İçeriğe geç

Yüz Yüze Kitap Alıntıları – Cengiz Aytmatov

Cengiz Aytmatov kitaplarından Yüz Yüze kitap alıntıları sizlerle…

Yüz Yüze Kitap Alıntıları

Onun karşısında kendisi ne kadar güçsüz, ne kadar acınacak bir haldeydi!
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ayrılık sırasında anlaşılır.
Analar, durumları ister iyi olsun ister kötü, ister mutlu olsunlar ister mutsuz, yavruları için gülümseyecek gücü her zaman bulurlardı .
Düş tatlı şey
İnsan acıktığını bile unutuyor.
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Onun karşısında kendisi ne kadar güçsüz, ne kadar acınacak bir haldeydi.
Ve birden yüz yüze geldiler ! O zaman Seyde’sini tanıyamadı. Bu kadın o değildi. Başı açık, saçları ağarmış, kucağında yavrusuyla korkusuzca kendisine bakan bu kadın o değildi. Birden onu kendisinden fersah fersah uzaktaymış gibi gördü. Kederinin heybetiyle erişilmez, ulaşılmaz bir yüceliğe kavuşmuştu. Onun karşısında kendisi ne kadar güçsüz, ne kadar acınacak bir haldeydi .
Halkını felaket içinde bırakıp giden bir insan,istese de istemese de onun düşmanı olur
Bazen böyle hayaller kurmak da iyiydi. İnsan, içini kemiren kaygılardan sıyrılıyordu biraz.
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
İnsan birini seviyorsa , bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır..
Hayat her gün biraz daha güçleşiyordu.
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Zamanın bu kadar hızlı geçmesi korkunç bir şey.
Herkes kendi hayatını yaşar, bu savaştan ancak kendini koruyanlar sağ çıkar.
Senin zırhın gümüştendi
Güçlüydün bir arslan kadar
Ben yasını tutuyorum
Zırhın duvarda asılı, boş
Oğlun öcünü komaz, alır!
Oy oy eyy! Oy oy eyy!
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Bir insanın ne denli sevildiği en çok ayrılık anında belli olur.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Orada, bir süre her şeyi unutup gökyüzüne bakmak ne iyiydi!”
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Ey ulu yaradan, sana sığındım, kaderimizi senin merhametine bırakıyorum
İnsanlar eskisi gibi yaşamıyor artık.
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Aralarındaki mesafe gittikçe kısalıyordu ve birden yüzyüze geldiler!
Gözünün bütün yaşlarını dökerek ağlamak istiyordu, ağlayamıyordu.
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Orada, bir süre her şeyi unutup gökyüzüne bakmak ne iyiydi !
Evin içi de tıpkı onun içi gibi soğuk ve sıkıntılıydı.
Baharın ılık havası başını döndürmüştü. Bazen böyle hayaller kurmak da iyiydi. İnsan, içini kemiren kaygılardan sıyrılıyordu biraz.
Başını iyice eğmiş, iki büklüm olmuştu: Bir erkek ağladığını belli etmemeli, gözyaşlarını göstermemeliydi.
Eyyyy yi! (hey hey!)
Kanatlı bir lokomotif
Çekiyor yüzlerce vagonu,
Sevgili avılımı (köyümü) terkediyorum,
Elveda ey dostlarım, anam-babam elveda!

Son hızla uçuyor lokomotif
Ardında yüzlerce vagon,
Ben avılımı terkediyorum,
Sevgili kızlar, yengeler, elveda!

Onu kucaklamayışına pişman oluyor, yüreği bu acıyla yanıyordu.
Hayat her gün biraz daha güçleşiyordu..
Herkesin bir derdi var, onların derdi onlara, bizim derdimiz bize.
Herkes kaderini yaşar. İnsanın kaderi daha doğarken yazılmıştır alnına.
Bir süre her şeyi unutup gökyüzüne bakmak ne iyiydi!
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Düş tatlı şey,insanın açlığını bile unutturuyor.
Kim yapabilir bunu? Kim bu kadar kötü, bu kadar vicdansız olabilir? diye soruyordu kendi kendine.
Ne yapalım? diye düşündü, herkes kaderini yaşar. İnsanın kaderi daha doğarken yazılmıştır alnına.
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Nereye olursa giderim onunla.. tek yanımda olsun!..
Halkını felâket içinde bırakıp giden bir insan, istese de istemese de onun düşmanı olur.
Şimdi bir tek arzu vardı içinde: Evden kaçmak, böyle bir insanı görmemek, böyle bir insanın bulunabileceğini düşünmemek için, hıçkıra hıçkıra, rastgele koşmak!
Hayat her gün biraz daha güçleşiyor.
Ne yapalım? diye düşündü, herkes kaderini yaşar. İnsanın kaderi daha doğarken yazılmıştır alnına.
Soylemek kolay dayanmak guctu
Hayat her gun biraz daha guclesiyordu
Bir insanın ne denli sevildiği en çok ayrılık anında belli olur.
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
”Zamanın bu kadar çabuk geçmesi korkunç bir şey, daha düne kadar sümüğü akarak yalınayak dolaşan çocuklar, askerlik çağına gelmişler bile! Hayatın zevkini tadamadan savaşa gidecekler!.. ”
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Mırzakul, sessiz, öylece durdu bir süre. Çolak kolu durmadan oynuyor, ceketinin cebine soktuğu boş yeni çıkıyordu. Acı ve hiddetten yüzü bembeyaz olmuştu. Derin derin soluyordu.
Yani, senin İsmail’in gibi yapmadığım için mi sakat kaldığımı söylemek istiyorsun?
Herkesin bir derdi var, onların derdi onlara, bizim derdimiz bize.
Bazen böyle hayaller kurmak da iyiydi. İnsan, içini kemiren kaygılardan sıyrılıyordu biraz..
Atalar boş yere dememişler ‘en büyük düşmanın öz kardeşindir’ diye..
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır..
Zamanın bu kadar çabuk geçmesi korkunç bir şey..
İnsanlar eskisi gibi yaşamıyor artık..
Herkes kendi hayatını yaşar, bu savaştan ancak kendini koruyanlar sağ çıkar..
Bir süre her şeyi unutup gökyüzüne bakmak ne iyiydi!
Karanlıkta birbirlerini göremiyorlardı, ama görmelerine de gerek yoktu. Mantosunun altından onun yürek atışlarını duyuyordu.
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
İnsan birini seviyorsa bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Çocuk çocuktu. Onun imrenerek ve açlıktan kıvranarak bakışı kimi etkilemez!
Ama söylemek kolay, dayanmak güçtü.
Eğer bir gün, herhangi bir gün, bir sıkıntın olursa sakın benden saklama. Eğer çocuğuna yiyecek bulamazsan paltomu satar yiyecek alırım.
Herkes kaderini yaşar. İnsanın kaderi daha doğarken yazılmıştır alnına.
İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.
Ne olursa olsun, kendi ayağımla ölüme gidemem, yaşanacak bir günlük ömrüm kalmışsa, onu evimde, istediğim gibi yaşayarak geçiririm.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir