İçeriğe geç

Aforizmalar Kitap Alıntıları – Charles Darwin

Charles Darwin kitaplarından Aforizmalar kitap alıntıları sizlerle…

Aforizmalar Kitap Alıntıları

Eğer ki fakirlerin dramı, doğanın yasalarından değil de bizim Devletlerimizden kaynaklanıyorsa günahın en büyüğü bizimdir.
Bir insan hem tanrıya hem de Evrim fikrine inanabilir. Bundan şüphe edilmesi bana saçma geliyor.
Körü körüne başka insanların peşinden gidecek değilim.
Eğer çay yazdığımı baştan yaşayabilseydim kendime her hafta en azından bir kez, biraz şiir okuma ve biraz müzik dinleme kuralı koyardım.
İnsan kibir ile kendini müthiş bir başarı olarak görür, ilahi bir varlığa layık gibi. Ancak bence kendisinin hayvanlardan geldiğini kabul etmek daha saygıdeğer bir şey.
Benim cinsel inancım belirsiz: evren’e, körlemesine bir şansın Eser iyiymiş gibi bakamıyorum ama akıllı bir tasarım olduğuna dair bir delil de göremiyorum.
Gezegenimizdeki tüm canlıların, uzaktan veya yakından birbirleriyle akraba olması fikri, bugün bile çoğu insan kabullenmekte zorlansa da bir doğa gerçeğini yansıtır ve bu özelliği ile insanlık için çok yönlü bir esin kaynağıdır.
Yavrularını yitiren dişi maymunların çektikleri acı, öylesine büyüktür ki Brehm’in Kuzey Afrika’da kafeste beslediği belirli maymun çeşitlerinde hep amanın ölümüne yol açmıştır ve öbür maymunlar, hem dişiler hem erkekler, öksüz yavruları her zaman benimseyip özenle korumuşlardır.
Yaşamak bir şölendir.
Bu şölene çağrılan kimseler pek çoksa da masaya oturmayı başaranlar pek azdır.
Görmezden gelin,
Ses etmeyin,
Cevap vermeyin.
Sessizlik, herkesi
Mahveder
Bir fikri öldürmenin en iyi olu, onu yanlış savunmaktır.
Kölemiz yaptığımız hayvanları eşitimiz olarak değerlendirmek hoşumuza gitmiyor.
İnsanoğlunun daha önce ayak basmadığı bir yere ayak basmayı, tüm kalbimle istiyorum.
Ders dinlemenin, okumaya kıyaslayınca getirisinden çok götürüsünün olduğu kanısındayım.
Ahlaki kültürümüzün en üst noktasına, düşüncelerimizi kontrol etmemiz gerektiğini anladığımız vakit ulaştık.
Zevk ve acıyı, mutluluğu veıstırabı hissetme kabiliyetleri esas alındığında insanlar ve hayvanlar arasında fark yoktur.
İnsan, yalnız kendi çıakrı için seçer; doğa, ancak yaratıklara en yararlı olanları seçer.
İnsan yalnızca gözle görünür karakterleri etkileyebilir oysa doğa, canlıya yararı olmadığı sürece, dıi görünüşe zerre kadar aldırış etmez.
Düş, istenmeden yaratılan şiir türüdür.
Yüzü kızartan suçluluk hissi değildir, başkalarının suçlu olduğumuzu düşündüğü ya da bildiği düşüncesidir.
Bilimsel bir insanın istekleri ve tutkuları olmamalıdır, tam bir taş kalpli olmalıdır.
Din ve bilimin birbirinden ayrı tutulmasını pek anlayamıyorum. Ama sundan eminim ki bu iki ekolün birbirine bu kadar acımasızca saldırması için hiçbir sebep yoktur.
Biraz aptal olan kimseler, her şeyi göreneğe göre ya da alışkanlıkla yapmaya eğilimlidirler; ve böyle davranmaya yüreklendirilirlerse daha çok mutlu olurlar.
Dişi, görünüşte hiç ilgisi olmayan bir seyirci gibi erkeklerin yanı başında beklemekte ve sonra kazananla çekip gitmektedir.
Güzellik duygusunun aklın niteliğine bağlı olduğu, hayranlık duyulan nesnenin gerçek hiçbir niteliğine dayanmadığı besbellidir; güzellik kavramı, doğuştan ya da değişmez değildir.
Görmezden gelin, ses etmeyin, cevap vermeyin. Sessizlik, herkesi mahveder.
Bir insanın asıl niteliği, tüm canlılara duyduğu sevgidir.
Bilim ve sanat bir kuşun kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur. ‘Tavuk toplum’, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz.
Cahillik, daha sıklıkla bilgiyi değil, güveni doğurur; ısrarla şu veya bu problemin bilimle çözülemeyeceğini iddia edenler çok bilenler değil, az bilenlerdir.
Hirsizlar calarken degil,paylasirken kavga eder.
Yaşamak bir şölendir. Bu şölene çağrılan pek çoksa da masaya oturmayı başaran pek azdır.
Bir insanın yüzünü kızartan vicdanı değildir. İnsan, yalnızken işlenen küçük suçlardan samimiyetle pişmanlık duyabilir ya da keşfedilmemiş bir suç nedeniyle çok büyük vicdan azabı yaşayabilir ama yüzü kızarmaz Yüzü kızartan suçluluk hissi değildir, başkalarının suçlu olduğumuzu düşündüğü ya da bildiği düşüncesidir.
Eğer, fakirin mutsuzluğu tabiatın kanunlarından değil de kurumlarımızdan kaynaklanıyorsa, o zaman büyük günah bizim.
Ne kadar çok düşünürseniz o kadar çok sayıda insanın kara cehaletinin sınırsızlığını hissedersiniz.
İnsanoğlu yalnızca kendi iyiliği için, Doğa ise yalnızca insanlar için seçimler yapar.
Eğer herkes aynı şekilde yaratılsaydı, o zaman güzellik diye bir şey olmazdı.
Çok sevgi çok çaba, sevgi olmadan ne büyük bir çöldür yaşam!
Yüz kızarması tüm ifadelerin en özgünü ve en insanı olanıdır.
Kendimize köle yaptığımız hayvanlarla eşit olduğumuzu düşünmeyi sevmeyiz.
Körü körüne başka insanların peşinden gidecek değilim.
İnsanın istekleri ve çabaları, o kadar değişken; yaşamı ise o kadar kısadır!
Görmezden gelin, ses etmeyin, cevap vermeyin.
Sessizlik herkesi mahveder.
“Bırakın,herkes istediğini umsun ve istediğine inansın.”
Bir fikri öldürmenin en iyi yolu,
onu yanlış svunmaktır.
İnsanoğlunun
daha önce ayak basmadığı bir yere
ayak basmayı, tüm kalbimle istiyorum.
Düş,
istenmeden yaratılan
şiir türüdür.
Bir insanın en asil niteliği, tüm canlılara duyduğu sevgidir.
İnsanın istekleri ve çabaları, o kadar değişken; yaşamı ise o kadar kısadır!
Ne en güçlü olan tür hayatta kalır ne de en zeki olan. Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan.
Bir fikri öldürmenin en iyi yolu onu yanlış savunmaktır.
” Bilgi kuşkuyla başlar ” sokratesin sözüdür. Çok mantıksız şeylerde bile:’ ‘tanrının kerameti ‘ ‘ dediğimiz, anda kuşkuya yer kalmaz.
Ahlaki kültürümüzün en üst noktasına, düşüncelerimizi kontrol etmemiz gerektiğini anladığımız vakit ulaştık.
Zevk ve acıyı, mutluluğu ve ıstırabı hissetme kabiliyetleri esas alındığında insanlar ve hayvanlar arasında fark yoktur.
Bir hatayı yok etmek, çoğu zaman, yeni bir doğru ya da gerçek bulmak kadar iyidir hatta bazen, daha iyidir!
Daha erken bir dönemde, insanın ataları, suda yaşamış olmalıdır çünkü biçim bilimi akciğerlerimizin bir zamanlar yüzmeye yaramış ve değişikliğe uğramış bir yüzme kesesinden oluştuğunu açıkça göstermektedir.
Ne en güçlü olan tür hayatta kalır ne de en zeki olan Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan.
Ön yargılardan kurtulmuş hiç kimse, canlı bir varlığı, ne kadar basit ve gösterişsiz olursa olsun, onun olağanüstü yapısı ve özellikleri karşısında coşkuya kapılmadan inceleyemez.
En dinç türlere bakınız; ne kadar kalabalık olurlarsa çoğalma eğilimleri de o kadar artmaktadır.
Doğa bir yandan harcayabilmek için diğer yandan tasarruf etmek zorundadır.
Asla unutulmamalıdır ki doğal seçilim, her varlığın her parçasını ancak o varlığın yararı üzerinden ve yararı doğrultusunda çalışarak etkileyebilir.
İnsan yalnız kendi çıkarı için seçer; doğa, ancak yaratıklara en yararlı olanları seçer.
Düş istenmeden yaratılan şiir türüdür.
Eğer ki hayatımı baştan yaşayabilseydim kendime her hafta en azından bir kez, biraz şiir okuma ve biraz müzik dinleme kuralı koyardım.
Kendini yalnızca bir kanepede, kitaplar ve şömine ateşi eşliğinde; hoş, sevgi dolu bir eşle hayal et.
Yüzü kızartan, suçluluk hissi değildir; başkalarının suçlu olduğumuzu düşündüğü ya da bildiği düşüncesidir.
Gelecek eğer çocuklarla çevriliyse günümüzden ne kadar da üstündür!
Bilimsel bir insanın istekleri ve tutkuları olmamalıdır. Tam bir taş kalpli olmalıdır.
İnsan kibirle kendini müthiş bir başarı olarak görür, ilahi bir varlığa layık gibi. Ancak bence kendisinin Hayvanlardan geldiğini kabul etmek daha saygıya değer bir şey.
Bir insanın arkadaşlığı, onun değerinin en önemli ölçülerinde biridir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir