İçeriğe geç

Baharistan Kitap Alıntıları – Molla Câmî / Mevlana Abdurrahman-ı Cami

Molla Câmî / Mevlana Abdurrahman-ı Cami kitaplarından Baharistan kitap alıntıları sizlerle…

Baharistan Kitap Alıntıları

&“&”

Kanaat, ayak bastığı her gönülde hırs ve tamahın elini bağlar. Kanaat hazinesinin saçıldığı yerlerde hırsın pazarı ve cimriliğin savaşı kesatlığa uğrar."
Aşk, söylenemeyen ama iki yüz perdenin arkasında da olsa gizlenemeyen bir sırdır.”
dağı iğne ucuyla kökünden kazımak kibir denilen çirkin huyu gönülden çıkarıp atmaktan daha kolaydır."
Bilgisi eksik tabip halk için vebadır.
Zulmü âdet edinen vezir, yetimin malını padişahın hakkı görür.

Tamamını alırsa adalet bilir; ikiye bölerse fazilet bilir.

Köpeğin nefsini, bir iki ekmek lokmayla kendi nefis köpeğine tercih eden kişinin,

Meselâ köle de olsa, özgür efendiler onun kölesi olduklarını dile getirseler yaraşır.

Bil ki, ülkeyi korumada etkili olan şey adalet ve insaftır, ne küfürdür ve ne din.

Dünyanın düzeni için dinsizin adaleti, dindar padişahın zulmünden daha iyidir.

Zulmün karanlığını düşün ve denemek için adaletli davran.

Eğer adalet sana zulümden güzel görünmezse tekrar zulmedersin.

Ey gönül! Nükte bilenlerden kulağımda kalmış olan şu güzel nükteyi, dinle benden.
Merhametsizlik kılıcını çeken kişi, merhametsizlerin kılıcıyla ölür.
Padişahın adil olmasını istiyorsan alışverişinde ve savaş alanında adaletli ol, şah bir ayna gibidir. Onda gördüğün her şey senin yapmış olduğun fiillerin yansımasıdır.
Her bildiğini doğru sanıp konuşanlar, her istediğini söyleyenler istemedikleri sözleri de işitmeye hazır olmalıdır.
Yarım ekmeği varken paylaşabilen kişi gerçek cömerttir, yoksa fırın sahibinin iki ekmek vermesi cömertlik değildir.
Gerçek iyilik ve cömertlikse iyilik yaptığın kişiden kötülük görsen de bunca iyilik yaptım kıymetini bilmedi, dememektir.
Düşmeden düşünmek her zaman iyidir
Dünyada en kötü iş, hayırlı bir iş görmeden, insanlara faydalı olmadan ecelin yaklaşmasıdır."
Yani halkın çoğunluğunun yeme içmesi, giyinmesi nasılsa siz de onlardan yiyin, onlardan giyinin. Halkın ortalama bir ferdi olun halk gibi yaşayın.
Kim ben bilgide tamamım derse bu tecrübesizce bir sözdür.
Bilgi sahibi, bilginin koca dünyada bir nokta olduğunu bilmedikçe gerçek bilgin olamaz.
Cihanı iyi tanıyanlardan kalmış şu söz hoştur: muharebe geriden seyredenlere kolay gelir.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Zaman bana iyi bir insan gibi bir nasihat verdi evet iyi bakılırsa görülür ki zaman baştanbaşa nasihatten ibarettir.
Gönül bir gün bir kedere düşersen seni teselli edecek bir dost varsa mahzun olma dost felâket günlerinde lâzımdır yoksa rahat günlerde dost eksik değildir.
Zindanların en darı ahlakı ahlakına uymayan insanlarla oturmaktır.
Kendi bostanında biten bir tutam terecik onun kızartılmış kuzusundan daha iyidir.
Oglum düşmandan saklanması lazım olan sırrı dostuna da açma. Çok görmüşüm ki, zaman icabı olarak dostlar düşman, düşmanlar dost olurlar.
Bende kibir yoktur diye laf atma, çünkü kibir denilen şey karanlık gecede kara karıncanın kara taş üzerinde ayağının izinden daha gizlidir. Gönülden kibri çıkarmayı kolay sanma yer üzerindeki bir dağı iğne ile kazıp devirmek ondan daha kolaydır.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Uzakta olsam seninle konuşurum, yanımda olsan seni ararım..
Huzurunda iken karşında olurum, yokluğunda gönlümü sana çeviririm..
Nübüvvet hanedanından nasipdar olanlara hürmet etmek nasipsizlerin işi değildir.
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Bir âmâ karanlık bir gecede elinde kandil, sırtında testi ile yolda yürüyordu. Boşboğazın biri ona yaklaştı ve, Ey cahil! Senin için gece ile gündüzün farkı yok ki! Aydınlık ve karanlık sana birdir. Şu kandilin sana ne faydası var?" dedi. Âmâ güldü ve, "Bu kandil kendim için değil, bana çarpıp da testimi kırmasınlar diye senin gibi akılsız ve kalp gözü körler için!" dedi.
Gördüğün her akıllının delilik sermayesinden payı vardır.
Hadiseler güneşinin altında, delilik gölgesine sığınarak mutlu yaşar.
Alçak kişi binlerce aybı ve kusuru ile gece gündüz herkesçe bilinirken,
Kerem ehlinden ufacık bir kusur görse, kınama ve hakaretten başka bir söz etmez.
Mümin latife yapar ve tatlı söz söyler, münafık ise ekşi yüzlü ve çatık kaşlıdır."
Ey gönül! Şu iki günlük aşkı bırak, bu aşktan bir fayda gelmez.
Öyle bir aşkı seç ki, hesap günü hüküm anında onunla teskin ol.
Ey gözümün ve gönlümün evi olan sen! Cihanın bütün güzelleri senden hâsıldır.
Gönlüm sana meyletmişse buna şaşılmaz. Çünkü yönelmeyen kalp, kalp değil ancak bir taştır.
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Sevgilisinin cemalinden mahrum olan o âşığa ne mutlu!
Onun kulağı, mahrumiyet duvarının ardında yârinin sözlerindedir!
Rızık, efendinin elinden olsa da rızkı veren Hudâ’dır.
Kula minnet eylersen hoş değil!
Zalimin yüzüne bakma! Çünkü o senin yüzüne cehennemden açılmış bir kapıdır.
O kapı açıldı açılalı, Allah’ın rahmet nazarı ona düşmemiştir.
Aslanın dişleri ve tırnakları dökülünce, topal tilkilerden tokat yer.
Dost seninle cedelleşmeyi düşününce, onun yanından ayrılmaktan başka bir yol tutma.
Husumette çok ısrar etme, az biraz da barışmaya yüz bırak!
Her kimde şu beş şey bulunursa ona güzel bir hayat verilmiştir; beden sıhhati, emniyet, rızık saadeti, şefik dost, gönül huzuru. Her kim bunlardan mahrum edildiyse güzel hayat kapısı onun yüzüne kapatılmıştır.
Sûfî bu âlemde misafirdir. Misafirin ev sahibinden talebi cefadır. Edepli misafir bekler; alacaklı gibi talepkâr olmaz"
Her şeyhten bir söz öğrenin. Eğer bunu yapamıyorsanız, istifade etmek için onların isimlerini yâdedin."
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Var git, kardeş! Öyle bir yâri sev ki terkine çare olmasın."
Molla Câmî’nin bu güzide eseri kaleme almasındaki muradı Gülistan" adlı esere duyduğu hayranlıktır.
Aşk, söylenemeyen ama iki yüz perdenin arkasında da olsa gizlenemeyen bir sırdır.
Yakın olduğunu söyleyen, uzaktır. Uzağım diyen kişi ise, kendi yokluğuyla onun varlığında gizlidir.
Kendi gazelimde gizleneceğim, okuduğunda dudaklarına buse kondurayım diye…
Ham kimse, bütün insanların kendisine ihsanda bulunmalarını onların görevidir zanneder.
Bir kadıncağızın önünde dizlerinin üzerinde çökmek ve oyun oynaşta olmaktan daha büyük delilik yoktur.
“Söylemediğimden dolayı asla pişman olmadım. Ancak pişmanlığından dolayı toprak ve kan içinde uyukladığım nice sözlerim vardır.”
Kisrâ
Aşk, söylenemeyen ama iki yüz perdenin arkasında da olsa gizlenemeyen bir sırdır.
Aşk, söylenemeyen ama iki yüz perdenin arkasında da olsa gizlenemeyen bir sırdır.
Aşk,söylenemeyen ama iki yüz perdenin arkasında da olsa gizlenemeyen bir sırdır."
Kötülük ve şer varsa,cihandaki hırs ehli sebebiyledir. Kanaat ve saadet sahipleri kötülük ve şer zehrinden kurtulur…
Günler ömür sayfasıdır. Onlara en iyi davranışları ve eserleri yazınız. &‘Ferîdûn
Yılanın yavrusu, yılan olur. kötü daldan, kötü meyveden başkası yetişmez…
Söylemediğimden dolayı asla pişman olmadım. Ancak pişmanlığından dolayı toprak ve kan içinde uyukladığım nice sözlerim vardır. &‘Kisrâ
Aşk söylenmeyen ama iki yüz perdenin arkasında da, olsa görünen bir sırdır.
Günler Ömür sayfasıdır,
Onlara en iyi davranışları ve eserleri yazınız
Aşk, söylenemeyen ama iki yüz perdenin arkasında da olsa gizlenemeyen bir sırdır.
Güç kullanmayı âdet edinen kişi, idaresi altındakilerin tekmelemesiyle ölür.
Adalet ve insaf öğren çünkü memleketi korumakta küfür ve din, adalet kadar işe yaramaz. Dünyanın düzeni için dinsiz adalet, dinli idarenin zulmünden daha iyidir.
“Aşk, söylenemeyen ama iki yüz perdenin arkasında da olsa gizlenemeyen bir sırdır.”
Aşk, söylenemeyen ama ikiyüz perdenin ardında da olsa gizlenemeyen bir sırdır!
Aşk, söylenemeyen ama iki yüz perdenin arkasından da olsa gizlenemeyen bir sırdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir