İçeriğe geç

Akıl Karaya Vurdu Kitap Alıntıları – Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç kitaplarından Akıl Karaya Vurdu kitap alıntıları sizlerle…

Akıl Karaya Vurdu Kitap Alıntıları

Canlı bir kitapsın, yazarı Mevlâ
Açık dur, kitaplar seni okusun.
Yüzünde şavklansın nazarı Mevlâ
Eğilsin mehtaplar seni okusun.
Sırat’tan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden.
Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü
Beraber uçalım tut ellerimden

Gönüldeki birlik kalkandır dışa
Aldırma ayaza, yele, yağışa
Giden ilkbahara, gelecek kışa
Beraber göçelim tut ellerimden.

Kuruyan umutlar, sönen hayaller
Kurtlar sofrasında yenen hayaller
Acıya, hüsrana dönen hayaller
Kaç dağdan denize uçtuk sayamam.
Sevdam büyüdükçe dünyam dar olur
Zamandan çıktığım zamanlar olur
Ve öyle güzel ki.. bırakın kalsın.

Saatler ya geri, ya hep ileri
Kıran yok hileli terazileri
Umutlar ırakta.. bırakın kalsın.

Zulmün özgül ağırlığını öğrenmek istiyorsanız
Hayvani duyguların dalga boyunu merak ettinizse eğer
Uzaktan kumandalı ellerin yazdığı fermanı
Takacaksanız ak göğsünüze
Yaşayabilmek için en güzel sevdayı
Darağacından seyretmelisiniz dünyayı.
Dursun ayazına uyandığın kış
Dursun ki şevk ile sürsün bu yarış
Lüzum yok bahara.. bırakın kalsın.
Gelir beni yakar suya düşer kor
Düşünen baş çekmek, dert çekmekten zor
Kutsaldır bu yara.. bırakın kalsın.
Söyleyen yalan söylüyor,
İnanmaya doydum yeter!
Her diyen -durma yan- diyor,
Ben yanmaya doydum yeter..
.
.
Çamur sıçratanlara bakıp çamurlaşmayın
Hak mayası taşıyan helal hamur olun siz
Kirli karanlıkları yırtacak nur olun siz
Susayan yüreklere yağan yağmur olun siz
Kaynaşsın sevgiyle vuslat Allah’ım..
Bizi rahmetinle ıslat Allah’ım
Yürekler taş gelip taş gitmesinler.
Berrak düşüncelerle yırtmalısın rüyayı
Yunus’layın Et-kemiğe bürünen
Selim ruhta Yavuz serdar görünen
Şems misali cümle kirden arınan
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Dost yarım, düşman silme
İster gel, ister gelme.
Tefekkürüm teraziye sığmıyor
Maveradan sır gönderin, susadım.
Yürü kutsal hedeflere ölsen bile gam değil
Hiç olmazsa geleceğe kalsın iz, boş oturma.
Sabır, sebat benim işim, gerçek bu
Silahımı kalemime yasladım..
Hakikaten bu güne kadar her ne çektiyse
Zekası kıtlardan çekti insanlık.
Şüphe “başlangıç”tır, karar “nihayet”
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden.
Toprağın üstü mezar, zevke dalmış ölüler
Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler.
Sen müebbed inkârda kılmışsın kararı
Ben Kalübelâ’nın ikrarından gelirim.
Kur’an’dan feyz alan bir mektup ol da
Yazdığın kitaplar seni okusun.
Bedenin coğrafya, tarihtir dünün
Ayrı ayrı sayfa saatin, günün
Dört kapısı açık dursun gönlünün
Alimler, erbaplar seni okusun
Şüphe burgacında Hak’kı fikir et
Uyansın girdaplar seni okusun.
Canlı bir kitap yazarı Mevlâ
Açık dur, kitaplar seni okusun.
Yüzünde şavklansın nazarı Mevlâ
Eğilsin mehtaplar seni okusun.
Hayâl var ki hakikatten evladır
Çile var ki çok nimetten evladır
Uykuları yatağıma bağladım
Geceleri delip çıktım dağlara
Zamandan çıktığım zamanlar olur
Sırat’tan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden.
Putçular put dikip dünyalar vurdu
Tezahürat arttı, tefekkür durdu
Firavun emretti, Nemrut buyurdu
Yürüyen putlardan çekti insanlık.
Kalmışım ara yerde, tozdayım, dumandayım
Kirli bir mekandayım, iğrenç bir zamandayım.
Toprağın üstü mezar, zevke dalmış ölüler
Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler.
Canlı bir kitapsın, yazarı Mevlâ
Açık dur, kitaplar seni okusun.
Yüzünde şavklansın nazarı Mevlâ
Eğilsin mehtaplar seni okusun.
Yaşayabilmek için en güzel sevdayı
Darağacından seyretmelisiniz dünyayı.
İnsanları ne güzelliklerinden kovmaya, ne de çirkinliklere bekçilik yapmaya hakkınız vardır.
Her şey zamlanırken laf ucuzladı
Ciddiyim, sakın gülme
İster gel, ister gelme.
Yeryüzünde yalnız kalıp sıkılırsan çare çok
Yum gözünü, çık yukarı gökte gez, boş oturma.
Anlat demeyiniz sakın
Anlatamam.
Kalmışım ara yerde, tozdayım, dumandayım
Kirli bir mekandayım, iğrenç bir zamandayım.
Güvenmek aldanmaktır.. ölçü-tartı izafî
Mert-namert, güzel-çirkin, eksi-artı izafî
Çoğunun cebindeki kimlik kartı izafî
Kim kimdir? Kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor
Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor.
Sırat’tan incedir sevda köprüsü?
Beraber geçelim tut ellerimden.
Uymadı bir türlü başlar bedene
Yanaşmadık Niçin? ile Neden? e
Ne söyleyim. Çok sürü var güdene
Kaç berzaha girip geçtik sayamam.
Benlikledir, kibirledir kavgamız
Kıblegâhsız kabirlerdir kavgamız
Birleşsin gönüllerde arşa çıksın dualar
Dönsün rahmet seline, yağsın-aksın dualar
Ta ki demirde taşta iz bıraksın dualar
Can gelsin maddelere, mânâlar ağlamasın
Akıl kısır fikir hadım
Üç aşağı beş yukarı
Koca kainatta bir damla su’sun
Kaynarsın taşarsın haberin olmaz
Berrak düşüncelerle yırtmalısınız rüyayı
Darağacından seyretmelisiniz dünyayı
Alev dondu, akıl yandı
Su uyudu, taş uyandı
Ecel kapına dayandı
Durma kaç kaçabilirsen…
Toprağın üstü mezar, zevke dalmış ölüler
Can sıkmaya yetiyor, canlı kalmış ölüler
Canlı bir kitapsın yazarı Mevlâ
Açık dur, kitaplar seni okusun
Yüzünde şavklansın nazarı Mevlâ
Eğilsin mehtaplar seni okusun.
Ömür dediğimiz nedir ?
Üç gün hilal, üç gün bedir
Haftaya boş kalır sedir
Say bir içim, say bir tadım
Kaçtı gitti, anlamadım…
Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor.
Tek bir huzur dolmuşu geçmiyor önümüzden
Umut halatından tutup çekmekle
Arzular, hayaller yakına gelmez.
Anlatılmaz yirmidokuz harf ile
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Her yanımız gurbet.. hani ya sıla
Ömür bitmez çile, ölüm fasıla
Günleri aylara, ayları yıllara
Ekle babam, ekle can mı dayanır.
Söyleyen yalan söylüyor
İnanmaya doydum yeter
Her diyen -durma yan- diyor
Ben yanmaya doydum yeter
Ben yanmaya doydum yeter
Rüşvet vermek, rüşvet almak nasıl şey
Hazineden para çalmak nasıl şey
Terlemeden zengin olmak nasıl şey
Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.
Önümde dururken Türklüğün hali
Susupta boynuma almam vebali
EbuBekir,Ömer Osman ve Ali(R.A)
Susarsam,Hakkını helal etmesin.

Esir iken Kırım Kerkük Türkistan
Bana zindan olur Maraş Elbistan
İbni Sina,Dedem korkut Alparslan
Susarsam hakkını helal etmesin..

Hürriyet nerede demeyin sakın
Şehirlere uzak dağlara yakın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir