İçeriğe geç

Yeni Dalga Kitap Alıntıları – James Monaco

James Monaco kitaplarından Yeni Dalga kitap alıntıları sizlerle…

Yeni Dalga Kitap Alıntıları

Kesin bir adaletsizlik türünün var olduğunun keşfedilmesiyle başa çıkmanın tek yolu dört yüz darbe yapmak/ortalığı birbirine katmaktır.
Truffaut 400 Darbe’nin temeli olduğunu düşündüğü bu klinik sendromu birkaç kez açıklamıştır:
Filmimi ergenlik çağı atağı, ebeveynlerden duygusal kopuş, bağımsızlık arzusu ve aşağılık kompleksi olarak adlandırılan dört belirgin karmaşadan oluşan ve uzmanların ‘gençliğin kimlik krizi’ diye hoş bir şekilde isim verdikleri dönemin üzerine kurdum. Bu dört faktörün her biri kesin bir adaletsizlik türünün var olduğunun keşfedilmesine ve isyana yol açar.
Sanat görüleni yeniden üretmez, görülmeyeni görünür kılar.
Bu filmi yapmayı istedim, çünkü zor durumdaki kitapları zor durumdaki insanlarmış gibi göstermeyi, izleyicinin sanki yanan hayvanları ya da insanları izliyormuş gibi acı çekmesini istedim. ”
Jules ve Jim’i okudum 73 yaşındaki bir adamın ilk romanını; bir sinemasever olarak beni mesleki açıdan çok etkiledi. 21 yaşındaydım ve bir film eleştirmeniydim. Beni şaşkına çevirdi ve şunları yazdım: Eğer bir gün film çekmeyi başarabilirsem, Jules ve Jim’i yapacağım.
Çılgın Pierrot’da tekrarlanan bir nakarat vardır:
Bölüm Sekiz: Cehennemde Bir Mevsim.
Serseri Aşıklar bir kara film’dir, ama aydınlık bir kentte, yaz ortasında geçer. Daha kesin bir şekilde söylersek bu kara film’ler üzerine bir filmdir. Bu türün kurallarını tersine çevirerek bu tür hakkında bir şeyleri açıklamayı umar. Filmin odak noktası kovalayan ile kovalanan arasındaki mücadele değil, durumun görüntüsü üzerinedir.
ilk uzun metrajlı filmi Serseri Aşıklar bir öğeler kataloğu sağlar:
Düşünmeye karşı eylem, gri kent, kadınların kararsızlığı, kadınlara yönelik kararsızlık, sevgisizlik, sözcüklerin ikonografisi, popüler kültürün gücü, kapitalizmin grotesk çarpıtmaları, geçicilik (kimsenin bir evi yoktur), kafeler, sonu gelmeyen konuşmalar, biçimsel mizansen, görüntüye karşı sesin sözdizimi, Amerikan kültürü, B-filmi, kara film, ölümle ürpertici romans, anlamanın güçlüğü, ölümün sıradanlığı, dışlanmışın durumu, politik eylem, göstergenin önemi, göstergenin (göstergebilimsel açıdan) ‘anlamı,’ basıma karşı film, hem benliğin hem de otomobilin otomanisi, auteurizm, konudan sapmalar, sosyolojik inceleme, sözcük oyunları, endişe, Sartre’cı bulantı.
Sanat görüleni yeniden üretmez, görülmeyeni görünür kılar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir