İçeriğe geç

Aryan İnançlar ve Reya Raa Heqiye Kitap Alıntıları – Selahattin Ali Arik

Selahattin Ali Arik kitaplarından Aryan İnançlar ve Reya Raa Heqiye kitap alıntıları sizlerle…

Aryan İnançlar ve Reya Raa Heqiye Kitap Alıntıları

&“&”

Êzdaî kelimesinin nereden geldiği konusundaki iddalar çeşitlidir Zerdüşt’ün adlarından birinin Yezdan" veya "Ezd/-Ezda" Ahura Mazda’nın isimlerinden biri olduğu veya "Yazata" dan türetilmiş Izad sözcüğünden veya Halife Yezid’ ten geldiği söylemleri vardır.
Sümer dilinde Ezdi kelimesi temiz, pak ve doğru yolda giden , Pehlewi ve Sanskrit dillerinde ise Êzdaî Allaha inanan ve imanda anlamına gelir .
Zerdüşt inancının kutsal kitabı Avesta’dır. Avesta Zerdüşt’ün Zend lehçesiyle yazdığı Gathalar’ dan meydana gelir. Gathalar hem şiir, hem ilahi hem de özdeyişler gibi okunabilir. Tamamı altın rengi tahtalara veya on iki bin öküz derisine yazıldığı söylenen orjinal Avesta’ nın nerede ve ne zaman yazıldığını tespit etmek mümkün değildir.

Büyük İskender’in Doğu seferine çıktığı sırada MÖ 331 yılında İran &‘ da Persepolis kentinde orijinal Avesta metinlerinin yakıldığı, MS 51-78 yıllarında ise kurtulan Avesta parçaları ve Zerdüşt din adamlarının ezbere bildikleri bir araya getirilerek yeniden yazılır.
Sasani kralı Ardeşir eldeki yazılı belgeler ve din adamlarının bildiklerini bir araya getirerek İsnad-Westa " adı altında yeniden yazdırır.

Herkesin yaşama hakkı vardır, yeryüzündeki tüm varlıklar Tanrının ruhuna sahiptir, bu nedenle saygı görmelidir.

Tanrı beş duyu organıyla kavranacak bir varlık değildir. O, varlığının bilinmesi için insana akıl ve anlayabilme kabiliyeti vermiştir.

15.yüzyıl sonlarında İslam Fetihleri sonrasında yapılanan Sihizm Hindistan’ da 16. yüzyılda oluşmuş, Hinduizm ile İslamiyetin karışımı bir dindir.
Sihizm, Hinduizmin gelenek ve göreneklerine, inanç hâline gelmiş kültürel birikimine karşı cıkmış, Kast sisteminin ve çok tanrılı bir hayatın karşısında yer almıştır.
Caynizm’ de amaç Hinduizm’ deki reenkarnasyon anlayışından kurtulmaktır. Bunun için dünyayı önemsemeyen yaşayış öne çıkarılmış, çilekeş bir hayat tarzı benimsenmiştir. Bu doğrultuda tüm canlılara karşı nazik davranılmasını ve şiddet uygulanmamasını benimseyen Ahimsa" denen, herkesin ulaşmayı hedeflediği bir kavram gelişmiştir.
Budha felsefesi kişinin kendini eğitmesi esasına dayanır. Her insanın kendisini eğiterek bütün olumsuzluklardan arınması gerekir. Böylece insan bütün bu dünyadaki ve ölümden sonraki endişe ve kaygılardan kurtulur.
Zerdüştlükten önce İran’da ışık, güneş, adalet, savaş ve antlaşma tanrısı" olarak görülen Mithra büyük ışık tanrısı olarak kabul edilir.
Mithra adının geçtiği en eski belgelerden biri MÖ 1800 veya 1400 yıllarına ait Veda metni olan "Rıg Veda"dır. Burada Mithra’ nın adı Brahmanların 33 tanrısının içinde yer alır.
Mithra adının geçtiği bir başka bilinen en eski belge ise Hattuşaş kazılarında bulunan; MÖ 14. yüzyılda, Hititlerle Mitaniler arasında yapilan barış antlaşmasında, Mitanilerin koruyucu tanrıları olarak Mithra’ nın adı, Indra ve Varuna’yla birlikte geçer. Burada Mithra üstüne yemin edilen bir antlaşma tanrısıdır.

Meydana geldiği İran’ da batıya doğru Yakın Doğu, Anatoliya oradan Yunan’a ve Avrupaya, doğuda ise Hindistana kadar yaygın bir hâle gelen Mithra inancı etkisini bu bölgelerde ki tüm halklar üzerinde göstermiştir.

Kıvanç/haz yolu ise bütün kötülüklerin düşkünlüklerin iğrençliklerin kaynağıdır. Bu yol kişiyi benliğinden ayırır, mutsuzluğun uçurumuna götürür, olgunlaşmasını önler, ruhun uzaklaşmasını sağlar. Bu iki yol geçildikten ya da bırakıldıktan sonra en önemli olan orta yol bulunur
İçe kapanış yolu ilk eğitimdir kişiye belli koşullara bağlamayı çevrenin etkisinden kurtulmayı kendi benliğinin tanımayı öğretir. Bu özelliklere karşın bu yol tutarsızdır, yetersizdir, istenen olgunluğa yüceliğe vardırmaz ufak bir sapma ile kişinin aşağılanmasına neden olur
İnsan bir us varlığı" dır aklın görevin derin düşünmeyi sağlamaktır. Acıların kaygıların bunalımların ne olduğunu öğreten derin düşünmektir. Bundan dolayı kişinin mutlulağa erişmesi için öncelikle derin düşünceye dalması gerekir. Derin düşünmek kişinin içine kapanışıyla, kendi kendini gözlemlemesi ile gerçekleşebilir.
Marx’a göre tanrı insanlardan ayrı bir varlık değildir. Tanrı kendini tam olarak gerçekleştirmiş ideal bir insan temsilidir. İnsanlar ibadet etmekle hayali olan tanrının gücüne iştirak ederler. İbadetin sunduğu doyumlar yapay doyumlardır çünkü ibadet sırasında potansiyel kimliklerini ifade ediyormuş gibi görünüyor olsalar da gerçekte durum böyle değildir.
Tanrı’yı yaratmak, bilimi öğrenmekten kolaydır.
Herkesin yaşama hakkı vardır, yeryüzündeki tüm varlıklar Tanrının ruhuna sahiptir, bu nedenle saygı görmelidir.

Tanrı beş duyu organıyla kavranacak bir varlık değildir. O, varlığının bilinmesi için insana akıl ve anlayabilme kabiliyeti vermiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir