İçeriğe geç

Yörünge Kitap Alıntıları – Tess Gerritsen

Tess Gerritsen kitaplarından Yörünge kitap alıntıları sizlerle…

Yörünge Kitap Alıntıları

&“&”

Herkes büyük şeyler istiyordu. İnsanlar boyuta ve güce aşıktılar. Küçük, zarif ama sade olan ilgilerini çekmiyordu.
Hep böyle olduklarını hatırladı: inada inat, delicesine tutkulu. Aşkta da, savaşta da
İyi ama keşfetmenin doğasında yok muydu bu? Hiçbir kriz tahmin edilemez, her yeni sorun kendi çözümünü gerektirirdi. Bütün zaferler fedakarlıklar üzerine kuruluydu.
Umarım verdiğim her kararın iyi bir sebebi olduğunu anlamışsınızdır.
Hiçbir kriz tahmin edilemez, her yeni sorun kendi çözümünü gerektirirdi. Bütün zaferler fedakarlıklar üzerine kuruluydu.
Tarih boyunca insanoğlunun en tehlikeli düşmanları en küçük yaşam formları olmuştu; virüsler.
İçinde birilikte gezinip yaşadıkları bu havada hepsinin anıları da süzülüyor gibiydi.
Önemli olan boyu değildir. Onunla neler yapabildiğinizdir.
Konu uzay uçuşu olduğunda esneklik büyük önem taşır. Her zaman beklenmedik şeyler çıkabilir.
Herkes büyük şeyler istiyordu. İnsan boyuta ve güce aşıktılar.
Yarattığı dehşet dolu manzaranın karşısında acısı azalıp gitmişti.
Birbirlerine karşı her zaman dürüst olmuşlardı ve ona şimdi de yalan söylemeyecekti.
Yaklaşan bir uğursuzluk hissini üstünden atamıyordu bir türlü.
Bilgi her zaman işe yarar. Başta değerini anlamayabiliriz.
Bilim adamlarının tam bağımsızlık talep ettiklerini bilirim. Merak ettiklerinin peşinde gitmek için özgür olmak isterler.
Tuhaf bir şekilde hiçbir şeyi yansıtmayan simsiyah gözleri ışığı yutan birer kara delik gibiydi.
Önceden önlem almak zorundayız. Yapmak istemesek de başka şansımız yok.
Ne yaparsak yapalım işe yaramayabilir. Çok geç kalmış olabiliriz.
Ama çaresini de üretmişti olmamalılar. Kimse kendini nasıl koruyacağını bilmediği bir silahı piyasaya sürmez.
İnsanoğlunun en ölümcül düşmanları her zaman mikroplar olmuştu.
İnsan kendi kendine, bize bizden başka düşman var mi diye sormadan edemiyordu
Doğadaki her canlının yaptığı gibi, onlar da hayatta kalmak ve türlerini devam ettirebilmek için her türlü silahı kullanıyorlar.
Kadın yavaşça ayağa kalkarken yüzünde dehşet dolu bir ifade vardı.
Kadın girişken ve heyecanlı yapısıyla, varlığını her toplantıda hissettirirdi. Şimdi de mutlak bir özgüvenle konuşuyordu.
Biz burada nasıl bir şeyle karşılaşacağımızı bilemediğimiz için işimizi şansa bırakmak istemiyoruz.
Bir yenilginin umarsızca bir başkasına, onun da bir başkasına yol açabildiğini; insanın hayattaki tek gerçeğinin başarısızlık olduğuna inanmak zorunda kaldığını da biliyordu.
Nihayet bütün irade gücünü toplayıp kendini derin bir uykuya bıraktı.
Ölüm ortak yaşam alanlarında geziniyor, akşam yemeklerine gölge düşürüyor, alışıldık şakalaşmalarının tadını kaçırıyordu.
Pek çok şeyin ters gidebileceğini hatırlamanın huzursuzluğunu üzerinden atamıyordu.
Detaylara inanılmaz önem verir, her bir probleme potansiyel bir kriz gözüyle bakardı.
Korkaklık etmenin sırası değildi. Söz konusu olan insan hayatıydı ve bu konuda ne yapılması gerektiğini bir tek o biliyordu.
Bir adamın hayatı bütün deneylerden daha değerlidir.
Bu işi elime yüzüme bulaştırırsam bunu duymayan kalmaz. Zaten herkes bende iş var mı yok mu diye bekliyor.
Yapılması gereken şeyler yorucuydu, huzursuzluklar çok olurdu.
Gerçekten inandığımız şeyleri söyle onlara. Çünkü en iyisinin bizde olduğunu sen de biliyorsun, ben de.
Para dilenmekten takım elbiselilerin karşısında diz çökmekten nefret ediyordu.
Onları kaybedersek her şeyi kaybederiz. Biz zaten kaybetmişiz.
Her şey çok hızlı gelişti. Yapabileceğimiz bir şey yoktu.
Kimsenin bir şey demesine gerek yoktu; yenilgi hepsinin yüzünden okunuyordu.
İnsanın içini acıtacak kadar kırılgan ve narin görünümlü bir dünyayı seyretmişti yukarıdan ve nihayet sonsuza kadar değişmiş bir şekilde dönmüştü.
Sırada bekleyişle dolu sonu gelmez bir gün daha vardı.
Kaçıp saklanabileceğim, kafamı dinleyebileceğim bir yer yok burada.
Ne bir arada durabilen ne de birbirinden ayrılabilen iki insan. Artık aramızdaki meseleleri çözmek için zamanımız da yok.
Mesela ona düşmanca baksaydı, geriye en azından biraz olsun bir duygu kaldığını gösterirdi bu.
İnsanoğlu doğuştan meraklı olmak için, keşfetmek için, bilimsel gerçekleri ortaya çıkarmak için programlanmıştı.
İnsanlar bizim hayallerimizi anlayamadıkları için bizi de anlayamıyorlar.
Yukarıda güneşli, güzel bir gün vardı; tepelerinde kuşlar uçuşuyordu. Deniz dipsiz bir maviydi…
Konuşurken sesinin korkuyla titrediğini fark etti.
Hayatın böyle bir yerde, mutlak karanlıkta, bu zehirli ve sıcak sularda bile var olabilmesi tam bir mucizeydi.
Dünyaya baktığımda,o inanılmaz güzelliğini gördüğümde, aşağıda yaşayan insanları teker teker sarsıp kendilerine getirmek istiyorum. Uzayın içindeki soğuk, kapkaranlık dünyamızın ne kadar küçük, narin ve yalnız olduğunu herkes görebilse keşke. Belki ona daha iyi bakarlardı.
Hayatı boyunca acımasız olmuştu böyle; ama bir tek kendine karşı."
…çektiğin acıyı unutmanın en iyi yolu çalışmaktır."
…çektiğin acıyı unutmanın en iyi yolu çalışmaktır."
Cehalet ve batıl inanç. Her ülkede bunlardan bolca vardı."
İnsan ırkını, hayvanlardan ayıran en büyük şey, bilgiye olan açlığıydı."
İnsanlar bizim hayallerimizi anlayamadıkları için bizi de anlamıyorlar."
Kaderin insafı olmaz."
Duygularımızın, kararlarımızı etkilemesine izin veremeyiz.
Derler ki ebediyete açılan kapının ağzında duran o eşiği dudaklarında bir yalanla geçemezmiş. Derler ki ölüm döşeğindeki itiraflara her zaman inanmak gerekirmiş.
≪ Tahmin edilebilir tek şey tahmin edilemezlikti. ≫
∾ Hayatı boyunca acımasız olmuştu böyle; ama bir tek kendine karşı.
❁ Ne bir arada durabilen ne de birbirinden ayrılabilen iki insan.
✺ Hayatın böyle bir yerde, mutlak karanlıkta, bu zehirli ve sıcak sularda bile var olabilmesi tam bir mucizeydi.
“Dünyaya bakıp inanılmaz güzelliğini gördükçe, orada yaşayan bütün insanlara biraz akıl verme isteği duyuyorum. Dünyanın ne kadar küçük, kırılgan, yalnız ve bu soğuk, karanlık uzayla çevrili olduğunu bir görebilselerdi ona çok daha iyi bakarlardı.”
tahmin edilebilir tek şey tahmin edilemezlikir.
Unutma ki felaket sadece teoride olan bir şey değildir."
Kaderin insafı olmaz," diye karşılık verdi Hazel ciddiyet içinde. "Benden de beklemeyin bunu."
Tahmin edilebilir tek şey tahmim edilemezlikti.
Acı yok, pişmanlık yoktu.
Bense hâlâ özlüyorum seni. Ve bu yüzden kendimden nefret ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir