Emile Zola kitaplarından Apartman kitap alıntıları sizlerle…
Apartman Kitap Alıntıları
Duyduğum mutluluktan çok mutluyum
Kibar giysileri altında hayvanca istekleriyle yaşamlarını karartıyorlardı.
Bazen yaşamdan bıkıyorum.
Niçin bu insanlarla yaşıyorum bilmem. Ben de kusursuz değilim tabii. Ama onlardan o kadar uzağım ki
Siz hiç olmazsa beni anlıyorsunuz. Ben huzur istiyorum Bunun dışında hiçbir şey umurumda değil.
Ömrü boşa geçmiş, yaşamın çirkinliklerinden bıkmış ve sevdiklerinin düş kırıklığında boğulmuştu.
Gülmek istedi, ama hüzün duyuyordu.
Ben sözcükleri sevmem. İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.
Evinde kadın istemiyormuş! Hadisene, moruk! Git kendi evinde olanlara bir bak!
Ah! Bu halk tabakası ne kadar kabaydı. Bir evi kokutmak için bir işçi yetiyordu işte!
bazen yaşamdan bıkıyorum
Ben sözcükleri sevmem İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.
Ben sözcükleri sevmem İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.,.
ben sözcükleri sevmem. İnsan birini sevdi mi yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.
Kibar giysileri altında hayvanca istekleriyle yaşamlarını karartıyorlardı.
Niçin bu insanlarla yaşıyorum bilmem. Ben de kusursuz değilim tabii. Ama onlardan o kadar uzağım ki
Ömrü boşa geçmiş,
yaşamın çirkinliklerinden bıkmış ve sevdiklerinin düş kırıklığında boğulmuştu.
yaşamın çirkinliklerinden bıkmış ve sevdiklerinin düş kırıklığında boğulmuştu.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yaşamda yalnızca utananlar yitirir. Para paradır; paran yoksa evinden çıkmazsın. Ben hep, yirmi kuruşum varken, kırk kuruşum var dedim. Doğrusu budur: Kendini acındıracağına imrendir. Eğitilmiş olmak yeterli değil, giyimin düzgün değilse insanlar seni küçümser. Bu, yanlış ama böyle Hizmetçi elbisesi giyeceğime kirli roblar giyerim. Bütün bir hafta patates ye, ama konuğun için tavuk alacak para bulundur. Bunun tersini söyleyenler aptaldır.
Niçin bu insanlarla yaşıyorum bilmem. Ben de kusursuz değilim tabii. Ama onlardan o kadar uzağım ki
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ben sözcükleri sevmem İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.
Kibar giysileri altında hayvanca istekleriyle yaşamlarını karartıyorlardı.
Ben sözcükleri sevmem. İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.
Hepimiz, hanımefendi, hepimiz feda edildik.
Derin bir soluk alıp gözlerini sildi. Dinginleşen yüzü hala beyazdı. Genç adam bu güzellik karşısında yine kendisini utangaç duyumsadı.
Rahip yüksek sesle, dekor düzenleyen bir tiyatro yönetmeni gibi konuşuyordu:
– Tabii hiçbir süs, yaldız veya resim olmadan, yalnızca çıplak duvarlar olsun istiyorum. Bir mezarda gibi huşu içinde olmalı.
– Tabii hiçbir süs, yaldız veya resim olmadan, yalnızca çıplak duvarlar olsun istiyorum. Bir mezarda gibi huşu içinde olmalı.
– Bana acıyın madam, diye kekeledi. Ne kadar acı çektiğimi görmüyor musunuz?
– Hayır acı çekmiyorsunuz; çekseniz bile kolay iyileşirsiniz.
– Hayır acı çekmiyorsunuz; çekseniz bile kolay iyileşirsiniz.
On yıllık evlilikten sonra kocası onu bırakmıştı, ama nedenini söylemiyordu. Şimdi her zaman kapalı evine yalnızca rahipler giriyordu.
Yaşamda yalnızca utananlar yitirir.
Elinizden gelse kızlarınızı inek otlatmaya gönderirsiniz!
Sizin emeğinizi çaldılar, siz hala minnettarsınız.
– Ah azizim, siz de buralarda biraz yaşayınca herkes gibi davranacaksınız.
“Ben sözcükleri sevmem. İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.”
Ömrü boşa geçmiş, yaşamın çirkinliklerinden bıkmış ve sevdiklerinin düş kırıklığında boğulmuştu.
Ben sözcükleri sevmem İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.
İnsan sahip olamadığı kadinlari daha çok seviyor.
Para için insanlarin neler yapabileceğini bilmezsin.
Ben sözcükleri sevmem. İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.
İnsanın rahati iyiyse ,daha iyisini aramamalı.
Kadınlari bilirsiniz,her zaman bir yerleri hastadır.
Ben sözcükleri sevmem.. İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir..
Octave güldü:
“İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey sevgisini göstermektir”
“İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey sevgisini göstermektir”
İyi akşamlar, kızım.Uzun yaşamak istiyorsan erken yatıp uyu, olur mu?
İyi geceler, güzelim.
İyi geceler, sevgilim Sen de hemen yat, olur mu?
İyi geceler, sevgilim Sen de hemen yat, olur mu?
Artık yalnızca paraya önem veriliyor.
Paran yoksa evinden çıkamazsın. Ben hep, yirmi kuruşum varken, kırk kuruşum var dedim. Doğrusu budur: Kendini acındıracağına imrendir.
Ne kadar kalpsizsiniz! Öldüğünüzde gidip mezarınızda dans edeceğim.
Muhalefet listesinin zaferi çatıdaki ilk çatlaktır. Çökerse sizler de altında kalmayasınız.
Özellikle hamarat ol.
Senin de yapında ne var, bilmiyorum.
İyice ağırlaştın.
Senin de yapında ne var, bilmiyorum.
İyice ağırlaştın.
– Aslında ben sizden daha dindarım, sayın rahip.
Rahip onu sessizce ve düşünceli bir yüzle dinliyordu. Bir süre sonra mırıldandı:
– Ne yaptıklarını bilmiyorlar, Tanrı onlara acısın!
Rahip onu sessizce ve düşünceli bir yüzle dinliyordu. Bir süre sonra mırıldandı:
– Ne yaptıklarını bilmiyorlar, Tanrı onlara acısın!
– Tanrı bizi bırakıyor, dedi rahip.
– Hayır, Tanrı’yı bu işe karıştırmayın. Bu insanlar ya sağlıksız yahut da kötü eğitim kurbanı, hepsi bu.
Romanda neler yokmuş ki?
Kibar ailelere çamur atıyormuş, hatta bizim mal sahibi de romanda varmış; evet Mösyö Duveyrier’nin ta kendisi! Bu ne küstahlık!
Pislik yazıp altın fiyatına satıyor, sonra da arabalarda geziyorlar!
Kibar ailelere çamur atıyormuş, hatta bizim mal sahibi de romanda varmış; evet Mösyö Duveyrier’nin ta kendisi! Bu ne küstahlık!
Pislik yazıp altın fiyatına satıyor, sonra da arabalarda geziyorlar!
Defol düşüneceğim.
Sakin olun, Mösyö Narcisse. Fifi hâlâ sizi çok seviyor.
kendine iyi bak, yine nezle olmuşsun
Tanrım, ne yıkım! İnsan sevince tedbirsiz oluyor.
Git, kendini başka yerde eğlendir!
Annene gelince, kusura bakma ama seni böyle şımarık yetiştirdiği için ne desem az.
Benim arkadaşlarım var, onları görmeye gitmem suç mu?
Bir kadına sahip oluyorsanız onun üstbaşıyla ve boğazıyla ilgilenmeniz gerekir. Ama bunu anlayacak erkek nerde?
Demek artık erken yatıyorsunuz..
okurken gözleri yaşarıyordu .
İyi geceler, güzelim.
İyi geceler, sevgilim Sen de hemen yat, olur mu?
İyi geceler, sevgilim Sen de hemen yat, olur mu?
Yiyin, azizim, yoksa sizi kimin yiyeceği belli olmaz.
Kendine dikkat et! Ölsem de barışmam!
Kız pasaklı! Dikkat etsene!
Bizi ilgilendiren şey var, ilgilendirmeyen şey var
Beş yüz frank ha! dedi Auguste. Dükkanı kapatırım daha iyi.
Kadın ona soğuk bir yüzle baktı: Vermiyorsunuz demek. İyi, ben de borç alırım. – Hâlâ mı borçtan söz ediyorsun, utanmaz!
Kadın ona soğuk bir yüzle baktı: Vermiyorsunuz demek. İyi, ben de borç alırım. – Hâlâ mı borçtan söz ediyorsun, utanmaz!
Evet, beceriksiz, hiçbir düşüncesi veya girişimciliği olmayan, yalnızca tutumluluktan başka şey düşünmeyen biriydi.
Sıktınız artık bu yirmi kuruşunuzla! Bana yirmi kuruş değil, ayda beşyüz frank gerek. Evet, giyim ve gezme için beşyüz frank..
o hiçbir şey bilmiyor ve dinlemiyor.
Kadın ruhundan anlamıyor.
Kadın ruhundan anlamıyor.
İyi akşamlar, kızım. Uzun yaşamak istiyorsan erken yatıp uyu, olur mu?
Ben yirmi kuruşum varken kırk kuruşum varmış gibi yaşarım.