İçeriğe geç

Bakir İntiharlar Kitap Alıntıları – Jeffrey Eugenides

Jeffrey Eugenides kitaplarından Bakir İntiharlar kitap alıntıları sizlerle…

Bakir İntiharlar Kitap Alıntıları

İfade edilemeyecek ölçüde acı çeken birinin bilinmezliği vardı üzerinde.
Keder ve matem doğaldır.Bir şeyin üstesin gelmek bir karar meselesidir.
İnsan iş olsun diye kendini öldürebilirdi ,sadece yapacak bir şey olsun diye
sanki yeraltına gitmiş,ölümü görüp için için ağlayarak geri gelmişlerdi.
Neler hissettiğinizi bilmiyorum.Biliyormuş gibi yapmaya da kalkışmayacağım.
Hiç gitmediğimiz,karışık,yoksul şehrin anlamsız sesleri birbirine karışıp dilsizleşerek,duygularını yitirerek oradan esen rüzgarla bize taşınıyordu. .
Kapitalist sistem maddi anlamda zenginleştirir, fakat manevi anlamda gerçek bir soygun sistemidir.
“What are you doing here, honey? You’re not even old enough to know how bad life gets.
And it was then Cecilia gave orally what was to be her only form of suicide note, and a useless one at that, because she was going to live:
Obviously, Doctor, she said, you’ve never been a thirteen-year-old girl.”
Mumlar dünyalar arasındaki iki yönlü aynalardı.
Onlara o kadar yakından, o kadar dikkatli bakmıştık ki işin aslını göremez olmuştuk.
Hiçbir yere gidemeyen kızlar, hayal dünyalarında seyahate çıkıp altın yaldızlı Siyam tapınaklarını ziyaret ediyor, Japonya’da dolaşırken bonzai budayan yaşlı adamların yanından geçiyorlardı.
Yorgun dünyamız bize yarım yamalak mevsimler sunuyor.
Ne olursa olsun, Bay Lisbon bizim için kızlarının hayatını yansıtan bir ayna halini aldı. Onun görünüşü kızların ruh halini anlamamıza yardım ediyordu.
İşin özü, zamanın ve mekanın zihinlerde yarattığı karmaşaya rağmen şunu söylemeliyiz ki biz aslında Clabault’un değil, Lux’ın dudaklarını öpüyorduk.
Kapitalist sistem maddi anlamda zenginleştirir, fakat manevi anlamda gerçek bir soygun sistemidir.
Biz yalnızca yaşamak istiyoruz. Eğer izin verilirse.
Biz yalnızca yaşamak istiyoruz. Eğer izin verilirse.
Her şey yürür, ileriye ve dışarıya doğru, hiçbir şey çöküp gitmez
ve ölmek belki de hepimizin düşündüğünden başkadır, belki de ölen daha şanslıdır.
Uzun kariyeri boyunca dört yüz on sekiz kadın ve kıza sadakat yemini etmiş olan Trip, yıllar sonra bile yeminine sadık kalarak bu konuda son derece ketum davrandı.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Pencere hala açıktı, onu kapatmayı hiçbirimiz düşünememiştik herhalde. Yapmam gerekeni biliyordum. Pencereyi derhal kapamalıydım yoksa sonsuza kadar oradan aşağı atlamaya devam edecekti.
Istakozlar da böcekler gibi eklembacaklılar şubesindendir. Onlar da böcek. Böcekler uçmayı öğrenebilmiş ıstakozlardır.
Bize anlattıkları dünyayla gerçekte içlerinde taşıdıkları dünyanın birbirinden farklı olduğunu fark ettik. Onca özen gösterdikleri, hakkında saatlerce muhabbet ettikleri sevgili çimleri aslında hiç de umurlarında değildi demek ki.
Neler hissettiğinizi bilmiyorum. Biliyormuş gibi yapmaya da kalkışmayacağım.
Kişilikleri simalarını şekillendirmiş, yüzlerinde kendilerine özgü ifadeler yaratmaya başlamıştı.
Kafeteryada, havanın en sıcak olduğu günlerde bile Cecilia köfte ve spagetti yemeği tercih ediyor, sanki Dominic Palazzolo’yla aynı yemekleri yiyerek ona daha yakın olmayı umuyordu.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
-Senin burada ne işin var tatlım? Hayatın ne kadar kötüleşebileceğini bilecek yaşta değilsin.
-Hiç on üç yaşında bir kız olmadığınız anlaşılıyor doktor.
Aramızda yaşayamayacak kadar güçlüydüler,
kendilerine düşkünlerdi,
her şeyi çok iyi görüyorlardı,
aynı zamanda da kördüler
Her şey kaybolup gidiyor
Ama sonunda hep aynı duyguyla doluyordu içimiz;
hiç1yere varmayan 1yolda ilerliyorduk ve kederli 1yorgunluk içindeydik
Kapitalist sistem maddi anlamda zenginleştirir, fakat manevi anlamda gerçek 1soygun sistemidir, dedi
insanın kendi başına gelmedikçe başkalarının sorunlarını, dertlerini tam olarak değerlendirebilmesi mümkün değildi
Onlar kendi evlerinde 1er köleydi, dışarıdaysa 1er cüzzamlı.
Bu yüzden dünyaya sırtlarını dönmüş, ondan saklanmışlardı, onları kurtaracak 1ini bekliyorlardı
Onlar yaşıyordu, ama hayatın içinde sıkışıp kalmışlardı
Rüyalar uyuyanlar içindir
Hayatsa bizim kendi ellerimizde
Basına göre onlar yaşarken bile neredeyse ölüydüler ve dolayısıyla gerçekten öldüklerinde pek1şey değişmedi
Amerika’da neden herkesin sürekli mutluymuş gibi davrandığını 1türlü anlayamıyor
Haftada 1arkasından baktığı pencerenin diğer tarafında, sokağın diğer tarafında dünya yaşıyordu
Bizimle konuşuyor ama biz onu duyamıyoruz
Ama bunlar ailenin dıştan gelebilecek tehlikelere karşı hazırlandıkları günlerde olmuştu, oysa şimdi tehlike içerideydi ve sığınak artık onların kendi elleriyle kazıp içine girdikleri 1mezardi
Saatler artık sadece, her nedense, zaman diye 1şeyin gelip geçtiğini gösteren anlamsız 1er plastik parçasıydı
Uyuyamadığı kesindi, depresyonun en önemli belirtilerinden 1idir bu
Yalnız 60yıl önceki aşk acısını anlattı.
Asla atlatamazsınız öyle şeyleri, dedi.
Ama sonunda eskisi kadar canınızı yakmaz olur.
Günümüzde, Amerikan hayatının gençlere sunduğu uzatılmış çocukluk dönemi 1çölü andırıyor, ergenler kendilerini ne çocuk ne de yetişkin olarak görüyorlar
Neler hissettiğinizi bilmiyorum.
Biliyormuş gibi yapmaya da kalkışmayacağım.
Her şey yürür, ileriye ve dışarıya doğru, hiç1şey çöküp gitmez / ve ölmek belki de hepimizin düşündüğünden başkadır, belki de ölen daha şanslıdır
#8212;Senin burada ne işin var tatlım? dedi. Hayatın ne kadar kötüleşebileceğini bilecek yaşta değilsin.
#8212; Hiç 13yaşında 1kız olmadığınız anlaşılıyor doktor,
Ve ölmek belki de hepimizin düşündüğünden başkadır, belki de ölen daha şanslıdır.
sonunda kaç yaşında olduklarının bir önemi kalmadı, kız olmalarının da, önemli olan olan onları sevmiş olmamızdı ve onlar, ağaç evimizden onlara seslendiğimizi duymadılar ve hala duymuyorlar, seyrelmiş saçlarımız ve şu yaşımızda yine çağırıyoruz onları, hep yalnız kalmak için gittikleri, intiharın yalnızlığıyla baş başa kalmak için gittikleri odalarından çıksınlar diye .
kapitalist sistem maddi anlamda zenginleştirir, fakat manevi anlamda gerçek bir soygun sistemidir
“ Veranda merdivenlerinde oturup çalılardan topladığı böğürtlenleri yiyor ya da onları ezerek avuçlarını mora boyuyordu. Üzerinde her zaman aynı gelinlik vardı ve çıplak ayakları kirliydi
“Kapitalist sistem maddi anlamda zenginleştirir, fakat manevi anlamda gerçek bir soygun sistemidir.”
Ama bu yalnızlık ölümden bile derin.
Keder ve matem doğaldır. Bir şeyin üstesinden gelmek bir karar meselesidir.
Bileklerini büyük bir kararlılık ve sakinlikle
kesen bir varlığın içindeki boşluğu hayal bile edemiyorduk.
Dönen dünyanın tek hareketsiz noktasıydı o.
Çocuklar birlikte yaşamayı kabul ettiğimiz yabancılardı.
Pek çok kişi için, intihar bir Rus ruletidir. İçinde tek bir kurşun olan bir tabanca. Oysa kızların tabancası tamamen doluydu.
Her şey yürür, ileriye ve dışarıya doğru. Hiçbir şey çöküp gitmez ve ölmek, belki de hepimizin düşündüğünden başkadır; belki de ölen daha şanslıdır.
Lisbon kızlarını kahreden işkence, onları sonunda, onlara sunulan dünyayı reddetmeye götürdü. Değil mi ki bu dünya, hile ve aldatmaca doluydu
Sorarım size budalalık bir ödül, zekaysa ceza mıdır?
47 yaşındayım ve hala yalnızım.
Gençler kendilerini ne çocuk ne de yetişkin olarak görüyor. Kendilerini ifade etmekte öfkeli bir yöntem seçiyorlar.
Ölümcül bir günah olan intihar , bir niyet meselesidir.
Senin burada ne işin var tatlım? dedi, Hayatın ne menem bir şey olduğunu daha görmedin bile
Ve Cecilia herhalde intihar notu olarak değerlendirilebilecek tabii kurtarıldığı için çok da önemi kalmamış şu sözler ile onu cevapladı: Asla ve asla ön üç yaşında bir kız olmadığınız açık doktor.
Sonunda onu şaşırtan ölüm değil,hayatın inadı oldu.
Keder ve matem doğaldır. Bir şeyin üstesinden gelmek bir karar meselesidir.
Pek çok kişi için intihar bir Rus ruletidir. Içinde tek kurşun olan bir tabanca. Oysa kızların tabancası tamamen doluydu. Bir kurşun aile baskısı için. Bir kurşun olayların elde olmayan gidişi için. Bir kurşun toplumsal sıkıntılar için. Diğer iki kurşunun ne olduğunu bilmiyorum, tek bildiğim şarjörün dolu olduğu.
“Biz yalnızca yaşamak istiyoruz.Eğer izin verilirse.”
“Her şey yürür,ileriye ve dışarıya doğru,hiçbir şey çöküp gitmez / ve ölmek belki de hepimizin düşündüğünden başkadır,belki de ölen daha şanslıdır.”
İntiharların özünde keder ya da gizem değil, müthiş bir bencillik vardı. Kızlar hayatlarıyla ilgili kararı Tanrı’nın ellerine bırakmamış, kendileri vermişti.
Yaşadığı trajedi onu yumuşatmamış, tam tersine daha da ulaşılmaz yapmıştı. İfade edilemeyecek ölçüde acı çeken birinin bilinmezliği vardı üzerinde.
Her şey yürür, ileriye ve dışarıya doğru, hiçbir şey çöküp gitmez ve ölmek belki de hepimizin düşündüğünden başkadır, belki de ölen daha şanslıdır.
Asla iyileşemezsiniz, ama sonunda eskisi kadar canınızı yakmaz olur.
Kapitalist sistem maddi anlamda zenginleştirir, fakat manevi anlamda gerçek bir soygun sistemidir.
Rüyalar uyuyanlar içindir,
Hayatsa bizim kendi ellerimizde .
Ve eğer merak ediyorsan bu şarkı nereye gidiyor diye,
Seninle olmak istediğimi söylüyor, anlasana işte.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir