İçeriğe geç

Başka Bir Gün Kitap Alıntıları – David Levithan

David Levithan kitaplarından Başka Bir Gün kitap alıntıları sizlerle…

Başka Bir Gün Kitap Alıntıları

Ben sadece benim..
Hep evimde gibiyim ve hiç evimde değil gibiyim..
Durum bu..
O benim içimde bu kadar yer kaplarken.. Benim onu içinde bu kadar az yer kaplamam canımı yakıyordu..
Seni bu satırlara gizliyorum..
Gün gelip okusan bile bu bana yazılmıştır demeyeceksin aklının ucundan bile geçmeyecek belki..
Ama ben biliyor olacağım, seni hem bu satırlara hem de aklımın ücra bir yerine gizledim..
Her gün başka bedende uyanmak zor..
Bunu yapan insanla beraber olmak da..
– Çünkü hiçbir şey gölgede yetişmiyor
– Günü elinizde tutmak için ne kadar çabalasanız da sizi terk eder
– Öldürmeyen şey güçlendirir
– Asla asla deme –
ne kadar vazgecmis gorunseler de aslinda tam olarak vazgecmiyorlardi. coktan vazgecmis olsalar zaten giderlerdi.
olumu aradigimizi sandigimiz cogu zaman aslinda aski ariyoruz.
Çoğu zaman aşk, karşıdakinin ne istediğini bulmak ve ona vermek gibi geliyor. Bazen bu imkânsızdır. Fakat bazense gayet kolaydır.
Neyi desteklediğiniz hakkında hiçbir fikriniz yokken destekleyici olmak zordu. Karşınızdaki nerede olduğunu olduğunu bilmenize izin vermiyorsa onun yanında olmak zordu.
Oyunu oynamaktansa kaybetmeyi tercih ediyordum. Kötü olmaktansa yara almayı tercih ediyordum. Çünkü yaralandığımda kendimle yaşamaya devam edebilirim. Ama kötü olsaydım bunu yapabileceğimden emin değildim.
Merak etme, dedi. Mutlu olmaktan çekinme.
o benim içimde bu kadar yer kaplarken, benim onun içinde bu kadar az yer kaplamam canımı yakıyordu.
Çünkü mutluluk gerçek gibi geldiği sürece, gerçek olup olmadığının bir önemi yoktur.
Hiç bir şey size kendinizi, iyi bir şeyin gerçek olmasını istemeniz kadar aptal hissettiremezdi.
Şu anda hayal etmekte güçlük çekiyorum ama o parçaların yerli yerine oturmasını istiyorum.
Çünkü dünya gerçekten ama gerçekten hayal kırıklığı olabiliyor.
Her şeye açıklama bulmaya çalışırsan aklını yitirirsin.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Hepsi benim için burada. Hayatım sürekli değişiyor ama kitaplar değişmiyor.
Evvel zaman içinde bu beni mutlu ederdi.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Çoğu zaman aşk, karşıdakinin ne istediğini bulmak ve ona vermek gibi geliyor. Bazen bu imkânsızdır. Fakat bazense gayet kolaydır.
Normal bir gün geçirmeye çalıştım; biraz da normal bir günün gerçekte nasıl olduğunu anlamak için.
İstemenin size bir maliyeti olmazdı; harcamaya çalışmayı denemediğiniz sürece.
Bir şehrin adını yeterince fazla söylediğinizde uydurma bir yer gibi hissettirmeye başlıyordu.
Güzel bir şeyi bozmak kolaydı. Olduğu gibi bırakmak ise kontrol gerektiriyordu.
Günü elinizde tutmak için ne kadar çabalasanız da sizi terk ediyordu.
Bana insanları mutlu etmenin bazen kolay olduğunu hatırlattı
Ben gitmek istiyordum ve o da kalmak istiyordu. Bu, hayatimizin hikayesiydi.
O benim icimde bu kadar yer kaplarken, benim onun icinde bu kadar az yer kaplamam canimi yakiyordu
Birini yeterince seviyorsan,tipinin gerçekten önemi kalır mı?
Kazandıkların,kaybettiklerine gerçekten değer mi?
Çoğu zaman aşk,karşındakinin ne istediğini bulmak ve ona vermek gibi geliyor
Ölümü aradığımızı sandığımız çoğu zaman aslında aşkı arıyoruz
Belki yalnızlık aslında böyle bir şeydi; dünyanın ne kadar küçük olduğunu fark etmek ve başka bir yere nasıl gideceğini bilmemek
Aşka ulaşmak için derinlere dalıp bakmana gerek kalmamalı
Her şeye açıklama bulmaya çalışırsan aklını yitirirsin.
Ben sadece benim.Hep evimde gibiyim ve hiç evimde değil gibiyim.Durum bu.
Milyon dolarlar istiyordum.Okula bir daha asla gelmemek ama yine de iyi bir iş bulmak istiyordum.Daha güzel olmak istiyordum.İstemenin size bir maliyeti olmazdı;harcamaya çalışmayı denemediğiniz sürece.
Çoğu zaman aşk, karşıdakinin ne istediğini bulmak ve ona vermek gibi geliyor.Bazen bu imkansızdır.Fakat bazense gayet kolaydır.Şu an olduğu gibi.
Belki de başından beri ihtiyacımız olan buydu.Her şeyden uzaklaşıp birbirimize yakınlaşmak.
Aşk bu olmalıydı:Onun altüst olmuş yanlarını görüp onu yine de sevmekti çünkü kendinizin de altüst olduğunu bilirdiniz,hatta belki daha da kötüydünüz.
Birbirimizi gayet iyi tanıyorduk,ama asla yeterince iyi tanımıyorduk.
Sen neredesin/kimsin/nasılsın?
Araba istediği kadar gülümseyebilirdi ama bu, şoförün ifadesini görebileceğiniz anlamına gelmiyordu.
A’nın burada olmadığını biliyordum ama baktığım bedenlerden birinin içinde olmasını istiyordum. Bir başın bana dönmesini ve içinde A’yı görmeyi istiyordum. Çünkü yalnızca A, aklımın gittiği o çılgınca yerleri anlayabilirdi. Çünkü aklımı oraya götüren A’ydı. A, arabaların içine girip sürücülerine ulaşmak istememi sağlamıştı.
Vücudumda yaşayan bir yabancı olsaydım ne düşünürdüm?
Gözlerimi açtım ve emin değildim. Bir yabancı küçük yaraların hikâyesini bilmezdi: Üç tekerlekli bisikletten düştüğümü, kafamı ampule çarptığımı. Bir yabancı göğüslerimin aynı olmamasını ya da kolumdaki benin üzerinde tüm koluma kıyasla daha fazla tüy olmasını umursamayabilirdi. Bir bedene yabancıysanız onu yargılamanın ne gereği vardı ki? Neredeyse araba kullanmak gibiydi. Evet, berbat bir araba almak istemezsiniz ama sonuçta araba arabadır. Sizi gitmeniz gereken yere götürdüğü sürece nasıl göründüğünün bir önemi yoktur.
Araba olmadığımı biliyordum ama okulda yürürken daha ufak bir Rhiannon’un vücudumu sürdüğünü hayal ettim. O gerçek bendi. Vücut yalnızca bir arabaydı. Merak ettim. Preston benimle konuştuğunda şoförle konuşuyormuş gibi hissettim. Ama koridorda tanımadığım bir çocuk bana bakarken arabaya bakıyordu. Öğretmenimiz sınıfta tarihle ilgili konuşup dururken şoförleri değil, park etmiş arabaları görüyordu. Ve Justin beni öptüğünde bilmiyordum. Bazen şoförü öpmeye çalışıyormuş gibi geliyordu. Bazense yalnızca arabayı öpüyordu.
Ölümü aradığımızı sandığımız çoğu zaman aslında aşkı arıyoruz.
Hepimizin sevgimizi bir yere aktarması gerekiyor.
– Bunun nasıl olabileceğini bana anlat.
– Bir yolunu buluruz.
– Bu bir cevap değil. Umut.
– Bizi bu noktaya kadar umut getirdi. Cevaplar değil.
Böyle bir hayata uyum sağlayabileceğimi sanmıyordum.
Her şeye açıklama bulmaya çalışırsan aklını yitirirsin.
Sana inanmak istiyorum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Hepimiz bir çukurun içindeyiz ama bazılarımız yıldızlara bakıyor.
Hayatım sürekli değişiyor ama kitaplar değişmiyor.
Belki yalnızlık aslında böyle bir şeydi;
dünyanın ne kadar küçük olduğunu fark etmek ve başka bir yere nasıl gideceğini bilmemek.
Çoğu zaman aşk, karşıdakinin ne istediğini bulmak ve ona vermek gibi geliyor. Bazen bu imkansızdır.
Ölümü aradığımızı sandığımız çoğu zaman aslında aşkı arıyoruz.
Güzel bir şeyi bozmak çok kolaydı.
Gergin görünüyordu. Ve yanılmıyorsam, bu bir seri katil gerginliği değildi. Burada ölebilecek tek şey onun umutlarıydı sanki.
Seni bu satırlara gizliyorum. Gün gelip okusan bile bu bana yazılmıştır demeyeceksin aklının ucundan bile geçmeyecek belki Ama ben biliyor olacağım, seni hem bu satırlara hem de aklımın ücra bir yerine gizledim. Mutlu olup mutlu kalman dileğimle
Çünkü küçükken insanlar sizi dünyayla her gün yeniden tanıştırmaya isteklidirler. Bir şeyi yanlış anlarsanız, düzeltirler. Boşluk varsa, sizin için doldururlar. Yaşamla ilgili çok fazla şey bilmeniz beklenmez.
Seni bu satırlara gizliyorum. Gün gelip okusan bile bu bana yazılmıştır demeyeceksin aklının ucundan bile geçmeyecek belki Ama ben biliyor olacağım, seni hem bu satırlara hem de aklımın ücra bir yerine gizledim. Mutlu olup mutlu kalman dileğimle
Biz. Bizi biz olarak düşünmemeliydim. Ama biz gibi hissediyordum. Koridorda daha tek kelime bile etmeden, bizdik.
Son bir şarkı. Son bir dönüş. Son bir sokak. Günü elinizde tutmak için ne kadar çabalasanız da sizi terk ediyordu.
Ona duyduğum sevgi o kadar yoğundu ki. Ondan hiç nefret etmiyordum. Ondan nefret eden tek bir parçam bile yoktu. Yalnızca sevgi vardı.
Seni bu satırlara gizliyorum. Gün gelip okusan bile bu bana yazılmıştır demeyeceksin aklının ucundan bile geçmeyecek belki Ama ben biliyor olacağım, seni hem bu satırlara hem de aklımın ücra bir yerine gizledim. Mutlu olup mutlu kalman dileğimle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir