İçeriğe geç

Yunus Emre Şiirleri Kitap Alıntıları – Yunus Emre

Yunus Emre kitaplarından Yunus Emre Şiirleri kitap alıntıları sizlerle…

Yunus Emre Şiirleri Kitap Alıntıları

&“&”

Yine sordum çiçeğe
Sizde ölüm var mıdır
Çiçek eydür (der ki) ey derviş
Ölümsüz yer var mıdır
Dört kitabın manası
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsen
Bu nice okumaktır
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır
Ey sözlerin aslını bilen
Geldi bu söz kandan değil
Söz aslını anlamayan
Sanır bu söz benden gelir
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil (yıkanmaz)
Sağır işitmez sözü
Gece sanır gündüzü
Kördür münkirin gözü
Alem münevver (aydınlık) ise
Okuyuban (Okuyarak) yazmadım
Yanıluban (Yanılarak) azmadım
Yunus bu aşk sözünü
Kim bildi bilesidir
Gönlünde benlik olan
Dervişlikten uzaktır
Ben gelmedim dava için
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmağa geldim
Ölüm haberi gelmeden
Ecel yakamızı almadan
Azrail hamle kılmadan
Gel dosta gidelim gönül
Bir nicemiz Hak’tan aldı
Bir nicemiz Hak’tan doldu
Onsuz olursam ölürüm
Onunla diri yürürüm
Siz sanmanuz (sanmayınız) ki dirliği
Hemişe (Her zaman) candan tutarım
Adem yaradılmadan
Can kalıba girmeden
Şeytan lanet olmadan
Arş idi seyran bana (Gökyüzüydü gezecek yer bana)
Al gider benden benliği
Doldur içime senliği
Dirliğinde öldür beni
Varıp anda ölmeyeyim
Gözüm, seni görmek için
Elim, sana ermek için
Bu gün canım yolda koydum
Yarın seni bulmak için
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni
Dinin terk edenin küfürdür işi
Bu ne küfürdür imandan içeri
Tasavvuf inanışına göre, insanoğlu bu dünyada gurbeti yaşamaktadır ve inanan kişi, yaşarken gariptir. Ölümle gurbetten kurtulmakta ve asıl yurduna göçmektedir. Bu yüzden, Yunuz hoşça baktığı ölümü, güler yüzle karşılar.
Tasavvufa göre evrende tek bir varlık vardır; evrendeki her şey, bu varlığın türlü görünümlerinden başka bir şey değildir.
Erenler meydanına eğri olan bir şey yakışmaz.
Gönül Çalab’ın tahtı Çalap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise…
Bu fena mülkünde ben nice nice hayran olam
Ye nice handan olam ye nice bir giryan olam…
…Evveli Hu, ahırı Hu ya Hu illa Hu olam
Evvel ahır ol kala vu &‘ Men aleyha fan &‘ olam…
Nere varır isem gönlüm dolusun,
Seni nerde koyam bundan içeri."
Dünya haramdır haslara
Lakin helaldir hamlara
Biz dünyayı dost tutmazız
Ol Dünya murdardır bize
Beni bende demen bende değilim
Bir ben vardir bende benden içeri
Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Gönül çalab’ın tahtı gönüle çalab baktı
İki cihan bed-bahtı kim gönül yıkar ise
Hak bir gönül verdi bana
Ha demeden hayrân olur
Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Denizleri kaynatır
Mevce gelir oynatır
Kayaları söyletir
Kuvvetli nesnedir aşk
Ten fanidir can ölmez, gidenler geri gelmez
Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil

Cevher seven gönüller yüz bin yol eder ise
Hak’dan nasib olmasa, nasib olasi degil

Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil
Demesin kim Müslümanım Çalap emrine fermanım
Tutmaz ise Hak sözünü fayda yoktur dinden ona
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır?

Okumaktan ma’nâ ne, kişi Hak’kı bilmektir,
Çün okudun bilmezsin, ha bir kuru emektir.

Okudum bildim deme, çok tâat kıldım deme,
Eri hak bilmez isen, abes yere yelmektir.

Dört kitabın manası bellidir bir elifte,
Sen elifi bilmezsin, bu nice okumaktır?

Yiğirmi dokuz hece, okursun uçtan uca,
Sen elif dersin hoca, ma’nâsı ne demektir?

Yunus der ki: Ey hoca, gerekse var bin Hacca,
Hepisinden iyice, bir gönüle girmektir.

Ben gelmedim dava için
Benim işim sevi için
Gönüller dost evi için
Gönüller yapmaya geldim
Dünya gözün ruşen edip
Gönül gözün kör eyledin
Zulmet dolucak gönlüne
Nur neylesin senin ile
Sabah mezarlığa vardım,
Baktım herkes ölmüş yatar,
Her biri çaresiz olup,
Ömrünü yitirmiş yatar.

Kimi yiğit, kimi koca,
Kimi vezir, kimi hoca,
Gündüzleri olmuş gece,
Karanlığa girmiş yatar.

Vardım onların katına,
Baktım ecel heybetine,
Ne yiğitler muradına,
Daha ermemiş yatar.

Biz sevdik aşık olduk sevildik maşuk olduk
Her dem yeni dirlikte sizden kim usanası
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni

Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hani

Aldattın ey dünya beni, işlerinden bezer oldum

Beğler azdı yolundan, bilmez yoksul halinden

Çıktı rahmet gölünden, nefs gölüne dalmışdur

Her bildiğini söyleme ama her söylediğini bil…
Emir Hac göçeli hayli zamandır, Muhammed cümleye dindir, imandır. Delilsiz gidilmez, yollar yamandır, Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.
Çağrışır tellallar inanmaz mısın? Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.
Ah nice bir uyursun, uyanmaz mısın? Göçtü kervan kaldık dağlar başında.
Yunus’un sözü
Kül olmuş özü
Kağ ağlar gözü
Aşkın elinden
Varım vereyim
Kadre ereyim
Üryan olayım
Aşkın elinden
Sallallahu Ala Muhammed
Sallallahu Aleyke Ahmed
Dağdan kestiler hezenim
Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim var inilerim
Dülgerler her yanım yoldu
Her azam yerine kondu
Bu iniltim Haktan geldi
Derdim vardır inilerim
Suyum alçaktan çekerim
Dönüp yükseğe dökerim
Yunus burda gelen gülmez,
Kişi muradına ermez,
İllallah.

Bu fanide kimse kalmaz,
Bu fanide kimse kalmaz,
Derdim vardır inilerim,

Ben Mevlaya aşık oldum,
An"ın için inilerim,
İllallah.
Dolap niçin inilersin ?
Dolap niçin inilersin ?
Derdim vardır inilerim,
İllallah.
Dinin terk edenin küfürdür işi
Bu ne küfürdür ki imandan içeri
Süleyman kuş dilin bilir dediler
Süleyman var Süleyman’dan içeri
Senin aşkın beni benden almıştır
Ne şirin dert bu dermandan içeri
Beni bende demen, bende değilim
Bir ben vardır bende benden içeri
Severim seni ben candan içeri
Yolum vardır bu erkândan içeri
“Bölüşürsek tok oluruz,
Bölünürsek yok oluruz.”
Adın senin gaffâr iken
Ayıp örten Settar iken
Kime gidem sen vâr iken
Cürmüm ile geldim sana
Zinhar olma zalimden
Korka durun ölümden
Cümle doğan ölmüştür
Beyler azdı yolundan
Bilmez yoksul halinden
Çıktı rahmet gönülden
Nefs gönlüne dalmıştır
Miskin adem oğlanı
Nefse zebun olmuştur
Kimde kim doğruluk var
Hak Çalab onu sever
Yunus eksikliğini
Allah’ına arz eyle
Anın keremi çoktur
Dünyaya gelen göçer
Bir bir şerbetini içer
Bu bir köprüdür geçer
Hoştur bana senden gelen:
Ya hilat-ü yahut kefen,
Ya taze gül, yahut diken..
Kahrında hoş lutfun da hoş.
Mahrum olmaz Allah diyen
Bu dünyaya kanmayalım
Fanidir aldanmayalım
Dünyaya gelen gider
Baki kalası değil
Bildik gelenler geçtiler
Gördük konanlar göçtüler
Dağa düşer kül eyler
Gönüllere yol eyler
Sultanları kul eyler
Cüretli nesnedir aşk
Gözlerinin bakışı
Can alır iki çırag

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir