İçeriğe geç

Askerlik Sanatı Kitap Alıntıları – Niccolo Machiavelli

Niccolo Machiavelli kitaplarından Askerlik Sanatı kitap alıntıları sizlerle…

Askerlik Sanatı Kitap Alıntıları

Would they be brought to so much discipline, obedience, and respect, that a tree full of apples which should be found in the middle of an encampment, would be left intact, as is read happened many times in the ancient armies?
or men and steel find find money and bread, but money and bread do not find men and steel.
Good Captains never come to an engagement unless necessity compels them, or the opportunity calls them.
What benefits the enemy, harms you; and what benefits you, harm the enemy.
two things ought to be done, provision yourself, and deprive the enemy of the opportunity to avail himself of the resources of your country.
he who relies on the protection of only one wall or rampart, deceives himself.
the ancients did everything better and with more prudence than we; and if some error is made in other things, all are made in matters of war.
it is always most useful to keep your designs secret.
they not only had to fear the laws and men, but God; and they used every industry to fill them with Religion.
You have to know this, that no Captain encamps near the enemy, unless he is disposed to come to an engagement whenever the enemy wants; and if the others are so disposed, there is no danger except the ordinary, since two parts of the army are organized to make an engagement, while the other part makes the encampment. In cases like this, the Romans assigned this method of fortifying the quarters to the Triari, while the Principi and the Astati remained under arms.
my intention is not that every space designated by me is covered by only one pavilion, but is to be used as an all-round convenience for those who are quartered, with several or few tents, so long as they do not go outside its limits.
Many times saying go back, go back , has caused an Army to be ruined: therefore this expression ought to be avoided, and in its place use Retreat .
It often happens that your soldiers are not willing to fight, and you know that because of their number or the location, or from some other cause, you have a disadvantage, and would like them to change their minds. In the first instance, if persuasion is not enough, there is no better way to have both those who fight and those who would not believe you, than to give some of them over to the enemy as plunder.
If you should be greatly inferior in cavalry, arrange your army between vines and trees, and such impediments, as the Spaniards did in our times when they routed the French in the Kingdom (of Naples) on the Cirignuola.
Caesar in Gaul tells, that in coming to battle with the enemy, he was assaulted by them with such fury, that his men did not have time to draw their darts according to the Roman custom. It is seen, therefore, that, being in the field, if you do not want something fired from a distance to injure you, there is no other remedy than to be able to seize it as quickly as possible.
As to men of lower status and gregarious soldiers, it is also true that every one voluntarily withdrew from such a practice, for when he was not fighting would have desired to fight, but when he was fighting wanted to be dismissed.
..and I want to excuse my side.
Whence it is often observed, if anyone designs to avail himself of an enlistment in the army, that he soon changes, not only his clothes, but also his customs, his habits, his voice, and in the presence of any civilian custom, he goes to pieces; for I do not believe that any man can dress in civilian clothes who wants to be quick and ready for any violence; nor can that man have civilian customs and habits, who judges those customs to be effeminate and those habits not conducive to his actions; nor does it seem right to him to maintain his ordinary appearance and voice who, with his beard and cursing, wants to make other men afraid: which makes such an opinion in these times to be very true.
Zira liyakat öyle bir şeydir ki devletler zorunlulukla veya herhangi bir başka güçlü dürtüyle onu cesaretlendirdiklerinde daha çok kişinin ortak malı olur . Cumhuriyette bir krallıkta olduğundan daha çok sayıda büyük adam çıkar: Cumhuriyette liyakat onurlandırılır, monarşide ise boğmaya çalışılır .
Yiğitlerin sayısı değil,üstün disiplindir bir orduyu gözü pek yapan
Hiç kimse uzun bir talimle öğrendiği şeyden korku duymaz.
Eskiler de yasalara sadakat, barış aşkı ve tanrılara saygının tercihen telkin edilmek istendiği bir yurttaş tabakası vardıysa bu özellikle asker yurttaşlardı.
Şüphesiz cesaretli fakat organize olmamış adamlar, ürkek fakat iyi organize olmuş adamlardan çok daha zayıftır çünkü organizasyon, insanların korkusunu uzaklaştırır; düzensizlik ise cesaretlerini azaltır.
Savaşı hırsızlar yapar, barış onları asar.
Yiğitlerin sayısı değil, üstün disiplindir bir orduyu gözü pek yapan.
Disiplin korkuyu boğar ve düzensizlik ise gözü pekliği yararsız kılar.
Eğer askeri mümkün olabilen en büyük özenle bu disipline göre yetiştirmezseniz asla iyi bir ordunuz olmaz; zira en küçük bir kuşku bile yoktur ki gözü pek ama düzensiz adamlar ürkek ama disiplinli adamlardan daha zayıftır:
Çevikse, önemli bir mevkiye düşmandan önce koşar, en az beklendiği bir sırada tepesine biner, bozguna uğrattığında aman vermeden izler.
Ustaysa, kendisine yapılan hamleyi savuşturmasını, bir hendeği aşmasını, bir siperi ele geçirmesini bilir.
Güçlüyse, silahlarını daha iyi taşır, düşmanı daha bir kuvvetle itekler ve yorgunluğa daha iyi dayanır. Her türlü sıkıntıya karşı dayanıklı kılmak için ağır yükler taşımaya alıştırılır.
Gençleri çevikleştirmek için koşma talimleri; ustalaşmak için atlama talimleri; güçlendirmek için boğuşma veya topraktan kazık çıkartma talimleri yaptırılıyordu. Bu üç kalite bir asker için elzemdir
Bu konuyu üç açıdan ele almak gerekir:
1– Askeri, yorgunluğa dayanıklı, her türlü sıkıntıyı kaldırabilir hala getirmek, onu çevik ve becerikli yapmak;
2– Ona silah kullanmayı öğretmek ;
3– İster yolda, ister kampta, ister cenk alanında ordudaki safını muhafaza etmeyi öğretmek.
Ama ne iyi ne de kötü örnekler insanların cahilliklerinden veya özensizliklerinden ileri gelen kötü alışkanlıkları ortadan kaldıramaz.
Birçok kişiden yapmanız gereken şeyler üzerine tavsiye alın; sonradan yapmaya karar verdiğinizi çok az kişiyle tartışın.
Hiçbir plan, siz onu uygulayana kadar düşmandan gizlenmiş bir plandan daha iyi olamaz.
Hiçbir şey düşmana bir şehri ele geçirme konusunda, karşısındakilerin bir düşman görmeye alışık olmadıklarını bilmekten daha ümit verici olamaz çünkü birçok kez, şehirler yalnızca korku ve dehşet yüzünden hiç direnme girişimi gösterilmeden kaybedilmişlerdir.
[Bir fatihin adaletiyle sağladığı ün, onun en güçlü silahıdır]
Düşmanı aldatmak için kimi zaman alışkanlıklarınızdan birini değiştirmeniz yeterli olur, öyle ki buna bel bağlamış bir düşman yok edilir.
Askerlerinizin düzenini bozup kargaşaya neden olacak ani bir saldırıyı önlemek için, onlara silahlarıyla her an hazır olmalarını hatırlatmalısınız; çünkü öngörülen şeyler daha az zarar verir.
Roma dört yüz yıl özgür yaşadı ve silahlıydı; Isparta sekiz yüz yıl. Halkını silahlandırmamış birçok başka kent ise özgürlüğünü kırk yıldan fazla koruyamadı.
Bir general kazandığı zaman, bu konuda Hannibal’i değil Caesar’ı örnek alarak zaferin ardını bırakmamalıdır; Hannibal, Romalıları Cannae’de bozguna uğrattıktan sonra beklemeyi sürdürmüş ve bu yüzden de Roma’nın hâkimi olma şansını kaybetmiştir. Caesar ise bir zaferden sonra asla durmamış, yendiği düşmanı takip ederek düşmanın sağlam olduğu sırada yaptığı saldırıdan daha büyük bir çaba ve vuruşla saldırmıştır.
Eskiler, bize iyi bir disiplinle her ülke de iyi askerler yapılacağına ilişkin bir dolu örnek vermişlerdir; disiplin doğanın eksiklerini tamamlar ve yasalarından da daha güçlüdür.
Hiç kuşku götürmez ki bir ordunun gücü piyadesindedir;
Bence, Eskiler’in zevk ve sefalarını değil de o erkekçe tavırlarını ve ağırbaşlılıklarını taklit etmek ne kadar daha iyi olurdu ; gölgede yaptıklarını değil de, güneşin yakıcı sıcağı altında yaptıklarını.
( ) Tabiatın durumuna, yerin yapısına, düşmanın sayısına göre ordunun şeklini değiştirmeniz gerekir.
İnsanlar cumhuriyet olsun, krallık ya da prenslik olsun, yalnızca bunlar tarafından istihdam edilip ileri sürüldüklerinde mükemmel olup yeteneklerini gösterirler. Dolayısıyla bundan şu sonuç çıkar ki siyasal iktidarın çok olduğu yerlerde birçok yetenekli insan ortaya çıkar; az olduğu yerde de az sayıda yetenekli insan ortaya çıkar.
Bir dostun dostunda arzu ettiği ve vatanın evlatlarından istediği her türlü özelliğe sahipti. İnanıyorum ki, ne kadar değerli olursa olsun, hatta buna canı da dahil, dostları uğrunda gönüllü olarak feda etmeyeceği hiç bir şey yoktu; ve eğer vatanı için herhangi bir fayda görmüşse ne kadar tehlikeli olursa olsun o’nun gözünü korkutacak hiçbir şey olamazdı.
Cesur bir ordu, içinde öyle cesur adamları barındırmakla değil, işe yarar başarılı taktiklere sahip olarak sağlanır.
Şüphesiz cesaretli fakat organize olmamış adamlar, ürkek fakat iyi organize olmuş adamlardan çok daha zayıftır çünkü organizasyon, insanların korkusunu uzaklaştırır; düzensizlik ise cesaretlerini azaltır.
( ) Bir deniz komutanı için yalnızca insanlarla dövüşmesi gereken karada komutan olmak, karada komutan olan birinin denizde komutan olmasından daha kolaydır.
COSIMO- Şu halde Prens, bu seçimi kendi topraklarında yapmak zorunda olacağı için askerleri şehirden mi yoksa kırsal bölgeden mi seçmesinin daha iyi olacağı sonucunu varıyorsunuz?
FABRIZIO- Bu konuda yazanların hepsi, askerlerin kırsal bölgelerden alınmasının daha iyi olacağında hemfikirler, çünkü bu adamlar, zorluklara alışmış, kötü şartlarda çalışabilen, gölge aramadan güneşin altında kalabilen, alet kullanma, hendek kazma, yük taşıma becerisine sahip, hilekârlık yapmadan, kötülüğe bulaşmadan yaşayabilen kişiler olacaktır.
İnsanlar bir şeyi yapmak istiyorlarsa, ilk önce ona dikkatlice hazırlanmaları gerekir, öyle ki yeri geldiğinde önceden yapmaya niyetlendikleri bu şeyi gerçekleştirmeye hazır olsunlar.
COSIMO- Peki sunmayı isteyeceğiniz antik dönemdekilerinkine benzer bu şeyler nelerdir?
FABRIZIO- Mükemmelliği onurlandırmak ve ödüllendirmek, yoksulluğu hakir görmemek, askeri disiplin kurallarını ve yöntemlerini takdir etmek, yurttaşları birbirlerini sevmeye teşvik etmek, hizipsiz yaşamak, kişisel olanı kamusal iyiden daha az takdir etmek ve bizim zamanımıza kolayca uyarlanabilecek şeylere benzer diğer şeyler.
Savaşta yaralanabilecek olandakinden daha fazla barış sevgisi kimde olur?
Sivil yaşam ve askeri yaşam kadar birbiriyle bu derece uyumsuz ve birbirinden bu denli farklı iki şey daha olmamıştır. Bu yüzden askeri işlerde hemen sivrilmek isteyen kişi, sadece kıyafetini değil aynı zamanda alışkanlıklarını, tavrını, sesini de değiştirmeli ve her türlü sivil alışkanlıktan büyük ölçüde kopmaya hazır olmalıdır, çünkü şiddet gerektiren her türlü işe hazır, bu işlerde etkin olmaya çabalayan kişi sivil kıyafet giyebileceğine inanmaz.
Savaştan kaçmak yoktur, sadece düşmana karşı avantaj sağlayana kadar ertelenir.
“Düşmanın, adımlarınızı öngördüğünü düşünüyorsanız yönünüzü değiştirin.”
“Kendi güçlerini de düşmanın güçlerini de bilen bir komutanın yenilmesi hayli zordur.”
“Düşmanı aç bırakarak yenmek, silahla yenmekten evladır.”
“Hiçbir plan, gerçekleşene dek düşmandan gizli tutabildiğiniz plan kadar iyi değildir.”
“Birilerinin suçluya arka çıkmasını engellemek için uygulanabilecek en iyi yöntem, o kişilerin cezayı kesenler olmasını sağlamaktır.”
“Çünkü düzensiz olan insanlar, düzen içindekilerden korkarlar. Göreceksiniz ki asla başka şekilde değil, her zaman çığlıkla ve gürültüyle yaklaşırlar, insanların etrafında dolanan köpekler misali.”
“ yenilginin en büyük etkeni, zafere inanmamaktır.”
“Düşmanın planıyla ilgili başvurabileceğiniz en iyi çözüm yolu, düşmanın size zorla yaptıracağı hamleyi isteyerek yapmanızdır; çünkü bunu isteyerek yaptığınız zaman düzen içerisinde, kendi yararınıza ve düşmanın zararına olacak yöntemlerle yaparsınız ama eğer zorla yaparsanız bu, sizin sonunuzu getirir.”
“ çünkü dünya, üzerinde gereklilikler veya başka insani tutkular sebebiyle erdeme değer veren daha çok devlet varken, daha erdemliydi.”
“İyi bir yönetimi olan krallıklar, mutlak egemenliği krallarına vermez.”
Çünkü yazarken yaptığım hatalar herhangi birine zarar vermeksizin düzeltilebilir; fakat diğerlerinin eylem halindeyken yaptıkları, devletlerin yıkılmasına yol açmadıkça fark edilmezler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir