Mihail Yuryeviç Lermontov kitaplarından A Hero of Our Time kitap alıntıları sizlerle…
A Hero of Our Time Kitap Alıntıları
Biz, anladığımız hemen her şeyi bağışlarız
Kendisi gülerken gözleri hiç gülmüyordu! Bazı insanlarda buna benzer tuhaflıklara rastladınız mı hiç? Ya kötü 1huyun ya da derin, sürekli 1 acının belirtisidir bu
Şu anlamsız dünya ruhumu bozmuş; kafam tedirgin yüreğim doymak bilmiyor; hiç1şeyle yetinmiyorum; zevke nasıl alıştıysam acıya da öyle alışıyorum
ne ünün ne de mutluluğun öğrenmekle ilgisi olmadığını anladım,
~en mutlu insanlar bilgisiz insanlardır~çünkü,
ün de 1talih meselesidir, ün kazanmak için becerikli olmak yetiyor
~en mutlu insanlar bilgisiz insanlardır~çünkü,
ün de 1talih meselesidir, ün kazanmak için becerikli olmak yetiyor
ben düşündükçe üzülüyorum
insan 1şeyin üstünde çok kafa yorsa, 1de bakar ki, hayat uğrunda tasalanmaya değmiyor
Söyle, diye fısıldadı sonunda, bana acı çektirmek çok mu hoşuna gidiyor? Senden nefret edebilmeliyim. Tanıştığımızdan bu yana bana acıdan başka ne verdin ki
Belki de bu yüzden seviyorsun beni, diye düşündüm. İnsan seviçlerini unutur da, acılarını hiçbir zaman unutmaz
Kadınların bu tiplere delicesine tutuldukları, sonradan da onların çirkin yüzlerini, en taze, en pembe beyaz delikanlılara değişmedikleri görülmüştür. Kadınların hakkını vermeliyiz; ruh güzelliğini anlama güdüsü vardır onlarda.
İnsanlar biraz daha fazla düşünecek olsalar, yaşamın hiç de o kadar endişelenmeye değmeyeceğini anlarlar.
Biz, anladığımız hemen her şeyi bağışlarız.
Kendisi gülerken gözleri hiç gülmüyordu! Bazı insanlarda buna benzer tuhaflıklara rastlamadınız mı hiç? Ya kötü bir huyun ya da derin, sürekli bir acının belirtisidir bu.
Kendisi gülerken gözleri hiç gülmüyordu! Bazı insanlarda buna benzer tuhaflıklara rastlamadınız mı hiç? Ya kötü bir huyun ya da derin, sürekli bir acının belirtisidir bu.
Başka türlü olamaz ki; olağanüstü başlayan olaylar olağanüstü biter
insan bir şeyin üstünde çok kafa yorsa, bir de bakar ki, hayat uğrunda tasalanmaya değmiyor
dünyanın bu kadar tepesinde olmaktan sevinçliydim; tabii çocuksu bir duyguydu bu; ama toplum kurallarından kurtulup tabiata bu kadar yaklaşınca, insan çocuklaşmadan edemiyor: Sonradan edinilmiş ne varsa akıp gidiyor insandan, ruh temizleniyor, eskiden nasılsa, bir gün yine nasıl olacaksa, o durumu alıyor.
Kadın kafasından daha çelişkili bir şey yoktur;kadınları herhangi bir şeye inandırmak güçtür:Onları öyle bir noktaya getirmelisiniz ki kendi kendilerini inandırsınlar.
İsterse en kötü insanın olsun,bir insanın ruhunun tarihi,bütün bir ulusun ruhunun tarihinden daha az meraklı,daha az eğitici değildir; özellikle bu tarih,olgun bir kafanın kendi üzerindeki gözlemlerinin sonucuysa ve yakınlık sağlama tutkusuyla yazılmamışsa.
Rüzgârla birlikte mutluluk da gelir.
Biz anladığımız hemen her şeyi bağışlarız.
İnsan sevinçlerini unutur da,acılarını hiçbir zaman unutmaz
İnsanlar böyle! Hepsi aynı. Bir davranışın bütün kötü yanlarını önceden biliyorlar, yardım ediyorlar, öğüt veriyorlar, hatta başka bir çare olmadığını görerek onu onaylıyorlar-Sonra da ellerini yıkıyor ve sorumluluğu bütün ağırlığıyla cesaretle yüklenen kişiye tiksintiyle yüzlerini çeviriyorlar. Hepsi böyle, en iyisi, en akıllısı bile!…
Bazen kendimi hor görürüm.
… Umutsuzlukları bile eğlendirici olan insanlar da var!
Aşk, ateş gibi – beslenmezse söner.
Bahsi kazandın ama her şey bitmedi.
Çünkü tekrarları sevmiyorum.
Ruhumun bir yarısı yok olup gitti: kurumuştu, buharlaşmıştı, ölmüştü, ben de onu kesip attım.
Bütün dünyayı sevmeye hazırdım ama kimse beni anlamazdı, ben de nefret etmeyi öğrendim.
Fikirler organik varlıklardır.
Kötülük, kötülük doğuruyor.
Peki mutluluk nedir? Tatmin olmuş bir gurur.
Herhangi biri için ıstırap ve mutluluk nedeni olmak-hem de buna hiçbir hakkımız yokken-gururumuzun en tatlı gıdası bu değil midir?
Yoluna çıkan her şeyi yiyip yutan bu doyumsuzluğu hissediyorum kendimde.
Üstelikte beni tamamen, bütün küçük zaaflarımla, berbat ihtiraslarımla anlayan biricik kadın… Kötülük gerçekten de çekici mi bu kadar?
An olur, en gizemli düşüncelerimize bile erişir ve çözerler onları, an olur, en açık imalarımızı bile anlamazlar…
Derin ve muhteşem bir bakışla ödüllendirildim.
İnsan kalbi tuhaf şeydir, özellikle de kadınlarınki!
“Kadınlar sadece tanımadıklarını severler.”
Dostum, buradakilerden korkunç sıkıldım ben.
Aptal bir yaratılışım var: hiçbir şeyi unutmuyorum, hiçbir şeyi!
Sezgilerim beni asla yanıltmamıştır.
“Şimdi zafer kazanma sırası sizde!“ dedim.
Belliki kader, canım sıkılmasın diye her şeyi yapıyor.
Bu zırvalarınızda bile bir düşünce var.
Her şeye muhalefet etmek benim içimde var.
Epey tekdüze bir hayatımız var.
Amacı, bir aşk hikayesinin kahramanı olmaktır.
Sözcüklerden öyle bir sağanak yağdırırdı ki size, sohbet çok geçmeden sıradan kavramları aşardı.
Şarkı söylenen yerde saadet de olur.
Sık sık ön yargılarıma kapılırım ben.
İnsanların dış görünüşleriyle ruhları arasında daima tuhaf bir ilişki olduğunu gözlemlemişimdir, sanki bir organın kaybı ile birlikte bir duygu da yitirilir.
Ne yaparsanız yapın yürek katılaşıyor ve ruh kapanıyor…
Bazen önemsiz bir olay öyle sarsıcı sonuçlar doğuruyor ki!
âşık mıyım yoksa? Öylesine aptal bir yaradılışım vardır ki, beklenir benden
Üstelik, sık sık nasıl da duyguların yanılgısını, aklın isabetsizliğini inanç olarak kabulleniriz!..
Ölümden daha kötü bir şey gelemez başıma, ondan kaçmaksa olanaksızdır.
Sahiden yazgı diye bir şey varsa, bize ne diye irade, akıl verilmiş? Neden davranışlarımız için hesap vermek zorundayız?
İyice düşününüz; vicdanınız size bir şey demiyor mu?
Ben içeri girer girmez sustular: Herhalde beni konuşuyorlardı.
Ama bakışlarda okuduğumuz aşk, kadına tek bir zorunluluk bile yüklemez, fakat sözler
Siz erkekler bir bakışın, bir dokunuşun anlamının ne olabileceğini, ruhu ne ölçüde okşayabileceğini tahmin edemezsiniz.
Ah kadınlar, kadınlar! Sizleri kim anlayabilir? Gülümseyişlerinde başka bir şey, bakışlarında başka bir şey. Sözleri çağırır, sesleri karşı koyar, kimi zaman küçücük bir anıştırmayla her şeyi anlarlar da, bazen en belirgin ifadeler karşısında oralı olmazlar.
Genel olarak insan, özellikle de kadınlar tuhaf şeylerdir!..
Sevinçler unutulur, kederler asla!
Ah gurur! Sen Arşimet’in dünyayı yerinden oynatacağı kaldıraçsın!..
Kadınlar; sadece tanımadığı erkekleri severler.
Sezgilerim beni asla yanıltmamıştır.
Daha güzelin olmadığı yerde, daha kötü olur, ikisinin arası fazla uzak değildir.