Samuel Alexander kitaplarından Yeteri Kadarsa Çoktur kitap alıntıları sizlerle…
Yeteri Kadarsa Çoktur Kitap Alıntıları
Şiir gibi yaşanmamışsa elimizde kalan şey yaşam değil de ölümdür.
‘Şiir gibi yaşanmamışsa elimizde kalan şey yaşam değil de ölümdür.’
Charles Eisenstein ‘in diyeceği gibi ‘kalplerimizin mümkün olduğunu bildiği daha güzel bir dünyayı nasıl yaratabiliriz?’ Bütün medeniyet gittikçe daha fazla tüketici ürünü üretip tüketmeye odaklanmışken farklı düşünüp yaşamak insanlar için çok zor olabilir, yeterlilik dünyasına adım atmak çok zor olabilir,
Birçok açıdan sevsek de sevmesek de tüketici yaşam biçimlerine mahkum olmuş veya sanayileşme patikası hedefine kilitlenmiş ve bunun içinde hapsolmuşuz. Bu sorunu çözebilecek kolay, sihirli değnek gibi bir yöntem de yok.
Birçok açıdan sevsek de sevmesek de tüketici yaşam biçimlerine mahkum olmuş veya sanayileşme patikası hedefine kilitlenmiş ve bunun içinde hapsolmuşuz. Bu sorunu çözebilecek kolay, sihirli değnek gibi bir yöntem de yok.
Eminim ki;Temiz ve yamasız kıyafetler giyme endişesi temiz bir vicdan sahibi olma endişesinden daha büyüktür
Ancak uyanmışsak şafak söker, şafağın sökeceği nice günler var daha..
Ancak uyanmışsak şafak söker,
şafağın sökeceği nice günler var daha
şafağın sökeceği nice günler var daha
Çiftçi bir eve sahip olunca daha zengin veya daha fakir olmaz , aslında ev ona sahip olmuş olur.
Kıyafetleri giyen yeni insanlar yerine, insanların yeni kıyafetler giymesini şart koşan işletmelerden uzak durun.
Ticaret içine girdiği her işi lanetler.
Öğleden öncelerini çok kez çalıvermişimdir, böylece günün en değerli zamanını harcamayı seçmişimdir. Para bakımından değil ama güneşli saatler bakımından zengindim. Ve yaz günlerinde onları hesapsızca harcayabildim. Bunların daha fazlasını atölyede ya da öğretmen masasında harcamadığım için de hiç pişman olmadım.
Bu dünya bitmeyen işler yeridir
Öğleden öncelerimi ve öğleden sonralarımı topluma satacak olursam birçoğumuzun yaptığı gibi, uğruna yaşayacak bir şeyim kalmayacağı kesin. Yaşamı kazanmak için yaşamın büyük bölümünü tüketen insanın yaptığından daha ölümcül bir ahmaklık olamaz HENRY DAVİD THOREAU
Bir kamara seyahati yapmak istemedim. Onun yerine dünyanın güvertesine çıkıp bayrak direğinin önünde gitmek istedim;çünkü orada dağların arasından ay ışığını en harika biçimde görebiliyordum. Şimdi aşağı inmek istemiyorum .
Bu dünya, aptalların dünyası Daha önce olmazsa da yolun sonuna geldiklerinde anlayacaklar HENRY DAVID THOREAU
Zarafete değil.. Modaya Tapıyoruz. Paris’teki baş maymun bir şapka takınca Amerika’daki tüm maymunlar da bunu yapıyor .
Thoreau’nun bakış açısından ‘şiir gibi yaşamanın’ esas olarak şunları kapsadığını gördük: (1) Kişinin maddi ihtiyaçlarının anlam, tamamlanma ve saygı çerçevesinde karşılanması; ve (2) her ne olursa olsun kişinin esas arayışları’ için özgürlük ve bağımsızlığının olması.
John Burroughs’tan da alıntı yapmadan edemeyeceğim: Maddi yaşamınızın kaynaklarıyla doğrudan ve kişisel bir temas içinde olma[k]; evrensel unsurları yeterli bulmak; havanın ve suyun canlandırıcı olduğunu düşünmek; bir sabah yürüyüşü ya da akşam gezintisi ile tazelenmek; yabani, dutsu meyveler aramanın tropik meyvelerden daha tatmin edici olduğuna İnanmak; gece yıldızları izleyip coşmak; bir kuşun yuvasını ya da baharda yabani bir çiçeği görüp keyiflenmek, basit yaşamın bazı ödüllerindendir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bir adam yol arkadaşlarıyla uygun adım gitmiyorsa belki de başka bir davulun sesini duyuyordur. Bırakın duyduğu müziğe göre atsın adımını, ne kadar ağır ya da uzak gelirse gelsin.
Bir insan düşlerini gerçekleştirmek için güvenle adım atıp ilerlerse ve hayal ettiği gibi yaşamak için çabalarsa hiç ummadığı anlarda başarıyı yakalar.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Thoreau’nun bakış açısından ‘şiir gibi yaşamanın’ esas olarak şunları kapsadığını gördük: (1) Kişinin maddi ihtiyaçlarının anlam, tamamlanma ve saygı çerçevesinde karşılanması. (2) Her ne olursa olsun kişinin ‘esas arayışları’ için özgürlük ve bağımsızlığının olması. Buna dayanarak oldukça açık bir şekilde görülecektir ki bu şairane varoluş mücadelesinde Thoreau, bir takım gerçek başarılar elde etmiştir.
Bir insanın çalışkan olabileceğini, ama bunu yaparken zamanını güzel şeylere harcayamayacağını ortaya koymayı istiyorum. Yaşamının büyük bölümünü geçinebilmek için para kazanmak üzere tüketen kişiden daha ölümcül derecede beceriksizini tanımıyorum.
Thoreau’nun asıl seslenmek istediği grup, çalışma yaşamlarıyla ilgili bir tutkusu olmayan ve daha farklı, daha ilham verici şeyler yapma arayışı içindeki halinden memnun olmayan kitledir
Şu dünya üstünde yaşayacağınız kısıtlı süreli bir hayatımız var ve zamanımızı kendimize saygımızı kaybedecek şekilde harcamamalıyız.
Konforun riski, bağımlılık yaratmasıdır. Thoreau, yaşamdaki amacımızın rahatça değil, tutkuyla yaşamak olduğuna inanmıştır.
Thoreau’nun basit yaşamak için sebepleri, bağımsızlığı ve özgürlüğünü güvence altına almaktan çok daha derindir. Başkalarının kendisi için besin yetiştirmesine izin vermek, böylesi daha etkin ve ekonomik dahi olsa onun toprakla olan bağını kesecekti.
Para kazanmanın en iyi yolu nedir? Buna ne kadar zaman ayırmalıyım? Düzgün ve özgürce yaşamak için ne kadara ihtiyacım var? Thoreau, kendi öz-kültürü ile kâr odaklı bir medeniyet arasında bir uyuşmazlık keşfetmişti.
Onun üzerinde durduğu şey; para kazanma yollarının istisnasız olarak bizi aşağı çektiğiydi.
Özgür doğmak ve özgür yaşamamak nasıl bir şeydir?
Çinli filozof Lao Tzu ‘Yeteri kadarına sahip olduğunu bilenler zengindir.’ demişti.
John Burroughs’tan da alıntı yapmadan edemeyeceğim: Maddi yaşamınızın kaynaklarıyla doğrudan ve kişisel bir temas içinde olma[k]; evrensel unsurları yeterli bulmak; havanın ve suyun canlandırıcı olduğunu düşünmek; bir sabah yürüyüşü ya da akşam gezintisi ile tazelenmek; yabani, dutsu meyveler aramanın tropik meyvelerden daha tatmin edici olduğuna İnanmak; gece yıldızları izleyip coşmak; bir kuşun yuvasını ya da baharda yabani bir çiçeği görüp keyiflenmek, basit yaşamın bazı ödüllerindendir.
Thoreau’nun bakış açısından ‘şiir gibi yaşamanın’ esas olarak şunları kapsadığını gördük: (1) Kişinin maddi ihtiyaçlarının anlam, tamamlanma ve saygı çerçevesinde karşılanması; ve (2) her ne olursa olsun kişinin esas arayışları’ için özgürlük ve bağımsızlığının olması.
Hiç ölü zaman bırakmadan yaşamak
Yaşamını kazanmak için yaşamının büyük bir bölümünü tüketen insanın yaptığından daha ölümcül bir ahmaklık olamaz.
‘Bir şeyin bedeli, karşılığında hemen ya da uzun vadede takas edilmesi gereken yaşam diye adlandıracağım miktardır’
”Fabrika sisteminin temel nesnesinin insanın düzgün ve ahlâka uygun bir şekilde giydirilmesi değil, şirketlerin sorgulanamaz biçimde zenginleştirilmesidir.
Bu dünya bitmeyen işler yeridir
Basitlik, karmaşıklığın son noktasıdır.
Uyanmak, hayatta olmaktır.
Ancak uyanmışsak şafak söker.
Ticaret, içine girdiği her işi lanetler!
Hissettiğiniz acı, kapitalizmin ölümüdür.
Yeteri kadarına sahip olduklarını bilenler zengindir.
Bu dünya, aptalların dünyası Daha önce olmazsa da yolun sonuna geldiklerinde anlayacaklar HENRY DAVID THOREAU
‘piramitlere bakın’ diye dikkatleri çeker H.D.Thoreau. bunların içinde bu kadar merak edecek bir şey yok ;bir sürü adamın hırslı bir sümsük için mezar inşaa etmek uğruna hayatlarını harcayacak kadar düşmüş olmasından başka. Nil’de boğulsalar ve cesetleri de köpeklere verilse daha akıllıca ve erkekçe bir iş yapmış olurlardı
Zarafete değil.. Modaya Tapıyoruz. Paris’teki baş maymun bir şapka takınca Amerika’daki tüm maymunlar da bunu yapıyor .
Öğleden öncelerimi ve öğleden sonralarımı topluma satacak olursam birçoğumuzun yaptığı gibi, uğruna yaşayacak bir şeyim kalmayacağı kesin. Yaşamı kazanmak için yaşamın büyük bölümünü tüketen insanın yaptığından daha ölümcül bir ahmaklık olamaz HENRY DAVİD THOREAU
Ölüm de yaşama dahildir, öyle değil mi?
Delirmiş görünmek pahasına da olsa deli dünyada aklı başında olmak için cesur ol! Yeni birşeyler yarat! Lider ol! Dünya saçma geleneklere ve nazik toplumun adetlerine çok kolay uyum sağlayacak aptal insanlarla dolu .. O zaman sesini çıkar ve başka türlü yaşa ..
Hayat enerjimi nereye yönlendireceğimi bilmiyorum..
Hayat ahlaki belirsizliğin karmaşasıdır. Ancak hayata yön vermeyi sağlayan bazı genel ilkeler vardır: Dürüst, cesur, yaratıcı olmak ..
Karşılaşacağın gerçek zorluk nasıl yaşadığın değil yaşayıp yaşamadığındır ..
Hayat ahlaki belirsizliğin karmaşasıdır. Ancak hayata yön vermeyi sağlayan bazı genel ilkeler vardır: Dürüst, cesur, yaratıcı olmak ..
Karşılaşacağın gerçek zorluk nasıl yaşadığın değil yaşayıp yaşamadığındır ..
Kendi dünyamızı yeniden inşa etmeliyiz..
Hayatımın sonuna geldiğimde yaşamamış olduğumu keşfetmeyi istemem ..
konforsuzluk içinde tutkulu ve anlamlı yaşamak, bugün mutlu görünen insanlar gibi konfor içerisinde tutsak bir hayat sürmekten daha iyidir..
Kendini fethetmelisin, herkesin beklentilerini boşver , doğrunun ve doğanın yolunu anlat,yanlış şeylerin peşinden koşarken hayatını harcama , kendini eğit ve gönüllü bir yoksulluk yaşa .. Fazlalıklarından arın ..37
Ne yazık ki suyun içinde olduğunu bilmeyen bir balık gibisin, her yerde olduğu için var oluşun dokusunu algılamakta yanılgıya düşüyorsun!
-Güpegündüz elinde bir fenerle dolaşmanın sebebi nedir Diyojen?
+Işık tarafından kör edilmeye hazır mısın?
Yanan feneri bizi saran korkunç bir karanlık olduğu için taşıyorum..
+Işık tarafından kör edilmeye hazır mısın?
Yanan feneri bizi saran korkunç bir karanlık olduğu için taşıyorum..
Özgür olduğunu düşünen köleler ve köle olduğunu düşünen özgür ruhlardan oluşan bir toplumda yeni bir bilinçten daha önemli bir şey yoktur..
Seni bir heykelden para dilenirken gördüm! Bunu bana açıklar mısın?
– Heykellerden dilenmek beni reddedilmeye alıştırıyor..
– Heykellerden dilenmek beni reddedilmeye alıştırıyor..
En fazla şeye sahip olan kişi, ez az ile yetinendir..
Esas arayışınla ilgisi olmayan şeylerle sınırlı zamanını ve enerjini harcamamalısın
Ne için yeterli sorusunun cevabını vermeden ne kadarı yeterli sorusunu cevaplayamayız
Yeteri kadarına sahip olduklarını bilenler zengindir.
Öğrendim ki en hızlı gezgin yayan gidendir der thoreau
..Lüks içinde yüzen zenginler ,ortamı ılıtmaktan çok doğaldan uzaklaşacak kadar ısıtıyorlar..
‘
Zarafete değil.. MODAYA TAPIYORUZ. Paris teki baş maymun bir turist şapkası takınca Amerika daki tüm maymunlar da bunu yapıyor . der thoreau
Zarafete değil.. MODAYA TAPIYORUZ. Paris teki baş maymun bir turist şapkası takınca Amerika daki tüm maymunlar da bunu yapıyor . der thoreau
‘Ticaret ,içine girdiği her işi lanetler’ der thoreau
..Basit bir yaşam sürmek için maddi isteklerini azaltmak olduğuna karar vermişti .. thoreau