İçeriğe geç

Yara İzi Kralı Kitap Alıntıları – Leigh Bardugo

Leigh Bardugo kitaplarından Yara İzi Kralı kitap alıntıları sizlerle…

Yara İzi Kralı Kitap Alıntıları

Leigh Bardugo kitaplarından Yara İzi Kralı kitap alıntıları sizlerle

Yara İzi Kralı Kitap Alıntıları

Daha küçük hayvanlar bir tuzağa yakalandıklarında sızlanıp debelenirlerdi. Tilkiyse kurtulmanın bir yolunu bulurdu.
Bazı insanlar merhametini hak ediyorlar, Nina.
Elbette, Matthias. Onlardan biriyle karşılaştığımda sana söylerim.
Merhamet gösterdin, Nina. Bundan asla pişman olma.
Geç kaldın dedi zoya
Ben kralım sen erken gelmişsin
Birlikte yeni bir dünya inşa edeceklerdi.
Ama önce eski dünyayı yakıp yıkmaları gerekiyordu.
Ama insan bir şeyi sevdiğinde, yapacağı şeyler asla tükenmezdi.
Bazı çocuklar sevilmemek üzere dünyaya gelirler.
Bizler hayal etmezsek, kim edecek?
Acı hissi beni hâlâ gafil avlıyor. Sinsi ve yapışkan bir his.
Herkes ilk tomurcuk için yas tutar. Düşen diğer tomurcuklar için kim ağlayacak?
Matthias’ın yokluğunun neden olduğu acı, kalbine bir oltanın ucu gibi saplanmıştı. Acı hissi hep oradaydı ama o gibi anlarda biri sanki misinayı çekip duruyordu
Hepimiz karanlıkta değil miyiz zaten?
Güçlüsün ama bunu birilerinin fark etmesinden korkuyorsun, o yüzden de ezilip büzülüyor ve kendini olduğundan küçük bir hale getirmeye çalışıyorsun. Ancak birilerinin seni izlemediğinden emin olduğunda kendini rahat hissediyorsun
Korku bir Anka kuşudur. Bin kere yandığına şahit olabilirsin ama geri döner.
İnsanlar çektikleri acılar için her zaman suçlayacak birini ararlar,
Umutlu olmamız gerek, yoksa bocalarız.
İyiler yok oluyordu. Ya kötüler?
Her şeyin ne anlamı vardı? Bir hayat kurtarıyor ama sonra bir diğer hayatın alındığını görüyordunuz.
Yapmaya değer her şey, kötü bir fikir olarak başlar.
Daha küçük hayvanlar bir tuzağa yakalandıklarında sızlanıp debelenirlerdi. Tilkiyse kurtulmanın bir yolunu bulurdu.
Her yakıt farklı şekilde yanar. Bazıları daha hızlı, bazıları da daha sıcaktır. Nefret de bir tür yakıttır. Ama ya adanmışlık olarak başlayan bir nefret? Onun oluşturduğu alevler de farklıdır.
Çoğu kadın çiçekler uğruna dikenlere katlanır. Ama güce sahip olan bizler, dikenlerimizin battığını gizlemek için kendimizi çiçeklerle süsleriz.
Ümit, yelkenlerinizi şişiren ve sizi evinize götüren ve hiçlikten gelen bir rüzgârdı.
Göz açıp kapayıncaya kadar geri geleceğim, dedi Tamar.
Sana bir hediye de getireceğim.
Bu yeni bir koruyucu gözlük olsa iyi olur, dedi Nadia.
Aklımda daha romantik bir şey vardı.
David kaşlarını çattı. Koruyucu bir gözlükten daha romantik ne var ki?
Korku bir Anka kuşudur. Bin kere yandığına şahit olabilirsin ama geri döner.
Birçoğumuz en büyük üzüntülerimizi ve arzularımızı gizleyebiliriz. Her gün böyle yaparak hayatta kalırız. Acı orada değilmiş, yaralar yerine yara izlerinden oluşuyormuşuz gibi davranırız.
Tanrılar insana dünyaya yeniden bakma şansı verince, en güzeli bunun keyfini çıkarmaktır.
Burası piknik yapmak için harika bir alan ama sağ elimi kaldırırsam, kafanızı bir karpuz gibi havaya uçurmak için de öyle.
Ama hepimizin başına bir bedel koyulmuştu. İnsanlar kanımıza susamıştı ve sokaklar karmakarışıktı.
Ne çok eski dostum bir araya gelmiş, eve dönmek ne kadar da güzel.
Yapmaya değer her şey, kötü bir fikir olarak başlar.
“Tek tesellim şu: Sen asla benim olmayacaktın ama şunu bil ki ben seve seve senin olabilirdim.”
“Yapmaya değer her şey, kötü bir fikir olarak başlar.”
“Onun da huzur bulabildiği tek yerin sözcükler olduğu bir zaman olmuştu.”
“O bende kendi izini, ben de onda kendi izimi bıraktım. Birbirimize zarar verdik. Bu hatırlanmayı hak eden bir şey.”
Ne çok eski dostum bir araya gelmiş, dedi Karanlıklar Efendisi, kendisine sadık ahmak bir oğlanın, onu seven bir diğer aptalın ağzından konuşarak. Eve dönmek ne kadar da güzel.
Burada olmayan bir kral için nasıl bir parti verebiliyorlar? dedi Nikolai. Birini onun yerini alması için değiştirmiş olamazlardı, değil mi? Birini özellikle de bu kadar önemli bir olay için eğitecekleri kadar vakitleri yoktu.
Belki de bir korkuluğa giysiler giydirip başına bir de taç takmışlardır, dedi Zoya.
Konsey toplantılarında bu stratejiyi uygulamalıyım.
Yapmaya değer her şey, kötü bir fikir olarak başlar.
Ormanın ne kadar güçlü olduğunu hiç merak etmediniz mi ? diye sordu Elizaveta. Dikenli bitkiyi daha da yükseltirken yüzü parıldıyordu. Birçok öykünün merkezindeki büyüdür o. Bir dikenin batması? Tek bir gülün içerdiği sihir? Bu ağaçlar dünyadaki her şeyden daha yaşlıdır ve hayvanlardan, insanlardan ve diğer her şeyden daha önce, ilk yaratılış anında ortaya çıkmışlardır. Yıldızlar kadar eski ve bana aittirler.
En içten sevgilerimle,
Nikolai Lantsov,
Udova Grandükü,
Ravka Prensi, vs.
Ama kimsenin bizimle gidemeyeceği yerler var.
Su duyar ve anlar. Buz affetmez.
Nikolai’a askeri tarihi, stratejiyi, kimyayı ve astronomiyi öğreten şey kütüphane olmuştu. Her bir cilt açık bir kapı olmuş, İçeri gel, içeri gel, diye fısıldamıştı ona. Burada hiç görmediğin bir dünya var. Korktuğunda gizlenebileceğin, sıkıldığında oyun oynayabileceğin, dünya sana kötü davranıyormuş gibi geldiğinde dinlenebileceğin bir yer burası.
yürekli birisin diye kendini cezalandırmaktan vazgeç. yaşamak, yas tutmaktır. kendini dünyadan soyutlayarak koruyamazsın.
Zoya kolunu onun elinden kurtardı. Peki, bu cinayetleri işlesin diye zorladığı o kızı seviyor muydu? Kendi amaçları için yaşlı kralların yatağına attığı ama kendisine meydan okuyunca parça parça yaptığı o kızı? Ya da ona sevgi göstermediği için kör ettiği o kadını? Liliyana, Genya, Alina ve Baghra için o değilse kim konuşacaktı?
Zoya, haince bir şey söyle.
Neden? dedi Zoya belli belirsiz bir sesle.
Çünkü halüsinasyon gördüğüme neredeyse eminim ve rüyalarımda seni her zaman daha güzel görüyorum.
Sersemin tekisin, Nikolai.
Daha iyi bir şey bulabilirdin.
sessiz bir sokak bulup alçak taş bir duvarın önüne kıvrıldı ve çocukluğundan beri ağlamadığı kadar ağladı.

gülümse, güzel kız, dedi yanından geçen bir yabancı. hâlâ hayattayız! hâlâ umut var!

adama ciğerlerindeki havayı boşaltacak kadar sert bir yumruk atıp onu iki büklüm etti. gülümse, dedi adamın gözleri dolarken ve yüzü kıpkırmızı olurken. benim için gülümse. haydi şimdi bana yine umuttan söz et.

çoğu kadın çiçekler uğruna dikenlere katlanır. ama güce sahip olan bizler, dikenlerimizin battığını gizlemek için kendimizi çiçeklerle süsleriz.
herkes ilk tomurcuk için yas tutar. düşen diğer tomurcuklar için kim ağlayacak?

( )

ilkbahar bittikten sonra bile senin için şarkı söyleyeceğim.

Onlar için, Nikolai Lantsov sadece bir kral ya da savaş kahramanı değildi. O iç savaş karmaşasından ardından düzeni geri getiren, onlara barış dolu seneler veren, bolluk vaat eden ve bunun gerçekleşmesi için çaba harcamış olan birisiydi. Herkes dizlerinin üstüne çöktü.
Re’b Ravka diye bağırdılar. Korol Rezni. Ravka’nın Oğlu. Yara İzi Kralı.
Kimse onunla ne yapması gerektiğini pek kestiremiyordu. ne kadar tatlı söz söyleseler de ya da ne tür cezalar verseler de onu durdurmak mümkün olamıyordu. ona bol bol kitap veriyorlardı ve o da bunları geceleri okuyordu. Katıldığı bir Fizik dersinden sonra sarayın çatısından bir top mermisi atmayı bile denemişti. paha biçilemeyen bir ormolu saatini parçalara bölmüş ve sonra da parçaları durmadan pırpır eden ve vınvın öten korkunç bir zamazingoya dönüştürecek şekilde yeniden bir araya getirmişti. annesi ata yadigârı saatin mahvolması üzerine ağlamaya başlayınca da, nikolai ona şaşkın ela gözleri ile bakmış ve, ama.. şimdi bu sadece saati değil, tarihi de söylüyor, demişti.
Parçalanmış, muhtaç ve çaresiz ravka. Yüce hanımefendi. ağlayan çocuk. kurtarılmak yerine sizi de suyun içine çeken boğulan adam. Burası pek çok şey alıp da karşılığında hiçbir şey vermeyen bir ülkeydi.
Onun da huzur bulabildiği tek yerini sözcükler olduğu bir zaman olmuştu. hiçbir zaman sabırsız davranmamış ya da kıpır kıpır olmamasını söylememişti. öğretmenleri bıkkınlıkla ellerini havaya kaldırdıklarında, nikolai’a askeri tarihi, stratejiyi, kimyayı ve astronomiyi öğreten şey kütüphane olmuştu. her bir cilt açık bir kapı olmuş, İçeri gel, içeri gel diye fısıldamıştı ona. burada hiç görmediğin bir dünya var. korktuğunda gizlenebileceğin, sıkıldığında oyun oynayabileceğin, dünya sana kötü davranıyormuş gibi geldiğinde dinlenebileceğin bir yer burası.
geç kaldın. dedi zoya.
ben kralım. sen erken gelmişsin.
insanlar utanmaları gerektiği zamanlarda utansaydı, başka bir şey yapacak vakitleri kalmazdı.
Tamar, korkuların yabani otlar gibi olduğunu söyler. İlgilenmezsen iyice çığrından çıkarlar, der.
İnsanlar karşımda eğilmeseler, ipekli elbiseler giydirip eteklerimi öpmeseler, yine de bir prenses olur muydum?
Ama hepimizin başına bir bedel koyulmuştu. İnsanlar kanımıza susamıştı ve sokaklar karmakarışıktı.
Yapmaya değer her şey, kötü bir fikir olarak başlar.
Yaşamak, yas tutmaktır
Yapmaya değer her şey, kötü bir fikir olarak başlar.
Yaşamak, yas tutmaktır.
İnsanlar karşımda eğilmeseler, ipekli elbiseler giydirip eteklerimi öpmeseler, yine de bir prenses olur muydum?
Atalarımın yaptıklarını değiştiremem. Sadece verdikleri zararın birazını telafi etmeyi ve bizler için farklı bir yol çizebilmeyi umabilirim.
Bir Aziz kime dua eder?
+ Ölebilirsin.
– Ama bu uzun süredir göze aldığımız bir risk.
İnsanın bazı standartlarının olması önemlidir.
Sınav hem fiziksel hem de zihinseldir ve insanı hayvandan, hayvanı insandan ayırmayı amaçlar.
İçindeki kuyu dipsizdi. Karanlığa bir taş atmış ve onla birlikte durmadan düşmüştü.
Büyük güce sahip olmanın her zaman bir bedeli vardır.
Ellerinden geleni yapmaları onların hayatta kalmasını garantilemez, diye bağırmak istedi Zoya.
İnsanlar çektikleri acılar için her zaman suçlayacak birini ararlar.
Korku bir Anka kuşudur.
Bir kere yandığına şahit olabilirsin ama geri döner.
İnsanların bir şeyleri kendi başlarına keşfetmeleri çok daha eğlenceli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir