İçeriğe geç

Yirminci Yüzyılda Bir Veli Kitap Alıntıları – Martin Lings

Martin Lings kitaplarından Yirminci Yüzyılda Bir Veli kitap alıntıları sizlerle…

Yirminci Yüzyılda Bir Veli Kitap Alıntıları

Bir Sabah beni yanına çağırttı. Durumu bir önceki günden daha ağır görünmemekle birlikte dedi ki; Bugün olacak. Müdahale etmeyeceğine, her şeyi akışına bırakacağına söz ver. Rabbime geri dönmeme müsade edilmeli.
Hasan-ı Basrî’nin şu sözleri tasavvufun genel anlayışını yansıtır: Allah’ı bilen O’nu sever. Dünyayı bilen ondan elini çeker.
Kalp, beşerî benliğin bitip Aşkın (Müteal) Benliğin başladığı yerdir. Eğer, nefsin gecesinde bulutlar, Kalp mehtabının en ufak bir varlık emaresi göstermesini önleyecek kadar fazlaysa, Ruhunu nefsinden yükseğe çıkartma arzusu da olamaz.
tasavvuf, kişinin kendini nefsinin ötesine taşımasının, egosunu aşmasının yani ruhunu nefsinden yukarı çıkarma sının İslamî yoludur. Tasavvuf insanın maddesinin bittiği ve manevî sırların başladığı yerdir.
Hiçbir şey için üzülme, hiçbir şey için aşırı istek duyma. Bırak makam gelip seni bulsun, sen onu arama; çünkü sen onun için değil o senin için yaratılmıştır.
Var olduğunu sandığın anda yok olmuşsundur.
tasavvuf kişinin kendi kendini aşmasının,
Ruh’unun nefsinin üstüne çıkmasına izin vermesinin’ Islámi bir yoludur; insan nefsinin bittigi, ilahi Sirların başladığı bir yerdedir
Sen kim olduğunu görmüyorsun çünkü sen sensin ama sen değilsin.
Allah’ı bilen O’nu sever . Dünyayı bilen ondan elini çeker.
İrfanı insanın kalbinden al, sözünden değil ve Allah’ı bilenin dili tutulur mutasavvıfların çokça tekrar ettiği düsturlardandır.
Demek ki dünyada hala herhangi bir karşılık beklemeden bir mefkureye kendilerini adayacak kadar çıkarsız insanlar vardı.
Nefsi dinin elinde kar tanesi gibi erimeyen kişinin elinde din kar tanesi gibi erir.
– (…) Bir sabah beni yanına çağırttı.
Durumu bir önceki günden daha ağır görünmemekle birlikte dedi ki:
Bugün olacak. Müdahale etmeyeceğine, her şeyi akışına bırakacağına söz ver.
Rabbime geri dönmeme müsaade edilmeli.
Âlemin hicabını Hakk’a perde kıldım,
Ki âlemde berrak pınarlar gibi sırlar var.
Allah’a tevekkülden başka hiçbir şeyde rahat bulamadım.
‘Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt mü’minlere fayda verir.’
Allah’ı bilenin dili tutulur,
Hz.Peygamber zamanında İslam’ın büyümesi sadece bu tek yönde değil, bütün yönlerde olmuştur.Kur’ân,vahyedildiği zaman zarfında ortaya çıkan sorunları halletmeyi üzerine almıştır. Gittikçe daha da girifleşen İslam cematinin ihtiyaçlarına bir bütün olarak cevap verirken, Allah’a ermek isteyenlerin yolunu takip edenleri de ihmal etmez.
Hz. İsa nasıl halka mesellerle anlatıyorsa,Kur’ân da muazzam muammaları,kimseyi incitmeyecek kadar dolaylı ama aynı zamanda başdöndürücü kesinlikte vezicelerle açıklar. Mesela Biz ona şahdamarından daha yakınız ifadesi böyle bir ifadedir.
Ve nasıl da işlemiştir
Kalbimize ve dilimize
Karıştırmıştır kanımıza ve etimize
Ve kemiklere ve damarlara
Özümüzdedir Kur’an.
Âlemin hicabını Hakk’a perde kıldım,
Ki âlemde berrak pınarlar gibi sırlar var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir