İçeriğe geç

Ağlama Susannah Kitap Alıntıları – Alona Kimhi

Alona Kimhi kitaplarından Ağlama Susannah kitap alıntıları sizlerle…

Ağlama Susannah Kitap Alıntıları

Neden acı diye bir şey var ki?
Güzellik anlıktır zihinde
Bir girişin düzensiz izi;
Ama ölümsüzdür ette
Beden ölür; bedenin güzelliği yaşar.
Akşamlar ölür, yeşillikleri içinde,
Bir dalga, sonsuz bir şekilde akar,
Bahçeler ölür, uysal nefesleri kokar
Kışın cübbesi, tövbe eder.
Bakireler ölür, tuluyadır
Bakire korosunun kutlaması.
(Wallace Stevens
Bir şeyi görmek istemediğimde ne kadar kör oluyordum
Bir insan kendisiyle de bağlantı kurmalı.
İnsanların yaptıkları şeyleri yapmak için bir sürü nedenleri oluyor
yerine getirmek zorunda olduğumuz zorunluluklarımız var
Ama bazen hayat bizlerden daha güçlüdür.
Biz ne kadar saklamaya çalışırsak çalışalım, bazı şeyler ortaya çıkmak zorundadır
insanlar sıkıntıdan neler yapıyor!
Kutsal olan ve dünyevi olan arasındaki çizgi ne kadar da ince.
yerine getirmek zorunda olduğumuz zorunluluklarımız var
İnsanların yaptıkları şeyleri yapmak için bir sürü nedenleri oluyor
Bir insan kendisiyle de bağlantı kurmalı.
Gerçekliğe teslim olup kendinizi itaatkar bir yenilgiyle sırtınızın üstüne attığınızda yıldızların parıldayan ışıkları tarafından başınızın döndürülmesine hazır olun.
Bir şeyi görmek istemediğimde ne kadar kör oluyordum!
Hayat zor.
Biz ne kadar saklamaya çalışırsak çalışalım, bazı şeyler ortaya çıkmak zorundadır.
Güzellik en zayıf, en umursamaz insanın bile dikkatini çekebilir
insanlar sıkıntıdan neler yapıyor!
Kutsal olan ve dünyevi olan arasındaki çizgi ne kadar da ince
Herhangi bir acı, herhangi bir zevkten çok daha yoğundur.
Ve ağladım, çünkü bir aptal gibi ağlıyordum ve kendimi durduramıyordum ve misafir beni üzüntümün içinde gördü ama asil bir yasın üzüntüsü içinde değil, kendine acımanın aşağılayıcı üzüntüsü içinde
Tamam hayat berbat ama, insan ışığa koşar.
Aylardan Haziran ve cehennem yine aynı cehennem.
Sıfıra sıfır, elde var sıfır.
kendini gerçekleştirmek tek önemli şey.
Hayatta kaldığımız sürece yaşamalıyız.
ümit olmazsa hiçbir şeyin anlamı kalmaz.
Eğer bir adam gecenin bir yarısında uçaktan düşerse onu ancak Tanrı kurtarabilir, der şair.
Kalbi atan kas olmaktan çıkıp küçük kıymıklar yığınına dönüşmüş insanlara Tanrı’nın en büyük lütfu, o insana fiziksel bir hastalık vermesidir.
Ama bazen hayat bizlerden daha güçlüdür.
her şey çok güzel olacak.
Her şey Allahtan gelir
Uykulu gözlerinde yolculuğu görüyorum
Bölük pörçük anlattığın; karıştıran
Sevgi dolu hayranlığımı, gitmelisin
Kâbusun içinden geçip, kayıp ve kuşatılmış topraklara
Doğası ürkek olan.
Ben ancak mezarda mutlu olurum.
Öyle ya da böyle hareket hep olur.
ideal olan var olanın korunmasıydı.
Tamam hayat berbat ama, insan ışığa koşar.
Hayat zor.
Güzellik en zayıf, en umursamaz insanın bile dikkatini çekebilir.
Bir insan kendisiyle de bağlantı kurmalı.
Daha gidilecek çok yol var.
Hak ettiğini alırsın.
Neden acı diye bir şey var ki?
Anlamsızlık katlanılabilir bir şey değil.
Ben her zaman anlam ararım.
Her türlü delilik mevcut dünyada.
Aylaklığı yaşam biçimi haline getirmiş insanlar için dinlenmek zordur.
Bulmam gerek
Bir yol, tarifsizce hafif ve kolay
Bir yol, ikimizin de anlaması gereken
Bir gülümseme, bir tokalaşma gibi basit ve vefasız
Bir şeyi görmek istemediğimde ne kadar kör oluyordum!
Yanılıyorsun, insanların kendi dertleri var.
Ancak zayıf, lanetli olanın umutsuzluğu kendini beğenmiş, ukala güçlünün bilmediği kuvvetler yaratabilir.
Herhangi bir acı, herhangi bir zevkten çok daha yoğundur.
İnsanların yaptıkları şeyleri yapmak için bir sürü nedenleri oluyor.
insanlara karşı hassas olmalısın.
Bir insan bir konuda uzman değilse, o konuyla ilgili hislerini kaybetmesi mi gerekir?
yerine getirmek zorunda olduğumuz zorunluluklarımız var.
Kutsal olan ve dünyevi olan arasındaki çizgi ne kadar da ince.
Biz ne kadar saklamaya çalışırsak çalışalım, bazı şeyler ortaya çıkmak zorundadır.
bir şeyleri nasıl değiştirebilirdim ki, çünkü sonunda ben bendim ve değişim yaratabilme olanaklarım hayal edebileceğimin en kısıtlı halindeydi.
bilincinizi dolduran tek şey haline gelinceye dek kesin bir şekilde acıya odaklanıyorsunuz ve ufak ufak bir kelimeyi defalarca tekrarladığınızda nasıl anlamını yitiriyorsa acı da böylece anlamını yitiriyor.
Parlaklıktan önce durgunluk gelir, açıklıktan önce karanlık
Kurtuluş detaylarda. Küçük detaylarda!
Kutsallık küçük detaylarda. Tanrı küçük detaylarda. Cehennem de öyle
Bütün ülke bunalımda.
ama sevgi nedir?
Herkes kendi endişeleri ile tek başına.
Nefret algıları keskinleştirir.
Konuşmanın ne faydası var ki!
Bırakalım ölü yıllar huzur içinde yatsın.
Sessizce aç küçük geçidi
Bir gölge gibi gir büyülü bahçeye
Siyah eşarbı unutma
Saçındaki danteli de.
birini yargılamanın ve onun yerine karar vermeye çalışmanın bir anlamı yoktu.
Yaşamanın hiçbir doğru yolu yoktu, herkes hayatla baş etmek için kendi yolunu buluyordu.
paranın canı cehenneme!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir