İçeriğe geç

Yüce Sultan Kitap Alıntıları – Miguel de Cervantes

Miguel de Cervantes kitaplarından Yüce Sultan kitap alıntıları sizlerle…

Yüce Sultan Kitap Alıntıları

İltifatın aşırıya vardığı yerde hakikatler kaybolur, yalanlar ortaya çıkar.
Umutsuzluk en büyük, en çirkin günahtır. İntihar etmek korkaklıktır, bizleri koruyan, nimetleriyle besleyen Tanrı’ya karşı gelmektir. Mesela Yahuda, Hazreti İsa’yı ele vermekle büyük bir günah işledi, ama kendisini asmakla çok daha büyüğünü işlemiş oldu.
Bu ülkede öyle hayret verici olaylara tanık oldum ki, doğrusu bunları görünce insanın aklı başından gidiyor.
Zorla güzellik istemem..
Güçle sevgi kazanılmaz..
Zorla güzellik istemem.
Güçle sevgi kazanılmaz.
Kaça kaça özgürlüğü kim bulmuş?
Umutsuzluk, günahların en iğrenci, en çirkini,onunla başka bir bir şeyi hiç karşıkaştıramszsın.İntihar bir korkaklıktır.
İşte dizlerim yerde,gözlerim gözlerinde ve veriyorum sana zavallı varlığımdan geriye ne kaldıysa; bakmak bir üstünlükse eğerek gözlerimi,senin hoşuna giden o yola sapıyorum.
Tutsaklığımı karşı gelinmez yasalar buyurduğuna göre onlara uymak ve durumdan mutsuz olmamak zorundayım.
Öyle hayret verici şeyler gördüm ki burada en çevik zekaları bile oynatabilir.
“Böyle ölçüsüz övgüler
bir hakaret olur bana,
ve aşırı pohpohlama
asla söylemez doğruyu.”
ve aşırı pohpohlama
asla söylemez doğruyu.
Ruh her an bunu duyumsar:
Överken söylenir yalan.
HÜNKAR
Doğuracaksın sen bana
dünya güzeli arslanlar.

CATALINA SULTAN
Önce kartallar doğurmak
isterdim.

Tam bir ateist olmuşsun.
Burada kaybolan biri
orada nasıl olur ki?
Kaça kaça özgürlüğü kim bulmuş?
Mikrop saçacaksın bu dünyaya
aşağılık herif? Pis, adi köpek!
Ne yapsak ki?
Tam bir ateist olmuşsun.
Yine acı, yine hüzün.
Sessizce kalakaldım öyle.
İnsan ne yapsa boşuna,
Selin önüne durulmaz.
Öyle hayret verici şeyler gördüm ki burada
en çevik zekaları bile oynatabilir.
Susturuyor beni aklım
istediğin gibi
sessiz susuyor, oturuyorum
Ve bir mızrağın ucunda sunmuş
hünkâra arzuhalini
bunun üzerine durmuş alay.
Adalet istemiş zavallı var gücüyle
savunmuş kendini, ok gibi
atılıp ileri pervasızca.
Yoksulların burada âdetiymiş,
gelinirse hak hukuk istemeye,
donanılırmış kargı kenevirle.
Ama nereden çıktı şimdi ortaya
kargısı kenevirlerle süslenmiş,
giyinmiş kuşanmış duran şu Arap.
Böyle ölçüsüz övgüler
bir hakaret olur bana,
ve aşırı pohpohlama
asla söylemez doğruyu.
Ruh her an bunu duyumsar :
Överken söylenir yalan.
Hiçbir zaman uzlaşmadı
saltanat ile aşk, sevda.
Özdeşleştirdi onları
sözün ustaları ama.
MADRİGAL:

Şimdi büyük bir cami olarak görev yapan
elveda büyük mabet, elveda Ayasofya!

Ne çabuk sürüklüyor zevk
aşk olurken darmadağın!
Bugün Ayasofya’da cuma namazı da var.
Göereceksin bu cami öylesine büyük ki!
Sen hayallerin peşinden koşarken, hayatın sessizce senden aldıklarıdır kader.
Aşkla çoğalır hep arzu,
kıvanç, sevinç ve de utku.
Oğlum, çocuk yapmaya bak
ek bir tarladan daha çok.
Nasıl belleğinden çıktı
taptığı eşsiz güzellik.
Onunki aşk değil, şehvet.
Burada her şey karman çorman,
anlaşıyoruz hepimiz
karmakarışık bir dille
bilerek ya da bilmeden.
İnsan ne yapsa boşuna,
selin önüne durulmaz.
İşte dizlerim yerde,
gözlerim gözlerinde,
ve veriyorum sana
zavallı varlığımdan
geriye ne kaldıysa;
bakmak bir üstünlükse
eğerek gözlerimi,
senin hoşuna giden
o yola sapıyorum.
Bir âşık gibi konuştun.
Atılgansın, gözü peksin, umutlarla dopdolusun.
Umutsuzluk, günahların
en iğrenci, en çirkini,
onunla başka bir şeyi
hiç karşılaştıramazsın
Zorla güzellik istemem
güçle sevgi kazanılmaz;
zorla kazanılan şeyler
asla başarılı olmaz.
Böyle ölçüsüz övgüler
bir hakaret olur bana,
ve aşırı pohpohlama
asla söylemez doğruyu.
Ruh her an bunu duyumsar:
Överken söylenir yalan.
Umutsuzluk en büyük, en çirkin günahtır.
Ah bu gençlikten ileri gelen tecrübesizlik ve güçsüzlük! Herhangi bir kuşku, bu yaşta insanı ne kadar çabuk esir ediyor!
Katalina: Bir cariyeyi sultan mı yapmak istiyorsunuz? İyi düşünün, yoksa ilerde pişman olursunuz.
Padişah: Aşk, hükümdar ile cariyeyi eşit kılar.
Bunlar arzunun güçlü yasalarıdır, onlar karşı gelinmez.
Böyle bir güzellik hiçbir zaman ölüme mahkum edilemez.
– Hünkar zalim biri midir?

– Adı Selim bile olsa aslında zalimdir.

Bir ihaneti bilen kişi eğer onu açığa vurmazsa suça iştirak etmiş sayılır.
Bir âşık gibi konuştun.
Atılgansın, gözü peksin, umutlarla dopdolusun.
Aşk bilir eşit kılmayı sizinle, ben hükümdarı.
Yaşa dilediğin gibi
Bensiz yaşama yeter ki.
SALİH
Bugün Ayasofya’da cuma namazı da var.
Göreceksin bu cami öylesine büyük ki!
Bütün Türk ülkesinde arasan yok bir eşi.
Susturuyor beni aklım
istediğin gibi
sessiz susuyor, oturuyorum.
Ne çabuk sürüklüyor zevk
aşk olurken darmadağın!
Böyle ölçüsüz övgüler
bir hakaret olur bana,
ve aşırı pohpohlama
asla söylemez doğruyu.
Ruh her an bunu duyumsar:
Överken söylenir yalan.
Saraylarda kraliçeler oynar.
Zorla güzellik istemem
güçle sevgi kazanılmaz;
zorla kazanılan şeyler
asla başarılı olmaz.
Aklımla arzularımın
Savaşı sürüp gitmede.
Aramızdaki ilişki
eşitliğe dayanmalı,
hiçbir nokta kalmamalı
birbirine denk olmayan.
Hiçbir zaman uzlaşmadı
saltanat ile aşk, sevda.
Özdeşleştirdi onları
sözün ustaları ama.
Bir korku bitiyor biri başlıyor.
Hem çok korkuyorum, hem istiyorum,
derdin biri bitse birisi geliyor,
övgüler çoğu zaman dalkavukluk,
yaltaklığa da bürünebilir,
ama burada yaltaklığın yeri yok.
Üç gün oldu olmadı
sakin gökyüzü onun
güzelliğiyle oldu;
üç gün oldu olmadı
acı gitti içinden.
Üç gün oldu olmadı
kederden kurtulalı.
Çalmış, yapmalamış doğa,
her şeyin güzelini
öyle olmuş bu pırlanta.
Hani yeni açmış gül var
tazecik, güneş değmemiş,
işte o gül kadar güzel;
ışıklı doğuda çıkan
o incilerle bezeli
pespembecik ve serin tan,
işte o tan kadar güzel,
ışığı düzene sokan
batıdaki güneş gibi.
En iyi, en güzelidir,
Güzel denilirse ona
Güzellik çok onur duyar.
Aşk bilir eşit kılmayı
sizinle, ben hükümdarı.
Hangi göz kamaşmadan
Apollo’nun kıpkızıl
ışıklarına bakar?
Bilindiği gibi, kurgusal bir yapıtta hiçbir şey rastlantı değildir; yazar, yapıtını ifade etmek istediği düşünceler doğrultusunda kurgular; rastlantıları bilinçli bir şekilde seçer.
Başta Don Kişot olmak üzere Cervantes’in yapıtları farklı amaçlarla kılık/ kimlik değiştiren kahramanlarla doludur; kadın bir başka kadın, erkek de bir başka erkek kılığına girdiği gibi kadın kahramanlar erkek, erkek kahramanlar da kadın kılığına girerler.
Aşırı pohpohlama
asla söylemez doğruyu.
Ruh her an bunu duyumsar:
Överken söylenir yalan.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir