İçeriğe geç

Yıkım’a Giden Adam Kitap Alıntıları – Alfred Bester

Alfred Bester kitaplarından Yıkım’a Giden Adam kitap alıntıları sizlerle…

Yıkım’a Giden Adam Kitap Alıntıları

Kurallarının ve adil oyunun arkasına saklananlar; korkaklar, zayıflar ve zavallı kaybedenlerdir.
SONSUZ EVRENİN içinde yeni olan, farklı olan hiçbir şey yoktur, insanoğlunun anlık düşünceleri içinde eşsiz görünen her şey, Tanrı’nın Gözü’nün sonsuzluğunda çaresiz kalmıştır. Hayattaki bu tuhaf saniye, bu alışılmadık olay, ortamın, fırsatların ve karşılaşmaların bu olağanüstü rastlantıları. . . bunların hepsi, galaksisi, devrini iki yüz milyon yılda bir tamamlayan ve topu topu dokuz kez tamamlamış olan güneşin bir gezegeninin üstünde tekrar tekrar oldu.

Bu hoş bir şey. Ve hep hoş olacak.

Eğer birinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, o kesinlikle ortalamanın üzerinde demektir.

Dolayısıyla tehlikede değil, tehlikeliyiz

Düşmanlarını kendin seç tesadüfen geçmesinler karşına.
İnsanların sadece dış görünümlerini görebildiğiniz için minnettar olmalısınız. Tutkuları, nefreti, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları asla göremediğiniz için minnettar olmalısınız . . . insanların içindeki korkutucu gerçeği çok nadir görebildiğiniz için minnettar olmalısınız.
Yaşamınızı bir hastanede geçirmekten mutlu olur muydunuz?
Yaşam zorlaştığında, tamamen yalan olan bir düşünceye sığınmaya eğilim gösterirsiniz . .. devasa bir yalan.
Boşluk yoktur. Hiçlik vardır.
Her insan birbirine zıt iki güdünün dengesinden oluşur . . . Yaşama içgüdüsü ve Ölüm içgüdüsü. Her iki sinin de amacı benzerdir. . . . Nirvana’ya ulaşmak. Yaşama İçgüdüsü Nirvana’ya ulaşmak için her zorluğu yenme savaşı verir. Ölüm İçgüdüsüyse, kendisini yok ederek Nirvana’ya ulaşmaya çalışır. Genellikle uyum sağlayabilen bireyde her iki güdü de bir bütün halindedir. Baskı altında birbirinden ayrılır.
Siz düşündüğünüz şeysinizdir.
Cinayetin özü asla değişmez. Her çağda, kurbanın ödül olduğu bir çatışmada, katil ve toplum karşı karşıyadır.
Zekânın sınavı, açık ve net olanın uzun uzun anlatılmasını reddetmektir.
Bir insan, dostlarıyla konuşamazsa çıldırır.
Sonsuz evrenin içinde yeni olan, farklı olan hiçbir şey yoktur.
.kalbi sıkışan bir hamamböceği olmalı zaman.
Eğer bir yerde yeterince sabit durursan, diğer sabit duranlar dışında, her şey önünden geçip gidebilirdi.
‘Ben bir kadınım’ diyorsun kendi kendine. ‘Bu yüzden erkekler beni istiyor. İzin versem binlerce erkeğin bana sahip olacağını bilmek yeterli. Bu beni gerçek kılıyor.’ Saçmalık! Bu şekilde kaçamazsın. Seks hayali bir şey değil. Yaşam hayali bir şey değil. Bekâret yüce bir şey değil.
Tek bir cinayetle yetineceğim için dünya ne kadar da şanslı.
Ama asıl gerçeklik akıldır. Ne düşünürsen osun.
Hepimiz bu deli dünyanın bakıcıları gibiyiz.
Çoğumuz uyur haldeki enerjimizin yalnızca küçük bir kısmını kullanırız.
Size geldim ki, kalbinizin derinliklerine bakmanıza yardım edebileyim. Kalplerinize bakın, siz arayanlar…
Ben zehirliyim. Aklıma girersen Yıkım’a gidersin. Bunu düşün.
Ama bunu beklemeliyiz, değil mi? Hepimiz düşeriz. Hepimiz düşeriz.
Tek bir cinayetle yetineceğim için dünya ne kadar da şanslı!
Düşman mıyız?
Düşmanız.
Bu, Yıkım’ın başlangıcıydı.
“Zekâyı sınamak açıkça görülenin üzerinde fazla durmayı reddetmektir.”
Neşe vardı, olmaya da devam edecek.
Kişinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, ortalama üstü olduğu ortadadır. Onu bırakmamak gerekir. Onu düzeltip bir artı değere çevirmek gerekir. Neden atasın ki? O zaman elinde yalnızca koyunlar kalır.
Kişinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, ortalama üstü olduğu ortadadır. Onu bırakmamak gerekir. Onu düzeltip bir artı değere çevirmek gerekir. Neden atasın ki? O zaman elinde yalnızca koyunlar kalır.
Üç ya da dört yüzyıl önce polisler, Reich gibi insanları yakalayıp öldürmek için kul­lanılırdı. İdam Cezası denirdi. Şaka yapıyorsunuz. İzci sözü. Ama bu hiç anlamlı değil. Eğer bir adamın topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, o, kesinlikle ortalamanın üzerinde demektir. Onu durdurmak istersiniz. Onu düzeltir ve daha değerli bir hale döndürürsünüz, kazandırırız. Ondan kim vazgeçebilir? Bunu yapmayı yeterince sürdürürseniz, geriye sadece koyunlar kalır. Bilmiyorum. Belki de adamların o günlerde koyunlara ihti­yacı vardı.
Bir gözetleyici olmadığınız için minnettar olmalısınız, efendim. İnsanların sadece dış görü­nümlerini görebildiğiniz için minnettar olmalısınız. Tutkuları, nefreti, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları asla göremediğiniz için minnettar olmalısınız . . . insanların içindeki korkutucu gerçeği çok nadir görebildiğiniz için minnettar olmalısınız. Herkes gözetleyici olduğunda ya da herkes iyileştirildiğinde dünya harika bir yer olacak . .. Ama o zamana kadar, kör oldu­ğunuz için minnettar olmalısınız.
Bir insan ne zaman geçmişte değişiklikler yaparsa bu yalnızca kendi geçmişini etkiler, başka kimseninkini değil. Geçmiş hafıza gibidir. Bir insanın hafızasını sildiğin zaman onu da silersin. Ama başka kimseyi silemezsin. Sen ve ben kendi geçmişimizi sildik. Diğerlerinin tek dünyaları dönmeye devam ediyor. Ama biz kendi varlığımızı yok ettik. Anlamlı bir şekilde durduk
Senden harika bir ortak olurdu, bunu kaybettim, dedi Reich.
Senden harika bir adam olurdu ve sende bunu kaybettin Ben.
Düşman mıyız?
Düşmanız.
Bu, Yıkımın başlangıcıydı.
.Tek bir cinayetle yetineceğim için dünya çok şanslı! Birlikte bütün evrenin altını üstüne getirebiliriz.
Asıl gerçeklik akıldır. Ne düşünürsen osun.
Cinayetin Özü asla değişmez. Her çağda katilin toplumla çatışması olarak kalır ve ödülü kurbandır. Toplumla çatışma ilkeleri de değişmez. Gözüpek ve cesur olup kendinize güvenirseniz başarılı olursunuz. Toplum bu niteliklere karşı savunmasızdır
“Ama bu hiç mantıklı değil. Kişinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, ortalama üstü olduğu ortadadır.Onu bırakmamak gerekir. Onu düzeltip bir artı değere çevirmek gerekir. Neden atasın ki? O zaman elinde yalnızca koyunlar kalır.”
Ama son savaşın, hep olduğu üzere, sondan bir önceki olduğu ortaya çıkmıştı.
Yörünge kolayken tüm gözetleyiciler doğru birer pilot olabilir ama olaylar kızıştığında Yemin’e sadık kalmak için cesur olmak gerekir.
Her insan iki karşıt güdünün bir dengesinden oluşur… Yaşam İçgüdüsü ve Ölüm İçgüdüsü. İki güdü de aynı amaca sahiptir… Nirvana’ya ulaşmak. Yaşam İçgüdüsü Nirvana’ya ulaşmak için tüm muhalifleri ezerek savaşır. Ölüm İçgüdüsü kendini yok ederek Nirvana’ya ulaşmaya çalışır. Adapte bireyde genellikle iki içgüdü eriyerek birleşirler. Gerilim altında ayrışırlar.
esperler hakkında:
birinci sınıf esperler derin gözetleme yapabiliyorlar; bilinç ve bilinçöncesi seviyeleri aşıp bilinçaltına inebiiyorlar. aklın en alttaki seviyelerine.
ikinci sınıf esperler aklın bilinç seviyesinin altını, yani bilinçöncesini gözetleyebilen uzmanlardır. çoğu profesyonel sınıftadır.
üçüncü sınıf esperler bir zihnin bilinç seviyesini gözetleyebilir, bir şeyi düşündüğü anda neyi düşündüğünü öğrenebilir. telepatların en düşük sınıfını oluşturur.
İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun. Tutkuları, nefretleri, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları görmediğiniz için kendinizi şanslı sayın İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin.
Nasıl olduğunu öğrenmelisiniz. Bariyerleri yıkmalısınız. Örtüleri parçalamalısınız. Sizin göremediğiniz gerçekleri görüyoruz Yani insanın içinde sevgi ve inanç, cesaret ve nezaket, cömertlik ve fedakârlık dışında bir şey olmadığını. Geri kalanlar körlüğünüzün bariyerleri. Bir gün kalp kalbe, akıl akıla olacağız.
İnsanlarını yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun. Tutkuları, nefretleri, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları görmediğiniz için kendinizi şanslı sayın İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin.
Hayat zorlaştığında her şeyin hayali olduğu fikrine sığınılır her şey koca bir oyunmuş gibi.
Sonsuz evrenin içinde yeni olan, farklı olan hiçbir şey yoktur.
İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun. Tutkuları, nefretleri, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları göremediğiniz için kendinizi şanslı sayın İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin
Asıl gerçeklik akıldır
Kendi başına olmayı tercih ediyordu.
Savaşlar, istihbarat ile kazanılır.
İnsan arkadaşlarıyla konuşmazsa delirir.
Düşmanlarını kendin seç, tesadüfen geçmesinler karşına.
“Biz hastanede yaşıyoruz… Hepimiz. Psikiyatri koğuşunda. Kaçış yok… sığınacak bir yer yok. Gözetleyici olmadığınıza şükredin, efendim. İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun. Tutkuları, nefretleri, kıskançlığı, kötülüğü, hastalıkları göremediğiniz için kendinizi şanslı sayın… İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin. Herkesin gözetleyici olduğu ve herkesin ayarlı olduğu bir dünya, muhteşem bir yer olur… Ama o zamana kadar kör olduğunuz için minnettar olun.”
İnsanların yanlızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun.Tutkuları, nefretleri, kıskançlıkları, kötülüğü göremediğiniz için kendinizi şanslı sayın.
Aynı megalomanlıktan muzdarip sayısız insan geldi bu hayata ; kendisinin eşsiz , yeri doldurulamaz , benzersiz olduğunu düşünen.
Make your enemies by choice, he muttered, not by accident.
İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun .Tutkuları , nefretleri , kıskançlıkları , kötülüğü , hastalıkları görmediğiniz için kendinizi şanslı sayın İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin . Herkesin gözetleyici olduğu ve herkesin ayarlı olduğu bir dünya , muhteşem bir yer olur Ama o zamana kadar kör olduğunuz için minnettar olun.
On yedi buçuk milyon insanın yaşadığı o büyük ve pis şehirde onun için tek bir kişi bile yoktu
‘Ben bir kadınım’ diyorsun kendi kendine . ‘Bu yüzden erkekler beni istiyor. İzin versem binlerce erkeğin bana sahip olacağını bilmek yeterli .Bu beni gerçek kılıyor.’ Saçmalık ! Bu şekilde kaçamazsın . Seks hayali bir şey değil . Bekaret yüce bir şey değil . ”
Dinleyin normaller! Ne olduğunuzu öğrenmelisiniz. sizin göremediğiniz gerçekleri görüyoruz *Yani insanın içinde sevgi ve inanç, cesaret ve nezaket, cömertlik ve fedakârlık dışında bir şey olmadığını. Geri kalanlar körlüğünüzün bariyeridir. Bir gün kalp kalbe, akıl akıla olacağız.*
Kişinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, ortalama üstü olduğu ortadadır. Onu bırakmamak gerekir. Onu düzeltip artı değere çevirmek gerekir. Neden atasın ki? O zaman elinde yalnızca koyunlar kalır.
Bu çağda? Fiziksel ölüm dışında hiçbir şey kalıcı değildir.
Bir kamera düşünün; merceği öylesine çılgınca bir astigmatla bozulmuş durumda ki yalnızca aynı fotoğrafı çekebiliyor, onu şoktan şoka sokan sahneyi. Bir kayıt kristali düşünün; bir tramvadan ötürü o denli çarpılmış durumda ki yalnızca aynı müzik parçasını tekrar edebiliyor; unutamadığı o korkunç ölçüyü.
İçimizde onur var ama kendi kurallarımız dahilinde
Her insan iki karşıt güdünün bir dengesinden oluşur Yaşam içgüdüsü ve ölüm içgüdüsü. İki güdü de aynı amaca sahiptir Nirvana’ya ulaşmak.
Cinayetin özü asla değişmez. Her çağda katilin toplumla çatışması olarak kalır ve ödülü kurbandır. Toplum çatışmanın ilkeleri de değişmez. Gözüpek ve cesur olup kendinize güvenirseniz başarılı olursunuz. Toplum bu niteliklere karşı savunmasızdır.
Her biri, uzay ve zamanda eşsiz olduğuna dair mağrur sanrılarla gelişen, sonu gelmeyen dünyalar ve kültürler var.
Sekiz, sör; yedi sör;
Altı sör; beş sör;
İki sör; bir!
Sen sor, dedi Sensör
Sen sor, dedi Sensör
Gerilim, kaygı
Ve anlaşmazlık vaktidir
Bir esper için öylesi bir evde yaşamak, çıplak duygulardan oluşma bir cehennemde yaşamakla eşdeğerdi.
Gözetleyici olmadığınıza şükredin, efendim. İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun. Tutkuları, nefretleri, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları görmediğiniz için kendinizi şanslı sayın İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin.
Dinleyin, normaller! Ne olduğunu öğrenmelisiniz. Nasıl olduğunu öğrenmelisiniz. Bariyerleri yıkmalısınız. Örtüleri parçalamalısınız. Sizin göremediğiniz gerçekleri görüyoruz Yani insanın içinde sevgi ve inanç, cesaret ve nezaket, cömertlik ve fedakarlık dışında bir şey olmadığını Geri kalanlar körlüğünüzün bariyerleri. Bir gün kalp kalbe, akıl akıla olacağız..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir