İçeriğe geç

Zemberek Kitap Alıntıları – Banu Avar

Banu Avar kitaplarından Zemberek kitap alıntıları sizlerle…

Zemberek Kitap Alıntıları

Küresel sırtlanlar, kadın a özel bir önem verirler. Kadın bir toplumun itici gücüdür. Yani vatanına, milletine baglı kadın cinsi, formatı koyanlar için çok tehlikeli dir. Küresel çete için hedef ülkelerin kadınını kimliksizleştirmek , milletsiz kadın formatını dayatmak, ya da küresel çıkarlar için uğraşan kadın robotlar yaratmak ilk görevdir.

Sistem in kadın ve adamları, hiç ayrım gözetmeden el ele, omuz omuza dünyayı kaosun içine atarlar, savaşlar çıkarır, seyrine bakarlar. Üçüncü dünyada, orman kanunu içinde yaşam mücadelesi veren ve giderek aklını kaybeden ötekiler birbirini yemeye başlayınca kadınları koruma dernekleri kurar, sempozyumlarda vahşi erkek doğası ndan söz ederler.

Feminist hareket, sınıfsal bir direnişi engellediği için gündemdedir Toplum etnik ve dini temelde bölünürken, kadınla erkek de birbirine düşman olmalı, bölünmelidir. Genç kardeşlerim etnik, dinsel ve cinsel bölünme nin karşısında duvar örmelidir.
Kaddafi’nin en büyük suçu: Tüm Afrika için geçerli olacak, altına endeksli bir Afrika parası için çalışma yapıyordu! Bu dünya para babalarını çılgına çevirmişti! Ve işte bu nedenlerle, eli kanlı dünya haydutları onu kiralık ordularına linç ettirdi ve memleketi Sirte’de katledildi. Cesedi Sahra çölünde kimsenin bilmedi şi bir yere gömüldü.
Devrim ya da darbe Washington’da planlanırken, Amerika’nın korkusu Mısır’da kendi denetimleri dışında oluşacak bir halk hareketiydi. Mısır halkı er ya da geç patlayacaktı ve bağımsız bir Mısır Amerikan planlarını altüst ederdi. O zaman sahte bir devrim örgütlenmeliydi, Diktatörü devirme oyunu oynandı.
Tahrir Meydanı’nda emperyalizme karşı tek bir slogan görülmedi. Kimse ABD ya da IMF’ye laf söylemedi. Meydanlarda Misir’in tam bağımsızlığı nı isteyen olmadı.

Sosyal paylaşım ağlarıyla harekete geçirilen aydınlar ve onları izleyen aç, yoksul, öfkeli bir kalabalık vardı. Mübarek gitsin de ne olursa olsun diyorlardı. Mübarek gitti

Amerika’nın derin gençler i eğitimleri, ilgi alanları, davranış özellikleri ve hatta giyim kuşam ve fiziksel özellikleriyle de robotlar kadar birbirleriyle benzerlik gösteriyorlar.
Renkli devrimlerde Facebook’ta örgütlenen dijital aktivisler sokak sokak planlarını Googlemap’ten yapacak, Twitterla sokakta haberleşecek, Youtube’dan olayları anında taraftarlara iletecekti. Dijital ordu harekete hazırdı.

Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya araçları milyonlarca insan üzerinde, ülkelerde duygu akışı nı, fikir eğilimleri ni araştırmışlardır. Pentagon’un ısmarladığı bu araştırmalar, psikolojik anketler, bu mecrayı kullanan insanlardan habersizce yürütülmüştür ve bu bir suçtur.
Özetle, Facebook ve Twitter dünyada milyonlarca insanın izini sürmekte ve davranış modelleri çıkarılmaktadır. Buna bağlı olarak milyonlarca trol sosyal medyaya yüklenmekte, söylem ve algı yönetilmektedir.

Bernays, Küçük bir çekirdek büyük kitleleri yönlendirebilir, demiştir. Eğer kitlelerin hareket mekanizması ve eğilimlerini anlarsak, büyük kitleleri onların ‘haberi olmadan’ yönlendirebiliriz.
İşte bu renkli devrimler in temelidir. Facebook ve Twitter ile binlerce kilometre uzaktakiler aynı yönelişlere girebilir. Görünmez bir yapı, kitle düşüncesi ve kitle aklı nı yaratabilir. İşte bu da renkli devrim in ta kendisidir.

Bu işin görevlileri Edward Bernays’den feyz almışlardı. Şöyle diyor: Çok yönlü toplumsal araştırma had safhada önemlidir. Bilgi toplanmalı, hangi grubun ne hissettiği, ne söylenirse ne anlaşılacağı saptanmalıdır. Haberler hedef kitleye göre yapılmalıdır Kelimeler, sesler, görseller çok iyi düşünülmüş bir yöntemin araçları değillerse işe yaramazlar.

Darbe imalatçıları işte bu fikirlerden yola çıkarak harekete geçiyorlardı: Eğer planlama iyi yapılmışsa, sözler içine gömülü fikirler insanların kafasına kazınacaktı. İnsanlar o fikirlerin vücut bulmuş hali olacaktı. Kitle ikna olduğu anda harekete geçecekti. Rıza yaratıldıktan sonra iş tamamdı.

Renkli devrimlerde siviller değişimin askerleri olarak ortaya çıktılar. Onlar devşirilmiş sivillerdi. Bir anlamda Amerikan Silahlı Kuvvetleri’nin en alt kademe erleriydiler.
Nasıl ki yeni savaşlar devletler arasında değil, devlet dışı aktörler tarafından, terör çeteleri tarafından yürütülüyordu, ön safta çarpışanlar da ister renkli devrimler ister örtülü operasyonlarda siviller olacaktı. Onlar her şekle girebilen, kim oldukları anlaşılamayan, üniformasız ordulardı.
Bu bir Soros çocuğunun portresidir. Dünyayı Amerikan çıkarları için değiştirelim. Darbeleri tetikleyelim, renkli devrimler imal edelim. ‘Bahar’ getirelim. Demokrasi verelim, diyen bir ordunun yetenekli bir neferidir! Bu gençler, devrimci/protest, mevcut sisteme karşı oldukları iddiasıyla ortaya çıkan ama sistemin çıkarları için en kanlı işleri tetikleyen, bu nedenle sistemin en güçlü kalelerinden ödüller alan, sistemin kanatları altına giren ve onlardan beslenen asalak lardır.

Bir cümleyle özetlersek: Yaptıkları iş emperyalizmin işine gelmeyen rejimleri değiştirmek için hareket örgütlemek, toplumlarda kışkırtıcı yayın ve etkinlik düzenlemektir.

Yürütülen savaş sahnesinde Özgür Suriye Ordusu, El-Nusra cephesi ve ISID vs. arasında hiçbir fark yoktur. Bütün bu organizasyonlar, sürekli bayrak değiştiren aynı kişilerden oluşan paralı askerlerdir. Özgür Suriye Ordusu sıfatıyla sahneye çıktıkları zaman Fransız sömürge döneminin bayrağını, El-Nusra cephesinde yer aldıkları zaman El-Kaide bayrağını, IŞİD saflarındayken de Halifelik bayrağını taşırlar. Patronları aynıdır.
Güvenlik Konseyi bugüne kadar hiçbir uluslararası çatışmayı önleyememiştir. 70 yıllık varlığı ne İsrail-Filistin sorununda, ne Sirp-Bosna savaşında, ne Kosova’da, ne Dağlık-Karabağ’da, ne Körfez savaşında, ne Irak’ın, Libya’nın işgalinde ve ne de Suriye’de barışı sağlamıştır. BM’deki egemen güçler, küresel şirketler buna engeldir. Siz Uniceften kart satın alıp kan gölünde yüzen çocuklara bağış yapmakla rahatlayabilirsiniz. Gerçek çok daha acımasızdır. Kanın sorumlusu, çocuklara yardım kartı satanlardır.
Hani ne yapmalı diye soranlar var ya. Bize göre, önce sahne arkasını görmeyi öğrenmek, sonra da görmeyenlere göstermek temel görevdir.
Üçüncü dünya savaşı düzenli ordularla değil karma sivil çetelerle gerçekleşmektedir
Babam, zehir altın kupada sunulur, bunu unutma! demişti.
Bu değerli nasihati genç kardeşlerime armağan ediyorum.
Şu kesindir ki, Mustafa Kemal Türkiyesi’nde onun ölümüne kadar, kıvrak ve kesinlikle Avrasya eksenli,antiemperyalist bir dış politika izlenmiştir. Ölümünden hemen sonra bu tavır değişmiş, batı eksenine kaydırak olunmuştur. Önce İngiliz ve Fransızlarla, ardından Almanlarla kırıştırılmış, savaş sonrası Amerika,nın kucağından kalkılamamıştır.
Babam,Zehir altın kupada sunulur,bunu unutma! demişti
28 Eylül 2015’te Vladamir Putin BM genel kurulunda bir konuşma yaptı:Sosyal ve politik değişim özlemi içinde olan bölge halkları fena halde aldatıldılar!Yaşamları iyileşeceğine felç oldu ve milli olan tüm kurumları yıkıldı.Demokrasi ve kalkınma yerine artık şiddet,yoksulluk ve sosyal felaketlerle boğuşuyorlar.Bırakın insan haklarını,insan hayatının değeri kalmadı!Yaptığınızı beğendiniz mi?Yaptıklarınızı inkâra devam!Şimdi Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaratılan boşluklara teröristler doluştu.Binlerce militan Işıd adı altında savaşıyor!
Bernays, Küçük bir çekirdek büyük kitleleri yönlendirebilir demiştir. Eğer kitlelerin hareket mekanizması ve eğilimlerini anlarsak, büyük kitleleri onların haberi olmadan yönlendirebiliriz.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Beyaz baretler esas olarak bir propaganda aracı .Ana amacı,dünya kamuoyunu efendilerinin strateji planlarına göre yönlendirmek;Suriye’ye müdahaleye,Esad’ı defetmeye ikna etmek ve bu yönde kullanılabilecek belge ve bilgiyi ilgili mercilere sunmak,Suriye’nin işgali için bahane oluşturmak.
Blackwater’da çalışan herkes Afganlara,Iraklılara ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerle hitap etmişlerdir.Onlar için Iraklı ya da Afgan öldürmek bir spor çeşidi ya da bir oyun gibiydi.
Suriye’deki asimetrik savaşta,abdnin öncülü Türkiye’dir.Ayaklanmacıları eğitmek,donatmak,lojistik sağlamak bu ülkeler üzerinden yapılmıştır.Ukrayna’daki örtülü operasyonlara da Polonya destek sağlamış,arkadaki gücün öncülü olmuştur.Bunlar abdnin ‘müttefik kullanma’stratejisine tipik örneklerdir.
Andrew Korybko
McCain Afganistan’daSuriye düşerse İran’ı kolay yeriz demişti.
Suriye’deki asiler acilen silahlandırılmalı!Suriye hükümetinin düşmesi sağlanmalı!İran’ı güçsüzleştirmek için etkili adımlar atılmalı! İran ve Rusya Beşar Esad’ı silahlandırıyorsa,biz de katledilen grupların kendilerini savunmalarını sağlamalıyız! abd silahları doğrudan yollamak yerine,Arap Birliği ya da başka bir üçüncü dünya ülkesi üzerinden yollamalı!
Biz 2011 ağustosunda gazeteci,gözlemci ve siyasilerden oluşan bir grupla,Hama ve Humus’tayken katliamları inanılmaz boyutlara ulaşmış,Asi nehri kızıl renge boyanmıştı.Suriye ordusundan birçok asker çırılçıplak soyularak kazığa geçirilmiş ve palayla kolları bacakları kesilerek katledilmişlerdi!Bu kadarını söylemekle yetinelim!Bırakın ordu mensuplarını,postane çalışanları Esad’ın resmi devlet dairesinde çalışmaya devam etmek suçundan dolayı çalıştıkları binanın üçüncü katından atılarak öldürülmüşlerdi ve bu vahşetin videoları mevcuttu!
Abd’nin Irak’a kara harekatı başladığında,ekranlarda ellerinde Amerikan bayraklarıyla yollara düşen Kuveytliler haberinin mimarı da John Rendon’dır.O bayraklar nereden çıktı sanıyorsunuz!Bu,benim tasarımımdı! açıklamasını yapmıştır.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
2016 nisan ayında açıklandı:Abd Shell’in raporlar sunduğu Nusra ya da yeni ismiyle Fetih El Şam örgütüne 994 ton roketatar,tanksavar ve benzer ağır silahlarla destek vermişti.
Amerika’da neden ortalık karışmaz diye sormuş biri,cevap: orada bir Amerikan büyükelçiliği yok ki!
En büyük zafer,çatışmaya girmeden,düşmanın kendi rızasıyla teslim olmasını sağlamaktır.
Sun Tzu/Savaş Sanatı
Sonuçta Prince Sivil Ordu alıp satan bir şirket sahibi. Dünyada neresi kızışacaksa o coğrafyada boy gösteren biri, EVANJELİST bir işadamı! Dünyaya terör pazarlama konusunda uzman
2016 yılında, dünyadan altı bin hacker’ın katıldığı Pentagon bağlantılı (DEFCON 2016) konferansında “dijital aktivist” Chris Rock, “Artık savaşlar dijital lejyonerlerle yürüyecek.”
Fıkra gibi: + Amerika’da neden ortalık karışmaz, diye sormuş biri.
Cevap: – Orada bir Amerikan büyükelçiliği yok ki!
Kaos, bilgisayardaki virüs gibi ‘düşman’ sistemde bulaşıcı rol oynar ve rejim değiştirilerek virüs yok edilir.
Gerçek çok daha acımasızdır. Kanın sorumlusu, çocuklara yardım kartı satanlardır.
Tarih, dünyaya hakim olmaya çalışan güçlerin kurulu sistemini bozma, yeni düzen kurma,sistem oturtma, savaşlar çıkartmasının örnekleriyle dolu. Ve fazla. ‘kurulan’ sistemdeki zembereğin boşalıp firlamasının da
Sahnedeki oyunculara özenenler değil, ‘özgün’ olanlar kazanacaktır.
Mehmet Akif Ersoy;
“ Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. İbret alınsa tekerrür eder mi? “
Babam, ”Zehir altın kupada sunulur,bunu unutma! ”demişti.Bu değerli nasihati genç kardeşlerimi armağan ediyorum.
BM’deki egemen güçler, küresel şirketler bunu engeldir. Siz Unicef’ten kart satın alıp kan gölünde yüzen çocuklara bağış yapmakla rahatlayabilirsiniz. Gerçek çok daha acımasızdır. Kanın sorumlusu, çocuklara yardım kartı satanlardır.
Halkın sevdikleriyle kandırılması daha kolaydı.
Üçüncü dünya savaşı düzenli ordularla değil, “karma” sivil çetelerle gerçekleşmektedir. Bu savaşta “sahnenin önündekiler”le aldatılan halk, “sahnenin arkasındakiler”i görebildiği oranda güçlenecektir. Sahne önündekiler o kadar güzel, yumuşak, iyicil maskelerle ortalıktadırlar ki, arkadaki kan içicileri görmek zorlaşmaktadır.
Emmy ödülü çokuluslu şirketler ve bankalarca desteklenir ve onların çıkarlarına en iyi hizmet edenlere takdim edilir.
Şu kesindir ki, Mustafa Kemal Türkiyesi’nde, onun ölümüne kadar, kıvrak ve kesinlikle Avrasya eksenli, antiemperyalist bir dış politika izlenmiştir. Ölümünden hemen sonra bu tavır değişmiş, Batı eksenine kaydırak olunmuştur. Önce İngiliz ve Fransızlarla, ardından Almanlarla kırıştırılmış, savaş sonrası Amerika’nın kucağından kalkılamamıştır.
Ne yazık ki hatalardan ibret alınmamış ve yeniden benzer tuzaklarla karşılaşılmıştır.
Bizim gibi batının deli gömleğinde kıvranan ülkelerde, gençlerin “milli” yapılar içinde yer almasının önünde de engeller var. Çünkü “milli” yapılar tarumar!
Tarih, dünyaya hakim olmaya çalışan güçlerin kurulu sistemi bozma, yeni düzenek kurma, sistem oturtma, savaşlar çıkartmasının örnekleriyle dolu. Ve fazla “kurulan” sistemdeki zembereğin boşalıp fırlamasın da
Böl ve Yönet
Tüm çaba, Irak’tan sonra ”kukla devlet Kürdistan’ın Suriye ayağını oluşturmak içindir. Sonra aynı anda İran ve Türkiye’den parça koparma ameliyesine girişeceklerdir.
“karma savaş” sistemi
Vekil ülkeler”e terör ordularını besletip, zamanı gelince aynı orduları aynı ülkelere yolluyorlar. Kiralık ordular ve dijital aktivistler yeni savaşların askerleri. İşte bu birkaç yıldır karşı karşıya kaldığımız Amerikan usulü “savaş kokteyli”. Yeni adıyla “karma savaş” sistemi.
İşin içinde çok para var. Suriye’yi kana bulayan teröristler artık iş adamı. Aracı bulmak kolay. Karşılığında silah geliyor. Hem de en moderninden. Pazar canlı. Uyuşturucu, eski eser ve organ kaçakçıları da pazar yerine akıyor. Deyrizor da günde 10.000 varil petrol çıkıyor. IŞİD eline geçirdiği büyük rafineriler sayesinde günde en az 1 milyon dolar kaçak petrolden kazanıyor.
CIA Darbebelerine masum gençlik direnişleri maskesi geçirilecekti
Bunun bizdeki örneklerinin üzerinde de siz düşünün
Sahnedeki ve sahne arkasındakilerin adları,yüzleri değişir ama görevleri aynıdır.Bunlar zembereğin çarklarıdır.
Üçüncü dünya savaşı düzenli ordularla değil, “karma” sivil çetelerle gerçekleşmektedir. Bu savaşta “sahnenin önündekiler”le aldatılan halk, “sahnenin arkasındakiler”i görebildiği oranda güçlenecektir. Sahne önündekiler o kadar güzel, yumuşak, iyicil maskelerle ortalıktadırlar ki, arkadaki kan içicileri görmek zorlaşmaktadır. Her kanaldan dünyaya akan yalan rüzgârı, bırakın sahnedeki oyunu görmeyi, toplumları, maskeli aktörlerin savunucusu yapmaktadır.
Hani “ne yapmalı” diye soranlar var ya. Bize göre, önce sahne arkasını görmeyi öğrenmek, sonra da görmeyenlere göstermek temel görevdir.
Sahnedeki oyunculara özenenler değil, ‘özgün’ olanlar kazanacaktır.
Yıllar sonra bu öğrenci projelerinin askeri amaçlarla fonlandığı ortaya çıkmıştır. Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya araçları milyonlarca insan üzerinde, ülkelerde “duygu akışı”nı, “fikir eğilimleri”ni araştırmışlardır. Pentagon’un ısmarladığı bu araştırmalar, psikolojik anketler, bu mecrayı kullanan insanlardan habersizce yürütülmüştür ve bu bir suçtur.
Bir daha Türklerle savaşmadan önce, Türklerde ki din, dil, namus, aile, vatan, millet ve birlik duygularının yok olup olmadığını iyi kontrol edin! Yoksa Türkleri savaşarak yenemezsiniz!

Pierre Loti

En bedbaht millet, kaleleri ayakta iken, kültürü ve ahlâkı harabe olan millettir.
Angelina jölia çocukları mülteci kamplarını ziyaret edecek Batının merhametislmgesi olarak dolasacsktir.jolie kaddafi linç edilmeden bir hafta önce mısır ve trablus tadır
Özetle, Facebook ve Twitter dünyada milyonlarca insanın izini sürmekte ve davranış modelleri çıkarılmaktadır. Buna bağlı olarak milyonlarca trol sosyal medyaya yüklenmekte, söylem ve algı yönetilmektedir.
Babam, ”Zehir altın kupada sunulur,bunu unutma! ”demişti.Bu değerli nasihati genç kardeşlerimi armağan ediyorum.
Milyonlarca trol sosyal medyaya yüklenmekte, söylem ve algı yönetilmektedir.
”Biz dijital lejyonerleriz. ”
Google, dünyanın en güçlü ve en etkili ve de en tehlikeli şirketlerinden biri.
Hiçbir şey göründüğü gibi değil. Karşımıza çıkan her habere, fotoğrafa, bilgiye atlamamız doğru değil.
”Evanjelistler, Yahudiler içindeki Truva atlarıdır. ”
Suriye aynı zamanda, İran ile Suudi Arabistan ve Amerika ile Rusya arasında savaş meydanıdır.
Son on beş yılda dünyada durum değişti. Rusya ve Çin, ABD karşısında güç topladı.
IŞİD ABD yapımıdır. Ortaya çıkışından beri ABD işgalini değil, Iraklı Şiileri hedef aldı!
Siz Unicef’ten kart satın alıp kan gölünde yüzen çocuklara bağış yapabilirsiniz. Gerçek çok daha acımasızdır. Kanın sorumlusu, çocuklara yardım kartı satanlardır.
Google tüm kişi, kurum hak ve özgürlüklerini defalarca ihlal etmiş, bilgi sıralamalarında taraflı ve sansürcü davranmış, telif haklarını ihlal etmiş bir teknoloji siber savaş aracı. Google dünyanın en güçlü ve en etkili ve de en tehlikeli şirketlerinden biri.
Amerika’nın amacı, yarım asır önce, “barış gönüllüleri”nin görevlerini tanımlarken söylenen şu cümlede gizli :
“Barış gönüllülerinin görevi, bir Müslümanın Mekke’ye yönelmesi gibi, bir insanın Washington’a bakmasını sağlayacak ideali bulmaktır”
Amerika’nın Irak “soykırım”ı asla unutulmamalıdır! O günden beri Irak’ta insanlar “ölüm”le iç içedir. Durmayan bir nehirdir kan! Sorumlular ise Suriye’de , Yemen’de ve daha bir çok ülkede yeni kan nehirleri peşindedir.
Sonuç olarak toplum ekranlarda gördüğü mülteci ölümleri, bebek cesetleriyle kahrolurken, Washington’da birileri, kendi yarattıkları mülteci krizinin stratejik silah olarak kullanımıyla keyifleniyor.
Halkın sevdikleriyle kandırılması daha kolaydı
Amerikan Dış Politikasının akıl hocası Kissinger, 2014’de , dünyada adil olmayan kaynak bölüşümünün ülkeler arasındaki uçurumu büyüttüğünü; bundan dolayı, Amerika’ya tehdit oluşturabilecek ülkeleri, ancak, bölüp parçalayarak, yeni küçük devletler oluşturarak Amerikan hakimiyetinin sağlanabileceğinin altını çizmişti.. Amerikan Yardım (!) Örgütü USAİD bu işin başını çekmeliydi.

Kissinger’a göre, bundan sonra tüm dünyayı saracağı tahmin edilen kaos’u ‘yönetecek’ birileri lazımdı.. İşte onlar diğer devletlerin içinden fırlayacak kukla devletler olacaktı. İsrail bunun bir örneği idi. Barzanistan bir başka örneği.

ABD Kuzey Irak’daki Kürdistan örneğinin Suriye, İran ve Türkiye’ye de uygulanacağını, hedefinin bu olduğunu çeşitli ağızlardan, defalarca açıkladı. Bu coğrafyada attığı adımlar her ne kadar ikili oyunlarla gizlenmeye çalışılsa da ortadadır. Türkiye’de PKK Suriye’de PYD, İran’da PJAK son derece rafine çalışmalarla, ABD ve İngiltere’nin 100 yıllık bu isteği doğrultusunda eylem ve söylemler ortaya koymaktadır.

Bu gibi hayaller ve tasarımlar yeni değil. Geçen yüzyılın başında da vardı. İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu toprakları içinden bir Irak çıkarmamış mıydı?!. Irak’ın başına getirilen Prens Faysal’ı İngiliz ajanı Gertrude Bell önermişti. . İsrail Devleti’nin Filistin topraklarına yerleştirilmesi çalışmaları Paris,ve Kahire Konferanslarıyla belirlenmişti. Bugün USAID’e verilen ‘kukla devlet yaratma’ görevini 100 yıl önce Ortadoğu’da İngiliz istihbaratı ve dışişleri bakanlığı yürütmekteydi.

Arabistanlı Lawrence’ın akıl hocası olan Gertrude Bell, 1919 Paris Konferansı’na. ‘Mezopotamyada kendi kaderini tayin hakkı’ adlı çalışmayla; 1921 Kahire Konferansı’na ‘Mezopotamya’da Sivil Yönetim’ adlı çalışmasıyla katıldı. Irak’ın sınırları o toplantıda çizildi.

İngiltere, bölgede bir tampon devlet yaratılmasından yanaydı. Bell çalışmalarında kuzeyde Kürtler, ortada Sünni ve güneydeki Şiilerin tek bir devlet çatısı altında toplanmasının İngiliz çıkarına olduğunu belirtmiştir. Çünkü:

Bu topraklar inanılmaz bir petrol denizi üzerindedir.
‘Mezopotamya’, çatışma riski yüksek bir bölge olduğundan kuzeydeki Kürtlerin de desteğiyle Türkiye, İran ve Suriye arasında ‘tampon’ bölge gereklidir.
Bu nedenle 1920’lerde Irak’da bir ‘millet’ yaratma çalışmaları yapılmış ve Irak ‘devleti’, Türkiye işgal altındaki Anadolu’da Kurtuluş Savaşı verirken, dağılan Osmanlı topraklarından yırtılan, Musul, Bağdat ve Basra Eyaletlerinin üzerine inşa edilmiştir.

Bell ve patronları, Birinci Paylaşım savaşı sürecinde, Irak’da kukla bir devlet kurulması için Arap kabileleri Türklere karşı kullanmışlardır. Bunu gelişmiş bir istihbarat ağı yaratarak ve bölgede 10 yıl boyunca her kesimle yakın ilişkiler kurarak yapmışlardır. Bell ve Lawrence tarihe ‘Böl ve Yönet’ fikrini hayata geçiren ‘İngiliz kahramanlar’ olarak geçmişlerdir.

İngiltere ve ABD 100 yıl önce olduğu gibi bölgede güç kontrolü sağlamak derdindedir. Artık birleşik bir Irak fikrinde değiller. Kürt, Sünni ve Şii bölgelerinde ayrı birer kukla devlet kurma hayalleri var. Bunun için önce terör şirketlerinin eğittiği Sünni ve Şii Ölüm Mangalarını sahaya sürecekler. Petrol denizi üzerinde oturan Musul’u Barzani’ye verecekler.

Sonrasında Libya’da, Sudan’da ve Yemen’de yaptıkları gibi Irak’ı uzun ve kanlı bir savaşın içine sürükleyip nesi var nesi yoksa alacaklar. Yüzbinlerce kişiyi mülteci olarak komsu ülkelere sürükleyecek ve böylece mültecileri de STRATEJİK SİLAH olarak kullanmış olacaklar.

İlk paylaşım savaşında sayısı 50 olan devletler 2. Paylaşım savaşı sonrası 100’e çıkmıştı. Bugün dünyada 200 devlet var. Kissinger birkaç onyıl sonra dünyada 1000 devlet olabileceğini söylüyor. Binlerce küçük devletçik’den bahsediyor. Emperyalizm 3. Paylaşımda ‘Kukla Devletcik /Uluscuk kurma’ faaliyetine hız verecektir.

Musul İran ve Türkiye’den önceki son kan durağıdır. Washington canavarlarına karşı Türkiye bölge ülkeleriyle derhal masaya oturmalıdır. Yoksa vebali çok büyük olacaktır.

Banu AVAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir