. Bu insanlar fiyat tekrar yükselir yükselmez hisselerini satacaklarına yemin eder dururlar. Fiyat artınca satış yapılması için emir verir, sonra da artış devam ediyor diye fikirlerini değiştirirler. Asıl karlarda gözü doymak bilmeyen bu kararsızlardan edilir.
Para ancak çalışarak kazanılır. Çok para kazanmak içinse doğru zamanda hakĺı çıkmak gerekir.
-evladım, eğer o hisseyi şimdi satarsam, daha fazla kâr etme fırsatını kaybederim.
”Genellikle manipülasyonun amacı, daha önce de söylediğim gibi bir hisseyi halka mümkün olan en yüksek fiyattan satmaktır.
”Kendi malı olmayanı satanlar
Ya geri alır ya hapsi boylar ”
”Hem ayrıca ben konuşmadan önce karşımdakinin sözlerini bitirmesini beklerim. ”
”Yarış bitene kadar galibi kimse bilemez. ”
”İnsan karşılığını alamadıktan sonra haklı çıkmış, ne yazar? ”
”Bu benim ne ilk ne de son hatam olacaktı. ”
”Ben haklıydım ve bunu kanıtlamanın tek bir yolu vardı – haklı olduğum şeye para yatırmak. ”
”Eğer insan hiç hata yapmazsa bir ay içinde dünyayı ele geçirebilir. Ama yaptığı hatalardan ders almazsa dünyada dikili bir ağacı bile olmaz. ”
”Kendi kararlarında diretemeyen biri için bu ceza az bile! ”
”Ama unutmayın ki insan en iyi dersi parasız kaldığında alır. ”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir