İçeriğe geç

Zebani Kitap Alıntıları – Andrew Davidson

Andrew Davidson kitaplarından Zebani kitap alıntıları sizlerle…

Zebani Kitap Alıntıları

Kazalar insanı hiç beklenmediği bir anda bulur. tıpkı aşk gibi.
Eğer acıyı sevmezsen bile -mümkün olduğunca olumlu bir ses tonu takınmaya çalışmıştı- en azından onun öğrettiği dersleri seveceksin
Kişiye göre Cehennem fikri son derece yeni bir şey aslında. Bu Dante’nin İnferno’sunun artistik açıdan en büyük zaferlerinden biridir, çünkü İnferno ”da her günah­kâr kendi günahına uygun bir ceza almaktadır. Hayatları boyunca hırslarının peşinde sürüklenen Şehvet Düşkün­lerinin Ruhları, İnferno’da sonu gelmeyen bir hortumun içinde sürüklenmeye mahkûm edilmiştir. Gerçek hayatta mevkilerini kullanarak Tanrıya saygısızlık eden İki Yüzlü Din Adamlarının Ruhları alevler püskürten vaftiz kurna­larında baş aşağı sallanırlar. Dalkavukların Ruhları ise dünyada konuştukları pisliklerin karşılığı olarak ebedi­yen pisliğe gömülü kalacaktır. Sonunda, acaba-böyle bir şeye inanacak olursam tabii-benim cehennemim nasıl olurdu diye düşünmeden edememiştim. Sonsuza dek arabamın içinde yanmaya mı mahkûm olurdum acaba? Yoksa cehennemde, bir ameli­yat masasında sonsuza dek ölü hücrelerimin temizlenme işlemine mi maruz bırakılırdım? Yoksa sonunda gerçek­ten sevebileceğimi anladığım anda bunun için çok geç olduğunu mu fark edecektim?
Kazalar en beklenmedik zamanlarda ve tüm şiddetiyle bulur insanları.. tıpkı aşk gibi
Zor zamanlar, zor kararlar gerektirir.
Yirmisinde insan Tanrının verdiği yüzü taşır ama kırkında artık taşıdığı yüz kendi eseri sayılır.
Dünya sunduğu nimetlerle, yemeklerle ve diğer şeylerle insan bedenini şımartır.
Tarih boyunca savaşlar adamın birinin bir başka adamdan bir şeyler almaya çalışmasından ibaret olmuştur. Ve o şey aslında ikisine de ait değildir.
Yazdığın bir şeyi birine vermek demek bu şeyin artık sonsuza dek evrende bir yerlerde var olmaya devam edeceği, sürekli geri dönüp öç almak için hazırda bekleyeceği anlamına geliyordu.
Aşk korunması kollanması gereken narin bir şeydir.
‘kazalar en beklenmedik zamanlarda ve tüm şiddetiyle bulur insanları.. tıpkı aşk gibi ”
Herkesin geçmişi yalnızca hatırlamayı seçtikleri anılardan ibarettir.
Bu boktan dünyada hayatta kalabilmenin tek yolu daha başka daha güzel dünyalar hayal etmekti.
Ve sesi zamanın ötesine geçiyor, dünyanın bin bir dilinde dolaşıp bana geliyor ve o ses insanın kulağına aşkın en saf hali gibi geliyor..
Du bist min ich bin din; des solt du gewis din; du bist beslozzen in minem herzen, verlorn ist daz slüzzelin : du muost och immer darinne sin.

Sen benimsin, ben senin; bundan şüphen olmasın. Kalbimde kilitliydin, anahtarı kayıp; sonsuza dek orada hapis kalacaksın.

Bizi biz yapan taşıdığımız yara izleri değil midir ?
Herkesin geçmişi yalnızca hatırlamayı seçtikleri anılardan ibarettir.
Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir.Bu bilimsel bir deney veya herhangi bir kuram içinde geçerlidir.Mesela bir proton normalde bize sadece yükü ve kütlesi hakkında bilgi verir.Ama herhangi bir hızlandırıcıda çarpıştırılıp parçalara ayrılan bir proton ,bize bu yükü veya kütleyi nasıl kazandığı hakkında daha detaylı bilgi verir.Yada nöroloji için konuşucak olursak sağlam bir insan beyni bize içindeki hangi kısmın ne işe yaradığı konusunda pek az bilgi verir.Ama nezaman ki bu beynin bir kısmı hasar görür ve bu hasar sonucu kişi bazı duyuşsal yeteneklerini kaybeder.İşte o zaman beynin yapısına dair daha detaylı bilgiye sahip oluruz.Yada biyoloji içinde durum farklı değildir.Mesela tasarımlarında belli hatalara sahip canlılar görmemiz onların varoluşlarını oluşturan mekanizmalar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamıza yararlar.Aynısı bilimsel kuramlar içinde geçerlidir.Mesela eski insanlar ısıyı,maddenin hareketi olarak değilde maddeden dışarı çıkan birşey olarak düşünüyorlardı.Ve sonra birgün kalayı ısıttıklarında yanan kalay, metal kirecine dönüşüyordu.Ama ilginç bir şekilde yanmadan önceki halinden daha ağır oluyordu.Ve o dönemin bilim insanları bu nasıl olabilir diye düşündüler.Eğer ısı maddenin yanınca dışarıya attığı bir fazlalıksa o zaman bu maddenin yanınca daha hafif olması lazım.Yani bu tarz deneysel bir çatlak o dönemin bilim insanlarına sahip oldukları ısı kuramının yanlışlığı hakkında daha detaylı bilgi verdi.Sosyoloji içinde durum pek farklı değildir.Mesela bir sistemin kendi içindeki çatlakları o sistemin işleyişi hakkında daha detaylı bilgi verir.Aynı bunun gibi insan ilişkilerinde de durum benzerdir.Mesela nezaman ki bir ilişki bozulur ozaman insanlar sahip oldukları gerçek kişilikler hakkında daha detaylı bilgi verirler.Yada konuya dair son bir örnek verecek olursak: Psikolojideki anormal insanlar olmasaydı bugün normal insanın psikolojisinin işleyişi hakkında bukadar detaylı bilgiye sahip olmazdık.Yani demem o ki örnekleri çoğaltmak mümkündür ama bu konunun ana fikrinin önemini arttırmayacaktır.Bu yüzden yazının başında dediğim şeyi tekrarlamakta fayda var:Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir!
Bütün hayatım boyunca seni beklemişim, Marianne ve sen gelene kadar bunun farkında bile değilmişim. O kaza hayatta başıma gelen en güzel şeymiş, çünkü seni bana getirdi. Ölmek istiyordum ama içimi öyle bir sevgiyle doldurdun ki o korkunç düşünceleri silip aldın içimden ve benim de seni sevmekten başka çarem yoktu. Seni sevdiğimin bile farkında değildim ve şimdi seni sevmediğim bir an bile düşünemiyorum. Bugünden sonra kalbim yalnızca senin için çarpacak ve son nefesimi verdiğim zaman o nefes senin ismini taşıyacak. Biliyorum son sözüm senin ismin olacak -Marianne- ve o anda dolu dolu, mutlu bir hayat yaşadığımı biliyor olacağım ve aşkımız sonsuza dek yaşayacak
Zor zamanlar zor kararlar gerektirir.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Ayrılık suyu insanı arındıracaktır.
Cehennem bir seçim meselesidir.
Bazen aşk ölümün bile ötesine geçer
Sanki en derinlerdeki sırlarıma kadar beni öpmüştü
Bu dünyada aşkı ve sevgiyi tanımlayabileceğini söyleyen bir adam ne aşktan ne de sevgiden hiçbir şey anlamamış demektir.
Benim kıyılarıma bir ok getirmeye cesaret eden bu adam kim böyle ?
Bu yaratıkların burada olması bir tesadüf değil. Cehennem bir seçimdir, çünkü insan istediği müddetçe kurtuluşu seçebilir. Bu hak herkese verilmiştir. Bu lanetli ruhlar bile bile kalplerini soğuttukları için buradalar.
Hastalanırsam Tanrı beni tekrar hatırladığı için sevinçten ağlayabilirim.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
İnsanlar ölümden kâr ediyorlardı.
Gerçek olduğunu bildiğimiz, gerçekliğinden emin olduğumuz aşkımızı doğrulayacak ve tasdik etmemizi sağlayacak hiçbir törene inanmıyordum
Herhangi bir kanıt olmaması bir şeyin olmadığının kanıtı değildir
Bir tek Tanrının ölüm ve yaşam üzerinde yetkisi vardır
Kucağımda bir kitap, başın omzumdayken hayatta başka hiçbir şey istemiyordum
Zenginlerle ilgili değişmeyen bir şey daha varsa o da fakirlerin mutlaka bir fiyatı olduğunu düşünmeleridir.
Dünyada değişmeyen bir tek şey varsa o da şudur:
Zenginler başkalarında olmayan şeyleri edinip bununla hava atmaya bayılırlar.
Dünya sunduğu nimetlerle, yemeklerle ve diğer şeylerle insan bedenini şımartır. Etine kemiğine giden şey ruhun en azılı düşmanıdır. Perhiz ruhun bedenle ezeli savaşında, ruhun hanesine yazılan bir artı olacaktır.
Geleceğe umutla bakmak insana lütfedilen en büyük armağanlardan biridir.
Ve sabah güneşini beklemekten başka çaremiz yoktu. Belki, belki de, biraz olsun bizi ısıtacak olan sabah güneşini.
Kibir hem insanı harekete geçiren bir şeydir hem de sonsuza dek hatırlanacak olma isteği en dikkatli insanı bile baştan çıkarıp düşüncesizce davranmaya sevk edebilir
– Saru mo ki kara ochiru (Maymunlar bile birgün ağaçtan düşerler)
– yani
-en iyiler bile bazen hata yaparlar.
İnsan başından geçen talihsiz olaylarla barışmadığı sürece tam hissedemez kendini
İnsanın acı çektiği yerlere dönmesi iyidir
Yalnızca aşk için evlenebilirim. Bir tek aşk için
Sen benimsin, ben senin ; bundan şüphen olmasın. Kalbimde kilitlisin anahtarı kayıp, sonsuza dek orada hapis kalacaksın.
Aşk sadık bir köpek değildir çünkü aşk korunması kollanması gereken narin bir şeydir.
Kırılmaz, yıpranmaz, zorlukların karşısında dayanıklı bir şey değildir. Aşk birkaç tane acı sözle, birkaç düşüncesiz davranışla yerle bir olabilir. Aşk sadık bir köpek filan değildir..
Kalbim büyüyordu ama aşktan değil, çektiğim zorluklardan
‘Bizi biz yapan taşıdığımız yara izleri değil midir?’
‘O anda şunu anlamıştım ki eğer bir yere varmayacaksanız ne kadar hızlı hareket ettiğinizin hiçbir anlamı yok.’
‘Her şeyi inceden inceye düşündükten sonra bir anda, uyanış denilen şeyin tam tersi olacak biçimde, bütün kontrolümü bir anda kaybetmiştim; düşüncelerim bir anlık bir aydınlanmayla birleşeceği yerde bir anda yangından kaçar gibi aklımın merkezinden kaçmaya başlamışlardı.’
‘ Ve bu konu aralarında sabahı olmayan bir gece gibi asılı kalmıştı.’
‘Geleceğe umutla bakmak insana lütfedilen en büyük armağanlardan biri gerçekten.’
‘Yazdıklarımı saklıyordum, kendimi de sakladığım bu yazıların içine gizliyordum-yalnızca içinde bulunduğu dünyayla başa çıkamayan bir adam saklanacağı başka dünyalar yaratır.’
İnsanı acıtan şey sevgisini çoğaltacaktır
En faydalı ilaç gülümsemektir
‘Bir seçim yapmak zorundasınız. Kendinizi insanların sizi gördükleri şekliyle mi tanımlayacaksınız yoksa özünüzdeki, ruhunuzdaki benliğinizle mi?’
‘ Öyleyse neden ben? Bir süre susmuştu. Hiçbir sebebi yok. Sadece sonuçları hayat boyu peşinizi bırakmayacak bir anlık bir şanssızlık. ‘
‘Eğer Cehennemden geçecekseniz arkanıza bakmadan devam edin.’
‘Uğrunda ölmeyi göze alabilecek kadar sevdiğim biri olduğunu düşündüm; ben ki kendim için yaşamayı bile göze alamıyordum.’
‘Alevler yeterince sıcak olduktan sonra yanıp küle dönmeyecek şey yoktur. Ve Dünya koca bir cadı kazanından başka bir şey değildir.’
‘Ben tüm acılara imreniyorum. Çünkü ruh güzelliği için acı çekmek gerekir.’
‘Çok gelmeden yettiğini anlayamazsın.’
‘ Bu his – daha doğrusu bu hissizlik- insanın başını döndürüyordu. Artık bedenimin nerede başlayıp nerede bittiğini kestiremiyordum.’
‘Bu boktan dünyada hayatta kalabilmenin tek yolu daha başka daha güzel dünyalar hayal etmekti. Bu nedenle ben de elime geçen her şeyi okumaya başlamıştım.’
‘Kazalar en beklenmedik zamanlarda hem de tüm şiddetiyle buluverir insanı. Tıpkı aşk gibi.’
Kazalar en beklenmedik zamanlarda hem de tüm şiddetiyle buluverir insanı. Tıpkı aşk gibi.
eğer acıyı sevmezsen bile en azından onun öğrettiği dersleri seveceksin
kibir hem insanı harekete geçiren bir şeydir hem de son derece sinsi bir güdüdür
eğer bu konuda kalbinin sesini dinlemezsen ömrünün sonuna kadar bundan dolayı pişmanlık duyacağına inanıyorum
yalnızca içinde bulunduğu dünyayla başa çıkamayan bir adam saklanacağı başka dünyalar yaratır
dünya senin deneyimlerinden ibaret değil
eğer cehennemden geçeceksiniz arkanıza bakmadan devam edin
kısacası benim için söylenebilecek bir tek şey varsa o da insanlardan genel olarak nefret ettiğimdir
insanı acıtan şey sevgisini çoğaltacaktır
ve dünya koca bir cadı kazanından başka hiçbir şey değildir
güzel şeyler oluyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir