Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed’in Hayatı Kitap Alıntıları – Salih Suruç

Efendimizin(), İslam’a gizliden gizliye çağrısı üç yıl sür müştü. Bu dönemde, birçok kimse Müslüman olmuştu. Artık peygamberliğini açıktan açığa halka ilan etme zamanı gelmişti. Uzun süre evinden dışarı çıkmamıştı. Görevinin, ne denli zor olduğunu biliyordu. Nereden başlayacak, nasıl anlatacaktı? Bu kaba, bu sert topluma, ruhlarına, yüreklerine bir sürü çirkin ve kötü adetleri adeta kazıyan bu insanlara mesajını nasıl ulaştıra caku? Kendini beğenmiş, kibir ve gurur yarışına tutuşmuş, para pul ve şehvet arzusuyla delirmiş, ama elleriyle yaptıkları taştan, tahtadan putlar önünde ezilip büzülen ve küçülen bu sözde büyüklere sözlerini nasıl iletecekti? Zordu. Sert kayalar üze rine tohum serpip oradan filizlenmesini beklemek kadar zordu. Makam sahipleri, zenginler, şehrin ileri gelenleri, tıpkı sert birer kaya gibi karşısında duruyorlardı.

Gönül üzülür, göz yaş döker.

Allah’a hamd etmek düşer bize!

Allah’tan başka ilah yoktur

Kazançların kötüsü, faiz kazancıdır.

Veren el, alan elden hayırlıdır. Az olup yetişen şey, çok olup Allah’a itaatten alıkoyandan hayırlıdır.

En güzel yol, en güzel yaşayış, Peygamberin (s.a.v) yolu ve yaşayışıdır.

sözlerin en doğrusu, Allah’ın Kitabı’dır.

Sıkıntıdan patlayacak gibiydi.

Allahım! Bizi bu ağır imtihandan kurtar!

İyilikten, iyiler anlardı elbet

şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur! Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Allah’ın kulu ve Resûlüdür.

Rahman’ın takdir ettiği her şey, elbette olacaktır.

Söz bitti. Söz sırası Kur’an’ da.

maddi yönden oldukça fakir, ama iman cihetinden zengindi.

Çömert, Allah’a, cennete ve insanlara yakın, cehenneme uzaktır.
Cimri ise, Allah’a, cennete ve insanlara uzak, cehenneme yakındır.

‘Tirmizi’

Allah, seni hayırla mükâfatlandırsın!

Allah’ın verdiğini, Allah yolunda harcamaktan daha güzel, daha hayırlı ne olabilirdi!

Su, kaynaya kaynaya akmaya başlamıştı artık. Hâcer, şaşkın lığından hem suyu avuçluyor, hem de Mısır diliyle; Zem! Zem! Dur, dur! diyordu akıp biteceğinden korkarak. Bundan dolayı, mübarek suya Zemzem denildi.

Allahım! Bize, yardımını gönder!

yüreğini sevgisiyle okşadı.

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

Kaderin ona parlak bir gelecek hazırladığından habersiz, mutsuz ve ümitsizdi.

Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan af dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.

Muhakkak ki Allah, her şeyi eksiksiz bilir

titriyordu. Allah’a tevbe ederek

Allah’ın hüküm ve takdir ettiğinde hayır vardır.

Yüce Allah’a(cc) şükür ve hamd ediyordu.

Birden hayaliyle geçmişe döndü

Belli ki mutsuzdu.

Ey Allah’ın Resûlü ! Hayvanlara yaptığımız iyilikten dolayı bize ücret de mi var? sorusuna, anlamlı ve dikkat çekici şu cevabı vermişti: Evet, her bir yaş ciğer sahibine yapilan iyilik için ücret vardir.

Eşiydi, sırdaşıydı ve onu çok seviyordu.

Yüce Allah (cc), kalplerin içinden geçeni bilendi.

Belli ki yaşananlar dayanma gücünün sınırlarını aşmıştı.

Sen hâlâ dünyada boğazla meşgulsün

İnsanoğluna kötülüğü emretmekten son nefesine kadar vazgeçmeyen nefis

Allah’ı devamlı an! Çünkü Allah’ı anmak, umduğuna ermende sana yardımcı olur

Allah’tan başka İlâh ve ibadet edilecek yoktur! Bir olan O’dur.

Allah’a inanıp dinini doğrulayan kurtulmuştur, bundan başkası ise helak olmuştur.

Bir dirhem ihlaslı amel, bin batman ihlassız amelden hayırlıdır.

Allahım!
Geleceğin endişesinden, geçmişin tasasından,güçsüzlükten, gevşeklikten, pintilikten, korkaklıktan, bel büken borçtan, zalimlerin ve haksızlık edenlerin (bize) musallat olmasından Sana sığınırım!

(Tirmizi, Sünen)

ibret al da, başkasına ibret olma!

Allah’tan başkasına ibadet etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım.

Gerçek iman, öyle bir cevherdir ki, insana iç huzur ve rahatlık verir. Bu huzur ve ferahlık gün geçtikçe kalpte daha da derinleşir.

düşünceli ve üzgündü.

Biraz daha sabret!

Yüce Allah (cc), elbette bir genişlik, bir çıkar yol yaratır.

Bismillahirrahmanirrahim

nazik yüreği tüm bu üzüntülerden yorulmuş ve daralmıştı.

Allah dilediğini yapmaya Kadir’dir; O’nun gücü her güçten daha üstündür.

Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatirlayin

gitmekten başka bir yol yok!

Gün bügündür

Şeref ve izzet Allah ve Resûlü’ne aittir.

Allah yeter

Allah’ın emri, mutlaka yerini bulan bir kaderdir.

Medine’de hayat, Mekke’den çok farklıydı. İnsanları bir başka sıcakkanlı, şehir bir başka güzeldi. Mekke iki dağ arasına sıkışmış kalmış susuz, bağsız ve bahcesizdi. Medine ise, bağlı bahçeli ve suyu boldu. Küçük küçük göletler ve kuyular vardı orada. Sevgili efendimiz(sav) kaldığı süre içinde bu göletlerde yüzmeyi de öğrendi. Peygamber olduktan sonra da Müslümanlara çocuklarına yüzmeyi, ok atmayı ve at binmeyi öğretmeyi önemle tavsiye edecektir.

Allah her şeyi hakkıyla bilir.

üzüntüsü yüreğindeydi

Dinimden asla dönmem. Hatta dünyayı içindekilerle beraber bana verseniz de dönmem.

Gönlü Allah ve Resûlü’nün sevgisiyle doluydu; ne telaşı vardı, ne de terredüdü.

Allahım!
Din ve dünyamız için zararlı olan şeyleri bilenlerden, dogru yola erenlerden eyle bizi!

Allahım! İmanı sevdir bize! Gönüllerimizi onunla süsle!

Efendimiz (sav)
Her bela ve musibet karşısında Yüce Rabbine yalvarır, O’na sığınır ve O’ndan yardım dileyerek üzüntü ve acısını dindirmeye çalışırdı.

Allah bağışlayandır, merhametli olandır.

Kim bir şeyi ciddi ve samimi olarak yürekten isterse onu bulur elbet

Herkesin dört elle sarıldığı dünya hayatını, ellerinin tersiyle itip, Biz, ahiret yurdunu, biz Cenneti, biz Allah’ın rızası ve cemalini istiyoruz. diye haykırıyorlardı.

Sabret ve mükâfatını Allah’tan bekle

Yalnız Allah’a dayan ve güven.