İçeriğe geç

Yıldızlara Sarılı Kraliçe Kitap Alıntıları – Roshani Chokshi

Roshani Chokshi kitaplarından Yıldızlara Sarılı Kraliçe kitap alıntıları sizlerle…

Yıldızlara Sarılı Kraliçe Kitap Alıntıları

Seni seviyorum, jaani. Ruhum seni asla unutamaz. O seni bulana dek adım adım izini sürerim
Kimse gerçek anlamda ölmez. Ölüm sadece yaşamın başka bir safhasıdır.
Bu hoşuma gidiyor. Bir anı , arkada bırakılabilecek güzel bir miras
Reenkarnasyonun bir korkutma yöntemi mi yoksa umut dolu bir mesaj mı olduğuna hiçbir zaman karar verememişimdir. Bunu yap ki hamamböceği olarak dönmeyesin. Fakirlere sadaka verirsen bir sonraki hayatında zengin olacaksın. Her türlü iyiliği şüpheli hale getiriyor.
Sadece hiçbir şeyi hak etmeyenler her şeyi isterler.
Her ne kadar evlenmeyi hiç hayal etmemiş olsam da aşkı düşünmüştüm. Köşelerden ya da haremdeki bazı zevcelerin odalarından gelen boğuk seslerini duyduğum kaçamakları değil.Benim istediğim bir bağlantı kurmak, okyanuslar ve dünyaların ötesinden dahi aynı ritimle atan kalp atışımızı paylaşmaktı.Savaş yüzünden kurulmuş derme çatma bir koalisyon değil.Halk hikayelerindeki prensi ya da selam verdiği gibi aşkını ilan eden süt tenli, bal gözlü genci istemiyordum.Zamana doymuş bir aşk istiyordum, geceden dokunmuş gibi gizemli ve iliğim kadar tanıdık bir aşk istiyordum.İmkansızı istiyordum ve bu da aşk düşüncesini aklımdan çıkarmayı son derece kolaylaştırıyordu.
Senin için ölmeyeceğim.
Belki de senin görmene izin vererek, elinden almak zorunda olduğum şey yüzünden beni affedeceğini düşündüm.
Sadece hiçbir şeyi hak etmeyenler her şeyi isterler.
Senin ruhunu tanıyorum, Geri kalan her şey süs.
Seninle bu bağı kan ile kuruyorum, çiçeklerle değil, dedi.
Benimle gel ve ay tahtının, yıldızlarsa saçının süsü olsun. Benimle gel ve her zaman eşit olacağımıza söz vereyim.
Yanına uzanmak ve rüyalarının ağırlığını bilmek istiyorum. Seninle bütün dünyaları paylaşmak ve ismini yıldızlara yazmak istiyorum. Sonsuzluğu senin kahkahanla ölçmek istiyorum.
Ancak benim kraliçem dehşetin içinde umut bulabilir. Sen benim umudum ve çok daha fazlasısın.
Onunla olmak, hayatımda ilk defa görmek gibiydi.
Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
Senin ruhunu biliyorum. Geri kalan her şey süs.
Benden ne istiyorsun?
Senin bakış açını ve dürüstlüğünü istiyorum. Senin karşında boyumun ölçüsünü almak istiyorum.
“En iyi motivasyon aşktır.”
“Kimse ve hiçbir şey vazgeçilmez değildir.”
“Bir anı, arkada bırakılabilecek güzel bir miras.”
Nerede olursak olalım her zaman aynı göğü paylaşacağız. Birbirimizi her zaman aynı takımyıldızının altında bulabiliriz.
Tebaan seni hatırlamayacak. Gözlerinin rengini hatırlamayacaklar, sevdiğin renkleri de karılarının güzelliğini de hatırlamayacaklar. Ama kendilerini nasıl hissettirdiğini hatırlayacaklar. Senin ölümsüzlüğün bu.
“Sorunları geldikleri yere göndermekle yetinemeyiz. Daha fazlasını yapmak zorundayız.”
“Kimse gerçek anlamda ölmez. Ölüm sadece yaşamın başka bir safhasıdır.”
“Kaderin kimsenin karşı koyamayacağı bazı akıntıları vardır.”
“Nerede olursak olalım her zaman aynı göğü paylaşacağız. Birbirimizi her zaman aynı takımyıldızının altında bulabiliriz.”
Sen hayallerin peşinden koşarken, hayatın sessizce senden aldıklarıdır kader.
Yanına uzanmak ve rüyalarının ağırlığını bilmek istiyorum, seninle bütün dünyaları paylaşmak ve ismini yıldızlara yazmak istiyorum. Sonsuzluğu senin kahkahanla ölçmek istiyorum. Kraliçem olursan sana asla sıkılmayacağın bir hayat vaat ediyorum. Sana yüz kralınkinden daha büyük bir kuvvet vaat ediyorum. Ve sana her zaman eşit olacağımızı vaat ediyorum.
Sırıttım. O zaman ruhumu istemiyorsun ha, Dharma Raca?
O kadar değerli bir şeyi bana emanet eder miydin?
Mürekkep kuruyana dek hiçbir şey kesin değildir.
Kesin olmayan nedir?
Hayat.
Karanlık ışığın eksikliğinden fazlasıdır.
Kaderin kapana kıstırdığı birine ne ad verilir ki?
İnsan, derken ihanete uğramışlık hissi sesime sızıyordu.
Peki ya suçluluk? Neden kendini acı çekmeye açasın ki?
Insanı sorumluluk almaya zorlayan suçluluktur.
Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
Senin ruhunu biliyorum. Geri kalan her şey süs.
Raca, Solucanlar küllerimizle ziyafet çekerken kastımızı da rütbemizi de umursamazlar, dedi. Tebaan seni hatırlamayacak. Gözlerinin rengini hatırlamayacaklar, sevdiğin renkleri de karılarının güzelliğini de hatırlamayacaklar. Ama kendilerine nasıl hissettirdiğini hatırlayacaklar. Senin ölümsüzlüğün bu.
İmparator Raca, Bizimle diğer herkesin arasındaki farkı bilmek ister misin? diye cevap talep etti. Tam olarak hiçbir şey.
Sen benim gecem ve yıldızlarımsın, hangi hayatta olursam olayım kendime yazacağım kadersin.
Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
Senin ruhunu biliyorum. Geri kalan her şey süs.
Burası cennet sayılmazdı ama en azından bildiğim bir cehennemdi.
Söyle bana, kraliçem, kaderle oynamaya hazır mısın?
Seninle bu bağı kan ile kuruyorum,çiçeklerle değil, dedi. Benimle gel ve ay tahtının, yıldızlarsa saçının süsleri olsun. Benimle gel ve her zaman eşit olacağımıza söz veriyorum.
Senin ruhunu biliyorum. Geri kalan her şey süs.
Senin bakış açını ve dürüstlüğünü istiyorum, deyip daha yumuşak bir sesle ekledi, senin karşında boyumun ölçüsünü almak istiyorum
Hakkımda hiç bir şey bilmiyorsun
Senin ruhunu biliyorum. Geri kalan herşey süs
‘Onunla olmak, hayatımda ilk defa görmek gibiydi.’
‘Bazı şeyler kargaşaya hasret.’
‘Gerçek kaderin romantik bir yanı yoktur. Sadece hasret ve hiddet.’
“Sadece hiçbir şeyi hak etmeyenler her şeyi isterler.”
“Her zaman bir oğlanın zekasına sahip olan Mayavati. Bir sonraki hayatında talihin yaver gider de cinsiyetin farklı olursa iyi bir hükümdar olabilirsin.”
“Tebaan seni hatırlamayacak. Gözlerinin rengini hatırlamayacaklar, sevdiğin renkleri de karılarının güzelliğini de hatırlamayacaklar. Ama kendilerini nasıl hissettirdiğini hatırlayacaklar. Senin ölümsüzlüğün bu.”
Korunmamış bir bakış bin sırrı ele verebilir
Gerçek ne hoş ne de ağırbaşlı göründüğün. Sen sarp uçurumlar ve gök gürültülü fırtınalar gibisin. Ve başka şekilde olmanı da istemezdim.
Nerede olursak olalım her zaman aynı göğü paylaşacağız. Birbirimizi her zaman aynı takım yıldızının altında bulabiliriz
Gauri burnunu çekti
hangisinin?
En güzelinin, deyip yıldızlardaki hafif bir eğimi işaret ettim.
Seninle bu bağı kan ile kuruyorum, çiçeklerle değil, dedi. Benimle gel ve ay tahtının, yıldızlarsa saçının süsü olsun. Benimle gel ve her zaman eşit olacağımıza söz vereyim.
Krallığımın bir kraliçeye ihtiyacı var, dedi. Kalbinde hiddet ve gülümsemesinde gölgeler olan birine ihtiyacı var. Dur durak bilmeyen zeki birine ihtiyacı var. Sana ihtiyacı var.
Nerede olursak olalım her zaman aynı göğü paylaşacağız. Birbirimizi her zaman aynı takımyıldızının altında bulabiliriz.
Raca, Solucanlar küllerimizle ziyafet çekerken kastımızı da rütbemizi de umursamazlar, dedi. Tebaan seni hatırlamayacak. Gözlerinin rengini hatırlamayacaklar, sevdiğin renkleri de karılarının güzelliğini de hatırlamayacaklar. Ama kendilerini nasıl hissettirdiğini hatırlayacaklar. Senin ölünsüzlüğün bu.
zamana doymuş bir aşk istiyordum, geceden dokunmuş gibi gizemli ve iliğim kadar tanıdık bir aşk istiyordum. imkansızı istiyordum ve bu da aşk düşüncesini aklımdan çıkarmayı son derece kolaylaştırıyordu.
bazı şeyler kargaşaya hasret.
Bir anı, arkada bırakılabilecek güzel bir miras
Halk hikâyelerindeki prensi ya da selam verdiği gibi aşkını ilan eden süt tenli, bal gözlü genci istemiyordum. Zamana doymuş bir aşk istiyordum, geceden dokunmuş gibi gizemli ve iliğim kadar tanıdık bir aşk istiyordum. İmkânsızı istiyordum ve bu da aşk düşüncesini aklımdan çıkarmayı son derece kolaylaştırıyordu.
Kast ya da rütbenin görünmez kuralları tarafından kilit altına alınmak istemiyordum. Babamın kelimeleri aklımın içinde yankılanıyorlardı. Ölümsüzlük duygularda yatardı.
Raca, Bizimle diğer herkesin arasındaki farkı bilmek ister misin? diye cevap talep etti.
Evet?
Tam olarak hiçbir şey.
Ama
Raca, Solucanlar küllerimizde ziyafet çekerken kastımızı da rütbemizi de umursamazlar, dedi. Tebaan seni hatırlamayacak. Gözlerinin rengini hatırlamayacaklar. Ama kendilerini nasıl hissettirdiğini hatırlayacaklar. Senin ölümsüzlüğün bu.
Kamala, Ağlıyor musun? diye sordu.
Hayır, diye yalan söyledim, tuz gözümü yakıyor.
Kendimden bir parçayı kaybediyormuş gibi hissediyorum.
Off, saçmalama.
Öfkeyle ona baktım. Orada neler olduğunu bilmiyorsun. Bir an için tamamen bütün olduğunu hissetmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun. Sanki artık sonunda kendini tanıyormuşsun gibi hissetmenin ve sonra da bunun ellerinden koparılıp alınmasının.
Kamala bir an beni süzdü. Evet, aslında biliyorum. Bir lanetin bütün amacı budur zaten. Sana eksik olduğunun hatırlatılması ama boşluğun ne olduğunu asla bilememen.
Kendin için endişelenmiyorsun. Onlar için endişeleniyorsun. Gerçek bir kraliçe şüphenin bir orman yangını kadar kullanışsız ve güçlü olduğunu bilir.
Amar’ın yokluğu kalbimi aynı anda hem ağırlaştırıyor hem de ağırlıksız hale getiriyordu. Onu sevdiğim halde bunu hiç söylememiş olmaktan nefret ediyorum. Bu anıların bir an için bile olsa, yeniden açılan yaralar gibi gelmesinden nefret ediyorum. Ama o histe bile umut biliyordum. Kalbim yanılmamıştı ve bu sarsılmaz bilgi onu bütün halde tutan bir büyü gibi ruhumun gizli eklemlerine kazınmıştı.
Sonsuzluğu senin kahkahanla ölçmek istiyorum.
Saçlarıma, Seni seviyorum, diye fısıldadı. Sen benim gecem ve yıldızlarımsın, hangi hayatta olursam olayım kendime yazacağım kadersin.
Onu bu hayatta tanımıyordum ama onu daha önceden tanıyor olmalıydım.
Biraz amansızlık saygıyı hak eder ama güçsüz bir kalple oynamak zalimliktir.
En iyi motivasyon aşktır, diye önerdim.
Yanımda Kamala bütün gücüyle başını salladı. Ve yemek!
Peri meyvelerinin tadına bakmam, âşık olmam ve kalbimin kırılması da bir şey değiştirmiyordu. Bazı bağlar her türlü deneyime dirençliydiler. Ve gerçek şu ki, ne olursa olsun biz kardeştik.
Dizginlerini çektim ve onu tapınağa götürecekken arkamda yumuşak bir sıçrama sesi duydum ve boynumda bir hançerin sivri ucunu hissettim.
Olduğun yerde lal, seni sahtekâr.
Durdum.
Kamala başını bana doğru eğdi. Artık herhalde bunu yiyebilirim.
Hayır, diye tısladım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir