William Shakespeare kitaplarından Bahar Noktası kitap alıntıları sizlerle…
Bahar Noktası Kitap Alıntıları
“Cehennem boşalmış, şeytanların hepsi burada!”
Senin üstün çekimin güvencemdir benim.
Çünkü yüzünü gördüğüm sürece,
Gündüzdür benim için gece,
Gecenin karanlığında değilim öyleyse;
Bu koru da dünyalardan yoksun değil,
Benim gözümde çünkü o dünyaların hepsi sensin.
Dünyalar burada bana bakarken
Kim diyebilir yalnızım diye?
Çünkü yüzünü gördüğüm sürece,
Gündüzdür benim için gece,
Gecenin karanlığında değilim öyleyse;
Bu koru da dünyalardan yoksun değil,
Benim gözümde çünkü o dünyaların hepsi sensin.
Dünyalar burada bana bakarken
Kim diyebilir yalnızım diye?
demetrius da hermia’nın gözlerine bakmadan önce,
bana yemin üstüne yemin etmişti yalnız seninim diye.
bana yemin üstüne yemin etmişti yalnız seninim diye.
asla dikensiz olmazmış gerçek aşkın yolu.
Desene kader yine aldı dizinleri eline,
Boşa gidiyor bağlılık için tüm çabalar,
Bu yüzden yeminine sadık kalan bir kişiye karşılık
Yeminini bozan bir milyon kişi var
Boşa gidiyor bağlılık için tüm çabalar,
Bu yüzden yeminine sadık kalan bir kişiye karşılık
Yeminini bozan bir milyon kişi var
Katı yürekli mıknatıs,kendine çekiyorsun beni!
Ama çektiğin demir değil, çünkü çeliktendir yüreğim.
Sen çekim gücünü bırakırsan,
Benim de kalmaz peşinden gelme gücüm.
Ama çektiğin demir değil, çünkü çeliktendir yüreğim.
Sen çekim gücünü bırakırsan,
Benim de kalmaz peşinden gelme gücüm.
o kadar ağırdan alıyor ki şu eski ay da!
Oğlun mirasına göz dikmiş bir üvey ana,
Sıkıcı bir dul eş gibi,
Kavuşmamı geciktiriyor arzularıma.
Oğlun mirasına göz dikmiş bir üvey ana,
Sıkıcı bir dul eş gibi,
Kavuşmamı geciktiriyor arzularıma.
Başkasının gözüyle seçer mi insan sevdiğini!
Senin somurtmandaki hüner, gülümsememde niye yok sanki!
Başkasının gözüyle seçer mi insan sevdiğini!
İlkabahar, yaz, üretken sonbahar, öfkeli kış
Birbirlerinin kıyafetlerini kuşanıyorlar;
Dünya şaşkına dönmüş, bilemiyor hangisi hangisidir.
İşte bütün bunlar giderek artacak biz tartışıp kavga ettikçe;
Bu yanlışlıkların anası babası biziz.
Birbirlerinin kıyafetlerini kuşanıyorlar;
Dünya şaşkına dönmüş, bilemiyor hangisi hangisidir.
İşte bütün bunlar giderek artacak biz tartışıp kavga ettikçe;
Bu yanlışlıkların anası babası biziz.
Başkasının gözüyle seçer mi insan sevdiğini?
Ne olmuş yani senin kadar çekici,
Aşkı bulamamış ve talihli değilsem;
En kötüsü de sevilmeden seviyorsam, ne olmuş?
Aşkı bulamamış ve talihli değilsem;
En kötüsü de sevilmeden seviyorsam, ne olmuş?
Senin üstün çekimin güvencemdir benim.
Çünkü yüzünü gördüğüm sürece,
Gündüzdür benim için gece,
Gecenin karanlığında değilim öyleyse;
Bu koru da dünyalardan yoksun değil,
Benim gözümde çünkü o dünyaların hepsi sensin.
Dünyalar burada bana bakarken
Kim diyebilir yalnızım diye?
Çünkü yüzünü gördüğüm sürece,
Gündüzdür benim için gece,
Gecenin karanlığında değilim öyleyse;
Bu koru da dünyalardan yoksun değil,
Benim gözümde çünkü o dünyaların hepsi sensin.
Dünyalar burada bana bakarken
Kim diyebilir yalnızım diye?
Aşk, basit ve değersiz şeyleri bile
Biçimlendirip onu değerli yapabilir.
Aşk gözleriyle değil, hayaliyle görür,
Ve kanatlı Cupid resimlerde bu yüzden kördür.
Aşkın hayalinde düşünmeye yer yoktur;
Kanadı var, gözü yoktur, çevresine bakmadan uçar gider.
Afacan çocukların oyunda ettiği yeminler gibi,
Boş yere yeminler edilir her yerde.
Biçimlendirip onu değerli yapabilir.
Aşk gözleriyle değil, hayaliyle görür,
Ve kanatlı Cupid resimlerde bu yüzden kördür.
Aşkın hayalinde düşünmeye yer yoktur;
Kanadı var, gözü yoktur, çevresine bakmadan uçar gider.
Afacan çocukların oyunda ettiği yeminler gibi,
Boş yere yeminler edilir her yerde.
“Eğer gerçek aşklar böyle engelleniyorsa,
Kaderin bir yasası bu demek ki.
Bu engel bütün aşıkların başına geliyorsa,
Ne yapılabilir ki boyun eğmekten başka.
Melankoli nöbetleri, hayaller ve iç çekmeler,
Arzular ve gözyaşları zavallı aşıkların kaderi.”
Kaderin bir yasası bu demek ki.
Bu engel bütün aşıkların başına geliyorsa,
Ne yapılabilir ki boyun eğmekten başka.
Melankoli nöbetleri, hayaller ve iç çekmeler,
Arzular ve gözyaşları zavallı aşıkların kaderi.”
Emekle yapılan hiçbir şeyde kusur aranmaz.
Güneş olmadan gündüz olabilir ama ben onsuz olamam
Ne zaman halka olup dans etmek istesek
Tadımızı kaçırdın kavgacı tutumuna.
Bu yüzden rüzgarlar da bıktı tepemizde vınlamaktan,
İntikam alıyormuşçasına hortumlarını denize daldırdı
Hastalık sisleri çekti aldı, karalara bıraktı.
Tadımızı kaçırdın kavgacı tutumuna.
Bu yüzden rüzgarlar da bıktı tepemizde vınlamaktan,
İntikam alıyormuşçasına hortumlarını denize daldırdı
Hastalık sisleri çekti aldı, karalara bıraktı.
Ne o sevgilim, niye sararmış yüzün öyle?
Ne diye yanağındaki güller bu kadar çabuk solmuş?
Ne diye yanağındaki güller bu kadar çabuk solmuş?
İlkbahar, yaz, üretken sonbahar, öfkeli kış
Birbirlerinin kıyafetlerini kuşanıyorlar;
Dünya şaşkına dönmüş, bilemiyor hangisi hangisidir.
Birbirlerinin kıyafetlerini kuşanıyorlar;
Dünya şaşkına dönmüş, bilemiyor hangisi hangisidir.
Aşk, basit ve değersiz şeyleri bile biçimlendirip onu değerli yapabilir.
Aşk gözleriyle değil, hayaliyle görür,
Ve kanatlı Cupid resimlerde bu yüzden kördür.
Aşk gözleriyle değil, hayaliyle görür,
Ve kanatlı Cupid resimlerde bu yüzden kördür.
Lanet etsem de ona, sevgi görüyorum
duyduklarıma göre, asla dikensiz olmazmış gerçek aşkın yolu
Lanet olsun! Başkasının gözüyle seçer mi insan sevdiğini?
‘Şimdi artık gece vakti,
Mezarlar ardına kadar ağızlarını açtı,
Hepsi hayaletlerini dışarı saldı,
Kiliseye giden yollar hayaletlerle doldu;
Ve üç diyarın kraliçesi Hekate’nin takımıyla
Güneşin ışığından kaçan,
Bir düşteymiş gibi karanlığı izleyen
Biz periler ve cinlerin coşma vakti geldi.’
Mezarlar ardına kadar ağızlarını açtı,
Hepsi hayaletlerini dışarı saldı,
Kiliseye giden yollar hayaletlerle doldu;
Ve üç diyarın kraliçesi Hekate’nin takımıyla
Güneşin ışığından kaçan,
Bir düşteymiş gibi karanlığı izleyen
Biz periler ve cinlerin coşma vakti geldi.’
‘Kâh gökyüzünden dünyaya, kâh dünyadan gökyüzüne.
Düşler nasıl çıkarıp bulursa bilinmeyen şeyleri,
Şairin kalemi de biçim verir hiçliklere, hayallere;
Uygun bir görünüş bulur gönlümüze hoş gelen duygulara,
Ve bir ad koyar onlara.
Ucu bucağı olmayan hayal böyle oyun oynar işte.
Hayal arayacak olursa şayet neşeyi;
Hemen bulur neşelendirecek şeyi;
Geceleyin korktuğunda
Hayal benzetir çalıyı bir ayıya!’
Düşler nasıl çıkarıp bulursa bilinmeyen şeyleri,
Şairin kalemi de biçim verir hiçliklere, hayallere;
Uygun bir görünüş bulur gönlümüze hoş gelen duygulara,
Ve bir ad koyar onlara.
Ucu bucağı olmayan hayal böyle oyun oynar işte.
Hayal arayacak olursa şayet neşeyi;
Hemen bulur neşelendirecek şeyi;
Geceleyin korktuğunda
Hayal benzetir çalıyı bir ayıya!’
‘Of bu yorucu gece, uzun, bezdirici gece
Şu saatlerden birazını kırp! Huzur ver doğudan ışığınla,
Şu saatlerden birazını kırp! Huzur ver doğudan ışığınla,
Bazen kederin gözlerini kapatan uyku gel,
Biraz olsun, al götür beni kendimden.’
”Gecenin hızlı ejderleri kanatlarıyla bulutları yırtıyor,
Sabahyıldızı gündoğumunu haber veriyor;
Çevredeki hayaletler o yıldızı gördüklerinde
Kilise mezarlıklarına kaçışırlar;
Kimi kendini öldüren ve kavşaklara gömülen,
Kimi sellerde boğulan lanetli ruhların hepsi
Kurtçuklarla dolu yataklarına girmişlerdir şimdi.
Kendi zavallı durumlarını görmekten korkarak
Gün ışığını gördüler mi kaçışırlar hepsi,
Sonsuza dek kara kaşlı gecedir onların refakatçisi. ”
Sabahyıldızı gündoğumunu haber veriyor;
Çevredeki hayaletler o yıldızı gördüklerinde
Kilise mezarlıklarına kaçışırlar;
Kimi kendini öldüren ve kavşaklara gömülen,
Kimi sellerde boğulan lanetli ruhların hepsi
Kurtçuklarla dolu yataklarına girmişlerdir şimdi.
Kendi zavallı durumlarını görmekten korkarak
Gün ışığını gördüler mi kaçışırlar hepsi,
Sonsuza dek kara kaşlı gecedir onların refakatçisi. ”
”Aşk gözleriyle değil, hayaliyle görür; kanatlı cupid resimlerde bu yüzden kördür. ”
‘İstiyorsan kaç git. Efsane değişsin bari:
Bu kez Apollo kaçsın, Daphne onu kovalasın;
Güvercin kartalın peşinden koşsun,
Sakin dişi ceylan var hızıyla kaplanı yakalamaya çalışsın,
Eğer kovalayan korkak, kaçan yürekliyse!’
Bu kez Apollo kaçsın, Daphne onu kovalasın;
Güvercin kartalın peşinden koşsun,
Sakin dişi ceylan var hızıyla kaplanı yakalamaya çalışsın,
Eğer kovalayan korkak, kaçan yürekliyse!’
‘İlkbahar, yaz, üretken sonbahar, öfkeli kış
Birbirlerinin kıyafetlerini kuşanıyorlar;
Dünya şaşkına dönmüş, bilemiyor hangisi hangisidir.
İşte bütün bunlar giderek artacak biz tartışıp kavga ettikçe;
Bu yanlışlıkların anası babası biziz.’
Birbirlerinin kıyafetlerini kuşanıyorlar;
Dünya şaşkına dönmüş, bilemiyor hangisi hangisidir.
İşte bütün bunlar giderek artacak biz tartışıp kavga ettikçe;
Bu yanlışlıkların anası babası biziz.’
Konuşmak yetmiyor, doğru konuşmak gerekiyor.
Dili bağlı sadelik
Az konuşur, ama çok şey ifade eder.
Az konuşur, ama çok şey ifade eder.
İnsan mutsuzsa, uyku iflas ediyor
Şimdilerde akıl ile aşkın bir arada oldukları söylenemez.
Seven biri söylenen şeyde kötülük aramamalı.
HELENA
Biz erkekler gibi aşk uğruna dövüşemeyiz;
Erkeğin peşinden gitmeye değil,
Peşimizden koşulmasına alışığız.
Biz erkekler gibi aşk uğruna dövüşemeyiz;
Erkeğin peşinden gitmeye değil,
Peşimizden koşulmasına alışığız.
Bu kış gülmeyi özledi insanlar;
Artık hiçbir gece duyulmuyor ilahiler, dualar.
Artık hiçbir gece duyulmuyor ilahiler, dualar.
Bir bakarsın kuşatılmışsın savaşla,
Ölümle ya da hastalıkla
Ve bir anda geçip giden bir ses gibi,
Gölge gibi, kısacık bir düş gibi,
Karanlık bir gecede çakan şimşek gibi,
Bir coşkuyla yeri göğü seriyor gözler önüne
Ve insan daha Bak! diyemeden
Karanlığın çeneleri açılıp yutuveriyor her şeyi.
Parlak ne varsa yok oluyor bir anda.
Ölümle ya da hastalıkla
Ve bir anda geçip giden bir ses gibi,
Gölge gibi, kısacık bir düş gibi,
Karanlık bir gecede çakan şimşek gibi,
Bir coşkuyla yeri göğü seriyor gözler önüne
Ve insan daha Bak! diyemeden
Karanlığın çeneleri açılıp yutuveriyor her şeyi.
Parlak ne varsa yok oluyor bir anda.
Aşkın hayalinde düşünmeye yer yoktur;
Kanadı var, gözü yoktur, çevresine bakmadan uçar gider.
Bu yüzden aşk bir çocuktur, onun için yanılır seçimlerinde.
Kanadı var, gözü yoktur, çevresine bakmadan uçar gider.
Bu yüzden aşk bir çocuktur, onun için yanılır seçimlerinde.
Aşkın hayalinde düşünmeye yer yoktur;
Kanadı var, gözü yoktur, çevresine bakmadan uçar gider.
Kanadı var, gözü yoktur, çevresine bakmadan uçar gider.
Hastalık kapar gibi güzellik de kapsaydık keşke.
İnsan mutsuzsa, uyku iflas ediyor
Aşık gönlüyle görür, kördür gözü
Aşk tanrısının kanatları vardır ama görmez gözü..
Aşk tanrısının kanatları vardır ama görmez gözü..
Anlaşılıyor ki konuşmayı bilmek yetmez, doğru konuşmayı da öğrenmek gerek…
Deliler, aşıklar bir de şairlerin hayal gücüne akıl sır ermez.
Aşkın hayalinde düşünmeye yer yoktur;
Kanadı var, gözü yoktur, çevresine bakmadan uçar gider.
Kanadı var, gözü yoktur, çevresine bakmadan uçar gider.
HELENA
…
Aşk, basit ve değersiz şeyleri bile
Biçimlendirip onu değerli yapabilir.
…
…
Aşk, basit ve değersiz şeyleri bile
Biçimlendirip onu değerli yapabilir.
…
Uzaklaşayım şu nefret ettiğim kişilerden;
Bazen kederin gözlerini kapatan uyku gel,
Biraz olsun, al götür beni kendimden.
Bazen kederin gözlerini kapatan uyku gel,
Biraz olsun, al götür beni kendimden.
Ne olmuş yani senin kadar çekici,
Aşkı bulamamış ve talihli değilsem;
En kötüsü de sevilmeden, seviyorsam, ne olmuş?
Aşkı bulamamış ve talihli değilsem;
En kötüsü de sevilmeden, seviyorsam, ne olmuş?
Aman Allahım, başkalarının gözlerine göre mi seçecek seven sevdiğini…
Allah bizi bu boşboğazlılardan korusun.
şimdilerde akıl ile aşkın birlikte oldukları pek söylenemez.
İpini koparan hödüklerin hepsi doluşmuş buraya
Hastalık kapar gibi güzellik de kapsaydık keşke.
Görmez tabi, benim gözümle bakmıyor ki.
Onların hayalinden kötü olmazsa senin onları hayalin,
Her insanın ruhu asil görünür göze.
Her insanın ruhu asil görünür göze.
İpini koparanların hepsi doluşmuş buraya.
Hastalık kapar gibi güzellik de kapsaydık keşke.
Somurtkanlık uğramasın buraya, o cenazelere gitsin,
Solgun yüzlü bir dosta gereksinim yok törenimizde.
Solgun yüzlü bir dosta gereksinim yok törenimizde.
Ali gider Mersin’e
Ayşe gitmez tersine
Beşer dediğin eşine erişmiş
Zahir her şey yoluna girmiş.
Ayşe gitmez tersine
Beşer dediğin eşine erişmiş
Zahir her şey yoluna girmiş.
“Medeniyetten nezaketten nasibinizi alsaydınız,
Beni her bir yerimden böyle yaralamazdınız.”
Beni her bir yerimden böyle yaralamazdınız.”
Ne kadar küçük ve açıklanmaz geliyor her şey şimdi, Uzaktaki dağlar birer bulut oluvermiş sanki.
Sanırım ay’ın gözleri sulanmış bu gece; o ağlarsa bütün minik çiçekler de ağlar