İçeriğe geç

Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali Kitap Alıntıları – Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır kitaplarından Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali kitap alıntıları sizlerle…

Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali Kitap Alıntıları

Nûh), Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et! dedi. ﴾26﴿
Bunun üzerine Nûh’a, Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre o gemiyi yap diye vahyettik. Bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya başlayınca, (sular coşup taştığında Nûh’a) dedik ki: Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri aleyhinde daha önce hüküm verilmiş olanlardan başka aileni gemiye al ve zulmeden kimseler hakkında bana hiç yalvarma! Şüphesiz onlar suda boğulacaklardır.

Mü’minûn Sûresi meali﴾27﴿

Hayvanlarda sizin için elbette bir ibret vardır. Onların içlerindeki sütten size içiririz. Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır ve onlardan yersiniz de.

Mü’minûn Sûresi meali﴾21﴿

Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık. Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz. ﴾17﴿
Biz gökten belli bir ölçüde su indirdik de (faydalanmanız için) onu yeryüzünde tuttuk. Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz yeter. ﴾18﴿
Onunla sizin için hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. Bu bağ ve bahçelerde sizin için pek çok meyveler vardır ve siz onlardan yiyorsunuz. ﴾19﴿
Yine o su ile Sîna dağında biten bir ağaç (zeytin ağacı) yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir. ﴾20

Mü’minûn Sûresi meali

Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık. ﴾12﴿
Sonra onu az bir su (meni) halinde sağlam bir karargaha (ana rahmine) yerleştirdik. ﴾13﴿
Sonra bu az suyu alaka haline getirdik. Alakayı da mudga yaptık. Bu mudga yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir! ﴾14﴿
Sonra (ey insanlar) siz bunun ardından muhakkak öleceksiniz. ﴾15﴿
Sonra yine muhakkak siz, kıyamet gününde (tekrar) diriltileceksiniz. ﴾16

Mü’minûn Sûresi meali

Sığınırım rabbine insanların, melikine insanların, ilanına insanların, şerrinden o sinsi vesvese veren (şeytanın) ki vesvese verir sinelerinde insanların, gerek cinden gerekse insandan.
Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler. ﴾8﴿
Onlar ki, namazlarını kılmağa devam ederler. ﴾9﴿
İşte bunlar varis olanların ta kendileridir. ﴾10﴿
Onlar Firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾11﴿

Mü’minûn Sûresi meali

Mü’minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. ﴾1﴿
Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler. ﴾2﴿
Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. ﴾3﴿
Onlar ki, zekatı öderler. ﴾4﴿
Onlar ki, ırzlarını korurlar. ﴾5

Mü’minûn Sûresi meali

İnsanlardan hiçbir kimseye, Allah kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik verdikten sonra, kalkıp insanlara: Allah’ı bırakıp bana kul olun. demesi yakışmaz. Fakat onun: Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap gereğince Rabb’e halis kullar olun (demesi uygundur).
O gün cehenneme, doldun mu? deriz.

O da daha yok mu der.

”Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren O’dur. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. ”
.
Allah yolunda harcayın da Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.

İyilik yapın çünkü Allah iyilik yapanları sever!!
.

.
Allah’tan korkun ve bilin ki Allah kendisinden korkanlarla beraberdir.
.
.
Fitne kalmayıp, din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla çarpışın.
.
.

Fitne adam öldürmekten daha kötüdür.

.

Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!

Hac Sûresi meali﴾78﴿

Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.

Hac Sûresi meali﴾77﴿

Onların önlerindekini de (yaptıklarını da), arkalarındakini de (yapacaklarını da) bilir. Bütün işler hep Allah’a döndürülür.

Hac Sûresi meali﴾76﴿

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Allah meleklerden de resüller seçer, insanlardan da. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

Hac suresi meali﴾75﴿

وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ اِحْسَانًاۜ
İnsana, anne babasına iyilikle davranmasını emrettik.
– Korkular ruhunu kuşattığında,
– Üzüntüler kalbini ele geçirdiğinde,
– Endişe ve kaygılar seni bunalttığında,
– Tüm benliğinle de ki:

Allah’ın bizim için yazdıklarından başka, başımıza hiç bir şey gelmez.” (Tevbe 51)

Bakara, 128.Ayet

“Rabbimiz! Bizi, sana teslîm olan kimseler eyle ve neslimizden sana teslîm olan bir ümmet (çıkar)! Bize, (râzı olacağın hac, kurban gibi) kulluk usûllerimizi göster ve tevbelerimizi kabûl buyur! Şübhesiz ki Tevvâb (tevbeleri çok kabûl eden), Rahîm (merhameti bol olan) ancak sensin!”

فَفِرُّٓوا اِلَى اللّٰهِۜ اِنّ۪ي لَكُمْ مِنْهُ نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌۚ
Fefirrû ilaAllâh(i) innî lekum minhu neżîrun mubîn(un)

Ey Rasûlüm, de ki:
O halde hemen Allah’a kaçın, (küfrü bırakıb hemen imana gelin). Gerçekten ben, size, Allah tarafından (azab ile) korkutan açık bir peygamberim.

وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَث۪يرًا مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۘ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَاۜ اُو۬لٰٓئِكَ كَالْاَنْعَامِ بَلْ هُمْ اَضَلُّۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
Andolsun ki cehennemi, kalpleri olupta onunla (hakikati) anlamayan, gözleri olupta onunla (hakikati) görmeyen; kulakları olupta onunla (hakikati) duymayanlar için yarattık/hazırladık. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta (hayvanlardan) daha sapkındırlar. Bunlar gafillerin ta kendileridir.
Siz haddi aşan kimseler oldunuz diye sizi Kur’ân’la uyarmaktan vazmı geçelim?
Okudukça rahatlayacağınız bir ayet ;

Siz sözünüzü ister gizli tutun, ister açığa vurun; hiç şüphesiz ‘O’ gönüllerde saklı olanı bilir.

Eğer gerçekten müminseniz, Allah’ın helalinden bıraktığı kar, sizin için daha hayırlıdır.
‘ Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hiçbirşeye ihtiyacı yoktur.’
De ki: Yaşanabilecek en büyük hüsranı yaşayacakları size söyleyelim mi?

Güzel işler yaptıklarını sanıp dururlarken, dünyadaki tüm çalışmaları (ahirette) boşa gidecek olan kimselerdir.

(Kehf 103-104)

Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. Şüphesiz ki Allah elbette zengindir, elbette övgüye layıktır.

Hac Sûresi meali ﴾64﴿

Allah’ın gökten yağmur indirdiği, böylece yeryüzünün yemyeşil olduğunu görmedin mi? Şüphesiz, Allah çok lütufkârdır, hakkıyla haberdardır.

Hac Sûresi meali﴾63﴿

Bu böyle. Çünkü Allah geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Şüphesiz ki Allah hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.

Hac Sûresi meali﴾61﴿

Bu böyle. Bir de kim kendisine verilen eziyetin dengiyle karşılık verir de sonra yine kendisine zulmedilirse, elbette Allah ona yardım eder. Hiç şüphesiz ki Allah çok affedendir, çok bağışlayandır. 

Hac Sûresi meali﴾60﴿

.

Şüphesiz Allah her şeyi işitendir, bilendir.

.

.
Ey temiz aklı, temiz özü olanlar, kısasta sizin için bir hayat vardır. Belki korunursunuz.
.
İnkâr eden, Allâh yolundan alıkoyan, sonra da inkarcılar olarak ölenler var ya, Allâh onları asla bağışlamayacaktır.
Ey Âdemoğulları! Size her ne zaman içinizden benim ayetlerimi anlatan resuller gelir de, her kim bunlara muhalefet etmekten sakınır ve ıslahı tercih ederse, artık onlara korku yoktur ve üzülecek olanlar, onlar değillerdir.
A’raf 7/35
Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.(Hucurat 10)
اَلصَّابِر۪ينَ وَالصَّادِق۪ينَ وَالْقَانِت۪ينَ وَالْمُنْفِق۪ينَ وَالْمُسْتَغْفِر۪ينَ بِالْاَسْحَارِ
Onlar sabreden, söz ve davranışlarında dürüst olan, ilâhî emirlere gönülden itaat eden, mallarını Allah yolunda harcayan ve seher vakitlerinde Allah’tan bağışlanma dileyenlerdir.
Kendilerine savaş açılan müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü yeter.

Hac Sûresi meali﴾39﴿

Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.

Hac Sûresi meali ﴾37﴿

Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu halde yalnız ona teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele!

Hac Sûresi meali﴾34﴿

Güldüren de ağlatan da o dur..
Nefsini günahlardan arındıran kurtuluşa ermiştir.. ☁

Şems Sûresi, | 9

Çünkü O Kur’an bir ibret ve öğüttür.
Hayır! doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz,

Yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz,

Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz.

Malı yığdıkça seviyorsunuz.

Fecr 17,18,19,20.

Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler vardır. Hiç görmüyor musunuz?
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Gerçekleşecek olan kıyamet! ﴾1﴿ Nedir o gerçekleşecek olan kıyamet? ﴾2﴿ Gerçekleşecek olan kıyametin ne olduğunu sen ne bileceksin? ﴾3﴿ Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar. ﴾4﴿ Semûd kavmi korkunç bir sarsıntı ile helâk edildi. ﴾5﴿ Âd kavmine gelince onlar da uğultulu ve dondurucu şiddetli bir rüzgarla helak edildi. ﴾6﴿ Allah onu kesintisiz olarak yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün. ﴾7﴿ Şimdi onlardan geri kalan bir şey görüyor musun? ﴾8﴿Firavun, ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler (halkı olan Lût kavmi) hep o suçu işlediler. ﴾9﴿ Öyle ki Rablerinin elçilerine karşı geldiler. Bunun üzerine Allah da onları gittikçe artan bir azap ile yakaladı. ﴾10﴿ Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin. ﴾11-12﴿ Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş(kıyamet kopmuş)tur. ﴾13-15﴿ Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur. ﴾16﴿ Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır. ﴾17﴿ O gün (hesap için Allah’a) arz olunursunuz. Hiçbir sırrınız gizli kalmaz. ﴾18﴿ İşte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: Gelin, kitabımı okuyun!  ﴾19﴿  Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.  ﴾20﴿ Artık o, hoşnut bir hayat içindedir. ﴾21﴿ Yüksek bir cennettedir. ﴾22﴿ Onun meyveleri sarkar (kolaylıkla devşirilebilir). ﴾23﴿ (Onlara şöyle denir:) Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık, afiyetle yiyin, için.  ﴾24﴿ Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: Keşke kitabım bana verilmeseydi.  ﴾25﴿  Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim.  ﴾26﴿  Keşke ölüm her şeyi bitirseydi.  ﴾27﴿  Malım bana hiçbir yarar sağlamadı.  ﴾28﴿  Saltanatım da yok olup gitti.  ﴾29﴿ (Allah şöyle der:) Onu yakalayıp bağlayın.  ﴾30﴿  Sonra onu cehenneme atın.  ﴾31﴿  Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu.  ﴾32﴿  Çünkü o, azamet sahibi Allah’a iman etmiyordu.  ﴾33﴿  Yoksulu doyurmaya teşvik etmiyordu.  ﴾34﴿ Bu sebeple, bugün burada onun samimi bir dostu yoktur.  ﴾35﴿  Kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur.  ﴾36﴿  Onu günahkârlardan başkası yemez.  ﴾37﴿ Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’dan alıp tebliğ ettiği) sözüdür. ﴾38-40﴿ O, bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz! ﴾41﴿ Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! ﴾42﴿ O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. ﴾43﴿ Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık. ﴾44-45﴿ Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik. ﴾46﴿ Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı. ﴾47﴿ Şüphesiz Kur’an Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür. ﴾48﴿ Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz. ﴾49﴿ Şüphesiz Kur’an, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık sebebidir. ﴾50﴿ Şüphesiz Kur’an gerçek kesin bilgidir. ﴾51﴿ O halde sen, yüce Rabbinin adıyla tespih et. ﴾52﴿
.
.. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve çok acıyıcıdır.

(Acı bize Allah’ım..)

Allah, onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. et-Tevbe 9/100
200- Ey iman edenler! Sabredin ve sabırda yarışın da düşmanlarınızı geçin. Cihat için hazır ve gözetlemede bulunun. Allah’tan sakının ki kurtuluş bulasınız.
━─━─༺༻───━─━
وَالَّذ۪ينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ اَنْ يَعْبُدُوهَا وَاَنَابُٓوا اِلَى اللّٰهِ لَهُمُ الْبُشْرٰىۚ فَبَشِّرْ عِبَادِۙ
Tağuta kulluk etmekten kaçınıp Allah’a yönelenlere müjde vardır. Kullarımı müjdele.

━─━─༺༻───━─━

Ey kavmim! Bu ne hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz ise beni ateşe çağırıyorsunuz.  
İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir. ﴾
Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi? derlerdi. De ki: O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar).  
İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de yalvarmaya koyulur
Her şeyden çift çift yarattık, inceden inceye düşünesiniz diye. 
Ama (alanlar için) öğüt vermeye devam et, zira öğüt inananlara fayda verir
İşte böyle; kendilerinden öncekilere de hiçbir peygamber gelmemiştir ki, “O bir sihirbaz veya bir mecnun” demiş olmasınlar. 
Cennettekiler) birbirlerine dönüp sorarlar: 

“Doğrusu biz” derler, “Daha önce yakınlarımız arasındayken için için bir korku taşımaktaydık (değil mi?) 

Şimdi ise Allah bize lütfuyla muamele etti de bizi kavurucu azaptan korudu. 

Elbette biz bundan önce yalnız O’na yalvarıyorduk. Şüphesiz ihsanı bol ve çok merhametli olan da yalnız O’dur.” 

Göklerde nice melekler vardır ki, Allah dilediği ve razı olduğu kulları için izin vermedikçe onların bile şefaati hiçbir fayda sağlamaz
Şüphesiz biz sana bitip tükenmez nimetler verdik. 
Şimdi sen rabbin için namaz kıl ve kurban kes! 
Asıl soyu gelmeyecek olan, sana karşı nefret duyandır. ﴾3﴿
Kureyş’in güvenliğini, onların kış ve yaz yolculuklarında güvenliğini sağlamak için (Allah lutuflarda bulundu). ﴾1-2

Onlar da kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve her çeşit korkudan emin kılan şu evin rabbine kulluk etsinler. ﴾3-4﴿

Allah’a sığınan kul, nefsinin acizliğini, Rabbin kudretini itiraf etmiş olur. Zira Allah’a yaklaşmanın en kestirme yolu acziyet ve gönül kırıklığıdır.
Rahmân’ın kulları, yeryüzünde ağırbaşlılıkla yürüyenlerdir. Cahiller kendilerine laf attığında, (aldırmazlar), Selam! deyip geçerler.
Uyanın! Kesinlikle göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah’ındır. Muhakkak O, sizin ne halde olduğunuzu bilir. Ona döndürülecekleri gün, onlara ne yaptıklarını haber verecektir. Allah her şeyi bilendir.
Ahmet el acmi Müminun Suresi
Müminler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir .
Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler.
Onlar ki, faydasız işe, boş lafa bakmazlar.
Onlar ki, zekat vermek için çalışırlar.
Onlar ki, ırzlarını korurlar.
Bu böyle. Kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların (bildirilenlerin) dışında bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının.

Hac Sûresi meali ﴾30﴿

Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz, Allah dilediğini yapar.

Hac Sûresi meali﴾18﴿

Bakara, 45.Ayet

O halde sabır ve namaz ile (Allah’dan) yardım isteyin!(2) Hâlbuki şübhesiz o, (Allah’a) gönülden bağlı olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

Siz bir selam ile selamlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selamı aynen iade edin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir