İçeriğe geç

Zamanın Kıymeti-Pratik Baskı Kitap Alıntıları – Abdulfettah Ebu Gudde

Abdulfettah Ebu Gudde kitaplarından Zamanın Kıymeti-Pratik Baskı kitap alıntıları sizlerle…

Zamanın Kıymeti-Pratik Baskı Kitap Alıntıları

Ah, keşke çekerek,
Ardından vah ederek,
Şöyle yapsaydım diyerek,
Geçen günlere varamam.
Biz zamanımızı asla zayi etmezdik. Hatta misafirimiz olduğunda, Çok zaman kaybetmeyelim diyerek yemek hazırlamak yerine hurma, ceviz ve fıstık ikram ederdik.
Ömrüm azalırken şayet artış yoksa ilmimde,
O takdirde benle hayvan eşit, fark yok ikimizde.
Hz. Ali’ye (ra) nispet edilen Dîvân’da şöyle geçmektedir:

Senin hayatın sayılı nefeslerden ibarettir,
Her nefesle ömründen bir cüz gitmektedir.
Her sabah eksiliyorsun, her akşam da öyle,
Ancak eksilmeyi hissedecek akıl yok sende

İnsan nefes aldıkça eksilmektedir.
Güneşi yerinde tut, seninle konuşayım
Üzerine güneşin battığı, ömrümün eksildiği, ancak amelimin artmadığı bir güne duyduğum pişmanlık kadar başka bir şeye pişmanlık duymadım.

(Boş gördüğüm insana kızıyorum)

Abdullah ibn Mes’ud(ra)

Vallahi, ömrün seni annenin doğurduğu zamandan başlamaz. Tam tersine, Allah Teâlâ’yı tanıyıp bildiğin zamandan başlar.

Ataullah İskenderi

Ömrünün geri kalanını ıslah edersen geçmiş dönemin de affedilir.

Ahmed ibn Âsım el-Antaki

Geçen vakitle meşgul olmak ikinci bir vakti zayi etmektir.
Geçmiş ve gelecek vakitlerle meşgul olanın vakti faydasız şekilde geçip gider.
Nefeslerini Allah’a taat dışında harcama. Nefesin küçük oluşuna değil miktarına, Allah’ın kula bu nefes içinde neyi vermiş olduğuna bak. Evet, nefesler birer cevherdir. Sen hiç çevheri çöpe atan birini gördün mü? Dışarı verdiğin her nefeste, Allah’ın sende icra ettiği bir kaderi vardır.

Ataullah İskenderi

İsa (as) buyurmuş ki:
Geceler ve gündüzler hazine sandıklarıdır. Bunlara ne koyduğunuzda bir bakın.
Lokman hekim’de oğluna şu nasihati yapmış:
Yavrum! Kendilerine vaat edilen şey (ölüm ve ahiret) insanlara nasıl da uzak geliyor, ancak vaat edildikleri şeye doğru süratli şekilde gitmektedirler.
Sakın kalbini düşüncesiz bırakma, çocuğunun terbiyesini ihmal etme, hizmetçinin maslahatını her zaman gözet. Çünkü boşta kalan kalp kötülük peşinde koşar. Boş el günahlara sürükler.
Allah Teala zaman olan asr’a yemin etmiştir. Çünkü zamanda acayiplikler vardır. Şöyle ki mutluluk ve üzüntü, sıhhat ve hastalık, zenginlik ve fakirlik zaman içinde olur. Ayrıca ömre denk ve onunla aynı kıymette olan bir şey de yoktur
Güzel örneklik büyük insanlar yetiştirir.
Resulullah (sas) buyuruyor ki:
Allah katında en sevgili amel yani Allah katında sevabı en fazla olan ibadet vaktin evvelinde kılınan namazdır.
Bu hadis namazı vaktin başında kılmaya acele etmenin fazileti ifade etmektedir. Gerçekten de mümin her zaman en faziletli olanı yapmaya davet edilmiştir. Böylece vaktin başlangıcında yerine getirme alışkanlığı onun tabiatı ve karakteri olur.
Çocuğunu (nutfeni) nasıl bir köke koyduğuna (eşinin saliha olmasına) dikkat et. Çünkü damar soya çeker.

Tahrîcu’l ihya (nikahın edepleri)

İmam Şafiî ne güzel demiştir: Erdemli kişi bir anlık muhabbetin dahi hatırını sayandır. Kendisine bir kelime ile de olsa faydalı olanın emeğini ikrar edendir.
Fazilet sahibi insanlara yakışan insaflı olmak, hakikatleri görünce itirafa yönelmektir.
Geceleri boş yere geçip gidiyor,
Uyumayıp apaçık bakan gözler,
Göklerdeki yıldızlara benziyor.
İlim, kendisiyle iştigal eden insana hemen faydalar sağlamasa bile; vaktin kendisiyle ölüp gittiği boş şeylerden alakayı kesip atması bile yeterlidir.
Davete bile yanlarında kitapla giderlerdi .
Alimlerden birine, ‘Edebi yazılarından ve kitaplarından aldığın mutluluk ne noktaya ulaşmıştır?’ diye sorulunca şu cevabı vermiş: ‘Yalnız kaldığımda hazzımdır. Üzüldüğümde tesellimdir. Şayet bostandaki çiçekler ile bahçelerin ışıltısı gözleri cilalandırır, güzellikleriyle seyredilen anları hoş geçirtirler dersen sana şunu derim: Kitap bostanı aklı cilalar, zihni biler, kalbi diriltir, yeteneği güçlendirir, insan tabiatına yardımcı olur, aklın ürünlerini dışarı çıkarır, kalplerde ki defineyi uyandırır, yalnızken keyif verir, tek başınayken yaren olur, içindeki nüktelerle güldürür, ilginç haberleriyle mutlu eder, fayda verir ama faydalanmaz, verir ama almaz, lezzeti kalbine kadar iner, bütün bunlar olurken sende bıkkınlık peyda olmaz, bir zorluk söz konusu olmaz.
İnsanoğlunun zihnin en durgun olduğu zaman Seher vaktidir
Alimler nezdinde zaman çok değerli ve kıymetli olduğundan dolayı yazıyı güzelleştirmeye ve iyi yazmaya az önem verilirdi
Oku tefekkür et,tefekkür et oku.
Gayretli olmak gerekir, çünkü ömür kısadır, ilim ise bitmez tükenmez bir deryadır.
Hayatım sayılı nefeslerden ibarettir.
“Dünya üç gündür: Dün içindekilerle beraber geçip gitti. Yarına gelince, muhtemelen sen ona yetişemeyeceksin. İşte bugün senin gününde, onu değerlendir.”
|Hasan Basrî’ den.
Rabbimiz ne de güzel buyurmuş;
Eğer Allah’ın bunca nimetini teker teker saymağa kalksanız bitiremezsiniz. Gerçekten insan çok zalim ve çok nankördür.
Allah Teâla’nın en sevdiği amel vaktinde kılınan namazdır.
Üç şey geri gelmez : Ağızdan çıkan söz, atılan ok , geçen zaman.
Boş konuşanların sohbetinden Allah’a sığınırım.
Dindarlık sadece Ramazan ayına ve muayyen günlere mahsus değildir;ömürlük bir takva hayatıdır.
“İki nimet vardır. İnsanların çoğu bunları değerlendirmede aldanmıştır:
Sıhhat ve boş vakit.”
Yalnız kaldığında kitap okuyarak yalnızlığını gider.
Sevdiğin insanlara karşı zaman hususunda cimrilik yapma , özellikle de seni sevenlere karşı.
Bugün Allah için ne yaptın?
Hiç şüphe yok ki Allah bir işi murat ettiği zaman , onun olmasını sağlayacak sebeplerin de yaratır.
Halbuki ölüm, insanı her an pusuda beklemektedir.
Âlimin kitabı ebedi çocuğudur.
Ayıp bizdedir amma zamanımızı ayıplarız!
Vakit kılıç gibidir , sen onu kesmezsen o seni keser .Nefsini hak ile meşgul etmezsen o seni batıl ile meşgul eder.
Gece ve gündüzde bulunan O’ndur. O işitendir, bilendir.
(En’âm 13)
Beraber yaşayadurduğumuz insanların yaşam biçimlerinden Allah’a sığınırım.
Her an gönlün Allah ile olsun.
“Gecede ve gündüzde bulunan O’nundur. O işitendir, bilendir.
| En’âm, 13.
Neredeyse cahillikten dolayı üzülen insanlar yok gibi..!
İnsandaki zaman duygusu fıtri bir duygudur ve her varlığın içinde bir zaman sistemi vardır.
Devamlı yalnız yaşardı.
Kendisine dost olarak takvayı edinmişti.
Zorluk çektiğin kadar temenni ettiğin şeye ulaşırsın.
Âlimlerden birine, ‘Edebî yazılarından ve kitaplarından aldığın mutluluk ne noktaya ulaşmıştır?’ diye sorulunca şu cevabı vermiş: ‘Yalnız kaldığımda hazzımdır. Üzüldüğümde tesellimdir. Şayet bostandaki çiçekler ile bahçelerin ışıltısı gözleri cilalandırır, güzellikleriyle seyredilen anları hoş geçirtirler dersen sana şunu derim: Kitap bostanı aklı cilalar, zihni biler, kalbi diriltir, yeteneği güçlendirir, insan tabiatına yardımcı olur, aklın ürünlerini dışarı çıkarır, kalplerde ki defineyi uyandırır, yalnızken keyif verir, tek başınayken yaren olur, içindeki nüktelerle güldürür, ilginç haberleriyle mutlu eder, fayda verir ama faydalanmaz, verir ama almaz, lezzeti kalbine kadar iner, bütün bunlar olurken sende bıkkınlık peyda olmaz, bir zorluk söz konusu olmaz.
Abbas İbn Hasan (Allah ona rahmet etsin) şöyle demektedir: Bilesin ki senin düşüncen her şeyi ihata edemez. Bu sebeple mühim olanları bir tarafa ayır. Ayrıca herkesle ilgilenemezsin, ilgi ve teveccühünü hakikat ehli insanlara tahsis et. Keza cömertliğin de herkese şamil olamaz. Onu da fazilet sahibi insanlara sakla..
Görmediğim bir kitaba rastladığımda sanki bir hazine bulmuş gibi olurum.
‘Yarın’ beceriksiz olanların günüdür.
“Zaman ya Berekettir ya da Felaket”
Vakit Hayatın Kendisidir.
Yılgınlık maskeli bir tembelliktir.
Tabiin zahidlerinden Amir ibn Abdikays’ tan rivayet edilmistir.Bir adam kendisine , Benimle konuşurmusun? diye sorar . O da ona şöyle cevap verir : Güneşi yerinde tut ,seninle konuşayım. Yani demek istiyor ki güneşi benim için biraz durdur , dönmesini engelle ;ben de
seninle konuşayım .Çünkü zaman hızlı bir şekilde geçip gidiyor ,geçip gittikten sonra ise bir daha geri dönmez .Gidişine çok pişmanlık duyulsa bile yerine bir şey koymak veya yeniden elde etmek mümkün değildir .Ayrıca her vaktin içinde yapılabilecek bir amel vardır .
Gerçekten insan çok zalim ve çok nankördür.

(İbrâhîm,34)

Allah’ım!
Ömürlerimiz ve vakitlerimizden istifade etmeye müyesser kıl. Bizleri razı olduğun amellerle iştigal edenlerden eyle. Tüm işlerimizde fuzuli şeylerden bizleri muhafaza eyle.
sadece koşuşturma ve telaştan ibaret bir hayat
İlim, kendisiyle iştigal eden insana hemen faydalar sağlamasa bile; vaktin kendisiyle ölüp gittiği boş şeylerden alakayı kesip atması bile yeterlidir. Allah Teâlâ’dan bizleri sırat-ı müstakimden ayırmamasını dilerim. O bana yeter, O ne güzel vekildir.
Zorluk çektiğin kadar temenni ettiğini şeye ulaşırsın.
Unutmak ve müzakereyi terk etmek,ilmi alıp götürür.
Gevşeklik,eksik yapmaya götürür. Tatil,çalışmayı unutturur.
Dünyadan geçen zaman artık bir hülyadır. Geri kalan da bir emeldir.
İşleri,boş olacak vakitlere ertelemen nefsin keyif aldığı hususlardandır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir