İçeriğe geç

Zamane Platon Kitap Alıntıları – Mark Vernon

Mark Vernon kitaplarından Zamane Platon kitap alıntıları sizlerle…

Zamane Platon Kitap Alıntıları

Ölüm üzerinde düşünmek hayata, buraya ve şimdiye yönlendirir. Bundan sonrasını kim bilebilir?
Düşünme hakkınızı koruyun, yanlış düşünüyor olsanız bile bu hiç düşünmemenizden daha iyidir.
Netice; özgür iradenin bir yanılgı olduğudur. Günümüzde seçkin filozoflar ve bilim adamları, beynimizin bu şeylere bizim yerimize karar verdiği ve özgür iradenin kendisinin artık öldüğünü, kayıtlarla birlikte açıklamaktadır. Insanlık için daha az özgürlük vardır.
Şimdiyi iyi ayarla ve yoluna devam et, çok gül ve hiç-bir şeyi ciddiye alma.
Ne zaman ki duymayı beklediğimiz şey yerine başka bir şey duyarız, burada kendi hayal kırıklığına uğramış beklentimiz bizi güldürür.
Karışıklık ve sıkıntı hakkında çok endişelenmek değildir. Bilgelik bunun farkına varmak ve sadece tutarlı olmak adına değiştiğini inkar edecek kadar cahil olmaktır.
Eğer beni seveceksen, bu aklım için olmalı. Sana çok az haz vaat edebilirim, yine de benim basit yaşamıma katılabilirsin.
Çizgiler aşılamaz ve hiç-bir zaman değiştirilemez olmalarına rağmen elbette her zaman değişirler.
Bazı insanlar özgür olmak için değil, daha mantıklı insanlar tarafından yönetilmek için yaratılmıştır.
İnsan bir yana bırakabildiği şeylerin sayısıyla orantılı olarak zengindir.
Hayatı uçlarda yaşayan kişi çabucak kendini beğenmiş damgası yer.
Akıntının kendinizde başladığının farkında olmak, mesela hislerinizin tabiatını ve onların sizi nasıl dağitabilecegini anlamak.
Her séy başka bir şey için vardır..
Yani zamanın doğasını hesaba katarsanız ve onu sınırlı an dizileri olarak görürseniz, zaten, ne kadar uzun yaşadığınıza bağlı olmaksızın, mutluluğun da sınırlı olduğunu takdir edeceksiniz.
Net sonuç; ilginiz arttıkça kaygınız erir.
Kendi içinde hiç-bir şeyin bundan daha fazlası yok.
Bize insan olduğumuzdan dolayı insan gibi düşünmeyi ve ölümlü olduğumuzdan dolayı da ölümlüymüş gibi düşünmeyi tavsiye edenlere kulak asmamalıyız. Çünkü mümkün olduğunca ölümsüz olmalıyız ve içimizdeki en iyi şeye göre yaşam yönünde her şeyi yapmalıyız.
Dünya gezegeni üzerinde nasıl yapayalnız bir balarısı ya da tek başına bir karınca göremezsiniz, tamamen yalnız bir insanda göremezsiniz. Biz de, onlar gibi, toplum için doğmuşuz ve insan, hayatta kendini yalıtılmış ve sevilmeyen biri olarak hissettiği anlarda da, yeni bağlar kurma ve kendine yeni arkadaşlar edinmenin doğal arzusuna kapılacaktır.
Aşk kendini en çok fedakarlık yapma cesaretinde gösterir.
Hey insanlar, nereye kayboldunuz?
Başkasını aşırı kibirli olmakla itham etmek kendi kibrinin mutlak göstergesidir.
Eğer okumak yeterli olsaydı, dünyadaki alimlerin sayısıyla doğru orantılı olurdu. Ancak görünen o ki öyle değil.
Zihinler buluştuğunda, yalnızca gerçeklerin alışverişini yapmazlar; gerçekleri dönüştürürler de, ona şekil verirler, onlardan farklı sonuçlar çıkarırlar.
Yaşamın niteliği, bir tartışmadan aldığınız keyifle doğru orantılıdır. Ciddi bir sohbet, onun için yaşama sanatının esas eylemiydi.
Zeus, her kimsen, yeryüzünü ayakta tutan, yeryüzünün yukarısında tahtı olan, ya insan aklı ya da doğa kanunu, gizemli ve bilinmeyen.
Sınırsız bir hiçliğin içinde gezinip duruyoruz. Hayat gittikçe daha soğuk geliyor.
Yoksa biz yalnızca bencil genlerin birer oyuncağı mıyız?
İnsanlar anlam arayan yaratıklardır.
Eğer bir şeyin değeri kullanıldığında anlaşılıyorsa, felsefenin değeri de yaşamaktı.
Eğer iyiyi tanıyamıyorsan, en azından kötüden kaçın.
Ne yapmanız gerektiğini sorun ve en fazla hazzı sağlayam seçeneği tercih edin.
Hayattaki az doğal ve gerekli ihtiyaca odaklanın ve böylece göreceksiniz ki çok daha kolay yaşıyorsunuz.
Az çoktur!
İnsanlar mutlu olmak istediklerini söylediklerinde, şu anda mutlu olmak istediklerinden bahsetmiyorlar; gelecekte de süresiz olarak mutlu olmayı istiyorlar. Ama bu uzunlamasına süregiden umudun garantisi oldukça zordur ve bunun sebebi sadece er ya da geç ölecek olmamız değil. Ve bu aynı zamanda başka bir şeye de yol açıyor, bir önsezi hissine ki bu his mutsuzluğun ya da en azından daha az mutluluğun sebebi olabilir.
Kuşkuyu nasıl askıya alacaklarını, bilmeyerek mutlu olmayı, negatif kapasiteyi besleme
İnsanın da hayatı, dalda yapraklar gibi.
Hayat sanatı, sanatın hayatı taklit ettiğinden çok daha fazla taklit eder.
Bize insan olduğumuzdan dolayı insan gibi düşünmeyi ve ölümlü olduğumuzdan dolayı da ölümlüymüşüz gibi düşünmeyi tavsiye edenlere kulak asmamalıyız. Çünkü mümkün olduğunca ölümsüz olmalıyız ve içimizdeki en iyi şeye göre yaşam yönünde her şeyi yapmalıyız.
İlişkide olmamak ölüm hissi yaratır.
İnsanların “politik hayvanlar” olduğunu düşünüyordu. Topluluklar halinde yaşamak bizim doğamızda var. Ya da şöyle söylemeli, yaşamak için topluluk halinde olmak zorundayız.
Sade bir şekilde ve yalnızca mesajınız, ürününüz ya da her şeyden öte kendiniz üzerine çalışın.
Şöhret hayat getirmez. Güneş hayat getirir ve o herkesindir.
Dünya’daki en güzel şey ne?
-Konuşma özgürlüğü
Bizim yaşamsal sorunumuz bir tür enerji dönüşümü
Eğer okumak yeterli olsaydı, dünyadaki alimlerin sayısı, dünya üzerindeki kitapların sayısıyla doğru orantılı olurdu.
Kimileri bir sürü at diyor, kimileri bir piyade ordusu, ve kimileri bir gemi topluluğu diyor kara toprağın en üstündeki en güzel şeye. Bense diyorum ki, neyi seviyorsan o.
Çift sayıların dişi, yuvarlak ve sıcak; tek sayılarınsa erkek, köşeli ve anormal olduğunun düşünülebileceğine inanıyordu.
İnsanlar anlam arayan yaratıklardır. İnsanlara, eşyalara ve mekanlara tıpkı dükkanlarındaki her ürünün fiyatını bilen bir esnaf gibi değer biçeriz. Mana yaşamın merkezindedir. O olmadan insan hayvanı ölür.
Eğer ailede üniversiteye gidecek olan ilk bireyseniz, ciddi bir riskle karşılaşırsınız;eğitiminizi alır, gittiğiniz yerden geri döndüğünüzde, evinizin size ve sizin de evinize yabancılaştığınızı görürsünüz. Bu yüzden, bundan sonra üniversite kasabanızla evinizin olduğu kasaba arasındaki bir tarafsız bölgede yaşamak zorunda kalabilirsiniz.
Kimisi şöhrete hevesli, ne kadar fena kazanılmış olursa olsun;
Kimileri hayatta hiç ilkesi olmadan para kazanmaya programlı;
Ve kimileriyse defalarca sersemce şeyler yapıyorlar
Ve süpürüp gidiyorlar, gerçekten hevesle istedikleri her şeyi yıkıyorlar.
Merak insanı heyecanlandıran bir erdemdir.
Düşünme hakkınızı koruyun, yanlış düşünüyor olsanız bile bu hiç düşünmemenizden daha iyidir.
Nefret edilen iyi şey, sağlığın annesi, zevklere karşı bir engel, endişesiz hayatın bir yolu, reddetmeyi zorlaştıran bir mülk, buluşmaların öğretmeni, bilgeliğin bulucusu, kimsenin özenmediği bir iş, değerlendirilmemiş varlık, vergiye tabi olmayan ticaret, nakit olmayan kar, muhbirin musallat olmadığı bir mülk, aşikar olmayan iyi talihi kaygıdan arınmış iyi talih.
Sonsuz uyku, vücudun ayrışması, üzüntünün arzusu, ruhun firari, zenginin korkusu, fakirin arzusu, uzuvların durgunlașması, hayattan uçmak ve hayatın kaybı, uykunun babası, önceden ayarlanmış gerçek bir randevu, her şeyin sonu.
Sayısız ırmak, göklerden düşen engin yağmur ve geniş hacimli mineral kaynakları denizin tadını değiştiremez, bu yüzden zorluğun saldırıları da cesur bir adamın ruhunu zayıflatamaz.
-Hayatın anlamı nedir?..
– Şimdiyi iyi ayarla ve yoluna devam et, çok gül ve hiçbir şeyi ciddiye alma.
Bir dilenci gerçekçi bir biçimde bakıldığında, özünde hayatını kazanan diğer işadamları gibi bir işadamıdır. O, çoğu modern insan gibi onurunu satmamıştır; o yalnızca zenginleşmesi imkansız olan bir iş seçmiştir kendine.
Gerçekten yapmak istediğiniz şeyi size sağlayacak yeterli parayı kazandığınızda, ihtiyacınız olduğundan daha fazla çalışmayın. Neden? Yani, evet, para için para sizi onun bir kölesi haline getirir. Dahası para içimizdeki en büyük içgüdüyü cezbeder; güvende olma arzusunu, sahip olma içgüdüsünü, üstün olma hissini. Ancak bunlar içimizdeki en iyi içgüdüler değil. En iyi içgüdülerimiz, filozofların daha iyi bir hayat için aradıklarıdır.
Gerçekten sadeliği bulabilmek için doğaya dönmeniz gerekir. Ve doğanın sağladığı kıyafetten, yani çıplaklıktan daha doğal ne olabilir?
İnsan, bir yana bırakabildiği şeylerin sayısıyla orantılı olarak zengindir.
Bir dilenci olmak eğitimsiz olmaktan iyidir; biri paraya ihtiyaç duyar, diğeri insanlaștırılmaya.
Görelilik, hiçbir şeyin doğru olmadığı inancıdır. Gerçi elbette eğer hiçbir şey doğru değilse o halde göreliliğin kendisi de doğru değildir. O halde bir doktrin olarak görelilik, ağzını açtığı anda kendi kuyruğunu yemeye başlar.
Hiçbir şey gerçekten var olmaz, ama insan yaşamı düzenle zapt edilir.
Hayat sanatı, sanatın hayatı taklit ettiğinden çok daha fazla taklit eder.
Sevdiğiniz şey, kendinizi verdiğiniz şeydir, ama buna rağmen sevdiğiniz şey kaybetmekten en çok korktuğunuz şeydir de.
Zaman bronzu bile yaşlandırır: ama senin şanının sonsuzluğu Dyojen, asla yok olmayacak. Çünkü sen ölümlülere kendine yetmeyi ve yaşamın en kolay yolunu öğrettin.
Hey insanlar; nereye kayboldunuz? Hey, perişan haldekiler, ne yapıyorsunuz? Körler gibi oradan oraya salınıp duruyorsunuz. Asıl yoldan saptınız ve başka bir yola gidiyorsunuz. Huzur ve mutluluğu yanlış yerde arıyorsunuz. Orada değil ve birisi size gösterdiği zaman da inanmıyorsunuz. Onu neden dışarıda arıyorsunuz? O, bedende değil.
Platon, iyi yaşanmış hayatların tartışmanın keyfinde bulunabileceğine inanıyordu.
Bir diyalog sizi bilgilendirebilir. Ancak, tutkunuzla güçlenen, başkalarıyla yapılan hakiki bir sohbet, sizi bir filozofa dönüştürebilir.
Eğer okumak yeterli olsaydı, dünyadaki alimlerin sayısı, dünya üzerindeki kitapların sayısıyla doğru orantılı olurdu. Ancak görünen o ki öyle değil.
Platonik eğitim, somutlașmamis bir faaliyet olmadan hiçbir şeydi.
Fikirler her zaman duygularda saklıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir