İçeriğe geç

Yokyer Kitap Alıntıları – Neil Gaiman

Neil Gaiman kitaplarından Yokyer kitap alıntıları sizlerle…

Yokyer Kitap Alıntıları

&“&”

“Gece kendini gösteriyor. Güven ve sıcaklık için korkuyla birbirimizi kucakladığımız mağara döneminden beri, güneş batımında ortaya çıkan bütün kabuslar kendini gösteriyor. Vakit,” dedi kadın onlara, “karanlıktan korkma vaktidir.”
“İyi bir kalbin var,” dedi Richard’a. “Bazen, nereye gidersen git, güvende olman için bu yeterlidir.”
Bütün alevler sıcaktır, öğreneceksin…
Herkes tehlikelidir"
İyi bir kalbin var. Bazen nereye gidersen git, güvende olman için bu yeterlidir.
-Dönemezsin. Ya bu ya o .Hiç kimse ikisine birden sahip olamaz.
Yaşlı kadın minnetle şemsiyeyi aldı ve gülümseyerek teşekkürlerini sundu, “İyi bir kalbin var,” dedi Richard’a. “Bazen, nereye gidersen git, güvende olman için bu yeterlidir.” Sonra başını iki yana salladı. “Ama çoğu zaman yetmez.”
İyi bir kalbin var. .. Bazen, nereye gidersen git, güvende olman için yeterlidir. ..
Ama çoğu zaman yetmez.
Her zaman istediğin bir şeye hiç sahip oldun mu? Ve sonra onun istediğin şey olmadığını anladın mı?
Bunu istediğimi sanıyordum," dedi Richard "Güzel, normal bir hayat istediğimi sanıyordum. Yani, belki ben deliyim. Yani, belki. Eğer her şey bundan ibaretse, o zaman aklı başında olmak istemiyorum. Anladın mı?"
Milyonlarca insan öldü," dedi Door.
Islington ellerini göğsünde kavuşturdu, sanki bir Noel kartpostalına poz veriyormuş gibiydi. "Olur böyle şeyler," diye açıkladı mantıklı bir şekilde.
"Tabii ki olur," dedi Marquis kibarca; sözlerinde alay vardı, sesinde değil. "Şehirler her gün batar. Ve senin bununla bir alakan yoktu, öyle mi?"
Biz yalan söylemeyiz," dedi Bay Croup hakarete uğramış gibi.
"Söyleriz," dedi Bay Vandemar.
Onu öldürebilirsin," dedi Richard.
"Eğer başka seçenek yoksa öldürürüm," dedi Marquis, "ama tamamıyla gerekli olmadan önce bir seçeneği ortadan kaldırmaktan nefret ederim. Her halükarda, ölüm nihaidir, değil mi?"
"Öyle mi?"
"Bazen," dedi Marquis de Carabas.
Marquis tek eliyle Lamia’yı ayağa kaldırdı ve yüzüne yaklaştırdı. Sen ya da Kadife Çocuklardan biri bir daha ona yanaşırsanız, gündüz uyuduğunuz sırada ininize gelir ve onu başınıza yıkarım. Anladın mı?"
Peki o nasıl bir şey?" diye sorda İhtiyar Bailey. "Ölü olmak?"
Marquis iç çekti. Dudaklarını yukarıya kıvırarak gülümsedi ve eski Marquis’in parıltısıyla, "Yeterince uzun yaşarsan İhtiyar Bailey, kendi kendine görürsün," diye cevap verdi.
Neden gidip de kendini öldürttün, bunu bilmek istiyorum," dedi İhtiyar Bailey.
"Bilgi," diye fısıldadı Marquis. "Tam ölmek üzere olduğunda insanlar sana çok daha fazla şey anlatır. Öldüğünde de etrafında konuşurlar."
Üstünde hala sızıntı yapmakta olan yaralar vardı. Gayet ölüydü. Seni aptal herif," diye fısıldadı ihtiyar Bailey üzüntüyle. "Neden kendini öldürtmek istedin ki?"
Bunu nereden biliyorsun?"
"İnsanlar bana bir şeyler anlatır. Ben cana yakın biriyimdir." Marquis’in gülümsemesi saf, sakin, hilesizdi: size kullanılmış incil satan bir adamın gülümsemesi.
Marquis derin bir nefes alıp tırnaklarına üfledi ve onları paltosunun yakasına sürttü. Her zaman şöyle düşünmüşümdür," dedi, "Şiddet kabiliyetsiz olanların son sığınağıdır ve boş tehditler korkunç derece beceriksiz olanların son mabedidir."
Eğer ona zarar vermek istiyorsanız, önce beni öldürmek zorundasınız."
Bay Vandemar bundan gerçekten hoşlanmışa benziyordu. "Tamam." dedi. "Sağol."
Yo, lütfen. Olduğunuz yerde kalın," dedi Bay Croup, "Biz sizi öyle seviyoruz. Ve size zarar vermek istemiyoruz."
"İstiyoruz," dedi Bay Vandemar.
"Eh, evet Bay Vandemar, madem öyle diyorsun. İkinize de zarar vermek istiyoruz. Size feci zarar vermek istiyoruz. Ancak, şu anda burada olma sebebimiz bu değil. İşleri daha da ilginçleştirmek için buradayız. Anlarsınız ya, işler sıkıcı hale geldiğinde, ortağımla ben huzursuz oluruz ve her ne kadar buna inanmayı zor bulsanız da, neşeli ve latif mizacımızı kaybederiz."
Bunda hiçbir şey yok," diye tekrar etti. "İnsanlar bunu filmlerde söylediğinde, her zaman korkunç bir şey olacak demektir."
İyi bir kalbin var. Bazen, nereye gidersen git, güvende olman için bu yeterlidir. Ama çoğu zaman yetmez."
İki Londra var. Biri senin yaşadığın yukarı Londra, diğeri de dünyanın yarıklarından düşen insanların meskeni olan aşağı Londra. Artık sen de o insanlardan birisin.
Şiddet, kabiliyetsiz olanların son sığınağıdır. Boş tehditler korkunç derece beceriksiz olanların son mâbedidir.
…şiddet kabiliyetsiz olanların son sığınağıdır ve boş tehditler korkunç derece beceriksiz olanların son mabedidir.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
İyi bir kalbin var."dedi Richard’a. Bazen nereye gidersen git,güvende olman için bu yeterlidir."
Melekler yozlaştğında, herkesten daha beter olurlar. Unutma ki, şeytan da bir melekti."
Gary gülümsedi. Gülümsemesinde hakiki bir acıma vardı ve bu, Richard’ın canını nefret ya da düşmanlığın yapabileceğinden daha fazla yakmıştı.
Düşmekten korkmuyorum," dedi kendi kendine. Korktuğum şey düşüşüşün bittiği kısım."
Şiddet kabiliyetsiz olanların son sığınağıdır ve boş tehditler korkunç derece beceriksiz olanların son mabedidir."
İhtiyar Bailey insanların Şehir’de yalnızca çalışmayıp, gerçekten yaşadığı zamanları hatırladı, insanların yaşadıkları, arzulu oldukları, kahkaha attıkları, birbirine bitişik viran evler yaptıkları, her evin gürültülü insanlarla dolu olduğu zamanları… Ah, yolun karşısındaki -o zamanlar, halk arasında, Boklu Sokak diye bilinen- sokağın gürültüsü, karmaşası, pis kokuları ve şarkıları o dönem efsaneviydi ama şimdi hiç kimse Şehir’de yaşamıyordu. Burası gün boyu çalışan ve akşamları başka yerlerdeki evlerine dönen insanların ve ofisleri olduğu soğuk, mutsuz bir yerdi. Yaşanacak bir yer değildi artık. İhtiyar Bailey pis kokuları bile özlüyordu.
Richard zihnindeki günlüğe bir şeyler yazdı.
Sevgili günlük, diye başladı. Cuma günü bir işim, bir nişanlım, bir evim ve mantıklı bir hayatım vardı. Sonra kaldırımda kanaması olan yaralı bir kız buldum, ve bir yardımsever olmaya çalıştım. Şimdiyse ne nişanlım, ne evim, ne de işim var ve Londra caddelerinin bir kaç yüz metre aşağısında, intihara meyilli bir meyve sineğinin tahmini yaşam süresiyle yürüyorum.
Her zaman istediğin bir şeye hiç sahip oldun mu? Ve sonra onun istediğin şey olmadığını anladın mı?"
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Melekler yozlaştığında, herkesten daha beter olurlar. Unutma ki, şeytan da bir melekti."
Şiddet kabiliyetsiz olanların son sığınağıdır ve boş tehditler korkunç derecede beceriksiz olanların son mabedidir."
İyi bir kalbin var," dedi Richard’a."Bazen, nereye gidersen git, güvende olman için bu yeterlidir."Sonra başını iki yana salladı."Ama çoğu zaman yetmez."
Her zaman istediğin bir şeye hiç sahip oldun mu? Ve sonra onun istediğin şey olmadığını anladın mı?
Başımı çeviririm ve istediğiniz yere gidebilirsiniz. Başımı tekrar çevirdiğimde, çürüyene kadar olduğunuz yerde kalırsınız.
Marquis;
Melekler yozlaştığında, Richard, herkesten daha beter olurlar. Unutma ki şeytan da bir melekti."
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Melekler yozlaştığında, Richard, herkesten daha beter olurlar. Unutma ki, şeytan da bir melekti."
Melekler yozlaştığında, Richard, herkesten beter olurlar. Unutma ki, şeytan da bir melekti.
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Melekler yozlaştığında, Richard, herkesten beter olurlar. Unutma ki, şeytan da bir melekti.
“Şiddet kabiliyetsiz olanların son sığınağıdır ve boş tehditler korkunç derece beceriksiz olanların son mabedidir.”
Anlar yaşanmak içindi; beklemek hem gelecek olan zamana hem de şu anda ihmal edilen anlara karşı bir günahtı.
Marquis keyifsiz bir şekilde gülümsedi. &‘Melekler yozlaştığında, Richard, herkesten daha beter olurlar. Unutma ki, şeytan da bir melekti.’"
Richard kendini, Kont’u altmış, seksen, beş yüz yıl önce hayal ederken buldu: Güçlü bir savaşçı, kurnaz bir strateji uzmanı, kadınların büyük aşkı, iyi bir arkadaş, dehşetli bir düşman. Bir yerlerde o adamdan kalıntılar vardı. Onu böylesine korkunç ve böylesine üzgün yapan şey işte buydu.
Richard emeklerken tiz bir kıkırdama sesi duydu ve sesin kime ait olduğunu merak etti. Rahatsız edici bir kıkırdamaydı, nahoş ve tuhaf. Ne tür bir delinin böyle kıkırdayabileceğini merak etti. Yutkundu ve kıkırdama kesildi, o anda kim olduğunu anladı."
Anlar yaşanmak içindi; beklemek hem gelecek olan zamana hemde şuan da ihmal edilen anlara karşı bir günahtı.."
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
“şiddet kabiliyetsiz olanların son sığınağıdır ve boş tehditler korkunç derecede beceriksiz olanların son mabedidir.”
“bu Kızıl Ölüm Maskesi’nin yeni bir versiyonu. Medeniyet kulaklarının dibinde parçalanırken, yozlaşmış seçkinler parti veriyor.”
Böylece Gece Köprüsü’ne adım attılar ve Richard karanlığı kavramaya başladı; basit ışık yokluğundan çok daha fazlası olan katı ve gerçek karanlığı.
Marquis, Richard ile Door’un arasına girdi. Eski evine, eski işine ya da eski hayatına geri dönemezsin," dedi Richard’a neredeyse kibar bir şekilde. "Onların hiçbiri yok. Yukarıda, sen yoksun."
Yaşlı kadın minnetle şemsiyeyi aldı ve gülümseyerek teşekkürlerini sundu. İyi bir kalbin var," dedi Richard’a. "Bazen, nereye gidersen git, güvende olmak için bu yeterlidir."
“Başımı çeviririm ve istediğiniz yere gidebilirsiniz. Başımı tekrar çevirdiğimde, çürüyen kadar olduğunuz yerde kalırsınız.Suratım yoktur ama çarpık dişlerimle Yaşar ya da ölürüm -ben kimim?”
Door öne doğru bir adım attı. Dudaklarını ıslatıp gözlerini kıstı. “Başımı çeviririm..” dedi kafa patlatarak, “çarpık dişler…istediğiniz yere” Sonra yüzüne bir gülümseme yayıldı. Esmer Birader’e baktı. “Anahtar.” dedi. “Cevap, sen bir anahtarsın.”
Şiddet kabiliyetsiz olanların son sığınağıdır ve boş tehditler korkunç derece beceriksiz olanların son mabedidir.
Tüm ateşler yakar bebecik. Öğreneceksin.
Şiddet kabiliyetsiz olanların son sığınağıdır ve boş tehditler korkunç derecede beceriksiz olanların son mabedidir
Her zaman istediğin bir şeye hiç sahip oldun mu? Ve sonra onun istediğin şey olmadığını anladın mı?
Melekler yozlaştığında herkesten beter olurlar. Unutma şeytan da bir melekti.
Uzun süre önce dünyanın aldatılmak isteyen bir yer olduğuna karar vermişti.
Anlar yaşamak içindi, beklemek hem gelecek olan zamana hem de şu anda ihmal edilen anlara karşı bir günahtı.
Kişi her zaman denkliği sağlamalı.
Medeniyet kulaklarının dibinde parçalanırken, yozlaşmış seçkinler parti veriyor.
İyi bir kalbin var. Bazen, nereye gidersen git, güvende olman için bu yeterlidir. Ama çoğu zaman yetmez.
Melekler yozlaştığında, herkesten daha beter olurlar. Unutma ki, şeytan da bir melekti.
Melekler yozlaştığında, Richard, herkesten daha beter olurlar. Unutma ki, şeytan da bir melekti."
Melekler yozlaştığında, herkesten daha beter olurlar. Unutma ki, şeytan da bir melekti.
Başımı çeviririm ve istediğiniz yere gidebilirsiniz.
Başımı tekrar çevirdiğimde, çürüyene kadar
olduğunuz yerde kalırsınız.
Suratım yoktur ama çarpık dişlerimle yaşar ya da ölürüm
– ben kimim?"
Ben Leydi Door" dedi Door. "Başmelek Evi’nden Portico’nun kızıyım."

"Ben Avcı.Onun korumasıyım."

"Richard Mayhew," dedi Richard." Islağım."

Gece kendini gösteriyor. Güven ve sıcaklık için korkuyla birbirimizi kucakladığımız mağara döneminden beri, güneş batımında ortaya çıkan bütün kabuslar kendini gösteriyor. Vakit, karanlıktan korkma vaktidir."
Ne de dinç bir beynin var genç adam," dedi. "Kara cahillik gibisi yok, değil mi?"

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir