Gabriel Garcia Marquez kitaplarından Yaprak Fırtınası kitap alıntıları sizlerle…
Yaprak Fırtınası Kitap Alıntıları
Şimdi kokuyu alacaklar. Şimdi bütün çulluklar ötmeye başlayacak .
Şimdi artık insana benzer yeri kalmamış. Gözleri henüz ölmemiş olan bir cesede benziyor şimdi.
Hatırlarsan gözlerine hiç bakmadım. Âşık olmaktan korkmaya başlayan bir erkeğin sırrıdır o.
Bu yaprak fırtınasına hele bir alışalım, bunların hepsi geçer.
Dünyada hiç kimsesi olmayan bir insan ve anlaşılmaya ihtiyacı var.
Yaseminler de tıpkı öldükten sonra geceleri ortaya çıkıp dolaşan insanlar gibidir.
Büyüdüğün zaman, yaseminin yeniden ortaya çıkan bir çiçek olduğunu anlayacaksın.
Bu dünyada hiçbir şey bir insan enkazı kadar korkunç olamaz..
Bilirsiniz ya insanlar din adamlarına gösterdikleri saygıyı gazilere göstermezler..
Bizler ruhumuzu kurtarmaya çabalıyoruz, doktor. Aramızdaki fark bu.
..sanki ben duvara boyanmış bir kukla resmiymişim gibi..
İşte bu benim, sanki bugün günlerden pazarmış gibi.
Her ne olacaksa, zaten olması gerekiyor demektir..
Ötekileri hoşnut etmek için yasaya aykırı davranıyorsunuz!
Onu olduğundan çok daha yıpranmış ve yaşlanmış gösteren özlem dolu hüzünlü bir istekle geçmişin dehlizlerine dalsın diye rahat bırakmıştım.
Her ne olacaksa zaten olması gerekiyor demektir.
Meme gülümsedi. Hüzün dolu sessiz bir tebessümdü bu, hani gerçek bir duygunun sonucu değilmiş, sanki onu bir çekmecenin içinde saklıyormuş da ancak zorunlu olduğu anlarda çıkarıyormuş ama sanki tebessümün az kullanılması yüzünden onu normal şekilde kullanmayı unutmuş da hiç benimsemeden kullanıyormuş gibiydi.
Geride dört tane izbe ve yoksul dükkaniyla mahvolmus bir köy kalmisti, zengin bir gecmisin anilariyla sıkıcı ve hareketsiz bir şimdiki zamanin altinda bunalmis işsiz güçsüz, kırgın bir halkin yasadigi bir yerdi burasi artik.
Özene bezene hazırlanmış kederli bir sevgiliyi andırıyordu; hayal kırıklığına uğramış ezeli ve ebedi sevgili, ilk ziyaret için elinde çiçek buketi her zaman eksik olan bahtsız aşıktı.
Her ne olacaksa, zaten olması gerekiyor demektir. Hani takvimde önceden haber verilmiş şeyler gibi
Anılar insanı şişmanlatıyor
Bu dünyada hiçbir şey bir insan enkazı kadar korkunç olamaz
İnsan önlemlerini alır, albayım. Bir risk aldığı zaman, ne yapması gerektiğini bilir. Herhangi bir şey yolunda gitmezsa, insanın elinde olmayan, beklenmedik bir şey olduğundandır
Hatırlarsan gözlerine hiç bakmadım. Aşık olmaktan korkmaya başlayan bir erkeğin sırrıdır o.
erkeğin meşru bir kadın eline sahip olmadığı evin namusuna kimse gevenemez
Ben ölülerin uyuyan sakin bir insana benzediğini sanırdım, şimdiyse bunun tam tersi olduğunu görüyorum. Uyanık ve sanki bir kavganın ardından öfkeye kapılmış birine benzediğini görüyorum
Bu dünyada hiçbir şey bir insan enkazı kadar korkunç olamaz.
Anılar insanı şişmanlatıyor olsa gerek .
Bedenini tırnağımızla kazıyacak olsak, kırılıp dökülerek bir yığın insan tozuna dönüşür duygusuna kapılmıştım.
Tanrı’nın var olduğunu düşünmek var olmadığını düşünmek kadar rahatsız ediyor beni. Bu yüzden bunu hiç düşünmemeyi yeğliyorum.
“Hiçbir borcunuz yok, albayım. Ama bana bir iyilik yapmak isterseniz, bir sabah beni kaskatı bulduğunuzda, üstüme birazcık toprak atın. Akbabalara yem olmayayım diye ihtiyacım olan tek şey o.”
Her ne olacaksa, zaten olması gerekiyor demektir. Hani takvimde önceden haber verilmiş şeyler gibi.
Babamın gözlerinde bastırmaya çalıştığı bir asabiyet okunuyor.
Bu dünyada hiçbir şey bir insan enkazı kadar korkunç olamaz.
Bizler ruhumuzu kurtarmaya çabalıyoruz…
Yaşadıklarını, yalnızlığını, korkunç ruhsal sıkıntılarını düşündüm. Hayatın gösterisine katılırken takındığı o azap dolu kayıtsızlığı düşündüm.
Hatırlarsan gözlerine hiç bakmadım.Âşık olmaktan korkmaya başlayan bir erkeğin sırrıdır o.
Hayallere dalmışsın, kızım…
Kendini asmış bu adam için vakit bir türlü geçmiyor.
Bir an gelir öğle uykusu tükeniverir.
“ Bu dünyada hiçbir şey bir insan enkazı kadar korkunç olamaz.”
“ Bizler ruhumuzu kurtarmaya çalışıyoruz…”
“ Dünyada hiç kimsesi olmayan bir insan ve anlaşılmaya ihtiyacı var.”
Ben ölülerin uyuyan sakin bir insana benzediğini sanırdım, şimdiyse bunun tam tersi olduğunu görüyorum. Uyanık ve sanki bir kavganın ardından öfkeye kapılmış birine benzediğini görüyorum.
Biz ilk gelenler son gelenler olmuştuk; bizler sonradan gelmiş yabancılardık.
Kalabalıktan yükselen ağır koku, bedenlerin salgıladığı terin ve gizli ölümün kokusu her yere sinmişti.
Şimdi artık insana benzer yeri kalmamış. Gözleri henüz ölmemiş olan bir cesede benziyor şimdi
Bu dünyada hiçbir şey bir insan enkazı kadar korkunç olamaz.
Bir şey kımıldayınca insan zamanın geçtiğini anlıyor. Daha önce anlaşılmıyor.
Büyüdüğün zaman, yaseminin yeniden ortaya çıkan bir çiçek olduğunu anlayacaksın.
İnsan önlemlerini alır, albayım. Bir risk aldığı zaman, ne yapması gerektiğini bilir. Herhangi bir şey yolunda gitmezse, insanın elinde olmayan, beklenmedik bir şey olduğundandır.
Şimdi artık insana benzer yeri kalmamış. Gözleri henüz ölmemiş olan bir cesede benziyor şimdi.
Bu dünyada hiçbir şey bir insan enkazı kadar korkunç olamaz
İçinde bulundukları günü yaşamaları, doymak bilmez iştahlarını günü gününe gidermeleri öğretilmişti onlara.
Her ne olacaksa, zaten olması gerekiyor demektir. Hani takvimde önceden haber verilmiş şeyler gibi.
Ölü adam yataktayken sanki oraya zar zor sığmış gibiydi.
Bana söylesenize, doktor: O çocuğa ne oldu?
Bu dünyada hiçbir şey bir insan enkazı kadar korkunç olamaz.
Bilirsiniz ya insanlar din adamlarına gösterdikleri saygıyı gazilere göstermezler.
Söylesenize doktor: Siz Tanrı’ya inanır mısınız?
Yaşadıklarını, yalnızlığını, korkunç ruhsal sıkıntılarını düşündüm.
Tıpkı bir hayvan gibi odaya kapatılmış olarak hâlâ orada yaşıyordu.
Bu yaprak fırtınasına hele bir alışalım, bunların hepsi geçer.
Dünyada hiç kimsesi olmayan bir insan ve anlaşılmaya ihtiyacı var.
Bir şey kımıldayınca insan zamanın geçtiğini anlıyor.
”Onunki gizli bir güçle dolu, derin ve yoğun bir sessizlikti.
Eve biri geldiğinde bana hiç haber vermezlerdi.
yalnızca boşlukla karşılaşıyorum; beni zeminden ayıran boşluk.
Sen de böyle olacaksın. Sineklerle dolu bir tabutun içinde olacaksın.
İşte bu benim, sanki bugün günlerden pazarmış gibi.
Anılar insanı şişmanlatıyor olsa gerek..
. Hayal kırıklığına uğramış ezeli ve ebedî sevgili, ilk ziyaret için elinde çiçek buketi her zaman eksik olan bahtsız aşıktı..