İçeriğe geç

Ben Bilal Kitap Alıntıları – H.A.L. Craig

H.A.L. Craig kitaplarından Ben Bilal kitap alıntıları sizlerle…

Ben Bilal Kitap Alıntıları

İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar! (Hz. Muhammed / صلى الله علیه و سلم )
Eğer burada Muhammed (صلى الله علیه و سلم)’e inanan varsa, bilsin ki Muhammed (صلى الله علیه و سلم ) ölmüştür. Ama Allah’a ibadet eden bilsin ki Allah diridir ve ölmez.
Hz. Muhammed (صلى الله علیه و سلم) , Kabe’nin basamaklarında doğruldu ve İslam’ın zaferini ilan etti:
Hak geldi, bâtıl zâil oldu.
Sen, siyahî köle! dedi, Sen en iyi okulsun.
İnsanların kalplerini kılıçla değil sözle, zorlamayla değil davetle ikna ediyorduk. Bu İslam’ın yayılışıydı.
Dinin kesip biçmek olduğunu sanıyorlar; öyle değil. Din dikmektir.
Bir savaş kimin haklı olduğuna karar vermez, yalnızca kimin hayatta kaldığını haber verir.
Bilâl mescidimi tamamladın.
Dünya durdukça ayak izlerimiz ayan beyan kalacak.
Lanetliyorum zulmü.
Ebu Leheb, parmakları arasında bir kemiği alıp ufalamayla Allah’ı çürütebileceğini sanmıştı.
Çünkü Kur’an yapıp etmeleri olmayan bir mucize, kafileler olmaksızın bir zafer hatta yazarları olmayan bir kitaptı.
Kendini bir başka kadının yoksulluğunda tasavvur edebilen zengin bir kadındı.
İslam, eşi ortağı olmayan Allah’ın iradesine teslim olmaktır. İslam her ırk, sınıf ve renkten insana iyilikte bulunmaktır. İslam’da herkes eşittir. İslam Allah’ın insan için seçtiği dindir.
Bilâl İslam’a dahil oldu.
Ümeyye bir yandan parayı sayıyor, bir yandan da kıkırdıyordu. Ona iki yüz dirhem ödedin; ama söylememe izin ver, onu yüz dirheme de bırakabilirdim. Kahkaha atmaya başladılar.
Daha sonra kandil gibi bir adam olan Ebu Bekir’i gördüm. Sen kendini aldattın Ümeyye, dedi, onun için bin dirhem isteseydin, yine de verirdim.
Kölelikten âzâd edildin Bilâl.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
İnsanın, dostu olan biri için tertib edebileceği en feci ölümden bile Allah daha merhametlidir.
Umut insanın en son arkadaşıdır ve onu ancak son nefesinde terk eder.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Muhammed size ne öğretiyor?
O bize, tüm insanların Allah huzurunda bir tarağın dişleri gibi eşit olduklarını öğretiyor.
İslam, eşi ortağı olmayan Allah’ın iradesine teslim olmaktır. İslam her ırk, sınıf ve renkten insana iyilikte bulunmaktır. İslam’da herkes eşittir. İslam Allah’ın insan için seçtiği dindir.
Rabbin dileseydi
İman ederdi topyekûn insanlar
O hâlde zorlayıp duracak mısın
Hepsi mü’min olsun diye?
Gençlere öğreten yaşlılar olsa da, yaşlıları
geliştirenlerin gençler olduğu nesillerin bir gizemidir
Çünkü beden yalnızca ruhu taşıyan bir nehirdir ve ruh
adım adım, havuz havuz, her bir bedeni kendi akıntısında, nihaî
kuraklığına dönüştürür.
Hâlâ öğrenmekteydim ki her bir canlı, Allah’ın bir yaratığı olması sebebiyle EbûBekir’e güzel görünüyordu. Allah’ı sevenler bir canlıdan veya bir çiçekten birçok ders çıkarırlar.
Ben kölelerin çocuğu Bilâl! Köle olarak doğdum ve sahibim Ümeyye, beni ölüme terk etmeye karar verene kadar köle olmaya devam ettim.
Bir köle, hayatında hür bir kişiye nazaran daha az tesadüfle karşılaşır; ancak meydana gelmeye başladıklarında ise ardı arkası kesilmez. Üzerinde kırbaç tehdidi vardır; bir köle yalnızca deridir. Lakin şimdi yaşlı bir adamım ve burada, Şam’da, Ümeyye’nin ellerinde olduğumdan ya da onun baş ağrıları veya şarap şişesinin kaprislerine nazaran kapımdaki güller sebebiyle daha fazla tehlikedeyim. Çünkü bir köle asla bilmez, yalnızca önceden sezer. Sahibinizin sesine benzer hiç bir ses yoktur. Sizi çağırdığında sesinden kaçamazsınız.Eğer iki yerde, gözü önünde veya sesinin erişebildiği mesafede değilseniz, kaçmışsınızdır.O sizi satın almıştır ve fiyatınız, hayatınızın geri kalanıdır.
İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar!
İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar!
Bir Allah’ın adıyla Kabe’yi 360 puttan temizledik. Putlar çıkarıldı, kırıldı ve yakıldı. Bu, fethin yegane öfkesiydi. Ateş yanıp bittiğinde Hz. Muhammed, kabe’nin basamaklarında doğruldu ve İslam’ın zaferini ilan etti:
Hak geldi, batıl zail oldu
Burada Şam’da bazı akıllıların, İslam’ın kılıçla yayıldığını söylediklerini işittim. Ahmaklar! Dinin kesip biçmek olduğunu sanıyorlar; öyle değil. Din dikmektir. Allah’tan korkun!

Dinden zorlama yoktur.

İşimiz bitti. dedi Ebu Bekir. Yirmi kişiler, biz ise iki kişiyiz.

Yanılıyorsun diye fısıldadı Peygamber, Allah da burada. Sen, ben ve O Bu sebeple üç kişiyiz

Hâlâ göğüs germekte ve zulmün bir insanın belini kırmazsa omurgasını güçlendireceğini fark etmekteydik.
Ebu Süfyan ve diğerleri, Muhammed (s.a.v)’in onların bakış açısını ve düşüncelerinin sebep va anlamını görmesine çabaladılar. Ona yetki, konum, hatta kabe’den gelir rüşvetleri teklif ettiler. Bu zavallı ahmaklar, nübüvvetin dünya madenleriyle satın alınabileceğini sandılar. Ama o beklentilerini boşa çıkardı. Güneşi sağ elime ve ayı sol elime koysanız dahi, Allah’tan gelen davamdan vazgeçmem. Sonra onlara ruhları için acıyarak baktı; Çocuklarınızı öldürmeyin. dedi ve uzaklaştı.
Muhammed (a.s.) bize tüm insanların, ırkların, renklerin, statülerin Allah huzurunda eşit olduğunu öğretiyor. (S:19)

İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar. (S:158)

İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar!
Beden yalnızca ruhu taşıyan bir nehirdir ve ruh adım adım, havuz havuz, her bir bedeni kendi akıntısında, nihaî kuraklığına dönüştürür.
Hayattakiler kendilerinin ölülerden daha hayırlı olduklarını düşünme alışkanlığına sahiptirler. Ama asla kendilerine şu soruyu sormazlar:

Ölüler onlara katılıyor mu ?

Muhammed (a.s) ölüleri şanslı olarak ifade ettiğinde neyi kastetmişti ?

Dinin kesip biçmek olduğunu sanıyorlar; öyle değil. Din dikmektir. Allah’tan korkun !
Mantık kitabı insan kalbindeydi ve onu, kimi insanların zihinlerinde taşıdıkları kütüphanelere tercih ederdi.
Hz. Muhammed’in Allah’tan korkuşunun içinde barındırdığı en büyük korkusu bir adama, kadına veya herhangi bir yaratığa adaletsizlikte bulunmaktı.
Kuşkusuz hayatın kahkasından çok komedisi vardır.
Umut insanın en son arkadaşıdır ve onu ancak son nefesinde terk eder.
Seçeneği olmayan kişinin bir kararı olamaz.
Kılıcın okuma yazması yoktur ve asla bir din sayfası kaleme almamıştır.
Duam odur ki cellat kendi boynunu ve hâkim de kendi hükmünü inkar edemeye. Hakimlerin yanında beklemekte olanları, onların hakimleri kıl.
Cocuklar gibi sevinçliyim.
Çocuklarımız geleceğimiz oldukları kadar geçmişimizdirler de.
Bir kisi kendi çocuğuna baktığında,
babasını kendinde bulur.
Genclere öğreten yaşlılar olsa da,
yaşlıları geliştiren gençler olduğu
nesillerin bir gizemidir
Emredip yönetmekten çok,
dinleyip tavsiyede bulunuyordu
Şeytan insanların giysilerini giymeyi ve rollerini oynamayı severdi.
Onu bir yere koymak zordu.
Ya çok ciddi
ya da yeterince ciddi değildi;
ya çok akıllı ya da sakardı;
cehennemde hükmetmekte,
ancak dünyada farklı kılıklarda dolaşmaktaydı. Ancak şeytana zekasını teslim etmek lazım, kuşkusuz semadan düşen bir aktördü.
Zulmün, bir insanın belini kırmazsa omurgasını güçlendirdiğini fark etmekteydik
Biliyordum ki yegane rahatım,
Bir Allah’ın yakınında olmak olacaktı.
Duaya başladım ve ruhum dinlendi.
Allah’a hamde başladım
ve zihnim huzurla doldu
O’nun rahmetine baktım
ve korkum benden ayrılıp gitti
Eğer birisi bir at satın alırsa,
o atın günün birinde
onu fırlatıp boynunu kirmayacagindan emin olmalıdır
Insanlar uykudadırlar. Ölünce uyanırlar.
Çalışmak bir ibadettir. Allah bir işçinin elini sever .
Ancak her mükemmelliğin bir kusuru olmalıdır.
Öldüklerini bilen yalnızca ölülerdir.
Acının hafızası yoktur; o kendi mevcudiyetinde varolur.
Umut insanın en son arkadaşıdır ve onu ancak son nefesinde terkeder.
Çünkü bir köle asla bilmez, yalnızca önceden sezer.
Ama Muhammed (s.a.v) farklıydı. Dostane bir bakışı olmadan asla bir adamı geçip gitmezdi.
Ancak her müezzin bilir ki en güzel ezan, yalnızca bir araç olan kulakla değil, insanın içteki zihni olan kalple işitilir.
Hakikat her daim ilkin bir düşman olarak görülmüştür, kin ve alayla saldırıya uğramıştır.
Ben genç olan bir yaşlı adam mıyım, yoksa yaşlı olan bir genç mi?
Eve geldiğinde Ayşe’ye evde ne kadar parası olduğunu sordu, Onun da kayması çok uzun sürmedi yedi Dinar bu gece onları dağıtın dedi bu para hala mülkiyetimdeyken Allah’la nasıl buluşurum
Çalışmak bir ibadettir. Allah bir işçinin elini sever dedi.
selülün peygamber (s.a.v) olan çokça karışık övgelerinden ilki kulağıma çalındı düşündüğümden daha zeki dedi. Devenin yaptığı bir seçim kimseyi gücendirmez

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir