İçeriğe geç

Yaşamın Gizli İşaretleri Kitap Alıntıları – Mecit Ömür Öztürk

Mecit Ömür Öztürk kitaplarından Yaşamın Gizli İşaretleri kitap alıntıları sizlerle…

Yaşamın Gizli İşaretleri Kitap Alıntıları

İnsan bekler, neyi beklediğini bilmeden bekler İnsan sevinir, neye sevindiğini bilmeden de sevinir İnsan endişelenir, neye endişelendiğini bilmeden de endişelenir
Bugüne kadar yaşamımızın sahnelerini tefekkür maksadıyla, hadiseler arasındaki görünmez bağları ortaya çıkarmaya başladığımızda, hayatımızın ilahi tecellinin müdahaleleriyle sürdüğüne olan inancımız daha da kesinleşir. Hayatımızdan biri terhis edilir, onun yerine başka biri vazifelendirilir. Biri gelir, diğerinin acısını unutturmak için; bir başkası gelir, bir öncekini hatırlatmak için Kader, bir şeyin yerini bir başka şeyle, birinin boşluğunu bir başka kişinin varlığıyla doldurduğunda, bunun fark edilmesi, üzerinde tefekkür edilmesi, bu duruma şükredilmesi gerekir.
İnsan hayatı, kendi dışındaki hayatlarla bitişiktir. Hayatlar birbirine ayna tutar.
Sohbet koyulaştıkça sis dağılır, mesele açığa çıkar.
Fırıncıdan iki ekmek istediğimiz halde, onun bize yanlışlıkla eksik sayıda ekmek vermesi, ikinci ekmeğin gereksizliğiyle ilgili olabilir mi? Fırıncı bazen yanlış işitir, ama kader yanlış işitmez.
Bil ki Allah seni okuyor. Seni saniye saniye, satır satır, anbean okuyor. Sen uyandıktan sonra, yatağa yeniden girinceye kadar ve uyuduğun saatlerde okuyor. Ayaktayken, dururken, yürürken, Rakib ismiyle seni okuyor. Başkalarını da okuyor olmasının bölmediği bir bir okumayla seni kesintisiz ve fasılasız okuyor. Ara vermeksizin seni seyrediyor. El hareketlerini, okuduğun şeyleri, düşüncelerini, yürüyüş tarzını, endamını seyrediyor. Önünden ve arkandan, sağından ve solundan, içinden ve dışından sana bakıyor. Bugüne denk senden hiç ayrılmamış bakışıyla hep sana bakıyor
İnsan, her türlü paradigmayı okuyabilen bir varlıktır. Hayvanlar gibi her durumda aynı refleksi vermek değil, her duruma uygun refleksi ortaya koymak imkanına sahip bir varlıktır.
Günün sloganını, günün kendisi söyler.
Yaşam, haberci işaretlerle doludur, onları okumasını bilenler için
Kainat bir kitaptır ve kainatın içinde yaşanan olaylar birer satırdır; bu satırlar kendi içerisinde uyum ve ahenk içerisindedir.
Tahammül edebileceğinden daha fazla şey bilmesi insan için mutsuzluk kaynağıdır.
Cenabı Hakk, alemlerin Rabbi olduğu gibi teker teker her bir insanın da Rabbi ve Yaratıcısıdır. Rabbimiz, yarattığı her insanla ilgilenir, her insanın yaşam serüvenini bir aracı kullanmaksızın bizzat yaratır ve şekillendirir. Bu sebeple insanın gerek yaşadığı gerek şahit olduğu bütün hadiselerin anlamı kişiye dönüktür ve kişiye özel anlamlar taşımaktadır. Hadiseler Allah’ın akıştaki ayetleridir ve kişi kendini onlara bizzat muhatap kabul ettiğinde, onlar da anlamlarını ele vermeye, sırlarını açmaya
Hadiselerden özel anlamlar çıkarabilmek için o hadiselerin illa şaşırtıcı ya da harikulade bir şekilde gerçekleşmeleri gerekmez. Hadise bazen öyle basit, öyle sıradandır ki Verdiği mesaj yine de kuvvetli ve hayatidir.
Kaniat bir kitaptır ve kainatın içinde yaşayan olaylar birer satırdır; bu satırlar kendi içerisinde uyum ve ahenk içerisindedir.
Yaşadığımız hadiseler arasındaki bağlantıları keşfetmek ve onların konuşan dilini çözmek için iki önemli kural vardır. Birinci kural, onlara yakından ve içeriden bakmak; ikinci kural, uzaktan ve dışarıdan bakmaktır.
İhtiyaç tahakkuk etti ve bilimler sırt sırta verince akla hayale gelmeyecek noktalara ulaşıldı.
Bazı madenler binlerce yıldan beri yeryüzünde var oldukları halde son yüzyıllarda çıkarılıp kullanıma açıldığı gibi, bazı ilimler de hep var olmalarına rağmen binlerce yıl sonra açığa çıkabilir.
-Yürümekte olduğumuz caddede eczanelerin çoğalması nasıl ki yakında bir hastanenin varlığını gösteriyorsa, kimi iz ve işaretlerin gitgide artması da yaklaşan hadisenin niteliği hakkında bilgiler vermektedir. Yaşam, haberci işaretlerle doludur, onları okumasını bilenler için
İnsanların mana alemlerine temas edebilmesine yarayan en basit ve etkili uzantıdalardandır tevafuklar.
Tevafuklar yaşam şiirinin kafiyeleridir.
“Rabbim! beni iyi kullarının arasına kat!”
Peki, darda kalıp bunalmış kişi kendisine yalvardığı zaman onun imdadına yetişip sıkıntısını gideren kim?
İnsanlar aklen, zihnen haberdar olmadıkları olaylardan ruhen haberdar olabilir.
Kendisiyle çok ilgili bulunduğumuz birinin başına üzücü bir hadise geldiğinde, kimi zaman bunu radara takılmış gibi hissederiz. Rengimiz değişir, omuzlarımız düşer, sesimiz kısılır, asabi bir hal alırız.
Yani bağlılık hissettiğimiz insanların yaşadıklarından etkileniriz.
Tahammül edebileceğinden daha fazla şey bilmesi insan için mutsuzluk kaynağıdır.
Kaderimizde bekleyen hadiselere, öncelikle bedenimizle değil duygularımızla giriş yaparız. Bu ön hissedişler, ilerideki hadiselere bizi psikolojik olarak hazırlayan antrenmanlardır.
Tevafuklar, milyonlarca insan arasında yalnızca muhatabına verilmiş özel ilahi sinyallerdir. Bu yüzden tevafukların kıymetini bilmek mecburiyetindeyiz.
İnsanın mana âlemlerine temas edebilmesine yarayan en basit ve etkili uzantılardandır tevafuklar.
Şöhret ayn-ı riyadır ve kalbi öldüren zehirli bir baldır. (Mesnevî-i Nuriye)
Tevafuklar yaşam şiirinin kafiyeleridir.
Mesele sadece kelimelerin sözlük anlamlarıyla ilgili değildir.
İnsan hayatı, kendi dışındaki hayatlarla bitişiktir. Hayatlar birbirine ayna tutar.
Yardım isteyen birine el uzatmadığımız vakitten kısa bir süre sonra başkasına mecburen ve daha fazla destek olmak zorunda kalmamız, incelenmesi ve üzerinde durulması gereken tecellilerdendir.
Yetişmek bir nimettir ve bu nimetin önünde neyin engel teşkil ettiği üzerine düşünmek gerekir.
“Evet, hayatımız küçük bir hayat. Ancak, kudret-i ilahiye nezdinde büyük-küçük ayrımı olmadığı için, insanın meselesi, memleket meselesi ve dünya meselesiyle aynı çizgidedir.”
Günahlar, kibir, enaniyet, öfke ve hırs gibi duygular, dünyevileşme meyli gibi hatalı gidişatlar insanın manevi yeteneklerini körelten tutumlardır ve onun özel kavrayışlarını zayıflatarak Allah’ın nuruyla bakmasına mani olurlar.
“O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıklarındaki tek bir taneyi bile bilir” (Enam,59)
“İnsanın yaşadığı ve yaşaması muhtemel olaylar iman gözlüğüyle bakıldığında risk taşıyan tehlikeler değil, rızık gibi, hidayet gibi, rahmet nimetlerinden biridir.”
“Cenab-ı Hakk varlığını, himayesini ve yardımını insana fiili olarak daima hissettirmektedir. Bu O’nun insanla iletişim kurma biçimlerinden biridir.”
“Hadiseler Allah’ın akıştaki ayetleridir ve kişi kendini onlara bizzat muhatap kabul ettiğinde, onlar da anlamlarını ele vermeye, sırlarını aşmaya başlar.”
Her gün Allah’ın isim ve sıfatları, farklı yaşam kesitlerine ayrı birer yansımayla tecelli eder.
Yaşam, haberci işaretlerle doludur, onları okumasını bilenler için ”
“İnsanın başından geçen her yaşam tecrübesi, buna gündelik hadiseler de dahil, ortaksız bir şekilde Allah’ın yaratımıdır.”
“İnsanın yaşadığı ve yaşaması muhtemel olaylar iman gözlüğüyle bakıldığında risk taşıyan tehlikeler değil, rızık gibi, hidayet gibi, rahmet nimetlerinden biridir.”
“Hadiseler Allah’ın akıştaki ayetleridir ve kişi kendini onlara bizzat muhatap kabul ettiğinde, onlar da anlamlarını ele vermeye, sırlarını aşmaya başlar.”
“Yürümekte olduğumuz caddede eczanelerin çoğalması nasıl ki yakında bir hastanenin varlığını gösteriyorsa, kimi iz ve işaretlerin gitgide artması da yaklaşan hadisenin niteliği hakkında bilgiler vermektedir. Yaşam, haberci işaretlerle doludur, onları okumasını bilenler için ”
“Kâinatta toz tanesi kadar bile yer kaplamayan insanın küçük yaşam sahneleri, Rabbimiz katında büyük kâinat hadiseleri kadar mühimdir.”
“Evet, hayatımız küçük bir hayat. Ancak, kudret-i ilahiye nezdinde büyük-küçük ayrımı olmadığı için, insanın meselesi, memleket meselesi ve dünya meselesiyle aynı çizgidedir.”
“İşaretlerin bize yol göstermeleri ferasetle bakışın ardından gerçekleşen manevi bir halle mümkün olabilir.”
Tevafuklar, milyonlarca insan arasında yalnızca muhatabına verilmiş özel ilahi sinyallerdir. Bu yüzden tevafukların kıymetini bilmek mecburiyetindeyiz.
İnsanın kalp ve zihin dünyasında iradi olmayan birçok rehber hissiyat yaşanır. Durup kendini dinlemeyen, o türlü anlarda neler hissettiği üzerinde düşünmeyen, kendine, şimdi ne hissediyorsun, nasılsın diye sormayan, kendi düşünce dünyası üzerinde kafa yormayan birinin bu sinyalleri algılaması ve onlardan birtakım manalar devşirmesi elbette düşünülemez.
Henüz yaşanmamış, belirtileri dahi ortaya çıkmamış olaylardan ve durumlardan dolayı kalbimize çeşitli duyuşlar yağar.
İnsanın, içerisinde yer tuttuğu üç dairesel merkez vardır. Bunlar beden, ruh ve kalp merkezleridir. Bu dairelerin her birinin zaman kavramıyla ilişkileri farklıdır. Beden şimdiki zamana, şu andaki vakte, yani ana çakılıdır. Kalbinse birkaç gün ileriden veya birkaç gün geriden kapladığı zamansal bir düzlem vardır. Ruha gelince, onun yıllar öncesinden yıllar sonrasına uzanan bir hissediş alanı mevcuttur. Bu tespit, irfan geleneğinin özel keşiflerinden biridir.
Uyumların Yaratıcısı’na yaklaşmaya başladıkça artacaktır tevafuklar.
İçinde bulunduğun kainat senin aynan ve yansıman.
Yürümekte olduğumuz caddede eczanelerin çoğalması nasıl ki yakında bir hastanenin varlığını gösteriyorsa, kimi iz ve işaretlerin gitgide artması da yaklaşan hadisenin niteliği hakkında bilgiler vermektedir. Yaşam, haberci işaretlerle doludur, onları okumasını bilenler için
Sufi ibnü’l-vakttir, yani vaktin çocuğudur, derler. İbn’ül-vakt ola ola ebu’l-vakt olunur, diye eklerler. Vaktin çocuğu olmayı başarabilen kimse, gün gelir vaktin babası da olur ve onun tarafından belirlenmek yerine onu belirlemeye başlar.
Günümüzün anlam arayışındaki insanı, önce bütün büyük hadiselerin kökeni olan basit gündelik hadiselere anlam verebilmekle işe başlamalıdır.
Yaşam içerisinde, muhatabı doğrudan biz olmadığımız durumlarda dahi, kulağımıza giren seslere, göz bebeklerimize düşen görüntülere, zihnimize kadar ulaşmayı başarmış manalara alıcı gözle bakmalıyız. Şahit olmamız kaydıyla, bizi ilgilendirmediğini düşündüğümüz noktalardan bile çok sürpriz yönlendirmeler alabilir, onlardan kendimiz için can alıcı ifadeler çıkarabiliriz.
Uzaydaki gezegenler, doğadaki varlıklar, bedenimizdeki organlar çok hikmetli, çok amaçlı ve birden çok anlam taşıyor olsun da, konu yine Allah’ın ortaksız yaratım dairesinde bulunan gündelik hadiselere geldiğinde anlamsızlık veya tek anlamlılık dayatılmış olsun, bu nasıl kabul edilebilir?
Resim sergisinde seyre daldığımız bir tablonun bir öğrenci tarafından yapıldığını bilmekle, aynı resmin ünlü bir ressam tarafından yapıldığını bilmek arasında, bakışımızı ve yorumumuzu etkileyen önemli farklar vardır. Onu bir öğrencinin yaptığı bilgisiyle hareket ettiğimizde, tablo üzerinde üretebileceğimiz fikirler sınırlıdır ama aynı tabloya bir ustanın elinden çıktığını kabul ederek baktığımızda orada çizgi hatası gibi görülen şeylerin bile muhteşem anlamlar içerebileceği kabulüyle hareket ederiz ve böylece zihnimizde derin açılımlar gerçekleşir. İşte hadiselere de öznesinin kader olduğunu bilerek baktığımızda ortaya özel hikmet ve anlamlar çıkar.
Tahammül edebileceğinden daha fazla şey bilmesi insan için mutsuzluk kaynağıdır.
Dün öfkeli olmasına rağmen bugün ona şefkat yüklemişse, dünün hatırına inat etmek değil, bugünün hatırına onu alıp yansıtmaktır değerli olan.
Hadiseleri okumayı bilen insan, onların gerçekleşme şekli üzerine gereğinden fazla kafa yormaz, taşıdığı manalara yönelir.
Tevafuklar yaşam şiirinin kafiyeleridir.
Tahammül edebileceğinden daha fazla şey bilmesi insan için mutsuzluk kaynağıdır.
Kimi denk gelmeler öyle acayiptir ki
Tevafuklar yaşam şiirinin kafiyesidir.
Dün öfkeli olmasına rağmen bugün ona şefkat yüklemişse, dünün hatırına inat etmek değil, bugünün hatırına onu alıp yansıtmaktır değerli olan.
Olmadan önce hissettmek
İşaretler her yerdedir.
Tevafuklar yaşam şiirinin kafiyeleridir.
Hadiseleri okumayı bilen insan, onların gerçekleşme şekli üzerine gereğinden fazla kafa yormaz, taşıdığı manalara yönelir.
Tevafuklar yaşam şiirinin kafiyeleridir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir