İçeriğe geç

Yansımalar Kitap Alıntıları – Muhammed İkbal

Muhammed İkbal kitaplarından Yansımalar kitap alıntıları sizlerle…

Yansımalar Kitap Alıntıları

Benim yaşamım sade, inançlı bir yaşam. Kalbim, dilimle uyum içinde. İnsanlar riyakârlığa saygı gösteriyor ve övüyor. Ben, riyakârlıktan elde edilen ün, saygı ve bağlılıktansa, unutulmuşluk içinde ölmeyi ve kimsenin ardımdan ağlamamasını tercih ederim. Kamuoyu çılgınları, beğenilmişlik ve saygınlıklarının kabalığını, dinî ve ahlâkî iktidarın arzusuna göre hareket ederek yaşamlarını sürdürenlere bağışlasınlar. Ben, insan zihninin doğal özgürlüğünü ezen tüm bu gelenek ve göreneklere saygı gösterecek kadar alçak değilim.
Çöküşün sihri böyledir işte! Zehri içeriz ve onu verenlerin elini öperiz!
Çöküşün sihri böyledir işte! Zehri içeriz ve onu verenlerin elini öperiz!
Annemin dizine uzandığım o ana bak
Orada beni bir insan olarak göreceksin .
Bir matematikçi başaramaz ama bir şair tek bir mısrasına bütün sonsuzluğu sığdırabilir.
Eşyayı Tanrı yarattı,
insan da onun değerini biçti
İnsanın kendi düşmanını sevmesini beklemek çok büyük bir haksızlıktır.
İnsani düşünce alanında hz.Muhammed, Buda ve Kant büyük olasılıkla en büyük devrimcilerdir.
Eylem meydanında Napoleon’un kişiliği benzersizdir.
Tembel beyin ve bitki arasında ortak bir nokta vardır. İkisi de dans edemez
İslam, antik dünya anlayışı içerisinde değerlendirilebilecek bir din değildir. O bir tavır, yani bir özgürlük hareketidir; hatta evrene karşı bir meydan okumadır. Antik dünyanın tüm dünya görüşüne karşı gerçek bir protestodur. Kısacası İslâm, insanlığın keşfidir.
Tarih, bizzat davranışlarının yorumlanmasıdır. Ancak çağdaşlarımız, hatta günlük yaşamımızda yakın dost ve arkadaşlarımızın davranışlarını dahi yanlış yorumlarken, bizden yüzyıllar önce yaşamış insanların davranışlarının doğru tabir ve yorumu bundan çok daha zordur. Bu nedenle tarihî kayıtların çok dikkatli ele alınması gerekir.
Sevgi, iksirden daha etkilidir.
Denildiğine göre iksir
Sıradan madenleri altına çevirmektedir.
Ancak sevgi tüm süflî
Duyguları kendi varlığına dönüştürmektedir.
Kişilik duygusunu uyanık tutan iyi ; kişiliğini bastırarak sonunda onu yok etme eğilimi gösteren kötü dür. Biz, kişiliği takviye edecek bir yaşam tarzı benimsersek, aslında ölüme karşı mücadele ediyoruz demektir. Ölüm, kişiliğimizin içsel güçlerinin tertibini altüst eder. O halde, kişiliğin ölümsüzlüğü bizim kendi elimizdedir. Bunu elde etmek için canla başla çalışmak lazımdır.
Eskiler şahsiyet yaratırlardı,
biz ahlak kitapları okuyucuları yaratıyoruz.
Güzelliğin bütün olgunluğunu taşıdığı halde güzel olduğu sanısından tamamen arınmış kadın, bana göre Tanrı’nın yeryüzündeki yarattıklarının tümünden daha büyüleyici bir varlıktır.
Uluslar, şairlerin gönlünde doğar;
siyasetçilerin elinde büyür ve ölürler.
Özgün bir işle uğraşan günahkâr, hissiz dindarlardan daha iyidir.
Eğer milliyetçiliğin anlamı vatanını sevmek ve vatanın namusu için canını bile feda etmekse, böyle milliyetçilik Müslüman için imanın parçasıdır.
Sanat, kutsal bir yalandır.
Felsefe ihtiyarlatır, şiirse yeniden gençliğe kavuşturur.
Dalkavukluk, mübalağalı nezakettir.
Tembel beyin ve bitki arasında ortak bir nokta vardır. İkisi de dans edemez.
Göğsünün içinde yıldızları aşıp geçecek bir yol vardır. Lakin sen kendini tanımıyorsun. Bir kere de tohum gibi gözünü kendi içine aç ki, yerin altından bir fidan olup yükselesin.
Zayıflar kendilerini Tanrı’nın varlığında kaybederler,
Güçlüler ise kendi varlıklarında O’nu keşfederler.
Yaşamda başarı akla değil, azme dayanır.
İslam, dünya üzerinde halen eşitlik için çabalayan tek güçtür.
Fertler ve uluslar ölürler ancak onların manevi evlatları durumundaki fikirleri asla yok olmazlar.
Üstün bir zeka ile bağ kurduğumuzda, ruhumuz kendi kendini keşfeder.
Eskiler şahsiyet yaratırlardı, biz ahlak kitapları okuyucuları yaratıyoruz.
Tarih, içinde ulusların seslerinin kayıtlı bulunduğu büyük bir gramofondur.
Tarih, bizzat insan davranışlarının yorumlanmasıdır. Ancak çağdaşlarımız, hatta günlük yaşamımızda yakın dost ve arkadaşlarımızın davranışlarını dahi yanlış yorumlarken, bizden yüzyıllar önce yaşamış insanların davranışlarını doğru tabir ve yorumu bundan çok daha zordur. bu nedenle tarih kayıtlarının çok dikkatli ele alınması gerekir.
Adalet, değeri ölçülemeyecek bir hazinedir, ancak onu merhamet duygusunun çapulculuğundan korumak gerekir.
Eskiler şahsiyet yaratırlardı, biz ahlak kitapları okuyucuları yaratıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir