Ailede İnanç Terapisi Kitap Alıntıları – Arif Özutku

Kur’an’da anlatılan kıssaların her biri günümüz insanının altında ezildiği problemlere çare olabilecek mühim şifa kaynaklarıdır. Hayal dünyamıza kurulan sahnelerde ders almamız için sergilenen hikmet dolu bu hadiseler, tarihi bilgiden ziyade birer eğitim rehberi oldukları için kitapta yer bulmuştur. Helak edilen kavimler Allah’a asi olmak, ahlaksızlık, kibir ve zulüm, dünya hayatına düşkünlük gibi birden fazla sebep yüzünden, diğer insanlara ibret olması için yok edilmişlerdir.

Dünyayı yorumlarken sadece statü ve paradan ibaret bilen ve her şeyini bu ikisinden birisini veya ikisini kazanmak düşüncesiyle sarf eden anne babaların evlatları hayatı tamamen maddi yönüyle bir yarış sahası olarak kabul ederler. Böyleleri, rekabet duygusu gelişmiş, empati kuramayan, merhamet duygusundan uzak insanlardır.

Aslında Kur’an bizlere İsmail gibi çocuk Hacer veya Sare gibi eş mi istiyorsun o zaman İbrahim gibi baba ve eş ol demektedir. Bu ailenin bu kadar nitelikli hayat sürmesinin sırrı aile fertlerinin sahip olduğu Allah’a olan sevgileri, Allah’a olan itaatleri, Allah yolunda yaptıkları fedakarlıklar ve Allah’a olan itimatlarıdır. Bu hususiyetlerin varlığı iletişim problemlerinin yaşanmadığı sevgi dolu bir ailenin oluşumuna sebep olmuştur.

İyilik de mayalanır kötülük de… İyiliği mayalamak kötülüğü mayalamaktan çok daha zordur. Zira iyiliğe maya olabilecek düzeyde kaliteli insan yoksunluğu ve iyiliğin hikmetinin insanlar tarafından bilinmemesi iyiliğin mayalanmasını zorlaştırmaktadır. İyiliğe maya olabilecek insan önce kendisi mayalanmalıdır. Bu da doğup büyüdüğü evde ebeveyni, okulda öğretmeni tarafından yapılacaktır.

Kur’an insana sistematik yaklaşır. Hiç Musa gibi yaşayıp Firavun gibi ölen bir insandan bahsetmez. Alimin kaybettiği cahilin ise kazandığı bir müsabakaya kendi içinde hiç yer vermez. Bu Kuran’ın ortaya koyduğu rehberlik programının sağlamlığına işarettir. Bu yönüyle bende hesap edilmeyen ihtimal yok, benim programımı takip edenler beklenilmeyen bir neticeyle karşılaşmaz demektedir.

Kişinin sahip olduğu dini inançlar hayatının bütün ünitelerini kendi değerleri ölçüsünde formatlar. İnsanlar kişinin inançlarıyla sadece Yaratıcısıyla arasında olması gereken iletişimi tanzim ettiğini düşünür ama inançlarımız bunun dışındaki var olan bütün iletişim sahalarında da kendisini gösterir.

İnsanın eşiyle paylaşmak zorunda olduğu şeylerin çokluğu ve yaşayacağı zaman diliminin uzunluğu bize iki hakikati birden haykırır. Bir, o insan senin için sıradan bir insan olamaz, iki dikkat etmezsen paylaşmak zorunda olduğun şey kadar çok o insanla problem yaşayabilirsin. Yani kısacası sen bu evlilikte mutlu da olabilirsin katilde der bize.

Allah, insanları sınıflandırırken olduğu gibi aileleri sınıflandırırken de inancı ölçüt almıştır zira inanç bütün güzel davranışların küfür ise bütün kötülüklerin ana hükmündedir. Kıssalarda inanç eksikliği içerisinde olanlar toplum tarafından hoş görülmeyen diğer çirkin davranışları da (ihanet, zulüm, inat, kibir gibi) yapabilirler.

Öyle örnek bir çift göster ki evlilik hayatında ihtiyaç duyduğumuz bütün dersleri onların birbirlerine olan örnek davranışlarına bakıp alalım diye bir sual eğer bana sorulsaydı soruyu sorana cevabım tereddütsüz Efendimizin (s.a.v) Hz. Hatice ile yapmış olduğu evlilik olurdu. Bu iki yüce insanı bir araya getirip kendi çatısı altında buluşturan aile ismini verdiğimiz kutsal müessese kendi hakkını bu ölçüde eda eden ikinci bir çifte zannediyorum ki insanlığın var olduğu günden bu yana rastlamamıştır, arkalarından yaşanmaz bir evlilik bırakmaları münasebetiyle de bundan sonra rastlanması mümkün olmayacaktır.

Aslında Kur’an bizlere İsmail gibi çocuk Hacer veya Sare gibi eş mi istiyorsun o zaman İbrahim gibi baba ve eş ol demektedir. Bu ailenin bu kadar nitelikli hayat sürmesinin sırrı aile fertlerinin sahip olduğu Allah’a olan sevgileri, Allah’a olan itaatleri, Allah yolunda yaptıkları fedakarlıklar ve Allah’a olan itimatlarıdır. Bu hususiyetlerin varlığı iletişim problemlerinin yaşanmadığı sevgi dolu bir ailenin oluşumuna sebep olmuştur.