İçeriğe geç

Ars Poetica – Şiir Sanatı Kitap Alıntıları – Quintus Horatius Flaccus

Quintus Horatius Flaccus kitaplarından Ars Poetica – Şiir Sanatı kitap alıntıları sizlerle…

Ars Poetica – Şiir Sanatı Kitap Alıntıları

&“&”

Hüznün iyi edemediği acıyı sabır hafifletir.
Ben olağanüstü şiirler yazmak istiyorum,
Benim için utanç vericidir geride kalmak,
Öğrenmedigim şeyi gerçekten bilmediğimi itiraf etmek.
İşlerse ruhlara para hırsı ve arzusu, umut edebilir miyiz hiç
Sediryağıyla kutsanıp parlatılmış servide saklanacak şiirler yazılmasını?
Ne beklenir cahil güruhtan, işlerinde serbest kalmış köylüyle kentlinin,
Görgüsüzle soylunun iç içe geçtiği topluluktan.
&”İzin verilsin şairlere, kendi kendilerini yok etme hakları ve yetkileri olsun.&”
&”Şiirler yazacaksan, aldatmasın seni, tilki postuna bürünmüş duygular.&”
&”Kimi şiir keyif verir bir defa, kimisi de keyif verir daima, tekrarlansa da on defa.&”
&”Yetmez şiirin güzel olması, etkileyici de olmalı,
Dilediği yere götürmeli dinleyenin ruhunu.
İnsanın çehresi gülenlerin karşısında güler ya,
Öyle ağlar ağlayanların karşısında da. Ağlamamı istiyorsan
Önce sen acı çekmelisin, o zaman etkileyecek felaketlerin beni,&”
&”Aldanırız gerçeğin görüntüsüne.&”
Başına bela olacak bu saçmalıklar zaten
….Şiirler yazacaksan,
Asla aldatmasın seni, tilki postuna bürünmüş duygular.
Şair ya yararlı olmak ister ya cezbetmek,
Musa verdi tellere tanrıları, tanrıların oğullarını,
Yumruk yumruğa dövüşerek kazananı, yarışta
birinci gelen atı,
Gençlerin kaygılarını ve şarabın verdiği hür neşeyi
anlatma işini.
Yetmez şiirin güzel olması, etkileyici de olmalı,
Dilediği yere götürmeli dinleyenin ruhunu.
Incedo per ignes
Suppositos cineri doloso.
Aldatıcı kumlarla örtülü ateşler ortasında yürüyorum.
Bileğitaşının rolünü üstleneceğim,
Çeliği keskinleştiren, ama kendini kesmeyen.
Sapere aude"

*Bilmeye cesaret et, aklını kullanma cesaretini göster.

Kimi şiir keyif verir bir defa, kimisi de keyif verir daima, tekrarlansa da on defa.
Bir resim gibidir şiir, kimisi vardır, ne kadar yakında durursan, o kadar iyi yakalar seni; kimisi vardır, daha uzakta dursan da yakalar.
Dokunuşuyla parlatamayacağından korktuğu şeyi
Öyle güzel uydurur, sahteyi gerçeğe öyle karıştırır ki
Ne ortası çelişir başıyla, ne sonu ortasıyla.
Zordur herkesin bildiği konuları kendine has bir üslupla anlatman.
İnsanın çehresi gülenlerin karşısında güler ya,
Öyle ağlar ağlayanların karşısında da.
Bis repetita non placent
İki kez tekrar eden artık baştan çıkarmaz
Kimi şiir keyif verir bir defa, kimisi de keyif verir daima, tekrarlansa da on defa.
Hataya sürükler kusurdan sakınmak, yoksunsa kişi sanattan.
Şair ya yararlı olmak ister ya cezbetmek
Yetmez şiirin güzel olması, etkileyici de olmalı
Dilediği yere götürmeli dinleyenin ruhunu.
Şiirler yazacaksan, asla aldatmasın seni, tilki postuna bürünmüş duygular.
Şair açık sözlü eleştiriye ihtiyaç duyar.
Şairin sanatına becerisi eşlik etmelidir, bu da uzun ve zahmetli bir eğitimi gerektirir.
Bir resim gibidir şiir, kimisi vardır, ne kadar yakınında durursan,
O kadar iyi yakalar seni; kimisi vardır, daha uzakta dursan da yakalar.
Şair ya yararlı olmak ister ya cezbetmek,
Yahut da hem yaşama hoş gelen, hem de faydalı olanı konuşmak aynı anda.
Tanımlanmış olan bu farklılıkları ve eserlerin karakterini
Koruyamıyor ve bilmiyorsam, niye şair olarak selamlanayım?
Anı yaşa, yarın da gelip geçecek; dün olacak."
Anı yaşa, yarın da gelip geçecek; dün olacak."
..Ama bir araya getirilmesin vahşiler evcillerle,
Karıştırılmasın yılanlar kuşlara, kuzular da kaplanlara."
Anı yaşa, yarın da gelip geçecek; dün olacak ..
“Korkularına boyun eğen, özgürlüğüne sırt çevirir.”
Sapere aude;
incipe! qui recte vivendi prorogat horam, jrusticus exspectat dum defluat amrıis; at ille labitur et labetur in omne volubilis aevum.
Yüreklice düşün;
Gir bu yola seve seve!, İyi yaşamayı sonraya bırakan kimse,
Yolunda bir ırmakla karşılaşıp da akıp geçmesini bekleyen köylüye benzer? Oysa ırmak hiç durmadan akıp gidecektir.
Hüzünlü sözler uygun düşer kederli bir yüze, tehditkar
konuşmalar yakışır öfkeli bir yüze, ağır sözler de ciddi bir yüze, zira doğa önce biçimlendirir insanın içini, talihin değişen koşullarına göre; keyif verir, sürükler öfkeye, büyük bir acıyla serer yere ve ezer. Sonra dil aracılığıyla anlatır ruhtaki değişimi. Sözler uyumsuzsa söyleyenin durumuyla, gülecektir insanlar kahkahayla, büyük bir fark olacaktır anlatılırken tanrı ile bir kahraman…
(Sayfa 10)
Demek istediği; herkes kendi kişiliğine yakışanı yazmalıdır, sert yüzlü biri komedi yazarsa insanlar gülmekten korkarlar, komik suratlı biri hüzün yazarsa insanlar şaka ediyor sanırlar…
Bir resim gibidir şiir , kimisi vardır , ne kadar yakınında durursan,
O kadar iyi yakalar seni ; kimisi vardır, daha uzakta dursan da yakalar.
Kimi şiir karanlığı sever , kimisi de ister aydınlıkta görülmeyi .
Hiç korkmaz eleştirmenin acımasız yargısından.
Kimi şiir keyif verir bir defa , kimisi de keyif verir daima , tekrarlansa da on defa.
Neye gülüyorsun ? İsimleri değiştir, anlatılan senin hikayen.
Gününü yaşa, olabildiğince az güven yarına."
Carpe diem, quam minimum credula postero.
Gününü yaşa, olabildiğince az güven yarına."
Kimi şiir keyif verir bir defa, kimisi de keyif verir daima, tekrarlansa da on defa."
Ağlamamı istiyorsan
Önce sen acı çekmelisin, o zaman etkileyecek felaketlerin beni."
Yetmez şiirin güzel olması, etkileyici de olmalı, dilediği yere götürmeli dinleyenin ruhunu."
Yanılmıyorsam, değeri ve cazibesi şunda olacak düzenin:
Bazen hemen söylemesi,
Bazen de söylemesi gereken birçok şeyi geciktirerek şimdilik ötelemesi."
Şiir resme benzer. Bazı eserler çok yaklaştığınızda büyüler sizi, bazılarıysa uzaktan baktığınızda.
Yaklaşan yıllar, kendileriyle birlikte birçok yarar da getirir; ve çekip giderken de birçoğunu götürür.
Doğa bizi başımıza gelecek her tür olaya tepki verebilecek şekilde biçimlendirir. Bizi neşelendirir veya öfkelenmemiz için zorlar; yerlere fırlatır ve zalim acılarla eziyet eder. Sonra da tercüman olarak dili kullanır ve ruhun heyecanlarını dile getirir.
Nasıl ki ağaçlar her yıl yapraklarını değiştirir, eski yaprakları dökerse, eski kuşak sözcükler de eskiyerek ölürken, yenileri, gençliğin yükselen dalgası misali, büyür ve güçlenirler.
Sözün özüne ulaşayım derken, anlaşılmaz hale gelirim. Akıcılık için uğraşırken enerjimi ve ruhumu yitiririm. Nasıl kurtulacağım bundan?
Söz ağızdan bir kere çıktı mı, bilmez geri dönmeyi."
Kimi şiir keyif verir bir defa, kimisi de keyif verir daima,
tekrarlansa da on defa."
Kimi şiir karanlığı sever, kimisi de ister aydınlıkta görülmeyi
Şair ya yararlı olmak ister ya cezbetmek,
Yahut da hem yaşama hoş gelen, hem de faydalı olanı konuşmak aynı anda.

Ne öğreteceksen ögret, yeter ki kısa kes,
Öyle ki çabucak söyleneni kavrasın ve bir daha unutmasın insanlar,

(…)

Sık kullanılan sözcüklerle öyle onurlandırılır ki şiir!
Ya geleneği izle ya da tutarlı bir kompozisyon yarat."
Zordur herkesin bildiği konuları kendine has bir üslupla anlatman"
Ne beklenir cahil güruhtan, işlerinden serbest kalmış köylüyle kentlinin,
Görgüsüzle soylunun iç içe geçtiği topluluktan.
Niye cahil kalmayı öğrenmeye tercih edeyim boşuna bir utançla?
resim sessiz şiir, şiirse konuşan resimdir…
Hataya sürükler kusurdan sakınmak, yoksunsa kişi sanattan."
Yetmez şiirin güzel olması, etkileyici de olmalı,
Dilediği yere götürmeli dinleyenin ruhunu.
Ormanlar yapraklarını nasıl değiştirirse her yılın bitişinde,
Yeni yaprakların büyümesi ve yeni bir güzelliğin parlamasıyla,
Nasıl düşerse ilk yapraklar, ölür eski kuşak sözcükler de,
Niye cahil kalmayı öğrenmeye tercih edeyim boşuna bir utançla?"
Ressamların da şairlerin de,
Eşittir her daim, dilediğine cüret etme hakkı."
Her mektubun bir adresi vardır elbette"
Hiçbir mutluluk; sonu iyi biten acı kadar lezzetli değildir…"
Death is the ultimate boundary of human matters.
Doğru ahlak duyuşudur yazmanın temeli ve kaynağı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir