İçeriğe geç

Aslında Hayal Kitap Alıntıları – Kürşat Başar

Kürşat Başar kitaplarından Aslında Hayal kitap alıntıları sizlerle…

Aslında Hayal Kitap Alıntıları

Kürşat Başar kitaplarından Aslında Hayal kitap alıntıları sizlerle

Aslında Hayal Kitap Alıntıları

Zaten bu ülkede kötü birşeylerin bittiğine sevinemezsiniz, çünkü bilirsiniz ki hemen ardından başka bir kötü dönem başlayacaktır.
İnsan, hayallerinin gerçek olmadığını anladığı zaman büyüyor galiba.
O gece boş bir meydandan geçtim.O geceden sonra içimde bomboş bir meydan kaldı.
Bizde çok fazla konuşursanız, caz yapma derler.
Biraz metafizikten söz etseniz, felsefe yapma derler.
Biraz şiirden, sanattan konuşup güzel sözler söyleseniz, edebiyat yapma derler.
Sanki inat gibi böyle bir yerde bunların hepsini birden yapmaya kalkışmıştım.
Hem de o yaşta
İnsan belki de yaşadığı zamana ve olup bitenlere çare bulamadığında kaçmak istiyor.
“Rütbeler, makamlar, zenginlik bir işe yaramaz, hiçbiri yokken seni seviyorlarsa iyi bir hayat yaşamışsın,” derdi her zaman
Gençlerin birbirini öldürdüğü, insanların işkence altında aylarca kaybolduğu kabus gibi bir dönem bitmişti ama yerine bir başka karanlık dönem başlamıştı.
Zaten bu ülkede kötü bir şeylerin bittiğine sevinemezsiniz, çünkü bilirsiniz ki hemen ardından başka bir kötü dönem başlayacaktır.
İnsan ve mutluluğu dünyaya aynı yerde ve aynı zamanda gelmiyor.
Herkes gider, siz kalırsınız.
Öyleydi, herkes gider ve ben kalırdım.
Onun için yaz, içinde bitmesini hiç istemediğim eşsiz anlar ve aynı zamanda hiçbir şeyin, hiç kimsenin sonsuza dek benimle kalmayacağını anladığım ayrılıkların mevsimiydi.
İnsan, hayallerinin gerçek olmadığını anladığı zaman büyüyor galiba.
“Yazık ki bu ülkede hiçbir şey yapmayan gençler için değil de oturup kitap okuyan, sanatla ilgilenen insanlar için alaycı terimler bulunuyor.“
“İnsan, hayallerinin gerçek olmadığını anladığı zaman büyüyor galiba.“
Zaten bu ülkede kötü şeylerin bittiğini sevinemezsiniz, çünkü bilirsiniz ki hemen ardından başka bir kötü dönem başlayacaktır.
Bizim gibi ülkelerde aydınların, sanatçıların kaderi değişmez. Normal sayılan dönemlerde bile iktidarın her zaman hedefinde olurlar. İster Asker ister sivil bütün sağ iktidarlar için kötülüğün kaynağı hep yazan, çizen, hele düşünen adamlardır.
Geçip giden bir hayatın böylesine küçük eşyalarla bir büfeye ya da birkaç albümü dolduran fotoğraflara sığdırmaya çalışması nedense bana hep hüzün verirdi.
Ne yaparsam yapayım sanki coğrafya ve iklim hayatları da belirlermiş gibi bir parça hep eksik kalıyor.
Zaman geçer, hayat bize torbadaki yüzünü gösterir, uçurtma kopar gider bir rüzgarla, beraberinde de hep bizimle kalacağını sandığımız pek çok şeyi, sonsuza dek bizi koruyacağını sandığımız inançlarımızı, yanında kendinizi iyi hissettiğimiz o güzel insanları, ne olursa olsun, ne yaparsak yapalım bize her zaman seveceklerini bildiğimiz yakınlarımızla birlikte yaşadığımız o evlerde, kalın yorganların altında harika rüyalara daldığımız o soğuk geceleri de alıp götürür
Şimdi bütün bildiklerimi unutmak ve artık hiçbir şey öğrenmemek istiyorum. Ayaklarımızı üstüne basıp da döndüğünü bile hissetmediğimiz bu dünyaya hiç yakışmıyoruz biliyor musun?
Roman bize hayatı yeniden kurma imkanı verir. Yazarken gerçekte kendi hayatınızı bile değiştirebilirsiniz. İnsan hayatını değiştiremez, geçmiş, yaşanmış anları yeniden kurgulayamaz. Bunu ancak yazarken yapabilir.
Yazık ki bu ülkede hiçbir şey yapmayan gençler için değil de oturup kitap okuyan, sanatla ilgilenen insanlar için alaycı terimler bulunuyor.
İnsan ve mutluluğu dünyaya aynı yerde ve aynı zamanda gelmiyor.
İnsan hayallerinin gerçek olmadığını anladığı zaman büyüyor galiba.
Yaşadığım kötü şeyleri,beni üzen olayları,ama özellikle de aslında yaşandığı sırada insanı etkileyen ama çok da önemli olmayan şeyleri unutuyorum.
Pek çok filmi izlerken,kitabı okurken bile bir sahne,bir imge,bir öykü beni bambaşka yerlere götürür ve kendi kendime yeni sahneler,yeni öyküler kurarım.Bu yüzden pek az filmi tam olarak hatırlarım,pek çok kitabı da zamanla olduğundan farklı anlatırım.
Aslında insan anılarını yazarken bile tam olarak gerçeği yansıtmıyor.Çünkü yazar,en somut gerçeği anlatırken bile olayları kendi bakış açısından,kendi değerlendirmesiyle yazıyor.Tıpkı bir ressamın birebir bakarak çizdiği doğa görüntüsünün aslında o doğa parçasının aynısı olmaması gibi.
.
O yüzden kimi zaman gerçek hayattan kişileri de romana konu etseniz,yaşanmış bir olayı da anlatsanız gerçeğin da kendisi olmuyor.Kemal Tahir’ in söylediği gibi, Gerçek ama romanın gerçeği, oluyor.
Rütbeler, makamlar, zenginlik bir işe yaramaz, hiçbiri yokken seni seviyorlarsa iyi bir hayat yaşamışsın.
İnsan,hayallerinin gerçek olmadığını anladığı zaman büyüyor galiba.
Bunun mümkün olmadığını biliyorum,belki de mümkün olan şeylerle dolu dünya yaşamaya değecek kadar güzel değildir. Belki de bana nedenini hiç anlamadığım bir biçimde hep hüzün veren bu hayatı yeniden kurmanın bir yolu vardır.(Aşkı bulmanın ve korumanın yolları syf244)
Sözcükler üzerine binilip bir yere gidilen şeyler değil.
Bir albümün sayfalarından istemediğimiz fotoğrafları çıkarabiliriz. Bende öyle yaptım. Ama yaşanan herşey bizimle kalıyor.
Zaten bu ülkede kötü birşeylerin bittiğine sevinemezsiniz, çünkü bilirsiniz ki hemen ardından başka bir kötü dönem başlayacaktır.
Bizde çok fazla konuşursanız,”caz yapma” derler.
Biraz metafizikten sözetseniz,” felsefe yapma” derler.
Biraz şiirden, sanattan konuşup güzel sözler söyleseniz,”edebiyat yapma” derler.
Hayatta her şeyi hatırlamak iyi değildir.
Rütbeler, makamlar, zenginlik bir işe yaramaz, hiçbiri yokken seni seviyorlarsa iyi bir hayat yaşamışsın.
İnsan, hayallerinin gerçek olmadığını anladığı zaman büyüyor galiba.
Türkiye’de gazeteciliği hakkıyla yapmaya kalkarsanız durumunuz budur.Her haberiniz birilerini kızdırır.Eğer kimseyi kızdırmamaya çalışırsanız da haber yapamazsınız
O gece boş bir meydandan geçtim.O geceden sonra içimde bomboş bir meydan kaldı.
Zaten bu ülkede kötü birşeylerin bittiğine sevinemezsiniz, çünkü bilirsiniz ki hemen ardından başka bir kötü dönem başlayacaktır.
İnsan ve mutluluğu dünyaya aynı yerde ve aynı zamanda gelmiyor.
Babamın yüzü geliyor gözlerimin önüne.Gülümsüyor.Sanki burada olduğumu bilmiş gibi, hissetmiş gibi gülümsüyor.Ona demek istiyorum ki, çok fazla şey olmadı baba, daha güzel evler var,daha güzel arabalar var, o sıkıntılar en azından burası için geride kaldı ama dünyanın birçok yerinde değişen birşey yok.
Artık dünyanın her yeriyle telefonla konuşabiliyoruz ama hâlâ size ulaşacak bir hat bulunamadı
Tren ve havuz problemlerini çözemediğim için mi hayatta birçok sorunu çözemediğimi hâlâ düşünür dururum.
Sözcükler üzerine binilip bir yere gidilen şeyler değil,
Okuru, anlattığınız şey dünyanın en olmayacak olayı bile olsa, milyarda bir rastlanacak bir hikâye bile olsa, gerçek olduğuna inandırma sanatı değil midir roman?
Geçmiş insanı bir biçimde izliyor.
Kesip kurtulamadığınız gölgeniz gibi
Zaten bu ülkede kötü birşeylerin bittiğine sevinemezsiniz, çünkü bilirsiniz ki hemen ardından başka bir kötü dönem başlayacaktır.
Okuru, anlattığınız şey dünyanın en olmayacak olayı bile olsa, milyarda bir rastlanacak bir hikaye bile olsa, gerçek olduğuna inandırma sanatı değil midir roman?
Türkiye’de gazetecilik, yazarlık, aydın olmak her zaman zordur. İster askerî dönemlerde, ister normal dönemlerde
Yazık ki bu ülkede hiçbir şey yapmayan gençler için değil de okuyup kitap okuyan, sanatla ilgilenen insanlar için alaycı terimler bulunuyor.
Onu gördüm ve içimde bir şarkı çaldı.
Onu gördüm sanki içimdeki fırtına dindi.
Gördüm ve daha önce bana bir şey anlatmayan şiirler bir anda anlam kazandı. Unuttuğunuz bir anıyı bulmak gibi
Onu gördüm ve yaz geldi.
İnsan, hayallerinin gerçek olmadığını anladığı zaman büyüyor galiba.
İnsan, hayallerinin gerçek olmadığını anladığı zaman büyüyor galiba.
Yazık ki bu ülkede hiçbir şey yapmayan gençler için değil de oturup kitap okuyan, sanatla ilgilenen insanlar için alaycı terimler bulunuyor.
Yazık ki bu ülkede hiçbir şey yapmayan gençler için değil de oturup kitap okuyan, sanatla ilgilenen insanlar için alaycı terimler bulunuyor.
Zaten bu ülkede kötü bir şeylerin bittiğine sevinemezsiniz, çünkü bilirsiniz ki hemen ardından başka bir kötü dönem başlar.
İnsan ve mutluluğu dünyaya aynı yerde ve aynı zamanda gelmiyor.
Okuru, anlattığınız şey dünyanın en olmayacak olayı bile olsa, milyarda bir rastlanacak bir hikaye bile olsa, gerçek olduğuna inandırma sanatı değil midir roman?
Hayatın başka bir yüzünü orada gördüm.
Bizim şikayet ettiğimiz ufak tefek şeylerin anlamsızlığını, elimizdeki imkanların nasıl değerini bilmediğimizi, insanların ne kadar güç şartlardan çöküp bir şeyler başarabildiğimiz anladım
O gece boş bir meydandan geçtim. O geceden sonra içimde bomboş bir meydan kaldı.
Kendimi bildim bileli, bulunduğum yerde değil, başka bir yerdeydim ve yaşadığım zamanda değil başka bir zamandaydım Bu hep böyle
İnsan ve mutluluğu dünyaya aynı yerde ve aynı zamanda gelmiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir