İçeriğe geç

Zaman Maşını Kitap Alıntıları – H. G. Wells

H. G. Wells kitaplarından Zaman Maşını kitap alıntıları sizlerle…

Zaman Maşını Kitap Alıntıları

“Geleceğin bu insanları hem aynı giysilere bürünmüşlerdi, hem de günümüzde cinsiyetleri birbirinden ayıran cilt dokusu ve davranış biçimi farklılıklarının hepsinden yoksundular, hepsi birbirinin aynıydı.”
Değişimin olmadığı ve değişime ihtiyaç duyulmadığı yerde zeka yoktur.
Alışkanlık ve içgüdü işe yaramaz hale gelmedikçe, doğa zekâya hiçbir zaman başvurmaz. Değişimin ve değişim gereksiniminin olmadığı yerde zekâ da olmaz
Güç gereksinimden doğar; güvenlik güçsüzlüğü önemli kılar.
Yabancı bir dünyanın ortasında çırılçıplak hissediyorum kendimi.
İnsanoğlu zekasını kendi elleriyle öldürmüştü.
Hayatın bir rüya olduğunu ve kimi zaman zavallı ama değerli bir rüya olduğunu söylerler.
Değişimin olmadığı ve değişime ihtiyaç duyulmayan yerde zekâ yoktur.
Zihinsel çok yönlülüğün değişimin,tehlikenin ve dertlerin telafisi olduğu gerçeği gözden kaçırdığımız bir doğa kanunudur.
Belki de şefkatinin çok insancıl olması nedeniyle bana olduğundan daha insanmış gibi geliyordu.
böylece en sonunda,yerin üst kısmında zevk, rahatlık ve güzellik peşinde olan zenginler;yerin altındaysa sürekli olarak emek koşullarına alışmaya çalışan işçiler yani yoksullar kalacak.
Bir problemin üzerinde saatlerce çalışabilirim ama yirmi dört saat boyunca hareketsiz beklemek Bu bambaşka bir şeydir.
Güç ihtiyaçtan doğar; güvenlik ise güçsüzlüğe sebep olur.
İnsanoğluna neler olmuştu? Ya zalimlik ortak bir tutku hâline gelmişse? Ya ırkımız insanlığını yitirip insanlık dışı, sevimsiz ve baskıcı bir güç hâline gelmişse?
Uzayın bütün yönlerinde hareket edebilirsiniz ama zamanda hareket edemezsiniz.’
Bana huzur vermesi için yanımda taşıdığım iki beyaz çiçek var; artık buruş buruş oldular, kahverengimsi bir renge dönüştüler, dümdüz oldular ve son derece hassas bir hal aldılar.
İşte bu çiçekler, zekâ ve güç yeryüzünden silindiğinde bile karşılıklı minnet ve sevginin, insanoğlunun kalbinde yaşamaya devam edeceğine tanıklık edecek.
“Bir edebiyatçı olsam, hırsın ne denli yararsız olduğu konusunda bir ahlak dersi verebilirdim.”
Yerin üst kısmında zevk, rahatlık ve güzellik peşinde olan zenginler; yerin altındaysa sürekli olarak emek koşullarına alışmaya çalışan işçiler. Yani yoksullar…
Çünkü savaşın ardından dinginlik gelir.
Bana insanlığın batmakta olduğu bir zamanla karşı karşıyaymışım gibi geldi.
Hayat bir rüyadır derler, hem de çok berbat bir rüya- ama iyi gelmeyecek bir rüyaya daha dayanamam.
Belki de çok insanca bir sevecenliği olduğu için bana hep göründüğünden daha insanmış gibi gelmişti.
İnsan, insan kardeşlerinin sırtından geçinerek rahat rahat yaşamanın ve safa sürmenin tadını çıkarmış, Gereksinim’i kendine şiar ve bahane edinmiş, zamanı gelince de o Gereksinim kendi başına dert olmuştu.
Biricik umudum bu, belki zayıf bir umut , ama umutsuzluğa yeğlerim.
Kendimi kendi türümden umarsızca kopmuş, bilinmedik bir dünyada yabancı bir hayvan gibi hissediyordum.
Birtakım şeyleri kolaylıkla yapabilmek bir hatadır.
Değişimin ve değişime gereksinim olmadığı yerde akıl da yoktur.
Şimdi yanımda, artık kırışmış, kararmış, yassılmış ve kurumuş olsalar da beni avutan, akıl ve güç yitip gittiği zaman bile değerbilirlik ve karşılıklı sevecenliğin insaoğlunun yüreğinde yaşamayı sürdürdüğüne tanıklık eden iki tuhaf beyaz çiçek var.
Değişimin, tehlikenin ve güçlüklerin altından zihinsel çokyönlülükle kalkılması görmezden geldiğimiz bir doğa yasasıdır. Çevresiyle tam bir uyum sağlamış bir hayvan, kusursuz bir düzenektir. Alışkanlık ve içgüdü işe yaramaz hale gelmedikçe, doğa zekâya hiçbir zaman başvurmaz. Değişimin ve değişim gereksiniminin olmadığı yerde zekâ da olmaz. Ancak çok çeşitli gereksinimleri ve tehditleri gidermek zorunda kalan hayvanlar zekâdan yararlanırlar.
İnsanın kafasını karıştıran bir sürü bilinmeyenin ortasında oturup durmak bir işe yaramaz. Sonunda bunu takıntı haline getirirsin. Bu dünyayla yüzleş. Yolunu yordamını öğren, dikkatle izle, anlam çıkarmak için çok acele tahminlerde bulunmaktan kaçın. Önünde sonunda tümünün ipuçlarını bulacaksın.
Değişimin ve değişime gereksinimin olmadığı yerde akıl da yoktur.
Alışkanlık ve içgüdü çaresiz kalmadıkça doğa zekaya asla başvurmaz..
Değişimin ve değişim gereksiniminin olmadığı yerde zekâ da olmaz.
Sevgili beyefendi, yanıldığınız nokta tam olarak da burası. Tüm dünyanın yanıldığı nokta. Bu andan sürekli olarak uzaklaşıyoruz. Maddesellikten uzak ve boyutları olmayan zihinsel varlığımız, beşikten mezara kadar sabit bir hızla zaman boyutundan geçer. Tıpkı varlığımıza dünya yüzeyinin seksen kilometre yukarısında başlayacak olsak, aşağı doğru seyahat etmek zorunda kalacağımız gibi.
Her kesin zaman makinası var.Gecmise aparan-hatiralar,geleceye aparan-hayallerdir.
Her işi kolayca yapıvermek hatadır.
Hayat bir rüyadır derler..
Hayat bir rüyadır derler, hemde çok berbat bir rüya.
Bilmem, insanın olmadığı bir yer ve ılıman bir iklimde alevin ne kadar az rastlanır bir şey olduğunu hiç düşündünüz mü?
İnsanın kafasını karıştıran bir sürü bilinmeyenin ortasında oturup durmak bir işe yaramaz. Sonunda bunu takıntı haline getirirsin.
Sonunda, bunalmış ve yorulmuş bir halde oturdum ve çevreyi seyretmeye başladım. Ancak uzun uzun seyredemeyecek kadar huzursuzdum; uzun süre hareketsiz kalamayacak kadar Batılıyım ben. Bir problemin üzerinde yıllarca çalışabilirim, ancak 24 saat boyunca hiçbir şey yapmadan beklemek o ayrı mesele
Güç gereksinimden doğar; güvenlik güçsüzlüğü önemli kılar.
Ama gelecek benim için hala kapkaranlık ve bomboş
Hayat bir rüyadır derler, hem de çok berbat bir rüya
.. en sonunda , yerin üstünde zevk rahatlık ve güzellik peşinde koşan Varsıllar’ı, yerin altında da Yoksullar’ı, durmadan yaptıkları işin koşullarına uyarlanan İşçiler’i bulacaksınız.
Yanımda bir dostum olsa her şey farklı olacaktı. Ama yapayalnızdım
Yanımda bir dostum olsa her şey farklı olacaktı. Ama yapayalnızdım
Güç gereksinimden doğar; güvenlik güçsüzlüğü önemli kılar.
Güç ihtiyaçtan doğar; güvenlik ise güçsüzlüğe sebep olur.
Değişimin ve değişme gereksinimin olmadığı yerde akıl da yoktur
Her işi kolayca yapıvermek hatadır.
Her türün içinde tamamının hayatta kalamayacağı kadar çok birey doğduğu ve bu yüzden de var olmak adına sık sık tekrarlanan mücadeleler yaşandığı için, hayatın karmaşık ve zaman zaman değişen koşulları altında, ne kadar küçük çaplı olursa olsun kendine faydası olacak biçimde değişen bir canlının hayatta kalma ve dolayısıyla da doğal seçilimden zaferle çıkma şansı diğerlerinden daha büyüktür.
Ama yapayalnızdım..
‘Sabırlı ol’, diyordum kendi kendime.
İnsanın kafasını karıştıran bir sürü bilinmeyenin ortasında oturup durmak bir işe yaramaz . Sonunda bunu takıntı haline getirirsin. Bu dünyayla yüzleş. Yolunu yordamını öğren, dikkatle izle, anlam çıkarmak için çok acele tahminlere bulunmaktan kaçın. Önünde sonunda tüm ip uçlarını bulacaksın.
Biricik umudum bu, belki zayıf bir umut, ama umutsuzluğa yeğlerim.
Güç gereksinimden doğar,;güvenlik güçsüzlüğü önemli kılar.
Ya zulüm ortak bir tutku haline geldiyse ? Ya bu sürede insan ırkı, insanlığını yitirmiş; insanlık dışı, anlayışsız ve ezici bir çoğunlukla güçlü bir şeye dönüşmüşse?
İnsan bir paradoksun içinde yuvarlanmakla üstünü başını toza bulayamaz öyle değil mi?
Yabancı bir dünyanın ortasında çırılçıplak hissediyorum kendimi.
Oysa Zaman Gezgini aklına eseni yapam biriydi, o nedenle ona güvenemiyorduk. Onun kadar zeki olmayan birine şan şöhret getirecek işler onun elinde birer hile gibi görünüyordu. Her işi kolayca yapıvermek hatadır.
Yoksa bütün bunlar bir rüyadan başka bir şey degil mi? Hayat bir rüyadır derler, hem de çok berbat bir rüya. Ama iyi gelmeyecek bir rüyaya daha dayanamam. Delirtir adami.
Alışkanlık ve içgüdü işe yaramaz hale gelmedikçe doğa zekaya hiçbir zaman başvurmaz. Değişimin ve değişim gereksiniminin olmadığı yerde zeka da olmaz.
İnsan zekası düşünün ne kadar kısa sürmüş olduğunu düşününce kederlendim. İnsanoğlu intihar etmişti
Bu zaman yolculuğu da ne demek oluyordu? İnsan bir paradoksta yuvarlanarak kendini toz toprağa bulayamazdı, öyle değil mi ama ?
Bana huzur vermesi için yanımda taşıdığım iki beyaz çiçek var ..

İşte bu çiçekler zeka ve güç yeryüzünden silindiğinde bile karşılıklı minnet ve sevginin, insanoğlunun kalbinde yaşamaya devam edeceğine tanıklık edecek.

Ama benim için gelecek hala karanlık ve bulanık ..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir