Emil Michel Cioran’ın eserlerinden Çürümenin Kitabı konusu ne? Çürümenin Kitabı ne anlatıyor diyenlere…
Çürümenin Kitabı Konusu Ne?
NEREDE tükettin ömrünü? Bir hareketin hatırası, bir tutkunun işareti, bir maceranın parıltısı, güzel ve firari bir cinnet-geçmişinde bunların hiçbiri yok;hiçbir sayıklama senin ismini taşımıyor, seni hiçbir zaaf onurlandırmıyor. İz bırakmadan kayıp gittin; senin rüyan neydi peki?Kökeninde aldatıcı ve yıkıma mahkum olmayan hiçbir “yeni” hayat görmedim şimdiye kadar. Her insanın zaman içinde ilerleyip bunaltılı bir geviş getirmeyle kendini tecrit ettiğini, yenilenme niyetine de ümitlerinin beklenmedik yüz buruşturmasıyla karşılaşıp kendi içine düştüğünü gördüm…
Sayfa Sayısı: 168
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Metis Yayıncılık
Kitap Adı: Çürümenin Kitabı
Yazar: Emil Michel Cioran
Çevirmen: Haldun Bayrı
Yayınevi: Metis Yayıncılık
İlk Baskı Yılı: 2000
Dil: Türkçe
Merhabalar Çürümenin Kitabı diğer kitaplardan çok farklı çünkü buhran karamsarlık huzursuz olacağınız bir kitap.Kitabı okumadan bu kadar karamsar bir kitabı neden okuyayım.Kitaplar huzur bulmak ve dünyadan biraz uzaklaşıp rahatlamak için değil miydi ? Evet öyleydi ama biraz olsun kitapların güzel hayal dünyalarından hayatın gerçeklerini görmemiz gerekiyor.Kitap kanıksamış olduğumuz düşünceleri ve hayatı sorgulatıyor sorgulatırken korkunç olabilir ama Bu oldukça zor olsa bile, belki çürümüş de olsa gerçeklerin peşinden koşmak, onlarla tanışmak, farkındalıklarımızla birlikte yaşayabilmemize olanak sağlayabilecektir. Kitapta en beğendiğim aforizmalar ve alıntılar;
“Hayat ancak içine kattığımız yutturmaca derecesiyle hoş görülebilirdir.”
“Hüzün ilk günahın şiiridir…”
“Gündüzleyin güneş marifetiyle bir balmumu gibi eriyorum ve geceleyin katılaşıyorum; beni paramparça eden ve beni kendime iade eden art ardalık; cansızlık ve miskinlik içindeki başkalaşım…”
İyi Okumalar Dilerim…
Cioranın bu eseri için anahtar kelimeler sanırım şunlardır; Mükemmel, düşündürücü, etkileyici, çarpıcı, felsefik, dramatik, şiirsel, açık.
Ciroan, eserinde felsefi görüşlerini kendisine has çarpıcı üslubu ile ifade etmiş. Eser bazı yerlerde düşünselliği devreye soktuğu için aktarımı yavaşlatsa da genel itibari ile akıcı ve tamamlayıcı seriler şeklinde ilerliyor.
Kitapta yoğun bir haz ve ilham’ın eşlik ettiği anlatım söz konusu. Yazar, eserini yazdığı duygusal ve düşünsel havayı tamamen eserine aktarmış, ama yine de tam olarak tanımlayamayacağım bir yoğunluk var sanki: Öfke, açıklık, kibir, sıkışmışlık hisleri arasında bir yerlerde…
Eseri felsefi olarak inceleyecek olursak; kitap okuyucunun fikirsel düzlemini kırarak ilerliyor. Sanırım eserin çarpıcı olması da bu sebepledir. Yazarın kimseyi gücendirmemek veya zihnini alt-üst etmemek gibi bir kaygı gütmediği çok açık. Belki de felsefi eserler hatta özellikle felsefi eserler böyle olmalı.
Kitaba dair ne söylesem sanırım biraz eksik kalacaktır. Bazı eserler hakkındaki en iyi fikir ancak okunarak alınabilir. Eseri tekrar, belki de sonra bir tekrar daha yaparak okuyacağım. Zira oldukça keyif aldım. Sizlere de şimdiden keyifli okumalar dilerim.