Zeynep Gazali kitaplarından Zindan Hatıraları kitap alıntıları sizlerle…
Zindan Hatıraları Kitap Alıntıları
İslam dini haktır ve bâtılı yıkmak için yeryüzüne gelmiştir.
Ölüm haktır.
Hiçbir kimse eceline şaşırmaz ve verilen ömrü de aşamaz.
Allah’ın iradesi olmadan bir yaprağı yerine koyamaz veya düşüremezsiniz.
Her kötülüğün başı cehalettir.
Allah dilediğini seçer ve yapar. Bizim O’nun iradesine karşı gelmemiz mümkün değildir.
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz ki O’na karşı gelmekten korunmuş olabilesiniz.
İnsanların hepsi bir değildir..
Gerçek şu ki gözler kör olmaz. Göğüslerdeki kalpler kör olur.
Allah’a isyan olan bir şeyde kula itaat edilmez.
Allah dilediğini yapar ve seçer.
Şüphe yok ki Allah’ın dini kaimdir.
La ilahe illallah.
Allah’ım kendinle meşgul et ki başkalarıyla uğraşmayayım.
Dünya hayatı bir saatlik zaman gibidir. Ama ahiret Esas yurdumuz orasıdır.
Ne iyilik ve yardım yaparsan Allah için yap ve saklı tut.
Bağlılığımız yalnızca Allah’adır.
Müslümanların kanına ellerini bulaştıranlar; Allah’ın, müminlerin düşmanıdırlar.
Hak yol tektir, o da Allah’ın yolu, Peygamber’in yolu, onların izinden gidenlerin yoludur.
Allah bize yeter. O ne güzel bir vekildir.
Okumamızda amaç İslam gençliğinden oluşan sağlam bir nesil yetiştirmektir.
Bundan da amaç, İslam’a yeniden yüceliğini sağlama ve İslam ümmetini geçmişteki şeref ve izzetine kavuşturmaktır.
Amacımız en büyük gerçektir.
Yeryüzünde tevhid davasıdır.
Allah’ı bilme davası, tek Allah’a kulluk davası,
Kur’an ve sünneti üstün kılma davasıdır.
Hüküm ancak allah’ındır. davasıdır.
Amacımız ve davamız Allah’ın izniyle gerçekleştiği gün puthaneleri yıkacağız ve efsanelerine son vereceğiz amacımız tahrip değil ıslahtır, yıkmak değil, yapmaktır.
Allah’ın bir lütfudur bu iman!
Acılara katlanma ve büyük dayanma gücü verir sahibine.
Müslüman Kardeşler’in ayaklarından darağaçlarına baş aşağı asıldığı, kamçılarla çıplak sırtlarının dağlandığı sonra vücutlarını parçalatmak için üzerlerine kuduran köpeklerin salındığı, bayılanları ve işkence sırası beklerken duvarla yüzleştirilenleri gördüm. İşkence altında can vermek için sıra sıra bekleyenleri
Bu mümin muttaki ve namuslu insanların Allah için sevdiğim kardeş ve dost gençlerin çoğu tanıyordum. Tefsir, hadis ve fıkıh halkalarında birlikte olan temiz ve faziletli birer hayat örneğiydiler.
Allah bize yeter, o ne güzel vekildir.
Dünya hayatı bir saatlik zaman gibidir ama ahiret, esas yurdumuz orasıdır ve hesap oradadır.
Bu yolda çalışmamız ve ecellerimiz gelince
La ilahe illallah Muhammeden Rasulullah bayrağını bizden sonrakilere teslim etmek için çalışmak asıl önemli olandır.
Bu yolda hiçbir şeyi ve gayreti esirgememek artık üzerine bir farz olmuştur.
Ne iyilik ve yardım yaparsan Allah için yap ve saklı tut!
Yolunuza devam edin ve geriye dönmeyin şahısların unvan ve şöhretlerine aldırmayın,
yeni baştan bina kuruyorsunuz!
Tek amaçları, tek hedefleri islam değil cahiliyenin olması, cahiliyenin sürmesi ve islamın olmamasıdır.
– İslami hareketin geleceği hakkında ne dersiniz?
– Samimiyetle söylüyorum. İslam geliyor, İslam geliyor, Allah’ın izniyle muzaffer olacağız.
Kur’an ve sünnetten uzaklaşmakla hezimete uğrar ve yenilirsiniz. Haktan saparsınız, hezimet, hatta hezimetler başınıza gelir. Çünkü Allah’a isyan ve itaatsizlikle zillet, yoksulluk, hezimet, gevşeklik, zayıflık ve acıklı sonsuz cehennem azabı vardır.
İslam’ı ve Müslümanları vurmak için, koltuğa kurulmak için, yöneticiler vicdanlarını satıyorlar, halklarını satıyorlar.
Bütün mesele şudur: Biz İslam’ı öğreniyorduk, İslam’ı kavrayan ve yaşayan bir nesil yetiştirmek istiyorduk. Eğer bu yaptığımız suçsa, her şeyi göğüslemeye hazırız.
Batıl her yolun başında bir şeytan durmaktadır. Batılın karanlıkları içinde sersemleyen ve yolunu yitirenlerin sapıklıklarını süslemekte ve kendi yoluna çevirmektedir.
Hak yol tektir, o da Allah’ın yolu, Peygamber’in yolu, onların izinden gidenlerin yoludur. Batılın yolu çok ve karmakarışıktır, çetrefillidir.
Okuyun! Seyyid Kutub’un neden idam edildiğini anlamak için Yoldaki İşaretler’i okuyun.
Ben kendimi yakmıyorum. Bilakis diriltiyorum.
Müslümanların ille de bir derneğin veya derginin bayrağı altında çalışması zaruri değildir. Onlar her zaman la ilahe illallah bayrağı altında çalışırlar.
Gerçek şu ki gözler kör olmaz. Belki göğüslerdeki kalpler kör olur.
İslâm’ın gereğini yerine getirmek İslâm’dır. Yoksa ismen ona mensup olmak İslâm değil, hiçbir şeydir.
Müslümanların ille de bir derneğin veya derginin bayrağı altında çalışması zaruri değildir.Onlar her zaman la ilahe illallah bayrağı altında çalışırlar.
İslâm,sadece mensup olmak değil,uymak ve gereğini yerine getirmektir.
Bu kitabı; Rabbinin hoşnutluk ve iyiliğine sevinen, Allah yolunda can veren, beşeriyetin zulüm ve azgınlıklarını Rabbine şikayet eden; tarih boyunca gelecek nesilleri Rabbinin yoluna sevketmek için kanlarını sel gibi akıtan; Allah yolunda, Allah’ın dini İslam uğrunda şehid olup dünyada sözünde sabit ve ahirette de ebedi Cennetlere layık olan; insanlar ”Düşmanlarınız size karşı bir ordu topladı, onlardan korkun. ” dediğinde, ”Allah bize yeter. O ne güzel vekildir. ” diyen temiz ruhlara ve yeryüzünün doğusundan batısına kadar her tarafta bulunan bütün Müslümanlara ithaf ediyorum.
Kabul etmesini ve yararlı kılmasını yüce Allah’tan diliyorum.
‘İslam, sadece mensup olmak değil, uymak ve gereğini yerine getirmektir.’
Müslümanların sancağını Allah dikmekte, Allah’ın diktiğini insanların indirmeye hakkı yoktur.
Samimiyetle söylüyorum. İslam geliyor, İslam geliyor, Allah’ın izniyle muzaffer olacağız.
Sizler, Abdunnasır ve bütün dünya bir araya gelseniz, Allah’ın iradesi olmadan bir yaprağı yerine koyamaz veya düşüremezsiniz.
Cehalet, bozgunculuktan başka birşey değilidir. Her kötülüğün başı cehalettir.
Tuhaf şeyler görüyorum. Hukukçu ve kanun adamlarının ormanda canavarlarla işbirliği yaptığını , hakimlik elbisesinden sıyrılıp adalet ve kanun tanımadıklarını görüyorum.
İslam’ı ve Müslümanları vurmak için, koltuğa kurulmak için, yöneticiler vicdanlarını satıyor, halklarını satıyor. Evet, çok korkunç
Hâlbuki İslâm’ın gereğini yerine getirmek İslâm’dır. Yoksa ismen ona mensup olmak islâm değil, hiç bir şeydir.
Samimiyetle söylüyorum, İslam geliyor. İslam geliyor, Allah’ın izniyle muzaffer olacağız.
Müslümanlar ancak, düşmanlarının Allah’a isyan etmeleri sebebiyle muzaffer olurlar. Böyle olmasaydı onlara güç yetiremezdik. Çünkü sayıca ve kuvvetçe onlarla eşit durumda değiliz. Allah’a itaatsizlikte eşit olduğumuz takdirde kuvvette onlar bizden üstün olur ve bizi yenerler.
Hz. Ömer (ra)
Gerçeği söylüyorum dedim. Abdunnasır’a da söyleyin. Allah’ın rububiyet, uluhiyyet ve hakimiyet haklarını siz gasbettiniz. Sizler Allah’a isyan ettiniz. Tövbe ve istiğfar ile bu yaptıklarınızdan vazgeçin. O tuttuğunuz batılı bırakın ve Hakk’a dönün. Karanlığınızdan aydınlığa gelin. Zulmunüzden tövbe edin ve adalete dönün. Batıllarınızı destekleyenler, batılın pençe ve tırnağı olarak suç, cinayet ve ateşte kullandığınız kişiler de, siz de kalbi hasta kişilersiniz! dedim.
Demokrasinin hareket noktası inancımın hareket noktasından farklıdır. Beşerî kanun koyma bence yüce Allah’ın bize serbest bıraktığı alanlarda ancak olabilir.
~ Zeynep el-Gazali
İstiyorsun ki biz de sizin gibi yapalım ve sizin uğradığınız gibi hezimete uğrayalım. İstiyorsun ki dünyanın yarısına hükmeden Rusya’yı bırakıp Hasan el-Benna, Seyyid Kutub ve Hudeybi gibilerin sözlerine kulak verelim, öyle mi? Sizler delisiniz ama biz sizin gibi değiliz, niçin susuyorsun cevap ver?
Evet, sizler Arap müşriklerine ne kadar da benziyorsunuz! ,onlara, ‘Allah’tan başka ilah yoktur.’ denildiğinde kibirleniyorlar ve ‘Deli bir şair için ilahlarımızı mı terkedelim?’ diyorlardı ki ilahları da putlardı. Yöneticileri de putların koruyucularıydı. Allah’ın Rasulü ve insanlığın efendisi Hz. Muhammed (sas)’i delilikle suçladılar. Bu şekilde tarih bir kere daha tekerrür etmektedir. Sizi Allah’a davet edenlere deli diyorsunuz. Batıla kul ve köle yapan tağuta boyun eğiyorsunuz. Değersiz bir kiralık olarak ardından yürüyorsunuz. Yaratanı kızdırmak pahasına yaratılanı memnun ediyorsunuz. dedim.
Mesele İslam’dır, o yürürlükte değildir. Bizler Müslüman bir nesil yetiştirmek ve İslam’ı pratikte yaşamak istiyoruz.
Hz.Ömer; Müslümanlar ancak,düşmanlarının Allah’a isyan etmeleri sebebiyle muzaffer olurlar. Böyle olmasaydı onlara güç yetiremezdik. Çünkü sayıca ve kuvvetçe onlarla eşit durumda değiliz. Allah’a itastsizlikte eşit olduğumuz takdirde kuvvette onlar bizden üstün olur ve bizi yenerler.
İslam, sadece mensup olmak değil, uymak ve gereğini yerine getirmektir.
Şunu belirtelim ki herhangi bir ümmetin olsun, bütün insanlığın salahı ve kurtuluşu, ancak İslam davetiyle mümkündür. Zindan karanlıkları, kırbaç ve işkence izleri, İslam düşmanlarının vahşet ve zulmü, ihlaslı İslam davetçilerinin ve fikir önderlerinin ancak gücünü, direncini ve batılı yıkmak için sabırla azimlerini arttırmaya yarar. Bu davetçiler insanlık için ekmek ve sudan daha çok gereklidir.
De ki : Allah’ın bize yazdığından başkası başımıza gelmez. Bizim Mevlâmız O’dur.
Müminler, Allah’a güvensinler.
Tevbe | 51
‘ Diktatör Tağutlar günün birinde ölüm kadehinden içeceklerini unutuyorlar veya unutur görünüyorlar. Halbuki zaman çarkı dönüyor. Kahhar olan Allah’ın iradesiyle zaman, seyrine devam ediyor. Gece gündüzü, gündüz geceyi kovalıyor. Nesiller geliyor, ömürler bitiyor, cesetler toprakta çürüyor, ruhlar geri getirilemeyecek şekilde cesetlerden ayrılıp soyuluyor.
‘ Hilton adı verilen temiz tuvaletlere gitmek için gardiyandan izin istedik. Çünkü diğer taraftaki tuvalet, sağlığa zararlı olduğu kadar oraya gelip giden sürünün müstehcen ve hayvanca sözleri ve davranışları katlanılacak gibi değildi. Kadın gardiyanın bize verdiği cevap şuydu; Diğer tuvalet bayan doktora ve Yahudi kadınlara mahsustur. Yahudi mi dedin ? diye hayretimi belirtmekten kendimi alamadım. Evet yahudi kadınlar diyerek isimlerini sıralamaya başladı. Gerçekten çoktular ve rahat ve güven içinde güzel yerlerde oturuyorlardı. Kimse onlara birşey demediği gibi bir dedikleri de iki edilmezdi. Özel bir ev, belki de daha güzel bir yerdi onlar için ayrılan bölüm. Hepsi casusluk suçundan hapsedilmişlerdi. Kadın doktora soyleyin belki bu tuvalete gitmemize izin verir diye arz ettik. Uzun tartışmalardan sonra oranın yahudilere mahsus olduğunu belirterek istegimizi geri çevirdi.’
‘ yazıklar olsun sana, korkmayacaksın, sana takdir edilen ecelden bir saat fazla kalmak istesen istediğin kabul edilmeyecek. Ölmek konusunda sabırlı ol. Çünkü ebedi yaşamak mümkün değildir. ‘
‘ Söylediklerinizin peşinde olsaydık, Allah bizi şerrinizden korumazdı. Vahşetinize sabır ve mukavemet de gösteremezdik. Bizzat sizin söylediğiniz ‘ Abdünnasır’ın Cehennemine ‘ dayanamaz ve hepinizi çileden çıkaramazdık. Lakin biz gerçeği istiyoruz Allah’ın rızasından başka bir arzumuz yoktur. Allah’ın izniyle bir gün size karşı muzaffer olacağız. Etlerimizi paramparça etmek için hazırladığınız canavarların dişlerini Allah elbet sökecektir. ‘
Bütün bunların başıma, dünyevî ve materyalist bir ideoloji için değil, Allah yolunda geldiğini belirttim.
vücudumdaki yaralara yapışan ve üzerinde kan ubhan Allah Ve cerahat kurumuş elbiseme bakarak ağlamaya başladı. Beraberinde getirdiği elbiselerle, elbiselerimi değiştirmemi teklif etti. Esvabımı çıkarınca, vücudumdaki kamçı ve sopa izlerini gördüler. Derin istiraplarını ve hayretlerini birer çığlıkla anlattılar. Onlara göre, kadınların başına böyle şeylerin gelmesi düşünülemezdi.
Dedim ki: İnanıyorum ki, Tatarlar İslâm’a ve müslümanlara karşı savaşıp İslâm alemini istila ederken Abdunnasır ve zebanilerinin müslümanlara yaptıklarını yapmamışlar, müslümanlardan önce Mısır’ı işgal eden Romalılar da yapmamışlardır. Abdunnasır’ın zulmü, bize tarihteki bütün zulümleri unutturdu. Hakka ve gerçeğe karşı sağır ve dilsiz bir azgındır. Hakkın nuruna kördür. Kadınları darağaçlarında kamçılamasına, falakaya yatırmasına, türlü işkencelere maruz bırakmasına, erkekleri öldürüp çocukları öksüz, kadınları dul bırakmasına şaşmamak lazım!” Bütün acı ve izdıraplarıma rağmen, bu sözler ne yazık ki gerçeğin ifadesidir. Bu korkunç durumu yansıtmaktadır
Batılın yardımcıları da batıl gibi zarar vermekten başka ne yapabilir? Cehalet, bozgunculuktan başka bişey değildir. Her kötülüğün başı cehalettir.
‘ İnanç ve ideolojilerinizi Doğu’dan ve Batı’dan alıyor, sosyalist sloganları yüceltmeniz yanında bazen de kapitalizmin ilahlarına sürtünüyor, kısaca iki küfür arasında şaşkın şaşkın dolaşıp duruyorsunuz. Her şeyinizi inançlarınıza varana kadar her şeylerinizi, bu küfür karışımından alıyorsunuz. ‘
İslâm, sadece mensup olmak değil, uymak ve gereğini yerine getirmektir.
Öyle günler, öyle bir devirdi ki, kanun derin uykuya dalmış, insanlık uzun tatile çıkmış ve rahmet sanki bu topraklardan göç etmişti.
‘ Hepimiz müslümanız ‘ dedi. Ben de şöyle dedim: Müslümanlar böyle değildir. Onlar istemezler de
‘ Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır. Istediğini yap, biz de yapacağız. ‘ (Fussilet Sûresi, 5) derler. ‘